BASIN ÖZGÜRLÜĞÜNE KARŞI ÇIKARILMAK İSTENEN SANSÜR YASASINA İLİŞKİN AÇIKLAMA

Yurttaşların sınırlı kullanılmakta olan bilgi edinme, bilgilenme, haber alma hak ve özgürlüğü bütünüyle yok edilmek istenmektedir. Temel bir insan hakkı olan bu özgürlük ulusal ve uluslararası belge ve sözleşmelerle güvence altına alınmıştır. Ancak Türkiye de bu hak ve özgürlüğü engelleyen 158 madde (değişik yasalarda) hala yürürlüktedir.

Demokratikleşmenin önemli istemlerinden olan  anti-demokratik  yasal mevzuatın tasfiye edilmesi sürecinin başlatılması gerekirken, hükümet tarafından karşıt bir süreç başlatılmış, basın-yayın kuruluşlarını ve kişileri yıldırmayı, sindirmeyi, susturmayı ve sansür etmeyi amaçlayan bir yasa çalışması, Parlamento gündemine sokulmuştur.

Buna göre: Devletin, siyasi ya da mali itibarını sarsan, kamuyu telaşlandıran, halkı tahrik eden yalan haberlerle, kişilik haklarını ihlal eden yayınlara, ağır para cezaları getirilmek istenmektedir.

Abdülhamit fermanlarını ya da sıkıyönetim duyurularını çağrıştıran bu yasa çalışmasının toplumca geriletileceğinden kimsenin kuşkusu olmamalıdır. Açıktır ki bu yasa tartışmasını başlatanlar, hükümetin karşıtı haberlerin, yurttaşlara ulaşmasını engellemeye çalışmaktadırlar. Bununla, son günlerde açığa çıkan ve günlerdir Türkiye gündeminin en başat konusu olan  Devlet-Mafya-Aşiret  ilişkilerini unutturmayı ve gündemden düşürmeyi de amaçlamaktadırlar.

Demokratik kamuoyunda oluşan medyaya yönelik eleştirileri, hazırladıkları yasa tasarısının gerekçesi imiş gibi sunmaya çalışan Hükümet ortakları, 19 Kasım 1996 günü Parlamentoda medya daki tekelleşme eğilimlerini, bu tekellerin ekonominin çeşitli alanlardaki etkinliklerini, ekonomik nüfuz elde etmek adına haberleri saptıran, manipule eden eğilimlerini kişilik hakları ihlallerini eleştiri konusu yapmışlardır.

Bu eleştiriler sahtedir. Engellemeye çalıştıkları yalan haberler değil; gerçeklerdir.

Bir kısım basın kuruluşlarını, çeşitli teşvik ve kredilerle medye tekellerine dönüştüren, ekonominin diğer alanlardaki yatırımlarını destekleyen Hükümet ortakları, verdikleri bu kredileri ve yarattıkları tekellere sağladıkları imtiyazları, yurttaşlara şikayet etmek hakkına sahip olamazlar. Siyaset sicilleri buna engeldir. Çünkü kağıt tahsisi, SKK borçları ve teşvik kredileri ile basını devlet vesayeti altına sokanlar yine onlar olmuştur.

Radyo-Televizyon Yasasındaki tekelciliği önleyen hükümleri neden uygulamaya koymadığını RTÜK ten soramayan hükümet ortakları, tekelcilikten şikayet edemez.

Kısacası , Hükümet, sözde şikayetçi olduğu, medya tekellerinin yaratılması konusunda, asli failidir.

Hükümet ortakları, hazırladıkları sansür yasasının asıl gerekçelerini yurttaşlara açıklamalıdır.

Ne istiyorlar?

Tek sesli, güdümlü bir basın, gerçeklerden habersiz bir halk, itaatkar-büyük korku toplumu yaratmayı mı istiyorlar?

Çağlar öncesi yasakçı-baskıcı yaşam tarzını özleyen ve bunu bütün topluma dayatmaya çalışan heveslerini gerçekleştirebilecek despotik bir yönetim kurmayı mı amaçlıyorlar?

Herkesin susturulduğu ve kendilerinin dilediklerini, diledikleri gibi yapabildikleri, bir suskunlar ülkesi mi yaratmak istiyorlar?

Savaşın ekonomik, siyasal, toplumsal tahribatını mı gizlemek istiyorlar?

Demokrasi, barış ve insan hakları mücadelesinin toplumsallaşmasını mı engellemek istiyorlar?

Avrupa nın üzerimizdeki basıncı kaldırmak için, geçtiğimiz günlerde insan hakları paketlerinin hazırlandığı açıklaması yapılmıştı. Paket açılmadı. Ama yeni sansür paketi hazırlanıyor. Bununla Türkiye Avrupa Birliği hedefinden vaz mı geçiyor? Sansür Yasasını,  Avrupa istiyor diye değil, kendi halkımız için çıkaracağız  diyorlarsa, hayır biz istemiyoruz.

Basın özgürlüğünü ortadan kaldıracak sansür düzenlemelerini Avrupa Konseyine, Avrupa Parlamentosuna, İnsan Hakları Federasyonuna ve Uluslararası Kuruluşlara taşıyacağız. Türkiye taraf olduğu düşünce ve basın özgürlüğünü güvence altına alan ulusalüstü belge ve sözleşmelerden doğan yükümlülüğünü ya yerine getirecek ya da yalnızlıktan kurtulamayacaktır.

Değerli arkadaşlar, sizlere düşünce ve basın özgürlüğü nü güvence altına alan ulusalüstü sözleşme ve belgelerdeki ilgili maddeleri sunuyorum.

– İnsan Hakları Evrensel Bildirgesi 10 Aralık 1948 Madde 19  …bilgi ve görüşleri her yoldan, almak ve yaymak özgürlüğü…

– İnsan Hakları ve Temel Özgürlüklerin Korunmasına İlişkin Sözleşme (Roma, 4 Kasım 1950) Madde 10:  Herkes görüşlerini açıklama ve anlatma özgürlüğüne sahiptir. Bu hak, kanaat özgürlüğünü, kamu otoritelerinin müdahalesi ve ülke sınırları söz konusu olmaksızın haber ve fikir alma ve verme özgürlüğünü de içerir……

– Kişisel ve Siyasal Haklara İlişkin Uluslararası Sözleşme BM 16 Aralık 1966 Madde 10:  1. Herkesin, müdahaleye uğramadan, kanaat edinme hakkı vardır. 2. Herkesin……..her türlü haber ve düşünceyi araştırma, alma ve verme özgürlüğünü içerir.

Madde 20:  1. Her türlü savaş propagandası kanunla yasaklanır. 2. Ayrım, düşmanlık yahut şiddete yol açan ulusal, ırksal yahut dinsel nefret savunuculuğu kanunla yasaklanır.

– Tahran Bildirgesi 13 Mayıs 1968  Bilgilenme Özgürlüğü…

– AGİK İnsani Boyut Konferansı Moskova Toplantısı Belgesi  … Halk/kamu da, yabancı basın ve yayın/yayım dahil, kaynağı ne olursa olsun kamusal otoritelerin müdahalesi olmaksızın, bilgi ve düşüncelerin alınması ve paylaşılması hususunda benzeri bir özgürlükten yararlanır/özgürlüğü kullanır.

– Amerikan İnsan Hakları Sözleşmesi 18 Temmuz 1978  … herhangi bir diğer iletişim aracı ile kaynağı ne olursa olsun her türlü bilginin ve görüşün araştırılması, benimsenmesi ya da paylaşma/yayma özgürlüğü…. zarar görenlerin yanıt verme ya da aynı aracı kullanarak doğrulama hakkı.

– Arap Dünyasında İnsan ve Halkların Hakları Şartı Taslağı 1986    Kanaat/görüş sahibi olmak özgürlüğüne hak, ifade özgürlüğüne hak, sınırlar dikkate alınmaksızın, her türlü yolla/iletişimle bilgi ve görüşlere ulaşabilme/bunları araştırabilme, bunları elde edebilme, bunları paylaşma/verme ve bunları yapma özgürlüklerini içerir.

AGİK İnsani Boyut Konferansı Moskova Toplantısı Belgesi 3 Ekim 1991  Katılımcı devletler, ifade özgürlüğüne ilişkin uluslararası standartlara uyuşumlu olarak gazetecilerin, mesleklerini meşru biçimde icra etmelerinden kesin biçimde durumun gereklerinden başkaca/ötede engellemeyi/alıkoymayı/barring amaçlayan önlemler almayacaklardır.

Değerli Arkadaşlar, ne yapmalı ?

1- Devleti kutsayan, yurttaşları potansiyel suçlu olarak gören, 1982 Anayasası ve anti-demokratik yasaların tümü tasfiye edilmeli, demokratikleşmenin önü açılmalıdır.

2- Yurttaşların, bilgilenme, kanaat edinme ve haber alma hak ve özgürlüklerini tam güvenceye alacak bir iletişim yasası, meslek örgütleri ve sivil toplum örgütlerinin katılımı ile oluşturulmalıdır.

3- Toplumun haber alma hak ve özgürlüğünü engelleyen tekelciliğe son verilmelidir. Tekelleşmeyle ilgili yasaya rağmen görevini savsaklayan RTÜK e bunun nedeni sorulmalı ve kanalların karartılması durdurulmalıdır.

4- İletişim Yasası:

a- İletişim kuruluşlarının etkinliklerinin hiçbir şekilde sansür edilemeyeceğini, gerçekle karşılaşan birinci kişi olan basın-yayın mensubunun habere ulaşmasının ve oluşturduğu meslek ilkelerine uygun kamu yararına haberin yayılmasının kendi patronu da dahil, herhangi bir kişi, kurum ya da kuruluşça önüne geçilemeyeceğine, engellenemeyeceğine açıkça yer verilmelidir.

b- Yönlendirmeyi amaçlayan, gerçeği çarpıtan, gerçeğin bir kısmını ya da tamamını gizleyen ya da geciktiren,

c- Özel yaşamın dokunulmazlığını hiçe sayan, kişileri karalayan, aşağılayan, hakaret amacı taşıyan,

d- Resmi ideoloji doğrultusunda Türk ve SÜnni dayatmalarını yücelten,

e- Etnik azınlıkların, dinsel azınlıkların, sistem dışı düşüncelerin, haklarını yok sayan ya da küçültücü etki yaratmayı amaçlayan,

f- Cinsiyetlerin birbirlerine karşı üstünlüğünü savunan ya da cinsiyet ayrımcılığını kışkırtan,

g- Çocukların ve toplumun ruh sağlığını etkileyecek biçimde şiddet ya da pornografi içeren,

h- Şöven milliyetçi bakışla komşu ülkelerle, halklara düşmanlığı körükleyen, savaşı kışkırtan, militarizmi yücelten,

j- Haberleri toplarken, haber kaynağına kötü davranan, insan haklarını ihlal eden, polis-asker zoruyla haber toplayan; telif haklarını yok sayan,

k- Yanlış haberi düzeltme-tekzip hakkına saygısızlık eden,

l- Yanıltıcı ticari reklamları ya da gizli reklamları haber gibi sunan,

m- Toplumun kendisini, medya kuruluşlarında ifade etmesini engellemeyi amaçlayan, haber ve programların yayınının engelleneceğini haber alma, bilgilenme kanaat edinme hakkının insan hakkı olduğunu ve engellenemeyeceğini açık bir dille ifade etmelidir.

Basın-yayın kuruluşları kamu hizmeti yaptıklarının bilincinde olmalı, her hal ve şart altında yalnızca yurttaşların haklarını savunmalıdırlar. Onların görevi, gerçeği olanca açıklığı ile yurttaşlara iletmek ve kamuoyunun özgürce oluşmasını sağlamaktır.

İletişim özgürlüğünü yok sayan, basını engellemeye çalışan, sansür uygulayan, baskı yapan, despotik eğilimli yönetimler, tarih boyunca kamu vicdanında hep mahkum olmuşlardır.

Baskıcı yöneticiler, geçici başarılar elde etseler dahi, gerçek her zaman halka ulaşmayı başarmıştır.

Haber almak hakkı ve özgürlüğü, insan hakkıdır. Bu haktan asla vaz geçmeyeceğiz.

Düşüncenin özgürleşmesini engelleyen yasakçılara boyun eğmeyeceğiz.

İnsan haklarına dayalı, hukukun üstünlüğünü temel alan bir rejim, özgürlüklerin güvencesidir. Çabamız bu rejimin kurulması ve korunması olmalıdır.

AKIN BİRDAL
İHD GENEL BAŞKANI

Bir cevap yazın