Ergenekon Ve Kayıplar

Bilindiği üzere, bizim gibi üçüncü dünya ülkeleri sahip oldukları devleti “her şartta ve koşulda korumak” zorundadır. Sağ olsun devletlûlarımız de uzun yıllardır bu konuda gereken “hassasiyeti” göstermişlerdir. Geçmişini ta İttihakk-ı Terakkiye dayandıran, NATO tarafından Kontrgerilla olarak örgütlendirilen, Sovyetlerin çöküşüyle, kabulü devletlûlarımızca hala tartışılır olan ama binlerce faili meçhulün faili belli örgütü Jitem ve diğerleri olarak devam eden ve nihayet bugün itibariyle Ergenekon adıyla kamuoyu tarafından bilinen örgütlenme geleneği açığa çıkmıştır.

Hepimiz biliyoruz ki bu derin örgütlenme devleti koruma adı altında hukuk devletini, temel hak ve özgürlükleri yok sayan varlığını meşruiyete değil, güce, korkuya dayalı devam ettiren bir anlayıştır. Biliniyor ki, bu anlayış için ölmek ve daha çok öldürmek hiç de sorun değil!

Yaklaşık iki yıldır Türkiye gündemini işgal eden Ergenekon Operasyonu ile ülkemizde bir dönemin karanlık ilişkileri açığa çıkmıştır. Ve daha birçok odak merkezi de açığa çıkmaya muhtaçtır. Ergenekon diye adlandırılan, dünü kanlı ve karanlık örgütlenmesi sadece devlet içerisine sızmış bir çete değil, bizzat devlet tarafından örgütlenen bir yapılanma olduğu kanısı bizce oldukça güçlüdür.

Bizler özellikle belirtiyoruz ki; bu operasyonun sadece AKP’ye karşı darbe girişimi ile sınırlandırılmaması, devlet içindeki güç odaklarının iç hesaplaşmasına dönüştürülmemesi gerekmektedir. Ancak, öyle görülüyor ki, bugüne kadarki Ergenekon pratiği bu operasyonun “Temiz Eller” operasyonu olmadığına dair açık göstergeler bulunmaktadır.

Şayet bu operasyon gerçekten hukuk devleti ilkesini referans alarak hareket ediyor, devleti suçtan ve suçlulardan arındırmak isteniyorsa, doksanlı yıllardan bu yana yaşanan gözaltında kaybolma, faili meçhul cinayetleri ve kaybettirmeleri, faili meçhul cinayetlerin yoğunlaştığı dönemlerde hükümette olan Başbakanları, Genelkurmay Başkanlarını, dönemin İç İşleri Bakanlarını soruşturma kapsamına dahil etmelidir. Karar mercilerinde yer alan bu üst düzey yetkililer bilfiil bu hukuksuzluğun içinde yer alarak ya da göz yumarak müdahil olmuşlardır. Hukuk devleti olmanın gerçekliği ve Ergenekon operasyonunun samimiyeti bununla test edilmelidir.

Hepimiz Çiller-Doğan-Ağar dönemini biliyoruz. Yaptıkları açıklamalarla, verdikleri beyanatlarla ve pratikleriyle bu kaybolmaların, faili meçhul cinayetlerin bir yerinde oldukları açıktır. Bu kişiler hukuk devleti olmanın bir gereği olarak ve Ergenekon soruşturmasının mahiyeti gereği derhal soruşturmaya dahil edilmelidirler. İşin özü ve samimiyeti burada saklıdır.

Çiller Kürt işadamlarını kast ederek “gereğini yaparız”  demiş ve Kürt iş adamları (Behçet Cantürk, Savaş Buldan, Adnan Yıldırım, Hacı Karay)katledilmeye başlanmıştır. Mehmet Ağar’ın “devleti” için “bin operasyon” yaptık. Ağar’ın Susurluk ilişkileri zaten apaçık ortada, tartışma götürmez bir gerçek. Doğan Güreş ise, faili meçhullerin en yoğun olduğu dönemde Genelkurmay başkanı idi. Ve adına ne koyarsanız koyun, Jitem, kontrgerilla, Ergenekon mu dersiniz değin. Fırat’ın doğusunda “Beyaz Toros” araçlarıyla günün herhangi bir saatin de köylerden, şehir merkezlerinden insanlar alınıyor bir daha dönmemek üzere götürülüyordu. Ya bir yol kenarında, ya da bir derede cesetler bulunacaktı. En önemlisi bazılarının ki ise, hiç bulunmayacaktı. Yani kaybettirilecekti.

Şayet hükümet ve devletin diğer ilgili kurumları hukuka, temiz bir topluma ve hukuk devletine dair özlemleriniz var ise, elinizi taşın altına koyun, hiçbir şey ve hiç kimse için olmasa bile bunu çocuklarınız ve gözlerine bakıp doyasıya sevdiğiniz torunlarınız için yapın bunu! Ayrıca bunun göreviniz olduğunu hatırlatmamıza gerek yok diye düşünüyoruz!

Vedat Aydın’dan, Bulut Ailesinde, Hablemitoğlu cinayetine kadar kirli eller açığa çıkartılmalıdır. Bunun en samimi, en ciddi adımı, Tansu Çiller, Mehmet Ağar ve Doğan Güreş’in yargılanmalarıdır. Bu şahıslar ceza hukukunun ilgili maddeleriyle derhal tanıştırılmalıdır. Bu nedenle, Adalet Bakanını, Cumhuriyet Başsavcılarını görevlerinin gereğini yapmaya davet ediyoruz.

KAYIPLAR BULUNSUN VE FAİLLER YARGILANSIN!

İHD Mersin Şubesi

Bir cevap yazın