(Yeni Mağdurlar İçin Çok Geç Olmadan)
Değerli Basın Mensupları;
Angola’lı Jose Brinco’nun öyküsü Karamayını gerçeğinin ta kendisi. Bugün Türkiye’de de binlerce mayın mağduru Brinco ile aynı kaderi yaşıyor. Sadece 2002-2006 yılları arasında çoğunluğu sivil 560 insan karamayını ve serbest patlayıcıların neden olduğu olaylarda yaralandı. Aynı yıllar arasında çoğunluğu çocuk 227 insan hayatını kaybetti.
Mayınları üretenler ve kullananlar, aksini iddia etseler de; mayınlar; sivil yada silahlı, kadın yada erkek, yetişkin yada çocuk ayrımı gözetmeden hepimizin yaşamı için büyük tehlike yaratıyor.
Türkiye’de resmi rakamlara göre 1 milyondan fazla mayın ve sayısını hiçbir zaman bilemeyeceğimiz serbest patlayıcı; boş arazilerde, dere yataklarında, çocukların her gün okula gidip geldiği yol kenarlarında, şehir çöplüklerinde yada çiftçilerin ve çobanların kullandığı alanlarda sinsice yeni kurbanlarını bekliyor.
2003 yılında Ottowa sözleşmesini imzalayan Türkiye aradan geçen 4 yıla rağmen mayınlı alanların belirlenmesi ve temizlenmesi için gerekli adımları atmış değil. Her şeyden önemlisi halen mayınlarla ilgili tüm faaliyetlerin planlama ve uygulamasını belirleyecek “ulusal eylem politikası”nın ve mayın eylem yasası çerçevesinde mayın eylem merkezinin oluşturulmamış olmasıdır.
Türkiye’nin BM Mayın izleme Komitesine verdiği resmi raporlara göre Batman, Diyarbakır, Gaziantep, Hakkari, Ardahan, Kars, Siirt, Şırnak, Şanlıurfa, Tunceli, Van, Mardin ve Hatay illerinde mayınlı olduğu kesin olarak bilinen alanlar mevcuttur. Ayrıca Bingöl, Bitlis, Batman, Mardin, Tunceli, Şırnak ve Siirt İllerinde 746 farklı alanda mayın şüphesi var. Bu tabloya serbest patlayıcıların risk yarattığı alanlar da eklendiği zaman sorunun gerçek boyutları ortaya çıkmaktadır.
ülkemizde yaşanan çatışmalı süreç boyunca boşatılan 4000’e yakın yerleşim yerinin mayın riskinin bulunduğu illere bağlı olması, uygulanacak köye dönüş programlarının mayın taramaları yapılmadan ve gerekli önlemler alınmadan uygulanmasının yeni ölümlere ve yaralanmalara davetiye çıkarması olasıdır.
Karamayınlarının bölgesel ve ulusal düzeyde yarattığı ekonomik ve sosyal etkiler ise sorunun diğer ayağını oluşturmaktadır. Karamayınları Eğitim, Sağlık, Refah, Tarım, Ulaşım ve Çevre üzerinde olumsuz etkiler yaratmaktadır. Ayrıca Mayın riskli bölgelerden diğer bölgelere yarattığı göç potansiyeli ile bu olumsuz etkileri ülke düzeyine yaymaktadır.
İnsan Hakları Derneği olarak çok geç olmadan
1-Türkiye Büyük Millet Meclisi’ni;
a-Mayınlı alanların işaretlenmesi ve temizlemesi,
b-Risk altında bulunanlar için bilinç artırma eğitimlerinin organizasyonu,
c-Mayın mağdurlarının sağlık bakımları ile ekonomik ve sosyal uyumunun sağlanması,
d-Mayın stoklarının imhası,
e-Mayın kullanılmasının önlenmesi için Hükümet vakit geçirmeden Mayın Eylem için yasal düzenlemeleri yapmaya,
3- 25 yıllık çatışma sürecinin bütün taraflarını; mayınladıkları alanları kamuoyuna açıklamaya
UnutMayın… “Bu silahlar diğer hiç biri gibi değil. Bunlar rasgele silahlar. Bir sivil ya da askeri ayırmazlar ve sivillere aşırı zararlar verirler.”
İNSAN HAKLARI DERNEĞİ