Bingöl Üniversitesi’ndeki 17 Aralık 2014 Sonrası Devam Eden Olaylar Hakkında Rapor

KONU:

17 Aralık 2014 tarihi ve sonrasında ülkücü tahrikin Bingöl Üniversitesindeki etkisi

OLAYLARIN BAŞLANGICI:

21 Aralık 2014 tarihinde yapılacak olan ülkücülere ait bir konserin reklamını yapmak amacıyla, 17 Aralık 2014 tarihinde ülkücü oldukları ifade edilen biri öğrenci ikisi sivil üç kişi Bingöl Üniversitesine gelerek ülkücü propaganda yapmışlar ve yarattıkları tahrik sonucunda diğer öğrencilerin tepkileriyle karşılaşmışlardır. Ancak tepki gösteren öğrenciler polis müdahalesiyle karşılaşmışlardır.

TARAFIMIZA YAPILAN ÖĞRENCİ BAŞVURULARINDA İDDİA EDİLENLER:

17 Aralık 2014 tarihinde Bingöl Üniversitesi öğrencisi olduğu ifade edilen A.A. isimli kişi, abisi olduğu ifade edilen İ.A. ve ismi belirlenemeyen üçüncü bir şahısla Bingöl Üniversitesi Fen-Edebiyat Fakültesine gelmiştir.

İ.A. ve üçüncü şahıs, bir öğretim görevlisinin ismini kullanarak üniversiteye girmişler ve sınıflarda ülkücü propaganda ve konser duyurusu yapmak istemişlerdir. Ülkücülere ait bir etkinliğin propagandasının yapılmasından rahatsız olan öğrenciler duruma tepki gösterince çeşitli sözlü sataşmalar yaşanmıştır.

Yapılan propagandalardan sonra bu üç kişi üniversiteye girmek için ismini kullandıkları öğretim görevlisinin odasında bir toplantı gerçekleştirmiş, bu toplantıya da birçok öğrenci şahit olmuştur. Öğretim görevlisiyle yaptıkları görüşme sonrası dışarı çıkan bu üç şahıs ile öğrenciler arasında bazı tartışmalar yaşanmıştır. Bu tartışmalar esnasında bu üç şahıstan A.A. tartıştığı kişiye ‘seninle daha sonra görüşeceğiz’ şeklinde bir tehdit savurmuş ve öğrenciye bıçak çekmiştir.

Bütün bunların sonucunda taraflar arasında küçük çaplı bir arbede yaşanmıştır. Bu arbede sonrası A.A. ve üçüncü şahıs Fen-Edebiyat Fakültesi otoparkında bulunan araçlarına yönelmiş, İ.A. ise görüşme yaptıkları öğretim görevlisinin odasına kaçmıştır.

İsmi öğrenilemeyen üçüncü şahıs, öğrencileri ‘Siz Yeşil kod adlı Mahmut Yıldırım’ı tanıyor musunuz?’ şeklinde tehdit etmiştir.  Ardından A.A. ve üçüncü şahıs hızlıca otoparktan ayrılmış, bu esnada araçları bazı öğrenciler tarafından hasara uğratılmıştır.

Bu duruma tepki gösteren öğrenciler takip eden saatlerde üniversite içinde oturma eylemi yapmıştır. Oturma eylemine müdahale etmek amacıyla bölgeye çok sayıda panzer, toma ve polis aracı gelmiş, içeri girmek isteyen emniyet mensupları ile üniversite güvenlik görevlileri arasında tartışmalar yaşanmıştır.

Emniyet güçleri gecenin ilerleyen saatlerine kadar üniversite kampusunun karşısında bulunan üniversite lojmanları bölgesinde konuşlanmıştır. Ertesi sabah polis üniversiteye girmiş, fakülte binalarında resmi kıyafetle dolaşmış, merkezi kantinde uzun süre oturmuş ve üniversite içinde kimlik kontrolü yapılmış, gerekçe olarak ihbar alındığı ileri sürülmüştür. Takip eden birkaç gün boyunca üniversite bölgesinde çok sayıda polis, kimlik kontrolü yapmaya devam etmiş, bu durumu protesto etmek ve basın açıklaması yapmak isteyen öğrencilere izin verilmemiş ve müdahalede bulunulmuştur.

Yanı sıra, A.A.  isimli şahıs, olayın ertesi günü üniversite içinde gün boyu dolaşmış ve gövde gösterisi yapmıştır. Olay akşamı gerçekleşen hadise ile ilgili açılan soruşturmada ‘Siz Yeşil kod adlı Mahmut Yıldırım’ı tanıyor musunuz?’ tehdidinde bulunan kişinin ismi veya ona dair herhangi bir bilgi yer almamıştır.

Aynı şekilde demokratik ve anayasal haklarını kullanmak isteyen öğrencilere üniversitenin güvenlik görevlileri tarafından kötü muamelede bulunulmuş ve hakaret edilmiştir.

25 Aralık 2014 tarihinde, aşağıda açıklanacağı şekilde, gerçekleşen olaylarda da bir güvenlik görevlisinin öğrencilere ‘üniformamı çıkarıp hepinizi gebertirim’ dediği şahitler tarafından ifade edilmektedir. Daha da önemlisi görgü tanıkları üniversitenin güvenlik müdürlüğüne vekâleten bakan ve Kürt öğrencilere karşı nefretiyle bilinen S.D.’nin ‘O teröristlerin başını ezeceğiz, burada barınamayacaklar’ şeklinde bağırarak tehditler savurduğunu aktarmışlardır.

OLAYIN ARKA PLANI:

S.D. isimli şahsın eski bir emniyet mensubu olduğu ve üniversitedeki asıl kadrosunun bir enstitünün sekreterliği olduğu iddia edilmektedir. Bununla birlikte bu şahsın tüm basın açıklamaları ile gösterilerde etrafına direktifler vererek göz korkutmak istediği iddialar arasındadır. Çoğu kez genel bir cezalandırma yöntemine başvurulmakta örneğin bu tür eylem ve açıklamalarda her bölümden birer kişinin disiplin cezası aldığı dile getirilmektedir. Böylelikle üniversite bünyesindeki demokratik yollarla örgütlenen çalışma ve etkinliklerin önüne geçildiği ifade edilmektedir.

OLAYLARIN DEVAMI:

18 Aralık 2014 tarihinden itibaren üniversite içinde bulunan emniyet güçleri, öğrenciler arasında ciddi rahatsızlıklar yaratmış; üniversite lojmanları bölümüne konuşlanan akrep, toma ve polis araçları öğrencilere bir gözdağı mahiyetinde kullanılmıştır.

22 Aralık 2014 tarihi ve takip eden günde HDP ve DBP temsilcileri üniversitede rektörlük düzeyinde görüşmeler yapmış, üniversiteden polisin çekilmesi ve öğrenciler üzerindeki baskıların kaldırılması ve devam eden soruşturmaların kaldırılmasına yönelik taleplerde bulunmuşlardır. Üniversite temsilcileri de bu talepleri değerlendirip 25 Aralık 2014 tarihinde net bir cevap vereceklerini söylemişlerdir. Ancak,  25 Aralık 2014 tarihinde, sabah 05.00 sularında öğrencilerin evlerine baskınlar düzenlenmiş, 10’dan fazla sayıda kişi gözaltına alınmıştır. Ayrıca gözaltına alınanları ziyaret eden öğrencilerin emniyet müdürlüğünde 2 adet gözaltına alınacaklar listesi gördükleri, bu listede 35’ten fazla ismin olduğu iddia edilmektedir.

25 Aralık 2014 tarihinde gerçekleşen göz altıları protesto etmek için bir araya gelen öğrenciler ve DBP ve HDP parti il örgütünden kişiler, Bingöl Üniversitesi ana giriş kapısının olduğu bölgede basın açıklaması yapmak için toplanmıştır. Basın açıklamasının yapıldığı sırada herhangi bir uyarı olmaksızın polis müdahalesi başlamış, toplananlara biber gazı ve tazyikli suyla müdahale edilmiştir. Bu müdahaleden korunmak isteyen kişiler üniversite kampusundan içeri girmiş, toma ve polis araçları da onları takip edip üniversite içinde müdahaleye devam etmiştir. Fen-Edebiyat Fakültesinin B ve C blokları başta olmak üzere merkezi kantin ve kampusun pek çok alanında polis orantısız güç kullanmış, okul binalarından içeriye tazyikli suyla müdahale etmiş, öğrencileri takip edip okul binası içinde bazı öğrencileri darp etmiştir. Bu esnada okulun güvenlik görevlileri Fen-Edebiyat Fakültesi binası önünde toplanan öğrencilere hakaret etmiş, bir güvenlik görevlisi ‘üniformamı çıkartır, hepinizi gebertirim’ tehdidinde bulunmuştur. Bir başka güvenlik görevlisi bir kadın öğrenciye küfretmiş, muhtelif sayıda öğrenci ise okulun güvenlik görevlileri tarafından coplarla darp edilmiştir. Aynı zamanda güvenlikçilerin olduğu bölgede bulunan ve bir güvenlikçinin akrabası olduğu iddia edilen ülkücü bir şahıs toplanan öğrencilere küfretmiş, tepki alınca da elini beline atmıştır. Bu durumu fark eden bir güvenlik görevlisi, kişiyi ellerinden tutmuştur. Görgü tanıklarına göre olay esnasında iki-üç ülkücü şahıs, silahlı olarak Fen-Edebiyat Fakültesi civarında bulunmuştur.

Olaylar bir süre daha Merkezi Kantin bölgesinde devam etmiş ve oturma eyleminden sonra öğrenciler dağılmıştır. Üniversite içinde polis varlığı devam ederken, konuyla ilgili görüşülen öğrenciler taleplerini şu şekilde ifade etmişlerdir.

  1. Olayın niteliğine bakılmaksızın her durumda öğrenci hakkında başlatılan soruşturmalara son verilmelidir. Bu soruşturmalar öğrencinin sınav dönemine denk getirilip okulun uzamasına neden olan uygulamalardan vazgeçilmelidir. Öğrenci üstünde kurulan bu baskı yöntemi sonlandırılmalıdır.
  2. Mevcut hiçbir delile dayanmadan açılan soruşturmalar sonlandırılmalı ve gözaltındaki öğrenciler serbest bırakılmalıdır.
  3. Özerk bir kuruluş olan üniversite içine polisin girmesi yasaklanmalı ve polisin varlığı üzerinden örgütlü demokratik öğrenci aktivizminin yok edilmesine yönelik baskılara son verilmelidir.
  4. Bu taleplerin yerine getirilmemesi durumunda öğrenciler eylemlerine devam edeceklerdir.

İHD’NİN KONUYLA İLGİLİ ŞÜPHE VE SORULARI:

  1. Üniversite içinde yakından kontrol edilen sosyal faaliyetler izne tabi olarak yürütülmektedir. Bu bağlamda, reklamı ve propagandası yapılan konser ile ilgili duyuru yapılacağı konusunda izin alınmış mıdır? İzin alınmamışsa izinsiz bir şekilde propaganda yapan bu kişilere yönelik herhangi bir soruşturma yürütülmüş müdür?
  2. Okulun güvenlik kameralarından, bu kişilerin kim oldukları, öğrenci olup olmadıkları rahatlıkla tespit edilebilir. Bu kişiler öğrenci değilse okula nasıl girmiştir? İsmini verdikleri öğretim görevlisi kimdir ve olaylarla bağlantısı nedir? Olaylar bağlamında bilgisine başvurulmuş mudur?
  3. ‘Siz Yeşil Kod adlı Mahmut Yıldırım’ı tanıyor musunuz’ şeklinde tehditte bulunan ve açılan soruşturmada ismi bulunmayan bu üçüncü şahıs kimdir? 1990’ların karanlık dönemlerine bir geri dönüşü andıran bu tehdidi kim, neye güvenerek yapmaktadır? Bu konuyla ilgili herhangi bir soruşturma var mıdır?
  4. Üniversitenin güvenlik müdürlüğüne vekâleten bakan S.D. isimli şahıs, başka bir kadroda bulunduğu iddialarına rağmen neden özellikle bu göreve uygun görülmüştür? Bu iddialar doğruysa, bu konuda üniversite yönetiminin herhangi bir soruşturması var mıdır?
  5. İzinli gösterilerde dahi öğrencileri soruşturan, 25 Kasım Kadına Yönelik Şiddet eyleminde Bingöl’de bulunmayan 10 öğrenciyi dahi soruşturmaya dâhil eden anlayış, toptancı bir cezalandırmaya mı gitmektedir?
  6. Son bir yıl içerisinde Fen-Edebiyat Fakültesi’nde birkaç bıçaklama olayı yaşanmıştır ve bu denli önemli bir olayda dahi güvenlik görevlileri konu hakkında neden yeterince hassasiyet göstermemiştir?
  7. Yapılan basın açıklamalarına çok büyük bir hassasiyet gösteren ve her şeyi kayıt altına alan güvenlik anlayışı nasıl izah edilmelidir?
  8. Kendisini yargı yerine koyup öğrencileri politik eğilimlerine göre etiketleyen ve kendini bunu yok etmekle görevli gören kişiler büyük bir hassasiyetle takip edilmeli ve öğrencilerin taleplerine kulak verilmelidir.

 Bingöl Üniversitesi öğrencilerinin demokratik haklarını kullanmaları konusunda yaşanan baskıya son verilmeli, bir an evvel ortamın normalleşmesi sağlanmalıdır!

İHD BİNGÖL ŞUBESİ

Bir cevap yazın