KESK’E YÖNELİK BASKI VE GÖZALTILARA SON VERİLMELİDİR!

KESK'in 23 Ağustos tarihinde "İnsanca Yaşam ve Demokratik Türkiye" yürüyüşüne, güvenlik güçleri tarafından yapılan saldırılarda onlarca insan yaralanmıştı. Hükümet ile toplu pazarlık sürecinde olan kamu çalışanlarının, en demokratik haklarını kullanarak basın açıklaması yapmak istemeleri karşısında on binlerce güvenlik gücünün seferber edilerek, böyle bir hakkın kullanılması engellenmeye çalışıldı. Ankara dışından gelen Kamu çalışanları Ankara'ya sokulmak istenmedi ve tüm gün boyunca gerginlik devam etti. Buna rağmen kamu çalışanlarının ısrarlı tutumu sonucunda akşam saatlerinde Kızılay'ın bir bölümünde açıklama yapmalarına izin verildi.

Gün boyunca güvenlik güçlerinin basın açıklamasına katılmak isteyen çalışanlara yönelik saldırıları devam etti ve zaman zaman yaralanmalar da oldu. Başbakan ise KESK'in eyleminin anti-demokratik olduğunu söyledi. Ardından Devlet Bakanı Mehmet Ali Şahin KESK yöneticilerini bölücü ve terörist olmakla suçladı. Emniyet Genel Müdür Yardımcısı Feyzullah Arslan ise "KESK'in eylemine teröristlerin de katılıp polisi taşladıklarını" iddia etti.

Daha bir ay önce 6. ve 7. AB Uyum Yasalarını çıkararak ülkenin demokratikleştiğini ilan eden hükümetin bir hak arama mücadelesine karşı gösterdiği tavır, insan hakları ve demokratikleşme söylemlerinin kağıt üzerinde kaldığının bir ifadesi değil midir? Hükümetin bu açıklamaları bizi çok da şaşırtmadı, çünkü diğer bir çok alanda yapılan düzenlemede olduğu gibi toplantı ve gösteri hakkının da hayata geçirilmeyeceği pek çok uygulamada görülmekteydi.

Hükümetin demokrasi ve özgürlükleri tüm toplum için uygulama niyetinde olmadığı anlaşılmaktadır. Hak arayan köylüleri azarlayan, gençleri, memurları terörist ilan eden; işçi, memur ve işsizleri birbirine karşı kışkırtan anlayış anti demokratik bir anlayıştır. Hükümet bu politikalarından vazgeçmeli ve çeşitli toplum kesimlerinin taleplerini yerine getirmeli ve demokratik tepkileri normal karşılamalıdır.

Ekonomik ve demokratik her türlü hak aramayı terörizm olarak değerlendirmek, tüm toplumu, hak arayan herkesi düşman görme anlayışından kaynaklanmaktadır. Hükümet başkanının da bir dönem mağduru olduğu bu anlayışın sürdürülüyor olması, demokrasi değerlerinin içselleştirilmediğinin göstergesidir.

Bu nedenle hükümetin kamu çalışanlarından özür dilemesini, baskıya son verip kamu çalışanlarının taleplerine kulak vermesini ve gözaltına alınan kamu çalışanlarının derhal serbest bırakılmasını istiyoruz.

İNSAN HAKLARI DERNEĞİ

Bir cevap yazın