MİLLETVEKİLLERİNİN DOKUNULMAZLIKLARININ KALDIRILMAK İSTENMESİ İNSAN HAKLARINA AYKIRIDIR

TBMM Anayasa Adalet Karma Komisyonu 23 Aralık 1993 tarihli oturumunda, DEP’li milletvekilleri Hatip Dicle, Leyla Zana, Ahmet Türk ve Mahmut Alınak’ın dokunulmazlıklarının kaldırılmasını kararlaştırdı.

T.C. Anayasası “Cumhuriyetin Temel Organları” başlıklı üçüncü kısmın 83.maddesine göre TBMM üyelerinin yasama dokunulmazlığı vardır. Milletvekilleri tutuklanamaz, yargılanamaz ve sorguya çekilemez. Ancak Anayasanın 14.maddesindeki durumlar bu hükmün dışındadır. Anayasanın 14. maddesi 26.madde ile çelişmektedir. 26.maddede, herkes düşünce ve kanaatlerini söz, yazı, resim ya da başka yollarla tek başına ya da toplu olarak açıklama ve yayma hakkına sahiptir denilirken 14. madde bu özgürlükler “Devletin ülkesi ve milletiyle bölünmez bütünlüğünü bozmak, Türk Devletinin ve Cumhuriyeti’nin varlığını tehlikeye düşürmek… amazıyla kullanılamaz” denilerek bu temel hak ve özgürlüklerin önü tıkanmaktadır.

Herkes her konuda düşüncesini özgürce ifade etmelidir.

Demokrasiler, halkın kendi kendisini yönettiği rejimler olarak tarif edilir. Halkın temsilcisi olan milletvekillerinin dokunulmazlığını kaldırmak, halkın kendi kendini yönetme hakkına vurulmuş ağır bir darbedir. İnsan Hakları Evrensel Bildirgesi’nin 19.maddesi, “Her insanın, düşüncelerini özgürce açıklamaya hakkı vardır. Bu hak, düşüncelerinden ötürü rahatsız edilmemek, ülke sınırları söz konusu olmadan, bilgi ve düşünceleri, her türlü araç ve yollarla aramak, elde etmek ve uygulamak hakkını getirir” der.

Yine Bildirge’nin 21. maddesi, herkesin doğrudan ya da özgürce seçilmiş temsilciler aracılığı ile ülkesinin yönetimine katılma hakkına sahip olduğunu düzenlemektedir.

Türkiye’nin 1954 yılında imzaladığı Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’nin 10.maadesi gereğince “Herkesin anlatım özgürlüğüne hakkı vardır. Bu hak, görüş edinme ve resmi makamlarca karışılmaksızın ve ülke sınırlarına bakılmaksızın bilgi ve düşüncelerin alınıp verilme özgürlüğünü içerir.”

Dokunulmazlıkların kaldırılmak istenmesi sadece milletvekiline değil, aynı zamanda onları seçen halkın serbest iradesine de yönelik bir tehdittir.

Bu girişim insan haklarına aykırıdır. Demokrasiye bir darbedir.

Akın Birdal
Genel Başkan

Bir cevap yazın