İş Cinayetleri Bitmek Bilmiyor, Hükümet, İşverenler ve Bütün Sorumlular Seyrediyor!

94Gün geçmiyor ki bir iş cinayeti yaşanmasın. İki gün önce yine Gaziantep’te buhar kazanının patlaması sonucu 7 işçinin ölümüyle birlikte sadece 2013 yılının Ocak ayında 23 işçi yaşamını yitirmiştir.

İHD, bir insan hakları örgütü olarak kurulduğu günden beri yaşam hakkını savunmaktadır. Yaşam hakkını korumak devletlerin insan haklarına saygı yükümlülüklerinden birisidir. Örneğin Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesinin 1.maddesi insan haklarına saygı yükümlülüğü başlığını taşır.2. maddede ise yaşam hakkı düzenlenir ve koruma altına alınır. Yaşam hakkının korunması devletlerin koruması altındadır. Bu yükümlülük devletlerin öldürmemeleri ya da ölümlere engel olmak için önlem alma, ölüm gerçekleşmişse soruşturma ve sorumluları cezalandırma ve tekrarlanmaması için önlem alma şeklindeki yükümlülüklerdir.”

Basına yansıdığı kadarıyla, TTK Zonguldak Kozlu Müessesinde 8, Zonguldak’taki başka bir madende 2, Kocaali’de 1, Çanakkale’de 1, İstanbul Tuzla’da 1, Bursa Gemlik’te 1, Karabük’te 1 ve Gaziantep’te yaşanan patlamada 7 31 Ocak 2013 günü de İzmir’de 1 ve Antalya’da 1 olmak 23 işçi hayatını kaybetti.

İş cinayetlerinin en önemli nedeni işverenlerin daha fazla kâr elde etme ve zenginleşme isteğidir. İşverenler, işyerlerinde önlem alarak iş cinayetlerini en aza indirebilirler, ancak bunu yapmamakta, kendileri için maliyeti daha az olan yolu seçmekteler ve işçilerin yaşamını kaybetmelerini tercih etmektedirler.

İŞ CİNAYETLERİNDE ASLİ SORUMLU DEVLETTİR!

İşverenlerin sorumluluğunun yanında asli sorumlu devlettir. Çünkü bir ülkede insanların yaşamını koruyacak birinci derecede devletin kendisidir. İşverenlerin önlemler almasını denetleyecek hukuki ve ekonomik yaptırımları yapması gereken devlet ve hükümet yetkilileri görev ve sorumluluklarını yerine getirmemektedirler. Yasal düzenlemeler ve denetim mekanizmaları da yetersizdir. Çalışma Bakanlığı bir işveren örgütü gibi davranmakta, işyerlerinin denetiminde görev ve sorumluluğunu yerine getirmemektedir. Bunun sonucunda iş cinayeti bir cinayet olmaktan çıkıp adeta katliama dönüşmektedir.

1945 yılında çıkarılan İş Kazaları, Meslek Hastalıkları ve Analık Sigortaları Kanunu’ndan bu yana ülkemizde iş kazası ve meslek hastalığı sonucunda ölen ve sakat kalan işçilerin kaydı tutuluyor. 1946’dan 2010 yılına kadar ölen işçilerin sayısı tam 59 bin 300’e ulaşmış durumdadır..

Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı verilerine göre AKP iktidarı altında geçen 2002-2011 yıllarında toplam 735 bin 803 iş kazası yaşandı. Bu kazalarda toplam 10 bin 804 işçi öldü, 14 bin 665 kişi ise sakat kaldı.

İHD verilerine göre 2012 yılında 846 kişi iş cinayetine kurban gitmiştir. İstanbul İşçi Sağlığı ve İş Güvenliği Meclisinin verileri ise 2012 yılında da en az 878 işçinin iş kazaları sonucu hayatını kaybettiğini gösteriyor. 2102 yılını da eklediğimizde son On yılda AKP iktidarı döneminde yaşanan iş cinayeti sayısı da 11 bin 706’ya ulaşmış durumdadır.

İŞÇİ SENDİKALARI KATLİMA DUR DEMELİDİR!

İş cinayetlerine sendikaların ve sivil toplum kesimlerinin yeterli tepkiyi göstermemesi de cinayetlerin artmasında önemli bir etkendir. Başta işçi sendikaları olmak üzere, tüm örgütlü kesimler iş cinayetlerine karşı tepki göstermelidir. İlk kez geçen hafta sonu Zonguldak’ta işçi sendikalarınca iş cinayetlerine karşı bir miting yapılıp önemli bir tepki gösterilmiştir. Bu durum olumlu bir gelişme olmakla birlikte, İşçi Konfederasyonları daha etkili bir mücadele programı belirlemek zorundadır. Hükümetin vurdumduymaz ve işverenleri kayıran tutumuna karşı, Sendikalar, başta işyerleri olmak üzere, tüm Türkiye’de bilinçlendirme çalışmaları yapmalı ve iş güvenliğini sağlamayan işyerlerini belirleyip teşhir etmeli, iş güvenliği sağlanana kadar işçilerin çalışması engellenmelidir. Emek ve demokrasi güçleri ve emekten yana basın organları da bu konuda yeni bir yöntem ve yol haritası belirlemelidir. Cinayetler olduktan sonra sadece kınamak yeterli olmamaktadır. İş güvenliğinin sağlanmadığı yerlerin belirlenmesi ve başta orada çalışanlar olmak üzere, çevresinde yaşayanlar ve tüm emekçiler bilgilendirilmeli, dayanışma sağlanmalı, işyerleri iş güvenliğini sağlayana kadar o işyerlerinde çalışmalar engellenmelidir.

İnsan Hakları Derneği yaşam hakkının ihlali olan iş cinayetlerine karşı daha etkili bir mücadele sürdürecektir. Bütün şubelerimiz, üye ve yöneticilerimiz bu konuda seferber olacaktır. Bu konuda başta devlet ve hükümet yetkililerini olmak üzere tüm ilgili kurum ve kuruluşları uyarma görevini sürdürecektir. Ayrıca, iş cinayetlerine karşı sendikalar ve diğer kitle örgütlerinin görevini yapması için uyarıcı olacak, yürütülecek mücadelenin içinde yer alacaktır.

İş cinayetlerinin ve katliamların durdurulması için herkesi çaba harcamaya çağırıyoruz. Biz elimizden gelen çabayı göstermeye hazırız.

İNSAN HAKLARI DERNEĞİ

 

Bir cevap yazın