İNCE-HİLELİ YASALARA ALIŞIKTIK, ALIŞTIRILMIŞTIK AMA BU KADARINA DEĞİL

Bugün sayıları neredeyse 5 bini bulmuş TMK kurbanı çocuk, özellikle 2006 yılında TMK’da yapılan değişikliklerle birlikte bugüne kadar kanuna aykırı bir toplantı ya da gösteri yürüyüşüne katıldığı; bu gösteri veya yürüyüşte taş ya da molotofkokteyli attığı, örgüte müzahir bayrak, amblem, afiş ya da döviz taşıdığı veya yüzlerini tamamen ya da kısmen bez vesaire unsurlarla örterek kapattığı şeklinde iddialarla; TCK’ nın 220/6 maddesi gereğince örgüt üyeliğinden, Toplantı ve Gösteri Yürüyüşleri Kanunu’na (TGYK) muhalefetten, TMK’nın 7/2 veya 7/2-a maddeleri gereğince “Örgüt Propagandası” yapmak suçlarından tutuklanarak cezaevlerine konulmuş; mahkemeler önüne çıkarılarak yargılanmışlardır. 

Bu şekilde yargılanan çocuklar için kamuoyunda oluşan baskılar ve özelikle Avrupa Birliği ve Avrupa Konseyi’nin baskıları neticesinde yaklaşık bir yıldır mecliste bekletilen yasa tasarısı nihayet meclisten geçmiş bulunmaktadır. Yasanın meclisten geçmesi ile birlikte bilinçli olarak yapılan yanlış bilgilendirme yüzünden sanki çocukların artık “Terör Suçlusu” sayılmayacağı ve dolayısıyla “Örgüt üyesi olmamakla birlikte örgüt adına suç işlemekten” dolayı cezalandırılmayacağı şeklinde olumlu bir hava yaratılmıştır. Biz insan hakları savunucuları ve TMK mağduru çocukların avukatları olarak bu durumu hayretler içerisinde izlemekteyiz.  Zira getirilen yasal değişikliklerin hiçbiri mevcut sorunu esastan çözmeyen ve çocukları örgüt üyesi olarak cezalandırılmalarının önüne geçmeyen düzenlemelerdir.

TMK mağduru çocukların bundan sonra örgüt üyesi olarak cezalandırılmayacağı sonucu 2911 sayılı yasanın 34/A maddesi ile çocukların “direnme ve propaganda” suçunu işlemeleri halinde TMK 2. maddesinin uygulanmayacağı şeklindeki düzenlemeden çıkarılmaktadır. Ancak çocuklar hakkında gerek savcılar tarafından hazırlanan iddianameler, gerekse de mahkemeler tarafından verilen kararların hiçbirinde Terörle Mücadele Kanunu’nun 2. maddesinin 2. fıkrasına atıf yapılmamakta ve gerekçe olarak belirtilmemektedirler. Çocuklar Türk Ceza Kanunun 220/6.maddesi ve 314/2. maddesi gereğince yargılanmakta ve cezalandırılmaktadırlar. Çocukların ceza almadıkları yasa maddelerinin değiştirilmiş olması çocukları örgüt üyesi gibi ceza almamalarının önüne nasıl geçecek açıkçası anlamış değiliz. Kaldı ki öyle yorumlansa dahi düzenlemede çocukların toplantı ve gösteri sırasında yaptıkları iki suç tipi (direnme ve propaganda) dışında ki muhtemel suçlarda ve toplantı ve gösteri dışında işleyebilecekleri tüm suçlar bakımından yine örgüt üyesi olarak yargılanıp ceza almaya devam edecektir. Çocukların örgüt üyesi gibi yargılanıp ceza alınmasının önüne geçilmek isteniyorsa ortaya samimi bir niyet konulup TCK 220. ve 314. maddelerinde değişikliğe gidilmesi gerekmektedir. Aksi taktirde bu sorunları birkaç ay sonra tekrar konuşacağımızdan kimsenin şüphesi olmasın.

Ayrıca yeni düzenleme ile birlikte Toplantı ve Gösteri Yürüyüşleri Kanunu’nun kimi maddelerinde ceza indirimine gidilmiş ve iyileştirici hükümler olarak yansıtılmaya çalışılmıştır. Oysa bu maddeler çok iyi irdelendiğinde adeta “Cezalarda Orantılılık İlkesine” karşı hile yapıldığı ve kurnazca bir taktik uygulanarak hazırlanmış olduğunu göz boyama gayesi ile indirim adı altında daha önce orantısız olarak verilen yüksek cezalara kılıf üretilmeye çalışıldığını göstermektedir. Yasa ile birlikte TGYK’ nun 32. maddesini değiştiren “Direnme” başlıklı madde ile iki ayrı cezanın öngörüldüğü anlaşılmaktadır. Bu madde kapsamında Kanuna aykırı toplantı veya gösteri yürüyüşlerine katılanlar, ihtara ve zor kullanmaya rağmen dağılmamakta ısrar ederlerse,  6 aydan 3 yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılacağını belirtmekte; İhtara ve zor kullanmaya rağmen kolluk görevlilerine karşı cebir veya tehdit kullanılarak direnilmesi halinde TCK’da düzenlenmiş bulunan ve 6 aydan 3 yıla kadar ceza öngören; direnmenin şekline göre yarı oranına kadar artırılabilen “Görevli Memura direnmeden” ayrıca cezalandırılacağı belirtilmektedir. Çocuklar tarafından gerçekleştirildiği iddia edilen eylemlere bakıldığında ise “Görevli Memura Direnme” suçunun nitelikli hallerine gireceği çok açık anlaşılmaktadır. Dolayısıyla eski düzenleme göre uygulamada çocuklar bu madde gereğince 3 yıla kadar ceza alabilirlerken yeni düzenleme ile birlikte bu madde kapsamında toplam 7 yıl 6 aya kadar ceza alabileceklerdir.

Öte yandan yeni yasa ile birlikte TGYK’ nun 33. maddesinde ise ceza oranlarında yapılan indirime karşı bu maddeye eklenen yeni bir cümle ile çocukların eylemlerinin bu madde kapsamında kalması ve 32. maddede belirtilen şekilde gerçekleştirilmesi halinde çocuklar 33. maddenin yanında ayrıca 32. maddeden dolayı cezalandırılabilecektir. Böylelikle daha önce çocuklar tarafından TGYK’ya aykırı bir eylem gerçekleştirilmesi halinde tek bir maddeden dolayı cezalandırılırlarken yeni düzenlemeler ile birlikte TGYK’nın iki ayrı maddesinde düzenlenmiş cezalar ile TCK’nın “Görevli Memura Direnme” suçundan dolayı da ayrıca cezalandırılacaklardır.

Yeni düzenleme ile çocukların çocuk mahkemelerinde yargılanmalarının önü açıldı, çocuklar bunda böyle çocuk mahkemelerinde yargılanacak denilip bu durum kamuoyuna bir devrim gibi gösterilmeye çalışılmaktadır. Ancak bilinmelidir ki çocukların kendilerine özgü bir yargılama sistemi içinde yargılanmaları taraf olduğumuz uluslararası sözleşmelerde güvence altına alınmış bir haktır. Bu hakkı 2006 yılında yaptığı değişiklikler ile çocuklardan alan AKP hükümeti yaptığı yanlışlıktan bunca çabalar sonucunda dönmüş olmasını bir reform olarak kamuoyuna yansıtmasına rağmen, esasa ilişkin yasa değişikliklerini yapmamakta direnmesini samimi bulmadığımızı belirtmek istiyoruz.

TMK mağduru çocukların durumunda değişiklikler öngören 6008 sayılı yasanın suça itilen çocuklar ile ilgili soruşturma usulleri ile verilecek cezaların TMK’nın 5. Maddesindeki artırımın uygulanmaması gibi bazı maddelerini olumlu bulduğumuzu sizlerle paylaşmak istiyoruz. Ayrıca çıkan yasanın yarattığı olumlu hava sonucunda mahkemelerden çok sayıda tahliyenin de çıkacağını da tahmin etmenin zor olmadığını da biliyoruz. Ancak şunu belirtmemiz gerekir ki söz konusu yasa yine tıpkı daha önceki yasa metinleri gibi aynı kurnazlıkta, aynı zihniyetin taktiği olduğunu görmekteyiz. Her ne kadar TMK kurbanı çocukların durumunda değişiklikler öngören “Hile Yasası” ile çocuklar “Terör Suçlusu” kapsamından çıkarılmış ve çok önemli değişiklikler yapılmış gibi kamuoyuna aksettirilmeye çalışılsa da, çok değil, birkaç ay sonra çocukların tutuklanarak, örgüt üyesi gibi ceza alacağını tekrar konuşacağımızdan emin olabilirsiniz.

İnsan hakları savunucuları ve TMK mağduru çocukların avukatları olarak bu kaygılarımızı kamuoyuyla paylaşmayı bir vicdani sorumluluk olarak görüyor, hükümetin belirttiğimiz kaygıları giderecek yasal düzenlemeleri yapmasını talep ediyoruz.

Saygılarımızla,

İHD DİYARBAKIR ŞUBESİ

Bir cevap yazın