“GÜZEL GÜNLER YARATIN BİZE’’

S.T’yim ben. 14 yaşındayım. Geçen yıl 23 Nisan’da tüm kameraların önünde polis silahının dipçiğiyle dövdü beni. Ölecek gibi oldum. Hem çok korktum hem de çok canım yandı. Sizlerse televizyonlarınızın başında aksiyon filmi izler gibi izlediniz beni. Ne yaşadığım korkuyu hissettiniz  ne de çektiğim acıyı… Ben Hakkariliyim, Diyarbakırlıyım, Adana’da yaşayan bir Kürt çocuğuyum ben. Polisler niye bana şiddet ettiler? Bacaklarım , kollarım, sırtım hala morluklar içinde. Anlamıyorum. Ben daha 14 yaşındayım canım çok yanıyor.
Beni  de mi görmüyor ve duymuyorsunuz. Bana dipçik vurulurken eliniz, ayağınız kırılmıyor mu? Nefesiniz de mi kesilmiyor nasıl soluk alabiliyorsunuz? Acımı hissetmiyor musunuz?

Toplumsal vicdanınız uzun bir süredir kör ve sağır…Polise taş attığımız gerekçesiyle tutuklandık on yıllara varan hapis cezası aldık. Siz duymadınız görmediniz bizi… İçimizden sadece biriydi Berivan…Berivan’ın çığlığını da mı duymadınız?… Nasıl haykırıyordu Berivan ‘Beni buraya atanlar inanın ki kendi çocukları olsaydı bana yaptıklarının aynısını onlara yapmazlardı. Ben burada ailemi o kadar özlüyorum ki, anlatamam. Ben böyle bir yeri hiç hayal etmemiştim. Çocukluğumu dört duvar arasında nasıl geçireceğim. Ailemi çok özlüyorum. Hiç bir suçum olmadığı halde bana bu kadar ceza vermelerini anlamıyorum. Polisleri anlamıyorum ne istediler benden. Ben ne yaptım onlara? Ben okuyacaktım okula gidecektim.” Bu çığlıktan sonra da mı içiniz sızlamadı…Doğru mu söylüyordu yoksa Berivan sizin çocuğunuz olsaydık böyle davranır mıydınız bize….

Bazen geceleri sayıklıyorum. Kabuslar görerek bağırıyorum. Annemi istiyorum. Kapkaranlık bir hücrede ben gibi çocukların arasında olduğumu anlayınca ağlıyorum…Şimdi annem gelir bana sarılır diye bekliyorum. Gelmiyor,gelemiyor… Burada ölecekmişim gibi hissediyorum. 

Bizim sayımız dört binlere yaklaştı. Siz hala bizi görmemekte ve duymamakta ısrar mı ediyorsunuz… Ne zaman göreceksiniz ya da duyacaksınız bizi… 

Beni görüyorsunuz aslında ama görmezlikten geliyorsunuz…Ankara’da, İstanbul’da, Konya’da, Mersin’de mendil satıyorum sokaklarda… Benim yüzüme bakmıyorsunuz, tiksinir gibisiniz benden…Köyüm yakıldı, bizim dediğiniz yerlere geldik…Açız, alışamadık buralara…Ne koşup oynayacağım tarlalar var ne de otlattığım hayvanlarım…Burada mendil, sakız satıyorum. Okula gidemiyorum. Sizin çocuklarınız gibi olmak istiyorum. Okula gidip, oyun parklarında oynamak , 23 Nisanlarda kocaman adam olup vali, kaymakam, başbakan koltuğuna oturmak istiyorum…

Sen bir yoksul bir çocuğusun…Haddini bilip öyle isteklerde bulun diyen sesinizi duyar gibiyim….

Ben Maraşlı, Yozgatlı, Kırşehirli, Samsunlu bir çocuğum. Babam işten atıldı, babam işsiz… Ben her akşam babamın iş bulması için Allah’a dua ediyorum. Babam hala işsiz… Ben şeker istiyorum. Annem ekmek alacak paramız yok, sabredin diyor… Ben  sabretmeyi öğrendim bu yaşımda… Komşusu aç iken tok yatan bizden değildir sözünün bizi yönetenlerce çok sık kullanıldığını duydum. Bu sözü en çok bizi aç bırakanlar söylüyor… Evet! Onlardan değiliz… Onların çocuklarının gemileri, market zincirleri var iken benim kırık dökük bir oyuncağım bile yok…

Yıllardır çocuklara bayram armağan eden tek ülke olmakla övünen Türkiye’de  neden dünyaya geldiğimi anlamaya çalışıyorum… Televizyonlarda izliyorum. Dünya denilen gezegenden gelen faklı farklı görünen konuşan binlerce çocuk benim ülkemde benim yöneticilerim tarafından ağırlanmakta, onlara şeker de verilmekte dondurma da…

Ama ben hala açım, hala yediğim dayak nedeni ile geceleri kâbus görüyorum, hala köyümün nasıl yakıldığını, babamın nasıl dövüldüğünü unutamıyorum hala cezaevindeyim. Dünya Psikoloji Kongresi’nde çocukluktan çıkış yaşı olarak 23 yaş belirlendi. Bana sormayın sizin yaşattıklarınızla ben çoktan 23 yaşını geçtim… Ama hala sizin toplumsal vicdanınız kör ve sağır…

‘’Susturun susturun söyletmeyin
Savaştan yıkımdan söz ederse biri
Bırakalım sevdayla büyüsünler
Serpilip gelişsinler fidan gibi
Senin benim hiç kimsenin değil
Bütün bir yeryüzünündür onlar
Bütün insanlığın gözbebeği.’’
 
İHD ADANA ŞUBE YÖNETİM KURULU ADINA
ŞUBE BAŞKANI
BEYHAN GÜNYELİ

Bir cevap yazın