ALEVİ ÖNDERLERİ HAKKINDA YAPILAN SORUŞTURMALAR DURDURULMALIDIR

İnsan Hakları Derneği, Türkiye’nin demokrasi ve insan hakları sorunu olduğunu, bunun kaynağının anayasa olduğunu, yürürlükte bulunan 1982 Anayasası’nın bir askeri darbe ürünü olduğunu, özgürlükçü olmadığını bu nedenle Türkiye’nin yeni bir sivil ve demokratik anayasaya ihtiyacı olduğunu sürekli savunmuştur.

Resmi ideolojiye son vererek anayasanın ideolojik içerikten kurtarılıp ülkede yaşayan tüm kesimlerin ve toplumun barış içerisinde bir arada ortak bir gelecek inşa etmesi için gerçekçi, çoğulcu, katılımcı, etnik, dinsel, dilsel ve kültürel yönden halkların ve grupların haklarını Evrensel İnsan Haklarına uygun olarak tanıyan bir anayasa yapılmadır.

AK Parti 22/03/2010 tarihinde anayasanın bazı maddelerinde değişiklik yapılması hakkında kanun teklifini kamuoyu tartışmasına açmıştır ancak AK Parti hükümeti bir yandan demokratikleşme, açılım, toplumsal barışın sağlanması, demokratik anayasa değişiklikleri gibi reform projelerini Türkiye gündemine getirirken uygulamada tam tersi yapılmaktadır.

1982 Anayasasında demokratik değişiklikler yapalım deniliyor, ancak anayasanın inançlara ilişkin maddelerine hiç dokunulmuyor. Hatay ilimizin Samandağ İlçesi Kaymakamlığının talimatıyla Samandağ Cumhuriyet Savcılığınca  TCK’nin 263. maddesi 1. bendine göre suç duyurusunda bulunmuş, bazı Alevi Nusayri şeyhleri ve bazı vatandaşlar hakkında “Kanuna Aykırı Eğitim Kurumu Açma” şuçlaması ile 6 aydan 3 yıla kadar hapis cezası istemi ile dava açılmıştır. Bu durum AK Parti hükümetinin Avrupa Birliği’ne girmek için başlattığı reformlar içerisinde yer alan “Alevi Açılımı” ile yürütme erkinin Samandağ ilçesindeki temsilcisi konumunda olan Mülki Amirliğinin uygulamalarının örtüşmediğini açıkça göstermektedir.

Türkiye’nin de taraf olduğu, TC Anayasası’nın 90. maddesinde yer alan İnsan Hakları Evrensel Bildirisi’nin 18. madde, Kişi Hakları ve Siyasal Haklar Uluslararası 18. madde, Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi 9. madde ve Çocuk Hakları Sözleşmesi 14. madde ile güvence altına alınan:

1) Herkesin dinini veya kanaatini tek başına veya topluca, açık olarak veya özel surette, öğretim, tatbikat, ibadet ve ayinlerle izhar etme

2) Ana babanın ve kimi durumlarda yasal vasilerin, çocukların kendi inançları doğrultusunda din ve ahlak eğitimi görmelerini sağlama

özgürlüklerinin ihlalidir.

Türkiye’de insan hakları ihlalleri daha çok siyasi yapının uygulamaları ile ortaya çıkmaktadır. Alevi Nusayri şeyhlerinin mahkeme salonlarında süründürmek aslında resmi ideolojinin Alevileri inkâr politikalarını halen sürdürdüklerini göstermektedir. Devletin dini inançları araçsal olarak kullanması hem laikliğe aykırıdır, hem de farklı kültürel-dinsel toplumsal grupları hukuk dışına yerleştirmektedir, bir dini inanca yönelik linç girişimidir.

Bu hukuksal bir hatadır Alevi temsilcileri hakkında yapılan  soruşturmalar durdurulmalıdır.                     

Semra Berrak
İHD Hatay Şube Başkanı

Bir cevap yazın