Bitlis İlinde Toplu Mezar Olduğu İddialarını Araştırma İnceleme Heyeti Raporu

OLAY

Eylül 2004 tarihinde ulusal basın yayın organlarında Bitlis, Tatvan, Baykan’ın kırsal alanlarında, yaşamını yitirmiş örgüt üyelerine ait olabileceği belirtilen toplu mezarların ortaya çıktığı şeklinde haberler çıkmıştır. Bunun üzerine bazı aileler İHD Diyarbakır, Van, Siirt, Muş, Batman ve İstanbul şubelerine başvuruda bulunmuştur. Bu nedenle; İHD Genel merkezi tarafından bir heyet oluşturularak 15.10.2004 tarihinde ilgili yerlerin savcılıkları ile görüşmeler gerçekleştirilmiştir.HEYETİN OLUŞUMU
İHD heyetinde İHD Doğu-Güneydoğu Bölge Temsilcisi Mihdi PERİNÇEK, İHD Diyarbakır Şube Başkanı Selahattin DEMİRTAŞ ve İHD Diyarbakır Şube Sekreteri Ali AKINCI yer almıştır.

HEYETİN GİRİŞİMLERİ
Heyetimiz; Bitlis Cumhuriyet Başsavcısı Vahit Kemal ESENGİN, Baykan Cumhuriyet Savcısı Hasan ŞAHİN ve Tatvan Cumhuriyet Savcısı İbrahim TOZKOPARAN ile görüşmeler gerçekleştirilmiştir.

Bitlis Cumhuriyet Başsavcısı Vahit Kemal ESENGİN ile yapılan görüşmede; “söz konusu olayla ilgili kendilerine resmi bir başvurunun yapıldığını, bu başvuru üzerine olayla ilgili bir araştırma başlattıklarını, bu çerçevede Van Ağır Ceza Mahkemesinden (Eski Van DGM) olayla ilgili hazırlık dosyasının olup olmadığının sorulduğu, verilen yanıtta o tarihlerde gerçekten de benzer bir çatışmanın yaşandığını ve yaşamını yitiren örgüt üyelerinin olay yerinde bırakıldığının tutanakla tespit edilip tutanağın dosyada mevcut olduğunun görüldüğü, ancak, definin kimler tarafından ve nasıl gerçekleştirildiğinin bilinmediğini, bunun üzerine yaklaşık bir hafta önce başlatılan hazırlıklar neticesinde bu gün yani 15.10.2004 tarihi itibariyle iki savcı ve bir doktorun söz konusu Kender Dağı Karuke Köyü kırsal bölgesine hareket ettikleri, toplu mezar olduğu iddia edilen yerde araştırma yaparak gerekli bulguları ve delilleri toplayacaklarını, cenazelere rastlanması halinde muhafaza altına alınacağını, bu doğrultuda kendilerine başvuru yapan ailelerin DNA örnekleri ile olası cenazelerin DNA örneklerinin karşılaştırılarak kimlik tespitlerinin yapılacağı ve sonuç alınması durumunda cenazelerin ailelerine teslim edileceğini, bu konuyla ilgili olarak Savcılıklarının üzerine düşen görevi yaptığını ve yapacağını, iddia olunan diğer yerler için kesin yer bilgesine ihtiyaç duyduklarını, resimli haberi hazırlayan muhabirin görgü ve bilgisine başvurulmak üzere Diyarbakır C.Başsavcılığına yazı yazıldığını, ailelerin rahatlıkla gelip kendilerine başvuru yapabileceklerini” beyan etmiştir.

Baykan ve Tatvan Cumhuriyet Savcıları ise; konuyla ilgili kendilerine henüz resmi bir başvurunun yapılmadığını, resmi başvuru yapılması halinde CMUK gereğince yapılması gereken bütün işlemleri hızla yapacaklarını, bunun için yapılacak başvurularda somut delillerin gösterilmesinin faydalı olacağını, olası cenazelerin ailelerine teslimi konusunda herhangi bir sorunun yaşanmayacağını” ifade etmişlerdir.

Heyet üyesi Av Selahattin Demirtaş 16.10.2004 tarihinde, 15.10.2004 günü Kender dağı kırsalına giden savcılık heyetinin ulaştığı sonuçlara ilişkin Bitlis C.Başsavcısı Vahit Kemal Esengin ile (0.532. 566 31 30 nolu telefon ile) bir görüşme yapmıştır. Başsavcı Vahit Kemal Esengin özetle şu anlatımlarda bulunmuştur. “Savcılarımız olay yerine gittiğinde iki ayrı noktada insan cesetlerine ait kemiklerle karşılaşmışlardır. Dosyadaki tutanaklarda da belirtildiği gibi çatışma bölgesinde öldürülen örgüt üyelerinin cesetleri alınamadığından olay yerine bırakılmış, üzerinden uzun bir zaman geçtiği için de kemikler dağılmış ve savrulmuş bir vaziyette bulunmuştur. İki ayrı yerden toplam iki çuval kadar kemik toplanmış ve muhafaza altına alınmıştır. Kemikler arasında kafatası mevcut değildir. Bize başvuru yapan ailenin DNA örnekleri alınarak bu kemiklerle karşılaştırılacaktır.”

SONUÇ VE TALEP
1-Basın yayın organlarında çıkan haberlerin gerçeği yansıttığı anlaşılmıştır, Bitlis bölgesinde toplu mezarların olduğu resmi kayıtlarda da mevcuttur.

2-Çatışmalarda öldürülüp de olay yerinde bırakılan veya toplu olarak gömülen örgüt üyelerine ait başka mezarların olabileceği de anlaşılmıştır.

3-Öldürülen insanların otopsileri ve kimlik tespiti yapılmaksızın, ailelerine teslim edilmeden toplu olarak gömülmeleri hukuka ve insan haklarına aykırıdır. Bu konuda sorumluların tespiti ile haklarında soruşturma açılması gerekmektedir.

4-Cenazelerin DNA tespitlerinin yapılması ve başvuran ailelerin DNA örnekleri ile karşılaştırılarak sahiplerine teslim edilmesi gerekmektedir.

Mihdi PERİNÇEK:İHD GYK Üyesi/Doğu-Güneydoğu Bölge Temsilcisi 

Selahattin DEMİRTAŞ :İHD MYK Üyesi/ Diyarbakır Şube Başkanı

Ali AKINCI :İHD Diyarbakır Şube Sekreteri

Bir cevap yazın