CEZAEVİNDEKİ KEYFİ UYGULAMALAR ADLİYE NEZARETHANESİNDE İŞKENCEYE DÖNÜŞMEKTEDİR!

İHD Diyarbakır Şubesi - Cezaevleri Basın Açıklaması - 26.03.2010

Basın Açıklamasının Fotoğraflarına Buradan Ulaşabilirsiniz

Bugün Türkiye genelindeki cezaevlerinde sayıları neredeyse 60 bini aşan tutuklular, haklarında yürütülen soruşturma ya da kovuşturma dosyaları nedeniyle adliyelere getirilip götürülürken, ya da adliye nezarethanesinde tutulurken maruz bırakıldıkları uygulamalar tamamen evrensel insan hakları ilkelerine aykırı ve kişilik onuruna yaraşmayacak türdendir.

Son zamanlarda Diyarbakır D Tipi Kapalı Cezaevi’nden Şubemize yapılan bir çok başvuruya göre, tutuklular, askeri görevlilerce cezaevinden ellerine kelepçe takılmak suretiyle adliyeye getirilmekte, getirildikleri Diyarbakır Adliyesinin alt katında bulunan yaklaşık 80 metrekare büyüklüğünde, tavanı düşük, ortalama 50×50 cm büyüklüğünde 4-5 adet demir pencerenin olduğu, bir adet WC, bir adet lavabo ve sadece 3 adet bankın bulunduğu bir nezarethane odasında tutulmaktadırlar. Kapısı ve penceresi tamamen demirli olan ve koridorlarında askerlerin beklediği Adliye nezarethanesinde hiçbir şekilde kaçma olanakları bulunmayan tutukluların daha cezaevinde iken ellerine takılan kelepçeler, nezarethane odasında dahi çıkarılmadan; kimi zaman akşam saatlerine kadar süren mahkemelerdeki yargılamalar sebebiyle duruşma saatleri gelinceye kadar bu şekilde gün boyu elleri kelepçeli vaziyette kilitli demir kapı ardında bekletilmektedirler. Bu adliye nezarethanesinin fiziki koşulları ve içeride oturmak üzere konulmuş bulunan 3 adet bankın, getirilen tutuklu sayısı karşında yetersiz kalması sebebiyle tutukluların tamamına yakını oturacakları bir yer bulmadıklarından havasız kalan bu odada savcılık ya da mahkeme makamının huzura çıkış saatine kadar elleri kelepçeli bir şekilde ayakta kalmaktadırlar. Lavaboya gitmek istediklerinde dahi ellerine takılı bulunan kelepçeler çözülmemektedir. Yine kendilerine öğlen yemeği olarak sadece küçük bir somun ekmek ve reçel verilerek elleri kelepçeli bir şekilde bunları yemeleri istenmektedir. Bu nezarethanenin kirli ve temizlenmeyen bir mekan olması da tutukluların sağlıklarını olumsuz şekilde etkilemektedir. Tutuklular arasında çok sayıda çocuk tutukluların bulunması da olayın vahametini ve önemini arttırmaktadır.

Her gün neredeyse 40-50’ ye yakın tutuklu, cezaevlerinden getirilerek tutuldukları bu fiziki koşullara sahip adliye nezarethanesinde; görevlilerce adeta insanlık dışı keyfi muamelelere maruz bırakılarak gün boyu elleri kelepçeli bir şekilde ihtiyaçlarını karşılamaya çalışmaktadır. Hiçbir tutuklu ve hükümlüye her ne sebeple olursa olsun işkence, insanlık dışı ya da onur kırıcı bir davranışta bulunulamaz. Herkes, evrensel hukuk kurallarınca belirlenen ve bir insanın yaşamını sürdürebilmesi için sahip olduğu temel hak ve özgürlüklere tutukluluk koşullarında da sahiptir. “Adalet”in gerçekleşmesi gereken adliye binasının içinde tutukluların bu şekilde bir ortamda tutuluyor olmaları, başta Anayasa olmak üzere iç hukukta yer alan birçok yasal düzenlemeye aykırı olduğu gibi Türkiye’nin tarafı olduğu başta Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi olmak üzere birçok uluslar arası belgeye aykırılık teşkil etmektedir. Bu tür muameleler temel hak ve özgürlüklerinin kısıtlanması anlamına gelmekte olup, kişi dokunulmazlığı ve onuruna yönelik çok ciddi bir ihlaldir.

Diyarbakır Adliyesi içinde bulunan nezarethane koşulları ivedilikle düzeltilene, mahkumlara insan onuruna yaraşır muamele yapılana ve keyfi davranan görevliler hakkında gerekli soruşturma açılana kadar sürecin takipçisi olacağımızı kamuoyuna duyuruyoruz.

İHD Diyarbakır Şubesi

Bir cevap yazın