Hizbullah Vahşeti

İHD, dünyadaki diğer insan hakları örgütleri gibi, siyasal amaç taşıyan ve bu amacını silah kullanarak gerçekleştirmek isteyen örgütler için genellikle, silahlı politik gruplar nitelemesinde bulunuyor. İnsan hakları hukukuna göre faaliyette bulunduğumuz için de, hem biz, hem diğer uluslararası insan hakları örgütleri, ağırlıklı olarak devlet ve hükümetlerin eylem ve işlemlerini izliyoruz. Zira tüm ulusalüstü insan hakları belgeleri devletler tarafından hazırlanıyor ve devletler, belgelerde yer alan haklar ve özgürlükler konusunda yurttaşlarına sözverimde bulunuyorlar. Ayrıca insan haklarının hukuk yoluyla korunması gerekliliğinin doğal sonucu, devletleri muhatap kılıyor.

Hem İHD, hem de örneğin Uluslararası Af Örgütü, İnsan Hakları İzleme, Helsinki Federasyonu ve Uluslararası İnsan Hakları Federasyonu gibi uluslararası insan hakları örgütleri, insan hakları hukuku yanında İnsancıl Hukuk ilkelerini de gözetmektedir. İnsancıl hukuk ilkelerinin başında da Cenevre Sözleşmelerinin ortak 3. maddesinde yazılı yaşam hakkı, işkence ve onur kırıcı muamele yasağına ilişkin hükümler yer alır.

Dolayısıyla, silahlı politik grupların politik renklerinden ve amaçlarından bağımsız olarak, insancıl hukuk ilkelerine aykırı eylem ve işlemleri bizi ilgilendirmektedir. Bugüne değin de, Türkiye'de faaliyette bulunan silahlı örgütlerin politik renklerine bakmaksızın, sivillere yönelik eylemlerine ve insancıl hukuka aykırı eylemlerine karşı çıktık, kınadık, protesto ettik.

Bu arada politik çalışmanın demokratik araç ve yöntemlerle yapılması gerekliliğine ve bunun meşruiyetine sık sık işaret ettik. Şiddeti kesin bir dille reddettik.

Hizbullah örgütüne ilişkin devlet organlarının politikasının ne olduğuna ilişkin basında yazılar yayınlanmaktadır. Açıklığa kavuşturulması gereken birinci konu budur.

İkinci konu, politikada şiddetin, politik amaçtan bağımsız olarak, doğurduğu acıdır. Siyasal islamcı olarak ifade edilen bir silahlı örgütün eylemlerinin vardığı acımasızlıktır. İnsana yönettiği şiddetin her türlü insancıl duyguyu yitirmiş halidir. Bu utanç verici eylemler için sözcükler yetersizdir. Kurbanlar, masumiyetlerini, kendi iradeleri dışında, cenin durumda, haykırmaktadır. Çığlıkları çığlığımızdır.

Hüsnü Öndül
Genel Başkan

Bir cevap yazın