Gerçekleşen Saldırılar Kardeşlik ve Barış Ortamına Zarar Vermiştir!

Mersin’deki bayrak provokasyonunun ardından, uzunca bir süredir, ülkemizde yaşayan halklarımızı karşı karşıya getirme ve linç kültürünün hakim kılınması çabalarının farkındayız. Son olarak da Cunda Adası ve Seferihisar ‘da gerçekleşen sivil yurttaşlarımıza yönelik fiziksel ve psikolojik saldırılar, akıl almaz boyutlara ulaşmışken, dün itibariyle Öcalan üzerindeki tecride dikkat çekmek isteyen ve Gemlik’ e bir yürüyüş gerçekleştirmek isteyen binlerce kişilik kitleye, geçiş güzergahlarında yapılan saldırıların vahametine tanıklık ettik. Tanıklık ettiğimiz görüntüler, Ortaçağ’da değil; 2005’li yılların Türkiye'sinde yaşanan görüntülerdi.

Bilecik ili Bozüyük ilçesinden araçlarla geçen kitle, yerel para-militer güçler tarafından fiziksel saldırıya uğramış, araçları taşlarla ve sopalarla parçalanmış, üzerlerine benzin dökülerek yakılmak istenmiş, sonuç olarak da şu anda dördü ağır 100’ü aşkın kişi yaralanmıştır. Yaralılardan İrfan Güler halen hayati tehlikeyi atlatamamış olup, şu saatlerde Eskişehir Devlet Hastanesinde ameliyata alınmıştır. Saldırının gerçekleştiği ve araçlarının geçişini engellemek için lastik yakarak yolun kapatıldığı yerin Bozüyük Emniyet Müdürlüğü binasının önü olduğu, bugün olay yeri araştırma ve inceleme heyeti olarak Bozüyük’de bulunan İHD ve ÇHD İzmir Şubesi yöneticileri tarafından tespit edilmiştir. Bu tespit de saldırının kimler tarafından organize edildiğinin açık bir göstergesidir. Yaşam hakkının ihlaliyle de sonuçlanma riskinin olduğu böylesi bir saldırı asla kabul edilemez olup, saldırganlardan tek bir kişinin dahi gözaltına alınmamış olması da ayrıca üzerinde düşünülmesi gereken bir vahamet arz etmektedir. Benzer şekilde Konya, İstanbul gibi birçok geçiş güzergahlarında da taşlı saldırılar meydana gelmiş ve bu saldırılar güvenlik görevlileri tarafından görmezden gelinmiştir. Halen yerlerine ulaşamamış kitlenin, güvenli bir şekilde yerlerine ulaşmaları için gerekli güvenlik önlemleri derhal alınmalıdır.

Şiddet içermeyen her türlü düşünce ve ifade özgürlüğüne, demokratik haklarını kullanımına, toplantı ve gösteri yapma hakkına saygı ve tahammül, çağcıl demokrasilerin erdemidir. Demokratik haklarını kullanma temel bir insan hakkıdır.

İnsan hakları savunucuları olarak, şiddet araçlarından beslenen kesimlerin, yüzyıllardır bir arada yaşamış halklarımızı karşı karşıya getirme çabası içinde olduklarını biliyoruz. Bu kesimler, geleceğimizi karanlığa gömme çabası içinde olan, her türlü demokratik dönüşümü sabote eden ve özgürlükler karşıtı kesimlerdir. Ülkemizin “Filistinlileştirme”ye çabalayan kesimlerin hangi güçler olduklarını gayet iyi biliyoruz. O nedenle de ülkemizin Filistinleşmemesi için bizler, tüm demokratik yerel dinamikler, toplumsal barış ve kardeşlik ortamının tesisi için bundan sonra bugüne kadar gösterdiğimiz çabadan daha fazla bir çaba içine gireceğiz.

Başta Hükümet ve TBMM olmak üzere tüm yetkili makamları, sorunlarımızı barışçıl ve demokratik yöntemlerle çözme cesareti göstermeye ve sorumlu davranmaya çağırıyoruz. İHD olarak son iki gündür yaşanan saldırılarla ilgili ulusal ve uluslar arası makamlar nezdinde her türlü girişimde bulunacağımızı ve hakim kılınmaya çalışılan “linç” kültürünü şiddetle kınadığımızı ifade ediyoruz.

Av. Reyhan YALÇINDAĞ
Genel Bşk. Yrd.

Bir cevap yazın