Hiç Kimse Savunma Hakkından Mahrum Bırakılamaz, Savunma Hakkını Savunan Avukatlar Tutuklanamaz

 

22.12.2011

Bilindiği gibi 22 Kasım 2011 tarihinde çeşitli illerde başlayan KCK operasyonu kapsamında 41 avukat gözaltına alınmış ve bu gözaltılar sonucu 33 avukat tutuklanmış, savcılığın itirazı üzerine 2 avukat daha tutuklanarak bu soruşturmada tutuklu avukat sayısı 35’e çıkmıştır.

Tutuklanan 35 avukata yöneltilen temel suçlamalar avukat- müvekkil görüşmeleridir. Hukukumuza göre avukat-müvekkil görüşmelerinin dinlenmesi ve kayıt altına alınması yasaktır. Yasak olan bu görüşmeleri dinlemek, kaydetmek, arşivlemek ve sonrasında bu görüşmelerde geçen ilgisiz ve alakasız bir takım sözcükler hakkında akıl yürütmede bulunarak avukatlara örgüt yöneticiliği ve üyeliği suçlamasında bulunmak kabul edilemez bir durumdur. Böyle bir hukuk anlayışı olamayacağı gibi bu durum yasaya da açık aykırıdır.

Avukatların toplu olarak gözaltına alınmasından bir gün önce 21 Kasım 2011 günü, Başbakanlıkta Güvenlik Zirvesi yapıldı ve düğmeye basıldı. Ondan kısa süre önce de başbakanın, Asrın Hukuk Bürosunu ve Abdullah Öcalan’ın avukatlarını hedef alan açıklamaları oldu. Gözaltına alınan avukatların tek ortak özelliği Abdullah Öcalan’ın avukatlığını yapmalarıdır. Gelişmeler göstermiştir ki diğer KCK soruşturmalarında olduğu gibi, bu soruşturmada da talimat hükümetten gelmiştir. Nitekim Başbakan Yardımcısı Beşir Atalay bir televizyon programında bu durumu açık bir şekilde itiraf etmiştir. İstanbul Özel Yetkili ve Görevli Ağır Ceza Mahkemesi ve Savcılığı bu talimatın gereğini yerine getirmiştir. Halen de yerine getirmeye devam etmektedir. Son operasyonlarla onlarca gazeteci gözaltına alınmıştır. Bilindiği gibi yaklaşık 5 aydır Abdullah Öcalan, avukatları ve yakınlarıyla görüştürülmemektedir ve İmralı’da bulunan tüm mahpuslar tam bir tecrit altında tutulmaktadır. Şimdi de Abdullah Öcalan’ı ziyaret eden avukatları tutuklanarak F tipi Hapishanede tecrit altına alınmışlardır..

Abdullah Öcalan dahil hiç kimse savunma hakkından mahrum bırakılamaz. Darbe dönemlerinde bile böyle toplu avukat gözaltıları yaşanmadı.  Türkiye, şu anda yurttaşlarının hukuk güvenliğinin olmadığı; yurttaşların kaderinin hükümetin iki dudağı arasında olduğu otoriter bir yönetim dönemini yaşıyor. Yargının tarafsız ve bağımsız olmadığı; giderek daha fazla siyasal iktidarın güdümüne girdiği günleri yaşıyoruz.

Halen Türkiye’de mesleki faaliyetini yapması nedeni ile savunduğu kişilerle özdeşleştirilip suçlanan ve tutuklu durumda bulunan onlarca ve yargılanan yüzlerce avukat bulunmaktadır. Bu yargılamalarda hem savunmanlık mesleği değersizleştirilmekte hem de savunma hakkı ortadan kaldırılmak istenmektedir.

Avukatlar savunma hakkının ve hak arama özgürlüğünün teminatıdırlar. Savunmanlık mesleği yargının üç saç ayağından biridir. Bu ayağın yok sayılması, saç ayağının her an devrilmesi anlamına gelir. Kaldı ki, savunmanın olmadığı bir yargı sistemi zaten yargı olarak kabul edilemez.

Savunma hakkı adil yargılama hakkının temelidir. Savunma hakkının engellendiği ülkelerde adil yargılanma hakkından bahsedilemez. Hiç kimse savunma hakkından dolayısıyla avukatı ile görüşme hakkından mahrum bırakılamaz.

Biz aşağıda imzası bulunan kuruluşlar hiç kimsenin savunma hakkından mahrum bırakılamayacağını, Siyasal iktidarın bu antidemokratik ve yasadışı baskı politikasına karşı tüm Baroları ve avukatları savunma hakkından mahrum bırakılmak istenen herkesle dayanışma içerisinde bulunmaya çağırıyoruz.

Mesleki faaliyetlerini yerine getirdikleri için tutuklu bulunan 35 avukat ile diğer soruşturma ve davalarda tutuklu bulunan tüm avukatların en kısa zamanda serbest bırakılmalarını ve kamuoyunun bu avukatlarla dayanışma içerisinde bulunmaya davet ediyoruz.

İnsan Hakları Derneği                               Türkiye İnsan Hakları Vakfı                                    Çağdaş Hukukçular Derneği

Bir cevap yazın