İFADE ÖZGÜRLÜĞÜ İHLALLERİ YARGIDAKİ BAZI İDEOLOJİK TUTUMLARLA GİDEREK AĞIRLAŞIYOR

Adana Eski Şube Başkanımız ve halen Şube yöneticimiz olan Ethem Açıkalın, Adana 1. Asliye Ceza Mahkemesi tarafından 2 Aralık 2008 tarihli bir açıklaması nedeniyle halkı kin ve düşmanlığa alenen tahrikten TCK 216/1 maddesi uyarınca cezalandırılmış olup “ülkenin bulunduğu konum, halklar arasında yaratılan düşmanlığın giderek artması, eylemin yarattığı sonuç dikkate alınarak” gerekçesiyle ceza üst sınırdan verilerek 3 yıl hapisle cezalandırılmıştır.

1-TCK 216 esasında nefret söylemini cezalandırması gerekirken, tam tersine toplumda yaşanan olumsuz olayları topluma yansıtan ve baskı uygulamalarını kamuoyuyla paylaşan kişilere karşı ifade özgürlüğünü sınırlayan bir tarzda kullanılmaktadır. Kanun metninde, yapılan açıklamaların kamu güvenliğini tehlikeye düşürmesi halinde cezanın uygulanacağı belirtilirken, Ethem Açıkalın’a verilen cezanın gerekçesinde buna yer verilmemiş, günümüz olayları gerekçe gösterilmiştir.

2-Son yaşanan gelişmeler yargı içerisinde barış sürecine karşı bir direncin gelişebileceğini göstermektedir. Nitekim Ethem Açıkalın’ın 1 yıl önce yapmış olduğu bir konuşma nedeniyle bugün yaşanan son gelişmeler gerekçe gösterilerek en ağır şekilde cezalandırılması buna örnektir. Ayrıca kimi yargı kurumlarının değişik olaylar vesilesiyle harekete geçtiğini de gördüğümüzde durumun vahameti iyice anlaşılmaktadır.

3-Yargının bir kısmında giderek gelişen ideolojik tutumun kaynağı anayasadır. Anayasada tarifini bulan resmi ideolojinin her fırsatta yargı tarafından korunarak buna uygun kararlar geliştirilmesi yargının temel haklar ve özgürlüklere olan olumsuz bakışını da göstermektedir. Baskın Oran’a yapılan her türlü ağır hakaret ve küfürlerin Yargıtay tarafından hukuka uygun bulunması, Orhan Pamuk’un yaptığı açıklama nedeniyle kendisine karşı manevi tazminat davalarının açılabilmesini öngören Yargıtay kararı ve insan hakları savunucularının sık sık ifade özgürlüğünü engelleyen yasalar nedeniyle cezalandırılması yargının ideolojik tutum içerisinde olduğunu gösteren tipik örneklerdir.

Anayasa 90 uyarınca yürürlükte bulunan temel hak ve özgürlüklerle ilgili Türkiye’nin onayladığı uluslararası sözleşmelerin uygulanarak Ethem Açıkalın’a verilen bu ideolojik kararın Yargıtay tarafından bozulmasını talep ediyoruz.

Demokratikleşmenin yolu yeni bir demokratik anayasadan geçmektedir. Siyasi iktidarın artık bunu anlaması gerekmektedir.

İNSAN HAKLARI DERNEĞİ

Bir cevap yazın