HDP Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş’a Yönelik Suikast Girişimini Kınıyor, Etkili Soruşturma İstiyoruz.

22 Kasım 2015 günü HDP Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş’ın içerisinde bulunduğu makam aracının arka camına ateşli silahtan çıkan bir merminin iz bıraktığı tespit edilmiş ve böylece araç hareket halinde iken ateş edildiği ilk tespitlerden anlaşılmıştır. Bunun üzerine olay emniyet makamlarına intikal ettirilmiş ancak emniyetin etkili soruşturma yapmak yerine olayın başka bir cisim çarpması şeklinde olduğuna dair açıklama yaparak örtbas etme durumu ile karşı karşıyayız.

Sayın Demirtaş’a yönelik suikast girişimini kınıyor, kendisine geçmiş olsun dileklerimizi iletiyoruz.

HDP, gerek 7 Haziran seçim sürecinde gerekse de 1 Kasım seçim sürecinde çok yoğun ve sistematik baskı ile karşı karşıya kalmış TBMM’de grubu bulunan bir siyasal partidir. Partinin birçok etkinliğine silahlı ve bombalı saldırılar gerçekleştirilmiş, birçoğu da yapılmadan önlendiği belirtilmiştir. HDP eş genel başkanlarına yönelik çok sayıda suikast girişimlerine dair ihbarlar olduğu belirtilmiştir. Halen çok sayıda HDP il ve ilçe yöneticisi ile partili belediye eş başkanlarının tutuklu olduğunu, neredeyse hakkında soruşturma açılmayan HDP yöneticisi kalmadığını özellikle vurgulamak istiyoruz.

Kürt sorununun demokratik çözümünde HDP en önemli muhataplardan birisi olarak bu sürecin ana yürütücülerindendir. HDP’ye ve HDP eş genel başkanlarına yönelik saldırı ve suikastların Türkiye’yi kaosa ve iç kargaşaya sürükleme amacı taşıdığı açıktır. Dolayısıyla siyasal iktidarın bu tip saldırılar karşısında olayı en etkili bir şekilde soruşturup sorumluları yargı önüne çıkarma görevi bulunmaktadır. Ancak bugüne kadar ki bir çok olayda anlaşılmıştır ki bizzat siyasal iktidarda bulunan kişilerin hedef göstermesi sonucu HDP’ye yönelik saldırılar gerçekleşmiştir. Siyasal iktidarın bu sorumsuz tutumunun Türkiye’yi felakete sürükleme ihtimali olduğu unutulmamalıdır.

Sayın Demirtaş’ın siyasal kimliğinin yanı sıra bir insan olarak yaşam hakkının korunmasından devlet doğrudan doğruya sorumludur. Devlet organlarının ve hükümetin, başta sayın Demirtaş olmak üzere tehdit altında bulunan herkesin yaşam hakkını en etkili şekilde koruyacak tedbirler alması gerektiğini özellikle hatırlatırız.

Türkiye’nin demokratikleştirilmesi yolu ile barış mücadelesi yürüten ve aynı zamanda bir insan hakları savunucusu olan sayın Demirtaş’ın yalnız olmadığını ve hak savunucularının yanında olduğunu bir kez daha vurgular, bu olayın yakından takipçisi olacağımızı kamuoyuna özellikle belirtiriz.

 

İNSAN HAKLARI DERNEĞİ

 

 

 

Bir cevap yazın