BAŞBAKAN RECEP TAYYİP ERDOĞAN’A AÇIK MEKTUP

Sayın; Recep Tayyip Erdoğan

Türkiye Cumhuriyeti Başbakanı                                                   

Türkiye’nin de taraf olduğu Uluslar arası Sözleşmelere aykırı bir şekilde 2006 yılında Terörle Mücadele Kanununda yapılan değişiklikler ardında özellikle yaşları 15 ila 18 arasında değişen çocuklara yönelik uygulanan yargısal hukuksuzluğun artması üzerine oluşan kamuoyu baskılarına karşı Meclisten her gün farklı bir ses basında yer almış, ancak somut bir adım atılmamıştı.  Bu baskıların, artık görmezden gelinemeyeceği anlaşılınca da  yaşları 15 ila 18 arasında değişen çocuklara yönelik olarak Terörle Mücadele Kanununda düzenlenmiş 9., 13. maddesi gibi usuli hükümlerin değiştirilmesinin gündeme getirilmiştir.

Oluşan Kamuoyu baskıları tarafından öngörülen bu usuli değişiklikler ile bugün Türkiye’de Terörle Mücadele Kanununa muhalefet ettiği gerekçesi ile yargılanan veya ceza alan üç binden fazla çocuğa yönelik bir çözüm getirilmiş olunamayacağı defalarca ifade edilmiş olunmasına rağmen hükümet tarafından 10 Kasımda TBMM Başkanlığına sevk edilen kanun tasarısı içinde sadece Terörle Mücadele Kanunun “CEZALARIN ARTIRILMASI” başlıklı 5. maddesinde, “GÖREV VE YARGI ÇEVRESİNİN BELİRLENMESİ” başlıklı 9. maddesinde ve HÜKMÜN AÇIKLANMASININ GERİ BIRAKILMASI KARARI VERİLMEMESİ, SEÇENEK YAPTIRIMLARA ÇEVİRME VE ERTELEME YASAĞI başlıklı 13. maddesinde değişiklik yapılmasına yer verilmiştir.

Bu değişiklikler elbette önemlidir. Bu yasa tasarısı ile Terörle Mücadele Kanununun anılan bu maddelerinde yapılası öngörülen bu değişiklikler elbette önemlidir. Ancak bu yasa tasarısında yer alan bu düzenlemeler;  bu toplumun geleceğini oluşturan çocuklar için son iki yıldır oluşan kamuoyunun sesini bastırmaya yönelik usuli bir düzenleme olup, TMK Mağduru Çocukların sorununun çözümüne yönelik değildir.

Daha önce hazırlanan ve TBMM’ne de sunulan Kanun Teklifi ile talep edilen Terörle Mücadele Kanunun, 2., 5., 7/2., 9., 13., ve 17. maddelerinde, Türk Ceza Kanununun 220/6.maddesinde ve Toplantı ve Gösteri Yürüyüşlerini Düzenleyen Kanunun 33/c maddesinde yer alan düzenlemelerde çocuklara yönelik bir düzenleme yapılmadığı sürece toplumun geleceğini oluşturan ve her gün sayıları artan çocuklara yönelik bir olumlu bir düzenleme olmayacak, yaşanan yargısal hukuksuzluk cezai yönüyle devam edecektir.

Tasarı bu haliyle TBMM’den geçerse;

1- Çocuklar Özel Yetkili Ağır Ceza Mahkemelerinde değil, suçun işlendiği yerde eğer var ise Çocuk Mahkemelerinde yargılanacaktır. 

2- Terörle Mücadele Kanunun “Terör Amacı ile İşlenen Suçlar” başlıklı 4. maddesinde yer alan Türk Ceza Kanununun ilgili maddelerinde yer suçlar için öngörülen 3713 Sayılı yasanın (TMK) 5. maddesinde öngörülen cezanın 1/2 oranında artırılması ÇOCUKLAR AÇISINDAN sona erecek;

Örneğin; 15-18 yaş grubundaki çocuklar açısından eğer yargıç TCK’NIN 220/6 maddesinde Örgüt Üyesi Olmamakla birlikte Örgüt adına Suç İşlemek suçu için öngördüğü 5 yıldan 10 yıl kadar hapis cezasının ALT SINIRINDAN ceza tertibi yoluna giderse 2 Yıl 7 ay 9 gün civarında ceza alacaktır. (5 yıl =60 ay – 1/3= 40 ay -takdiri indirim ile TCK 62 uygulaması ile – 1/6= 33 ay 4 gün)

3- tasarının 13. maddesindeki değişiklik ile çocuklar açısından erteleme yasağı sona erdiğinde, sonuç olarak verilen ceza 3 yılın altında kaldığında tck’ nın 51. maddesi uyarınca diğer koşulların varlığı ve mahkeme isterse erteleme kararı verebilecektir.

4- Taş attığı kabul edilen veya taş atmazsa bile bir toplantı ve yürüyüşe veya bir cenaze törenine veya başka benzer bir etkinliğe katıldığı kabul edilen, örgüt üyesi olmamakla birlikte örgüt adına suç işlediği kabul edileerek örgüt üyesi gibi cezalandırılacak çocuk aynı zamanda 2911 sayılı Top. ve Gös. Yürüyüşü Yasasının 33/b veya 33/c maddesi uyarınca da cezalandırılacaktır. Bu suçun da cezasının ALT SINIRI örgüt üyeliği gibi 5 yıldan başladığından, en az 2 Yıl  7 ay 9 gün ceza alacaktır.

5-Mahkemece çocuğun aynı zamanda toplantıda slogan attığı veya örgüt lehine bir söz sarf ettiği ya da örgütü temsil ettiği iddia edilen renk ve sembolleri taşıdığı kabul edildiğinde aynı zamanda 3713 sayılı TMK’NIN 7/2 maddesi uygulanarak 1 ila 5 yıl arasında değişen bir cezayla, hakim ALT SINIRDAN cezalandırma yoluna giderse 6 ay 6 gün gün ceza verilecektir. (1 yıl-1/3= 8 ay -1/6 =6 ay 6 gün)

Bu durum ancak iyimser bir bakış açısıyla, kanunları uygulayan hakimin çocuk hakkında hüküm verirken öngörülen cezanın ALT SINIRINDAN ceza tayin etmesi, takdiri hafifletici nedenleri çocuk lehine kullanması ve koşulları var ise ertelemeye de karar vermesi durumunda ancak mümkün olabilecektir. Yargıcın cezaların alt sınırlarından uzaklaşması durumunda çocuklara verilecek ceza yine 10 yılı aşacaktır.

 Bu da göstermektedir ki TBMM Başkanlığına sevk edilen Kanun Tasarısı bu haliyle yasalaşırsa bile, çocuklar artık Özel yetkili Mahkemede değil, suçun işlendiği yerde var ise Çocuk Mahkemelerinde yargılanacak ama, Yargıtay CGK’NIN bilinen İçtihadı uyarınca EN İYİMSER tahminle 6 yıla varan ceza alabilecektir. Diğer bir anlatımla çocuk ceza adalet sistemi bakımından çocuklar açısından hapis cezası istisna/son seçenek olarak değil hala öncellikli ve ağır şekilde varlığını koruyor.Çocuklara yüksek cezalar verilmesine neden olan yasa maddeleri değişmezse çocuk ağır ceza hâkimlerinin de farklı kararlar vermesi mümkün olmayacaktır.

SONUÇ OLARAK TALEBİMİZ: Tasarıda yer alan üç konu da içinde olmak üzere TMK’ nın, 2, 5, 7/2, 9, 13, 17 maddeleri ile TCK’ nın 220/6. maddesi,  Toplantı ve Gösteri Yürüyüşleri Kanununun 33/c maddesinde yer alan düzenlemeler konusunda yasa değişikliği yapılmadığı sürece bu toplumun geleceği olan çocukların maruz kaldığı sorunun hukuki çözümü sağlanamayacaktır.

Bakanlar Kurulunu ve TBMM’yi bu tasarıyı bir daha gözden geçirmeye çağırıyoruz. Aksi takdirde sadece yapılacak bu usuli değişikliklerle çocuklara Özel Yetkili Ağır Ceza Mahkemelerinde terör suçlusu gibi davranmak yerine Çocuk Ağır Ceza Mahkemelerinde terör suçlusu muamelesi yapılmış olacaktır.

İHD DİYARBAKIR ŞUBESİ

Bir cevap yazın