“İŞKENCEYE SESSİZ KALMA” TOPLANTI TUTANAKLARI

“İŞKENCEYE SESSİZ KALMA” TOPLANTI TUTANAKLARI 

02-03 Temmuz 2005

İşkencenin Önlenmesinde Yeni Uluslararası Araçlar Ve Türkiye Atölye Çalışması (BM İşkenceyi Önleme Sözleşmesi Seçmeli Protokolü’ne İlişkin Atölye Çalışması):

BM İşkenceyi Önleme Sözleşmesi Seçmeli Protokolü’ne ilişkin düzenlenecek atölye çalışmasıyla, Seçmeli Protokol’ün öngördüğü uluslararası İşkence Önleme Alt Komitesi ve ulusal önleme mekanizmaları hakkında bilgi ve donanımı arttırmak, bu anlamda uluslararası deneyimlerden yararlanmak, Türkiye’nin Protokolü imzalaması ve onaylaması yönünde kampanya oluşturmak, ulusal önleme mekanizmalarının oluşumunda insan hakları örgütleri başta olmak üzere sivil toplum örgütlerinin etkinliğini arttırmak hedeflenmiştir.
 
Atölye çalışması, 2-3 Temmuz 2005 tarihlerinde, “İşkencenin Önlenmesinde Yeni Uluslararası Araçlar ve Türkiye” başlığı altında Ankara’da Angora Otel’de gerçekleştirilmiştir. Toplantıya, İsviçre İşkenceyi Önleme Derneği’nden Matthew Pringle ile Uluslararası Af Örgütü’nden James Logan uzman olarak davet edilmiştir. Toplantıya; Başbakanlık İnsan Hakları Başkanlığı, Başbakanlık İnsan Hakları Danışma Kurulu, Adalet Bakanı Cemil Çiçek, İçişleri Bakanı Abdulkadir Aksu, TBMM İnsan Hakları İnceleme Komisyonu Başkanı Mehmet Elkatmış ve Komisyon üyeleri, İçişleri Bakanlığı İnsan Hakları Şube Müdürlüğü, İHD Diyarbakır, İstanbul, Mersin, İzmir ve Ankara Şubeleri, Türkiye İnsan Hakları Vakfı, Mazlum-Der, Uluslararası Af Örgütü Türkiye Temsilciliği, Öz-Ge-Der, Kadın Platformu, KAOS-GL, Adli Tıp Uzmanları Derneği, İnsan Hakları Gündemi Derneği, Halkevleri gibi sivil toplum örgütleri; Türk Tabipleri Birliği, Türkiye Barolar Birliği, Ankara Tabip Odası, Ankara Barosu, Diyarbakır Barosu gibi meslek örgütleri, akademisyenler ve çeşitli alanlardan uzmanlar davet edilmiştir.
 
Toplantı, toplam 35 kişinin katılımı ile gerçekleştirilmiştir.
 
Yusuf Alataş (İHD Genel Başkanı), Yavuz Önen (TİHV Başkanı), Şükran Buldu (İHD Genel Başkan Yardımcısı), Nejat Taştan (İHD Genel Sekreteri), Yüksel Mutlu (İHD Genel Saymanı), İsmail Boyraz (İHD Genel Sekreter Yardımcısı), Yavuz Özdemir (Emniyet Genel Müdürlüğü İnsan Hakları Şube Müdürü), Muhammet Can (Adli Tıp Uzmanları Derneği), Seda Akço (Avukat, İstanbul) Neşe Şahin (TİHV), Ahmet Özdel (ÇHD Çorum Şube Başkanı), Hakan Ataman ( İnsan Hakları Gündemi Derneği), Cavidan Soykan (A.Ü Siyasal Bilgiler Fakültesi), Kerem Altıparmak (A.Ü Siyasal Bilgiler Fakültesi), Günal Kurşun (Uluslararası Af Örgütü Türkiye Şubesi), Emrullah Beytar (Mazlum-Der), Sümeyye Nur Erken (Mazlum-Der), Abdulbaki Boğa (İHD İstanbul Şube), Ali Bozan (İHD Mersin Şube), Salih Karaaslan (İHD Ankara Şube Başkanı), Yalçın Balkıs (İHD Ankara Şube), Ali Kırmızıgül (İHD Ankara Şube), Gökçe Otlu (İHD Ankara Şube), Selahattin Esmer (İHD Ankara şube), Zeliha Şaşcı (İHD Ankara Şube), Melihe Yıldırım (İHD Diyarbakır Şube), Vedat Güleç (Diyarbakır Barosu), Mesude Şahin (Kadın Kooperatifi), Duygu Hatipoğlu (Halkevleri), Eser Ceylan (Halkevleri), Berin Çanlı (Öz-Ge-Der), Filiz Berker (Öz-Ge-Der), Levent Korkut (UAÖ), Nalan Erkem (İzmir), Meryem Erdal (İHD)
 
Atölye çalışmasının 2 Temmuz 2005 tarihinde yapılan ilk oturumu, İHD Genel Başkanı Yusuf Alataş’ın açılış konuşması ile başlamıştır. Alataş konuşmasında, işkencenin ve işkencecilerin cezasızlığının ortadan kaldırılmasında İHD tarafından gerçekleştirilen etkinliklerden söz ederek, bundan sonra da bu çalışmalarını sürdüreceklerini belirtmiştir. Açılış konuşmasının ardından konulara söz verilmiştir.
 
TİHV Başkanı Yavuz Önen, Emniyet Genel Müdürlüğü İnsan Hakları Şube Müdürü Yavuz Özdemir ve İsviçre İşkenceyi Önleme Örgütü adına Matthew Pringle tarafından yapılan konuşmalarda ise, toplantının önemine vurgu yapılarak, toplantıda bulunmaktan dolayı memnuniyetleri dile getirilmiştir.
 
Daha sonra program akışına uygun biçimde sunumlara geçilmiştir. Proje koordinatörü Avukat Meryem Erdal’ın “Türkiye’de İşkence ve İşkencenin Ortadan Kaldırılmasına Yönelik Mücadelenin Gerektirdikleri- Genel Değerlendirme” konulu sunumu ile devam etmiştir. (Toplantı programı ve akışı ekte sunulmuştur.)
 
İsviçre İşkencenin Önlenmesi Örgütü’nden Matthew Pringle ise, “BM İşkenceye Karşı Sözleşme Seçmeli Protokolü” konulu sunumu ile, protokolün önemi, içeriği konusunda katılımcıları bilgilendirmiştir. Atölye çalışmasının ikinci oturumunda ise yuvarlak masa tartışması yapılarak, Türkiye’de işkenceye karşı mücadele ve bu mücadelede ulusal ve uluslararası izleme ve ziyaret mekanizmalarının önemi konusunda katılımcılar ortak bir tartışma yürütmüştür.
 
Matthew Pringle (İsviçre İşkenceyi Önleme Derneği – APT); Öncelikle başka ülkelerden örnekler vereceğim.
 
Dün itibariyle 10 onay 37 imza vardı. Ulusal mekanizmanın ne olduğunu bilmeden imzalamış ülkeler var. Bu yaklaşım bir dizi ülke tarafından kabul ediliyor.
 
Arnavutluk dürüst davrandı ve onayladıklarında neyi onayladıklarını bilmediklerini söylediler. 2007 itibariyle bu Seçmeli Protokol’ün ( SP )’ ün kriterlerini yerine getireceklerini söylediler.
 
Malta, Eylül 2003 de onayladı. Meksika 2005 yılında, Arjantin ise 2004 yılında imzaladı.
 
2. Grup ülkeler ise önce imzalıyorlar ve ardından mekanizmayı düşünüyorlar.
Bazı ülkelerde SP parlamentonun onayını bekliyor. Bu protokolü imzalamakla onaylamak arasında vakit kazanmış oluyorlar. Türkiye’nin de bunu yapıp yapamayacağını tartışabiliriz.
 
Nihai bir yaklaşım da ne yapacaklarını bilmelerine yönelik oluyor. İngiltere ve Danimarka gibi. Birçok ülke mevcut ziyareti yapan kurumlara SP’de öngörülen ziyaret görevini veriyor. İngiltere gibi başka organlar yaratanlar var. Bazı ülkeler ise yeni organlar üretiyor. Önemli olan organların etkili olması.
 
Estonya Eylül 2004 de imzaladı. Bu yılın nisan ayında yaptığımız görüşmede Estonya Dışişleri Bakanlığı’nın bu konu ile ilgilendiğini öğrendik. Bakanlar arası toplantı yapıp tartışıyorlar. Bu tartışmalar sırasında mevcut Ombudsman grubu atayacaklar. Tipik bir Ombudsman, şikâyetleri inceler. SP’ün en önemli parçası ziyaretlerdir.
 
İzleme mekanizmalarında çok fazla avukat var. SP’de ise, hukuk dışındaki başka meslek gruplarının da bu organa dâhil olması gerekir.
 
Ombudsman’ın çalışma alanı çok geniş. Bu geniş görev alanı işkence üzerine yoğunlaşmayı engelleyebilirler. Britanya ve Danimarka’da birden fazla izleme grubu var. SP’de birden fazla organ olabilir.
 
İngiltere bütünüyle yeni bir ziyaret mekanizması kurmayı düşünmedi.  Ziyaret alanları çok geniş; hapishaneler, askeri yerler, hastaneler karakollar.
 
STÖ ve olgu araştırma gruplarına danışıldı. APT’nin yaklaşımlarında STÖ’lerin bu mekanizmada yer almasını düşünüyor. Profesyonel bir oluşuma sahip değiller. 20 ulusal mekanizmadan 12 si ziyaretlerde bulunuyorlar ve bilgi veriyorlar. Bu nedenle STK’ların işin içine dâhil olması gerekiyor.
 
Danimarka’da da birden fazla organ var. Burada da Dışişleri Bakanlığı bu konu ile ilgileniyor. Bakanlıklar arasında ilişki var. STK’ların lobi çalışmaları sonucunda STK’lar bu mekanizmanın içine yerleştirildi. Kopenhag’da bir toplantı oldu. Bu Konferans bu konuda daha fazla gelişim yaratacak.
 
İşviçre (federal bir ülke, 26 kantondan oluşuyor, bu kantonların özerklikleri var.) Adalet Bakanlığı bir çalışma grubu oluşturdu. Çalışma grubu, 26 değişik bölge ve 26 organ olmamasına karar verdi. Bir görüş birliği ortaya çıktı. Parlamento mevzuatı tartışıyor. Mekanizma İşkenceyi önleme kurumu olacak. Ulusal komitede 12 –24 üye olacak, yılda 50 ziyaret yapılacak. İşkenceyi önleme kurumunda, doktorlar, avukatlar, STK’lar, psikiyatrlar olacak. Taslak üzerinde STK’ların görüşüne başvurdular. Benim örgütüm de bunu yaptı. Mevzuatın taslak sürecinde Türkiye’de de STK’ların katılması gerekir.
 
Almanya farklı 16 değişik idari bölgeden oluşuyor ve bu idari bölgelerin özerkliği var. Dolayısıyla ziyaret yerleri;  nezarethaneler, hapishaneler, karakollar ve akıl hastaneleri olacak. 2004 yılında 16 idari bölge bir araya geldi. Değişik federal hükümete yetki vermek istemediler. 16 tane yeni kurum yaratmak istemediler ve 2 grup yaratmaya karar verdiler.
 
Ombudsman’lar ilgili yerleri ziyaret edecekti. Almanya’da çok fazla nezaret yerleri var ve şimdiki öneri 4 komiser ve 2 destekleyici personelle bu ziyaretlerin yapılması çok zor. Komisyon yetersiz. 
 
Bu modeller Türkiye için ideal değil. Önemli olan bu konuyu görüşmeniz. Bu nedenle öncelikle aşağıda belirtilen soruları cevaplamak gerekir.
 
1-     İşkence durumunu nasıl tanımlarsınız?
2-     Bağımsız izleme, önlemeye katkı sağlar mı?
3-     SP konusunda genel bilinç düzeyi ne durumda, bakanlıklar, parlamento gibi Türkiye kamuoyu ne düşünüyor?
4-     Somut olarak SP konusunda çalışan bakanlık var mı?
5-     Şu anda mevcut nezarethane izleme mekanizmaları neler, bir dizi izleme var mı, engelleyen unsurlar var mı?
6-     İzleme mekanizmalarının yetkileri nelerdir?
7-     Türkiye’de mevcut organlar yeter mi ya da yeni bir organ yaratmak mı gerekir?
8-      SP önce imzalanıp sonra kurullar mı oluşturulmalı?
9-     Türkiye SP’ü imzalayan ilk 20 ülke arasına girebilir mi?
10- Türkiye’nin deneyimleri nelerdir? Örneğin CPT, Kızılhaç, Özel raportörlerle ilişki ne durumda?
 
Seda Akço Av. İstanbul; çocukların işkence ve kötü muamele durumunu algılayış biçimi önemli. Çocukların dövülebilir olması uygulamalara yansıyor. Tanık olduğum bir olayda tiner kullanan çocukları esnaflar dövdü ve polis çocukları götürdü, döven esnafı götürmedi. Çocuklar da bu durumu yani yetişkinlerin bu davranışını kabul ediyor.
 
Çocukların özgürlüklerine müdahalenin son çare olarak düşünülmesi gerekir. Zira bu durum çocuğun gelişimini engellemektedir. Çocukların bulundukları kurumların izlenmesi bakımından ayrı bir izleme birimi olmalı mı? Bana göre olmalıdır. Yetişkinlerin öncelikleri farklı, çocukların öncelikleri farklı aynı kurulun her iki grubu incelemesi riskli.
 
Çocuklar için izleme mekanizması var mı?
Türkiye’de böyle bir mekanizma yok.
 
Cezaevi izleme grubu var, fakat çocuklar için yeterli özen gösterilmiyor. Bu kurullarda barolar var fakat yeterli özen gösterilmiyor. Yetiştirme yurt ve yuvalarında da kötü muamele ya da işkence var, buraların da incelenmesi gerekir.
 
Cezaevlerinde çocuklar için öğretmen ve psikolog bulunması gerekir. Türkiye’de oran nedir?
 
Bu sayıyı bilemeyiz ve fakat sayı çok az. Bakanlık da bu durumdan şikayet ediyor.
 
Islahevlerinde uzman kadroları dolu. Bulunan uzmanlar nitelikli değil.
 
Neşe TİHV; Çocukları tartışırken 2’ ye ayırmak gerekir:
 
1-     Özgürlüğünden yoksun bırakılan çocuklar ve
2-     Devletin gözetiminde bulunan çocukları ayrı tartışmak gerekir.
 
Seda Akço; bütün çocuk koğuşları yetişkin koğuşlarından daha kötü ve İnsan hakları kurumlarının bu konu gündeminde değil.
 
Filiz Berker Özge Der; Kayseri’de yaptığımız ziyareti baro ile yaptık. Bu ziyaretten sonra koğuşlar tamamen değiştirilmiş.
 
Nalan Erkem İzmir Av.;
İzmir’de toplu dayak seansları vardı ve bu durumu hem bakanlığa hem de CPT’ ye bildirdik ve bu başvurumuz üzerine yeni cezaevleri oluşturuldu, mekan değişti ve fakat insan malzemesi aynı olduğu için kötü muamele devam etti. Uzman yok. Çocukların büyük çoğunluğu madde bağımlısı fakat tedavi edilmiyorlar. Bağımsız İzleme kurulları önemli. Rapor edilmeli. Hükümetlerin oluşturduğu ve hükümete bağlı kurullar çözüm olmayacaktır. SP’e göre oluşacak kurulların hükümetten bağımsız olması gerekir.
 
Meryem İHD; Avukatların özellikle nezarethanelerde yakıcı görevleri var. Özge-Der’ in raporuna göre bir iyileştirme yok. Savcılar da önemli, nezarethaneleri denetlemeleri gerekli. Savcılar tarafından denetimler ihmal ediliyor. Çocuklar Çocuk Şube müdürlükleri tarafından işlemleri yapılması gerekli iken başka birimlerde sorgulanıp işkence gördükten sonra Çocuk Şube Müdürlüğü’ne getiriliyor.
 
Hekimlerin de çocuk mağdurlarla karşılaştıklarında neler yapacaklarını konusunda bilgi eksikliği var.
 
Hakan Ataman İHGD; Estonya örneğinde izleme komitesinin avukatlardan oluştuğunu söylemiştik. Fakat avukatlar ve doktorlar kadar herkese ulaşmak gerektiğini düşünüyorum. Türkiye’de bağımsız İHK tartışması var. Paris ilkelerine göre kurulacak İHK böyle bir mekanizma kurabilir mi?
 
Levent Korkut UAÖ; Türkiye’de temel sorun bağımsız komite fikrinin devler tarafından benimsenmiş olmaması.
 
1-Bir Ombudsman yasa tasarısı konusunda tartışma yaşandı ve taslak bilgi Üniversitede yapılan tartışmada çıktı. Devletinde 10 yıllık bir çalışması var. Elkatmış gelecek yıl çıkabileceğini söyledi.
 
Yasanın çıkması durumunda yapılacak bir proje var. Yasanın ön hazırlıklarının Adalet Bakanlığı tarafından yapılması gerekir. Adalet Bakanı bu yasanın çıkmasını istemiyor.
Bu taslağın tartışılması gerekir. Olumlu ve olumsuz kısımlar var. Başlangıç noktası olarak kullanılabilir.
 
2-Bağımsız İHK Paris ilkeleri doğrultusunda Türkiye’de kurulması konusunu Ombudsman’da da kötü gidiyor. Başbakanlık İnsan Hakları Kurulu ( BİHK) tarafından hazırlanan yasa STK’lar tarafından engellendi. Bir komite kuruldu ( İHD, HYD, AF Örgütü, Mazlum-Der–TİHV )
 
Bu komitenin statüsü nedir konusunda sıkıntı yaşadık. 3-4 toplantı yapıldı. Danimarka İnsan Hakları Enstitüsüne bir soru yönelttik ve komitenin statüsünü sorduk. Dışişleri Bakanlığı’na bu sorunun taşınacağı söylendi ve cevap verilmediği söylendi ve komite çalışmalarını askıya aldı.
 
Her iki kurumda oluşturulmuş değil. Her iki kurumun olup olmaması gerektiği konusunda karar vermek gerekir ve bu duruma müdahil olmak gerekiyor. Kurulda bulunan kişilerin meslekleri konusunda kaygı yaşanıyor. Bazı meslek guruplarına çalışma alanı yaratılıyor. Bu konu üzerinde etkili olmak gerekir. Devlette bazı meslek gruplarının baskınlığı var. Bağımsız kurumlarda STK’ların temsiliyeti ve nasıl yer alacağı konusu da sorunlu bir durum.
 
Kişisel görüşüm daha az sayıda kurumla bu sorunu çözmek. Kurum içinde iç birim oluşturulması gerekir. Mevcut Cezaevi İzleme Kurulları. 6 yıl önce bir proje ile oluşturuldu. Bu kurulun reform mu edilmesi ya da yukarıda belirtilen 2 kuruma mı devredileceğine karar vermek gerekir.
 
İşkence konusunda uluslararası saygın kuruluşların Türkiye’deki uygulamaların altını çizdiği ve bu nedenle bağımsız kurul kurulması durumunda önerileceği belirtildi.
 
Günal Kurşun UAÖ; Çocuklarla ilgili ciddi ve ivedilikle ele alınması gereken bir durum var. Yetişkinler için de tablo değişmiyor. CİK’ de bütün cezaevlerinde bulunması gerekli liste sayılıyor. Fakat bu listede penalog ve kriminolog sayılıyor. Fakat Türkiye’de böyle uzmanlar yok. Bağımsız izleme işe yarar fakat kim tarafından yapılacağı ve bağımsız olup olmayacağı önemli. Bunun kurulması çok büyük bir mesele değil. Fakat işlevsel kurumun kurulması gerekir. SP bilinmiyor ve STK’ların bunu kamuoyu gündemine sokması gerekir. STK’larda çalışanlar dahi bilmiyorlar. İç eğitim yapılması gerekir. Kamuoyu baskısı ile bu sorunu çözebiliriz.
 
Şu andaki izleme mekanizmasının nasıl çalıştığını öğrenmek istiyorum. Ayrıntılı bilgi almak istiyorum.
 
Neşe TİHV; SP’ü, STK’lar tanıyor mu? STK’lar temel belgeleri bilmiyor. İşkence ve kötü muamele hangi mekânlarda ortaya çıkıyor bu durma bakmak gerekir. İşkence mekânları çok çeşitli. Cezaevleri gözaltı merkezlerinde sokaklarda, hastanelerde, ıslahevlerinde, yetiştirme yurtlarında kötü muameleler yapılıyor. Öncelikle STK’ların bu alanlarda çalışma yapması gerekir. Sorulardan yola çıkarsak, Türkiye’deki işkence durumunun belirlenmesi gerekir.
 
Baki İHD İstanbul Şube; Türkiye’de süren bir savaş var. Burada ölümler gerçekleştiriliyor ve yaşamlar yok ediliyor. Bu kurulların şiddeti ortadan kaldırırken öncelikleri nedir?
 
Feray Salman; bu toplantının amacı özellikle işkence ile ilgili olarak çalışma yapmaktı. Genel olarak insan hakları ihlalleri ile ilgili değildi. İşkence her durumda yasaktır.
 
Bu bizi insan hakları ihlallerini göz ardı etmemizi sağlamaz. Bu toplantının amacı işkence olduğu için özel çalışma yapıyoruz.
 
Vedat Güleç Diyarbakır Barosu; İşkence ve kötü muamelede Türkiye’de durum nasıl sorusuna cevap vermek istiyorum. İşkence konusunda vaka sayısında bir azalma olmasına karşın değişiklik yok. İdari açıdan işkence yapanlar görevden alınmıyor. Yargı açısından da durum değişmiyor. İşkence yapanlar korunuyor yargılanmıyor. Ya da ceza verilmiyor zamanaşımına uğruyor. Yasal açıdan ise durum pek değişmiş değil her ne kadar işkence yapanlara verilecek cezalar artırılmış ise de uygulama değişmiyor.
 
Uğur Kaymaz olayının kamu görevlileri ilk aşamada açığa alınmış ise de sonra başka illere atamalar yapıldı ve dava başka bir şehre alındı. Türkiye’nin tümüne yayılmış bir çatışma süresince işkenceler yoğun yaşanıyordu.
 
Çatışmalı ortamın sona ermesinden sonra işkence yöntemi değişti. Kaba dayak, ilaç içirme, küfür eskisi gibi devam etmektedir. Devletin kaygısı işkenceyi azaltmaya yönelik değil, temel kaygısı AB. Diyarbakır Barosu olarak avukatlık yasası ile ilgili olarak işkence yapanlara devletin atadığı avukatlara ödenen ücretlerle ilgili olarak (20 kat fazla ücret ödenmesi ) başvuru yaptık.
 
SP ile ilgili kurul bağımsız olmalı, ancak sadece STÖ’lerden kurulmuş bir izleme kurulları da başarılı olamaz ve zaten STK’ların yayınladığı raporlar dikkate alınmıyor. Ombudsman kurulu daha etkin olabilir. Bu işin kamusal boyutunun olması gerekir. 
 
Dr. Muhammet Can ATUD; SP’ün 14. / 2 maddesi, ziyaretlere devletin süre ile ilgili olarak itiraz edebileceğini belirtiyor ve fakat bu doğru bir yaklaşım değil. Kavramların netleşmesi gerekir. Türkiye’deki kötü muamele konusunda çocuklardan ve uygulanan muameleden bahsedildi. Olağanüstü durumlarda işkencenin cendereye girdiğini düşünüyorum Çünkü olağanüstü durumlarda meslek örgütleri de baskı altına alınıyor. Adli Tıp Kurumu’nun Tabip Odalarına devredilmesi gerekiyor. Adalet Bakanlığı’na bağlı bir kurum olarak çalışmaması gerekir. ATUD olarak İstanbul Protokolü’nün uygulanması açısından pratisyen hekimlere yönelik eğitim çalışmaları yapıyoruz. TCK 101 ve devamı maddeleri uyarınca alternatif rapor alınabiliyor. İşkencenin belgelenmesi ve işkence yapanların cezalandırılması anlamında hekim raporları çok önemlidir.
 
Türkiye’de kurulların izleme yapmasının engellenmesi durumunda keyfi bir uygulama var. Hekimlerin hukuktan ve başlarına geleceklerden haberleri yok. Kişiler, uğradığı mağduriyetler bir yana tetkiklerini ekonomik nedenlerle yaptıramıyor ve yatıramayacağına dair imzalı belge alınıyor. Bir fon kurularak bu tetkiklerin devlet tarafından yapılması gerekir.
 
Hakan İHGD; İzmir Barosu tarafından çat kapı karakol ziyaretleri yapıldı ve fakat daha sonra görünmez bir el tarafından bu ziyaretler engellendi.  Ayrıca yönetim değişince İÖG kapatıldı. Bu nedenle bağımsızlık tanımı önemli. STK’ların bağımsızlığına da bakmak gerekir. Ayrıca izlemenin kamusal yanı etkinliği artırır. İşkencenin yaygın, sürekli ve devlet emriyle yapıldığı tespit edilmiştir. Bu sistematikliği gösteriyor. İfade alma teknikleri önemli. 
 
İşkence tanımı geniş, insanlığa karşı suçlarda, savaş suçlarında soykırım suçlarında da tanımlanmış. Emniyetin STK’ların toplantılarına katılması bir değişimi ifade ediyor.
 
Vedat Diyarbakır Barosu: Türkiye’de işkencenin sistematik olduğunun tartışılmaması gerekir. İşkence ve şiddet kültürü gelişmiştir. İşkence çeşitliğinde azalma, örneğin Filistin askısının olmaması sistematik olmadığını göstermez. Bölgede yakalanan ve ölen kişilere işkence yapılıyor.
 
Levent Korkut UAÖ: Uluslararası kuruluşlar ve AB ile görüşürken tüm öykünün rapor haline dönüştürülmesi gerekir etkili olması için. Raporlama önemli. Tecrübeyi birleştirmek ve rapor yazarken tüm boyutlarının yazılması (ATUD temsilcisinin söylediği şeylerin de rapora yansıması) gerekir. Polis uzmanlaşıyor ve bu nedenle STK’ların da uzmanlaşarak rapor yazması gerekir. STK’ların insan hakları network’unu kurması gerekir. STK’ların raporlarla etkiyi ortaya koyması gerekir. Yeni model üretmek gerekir. STK’ların bir araya gelerek işbölümü yapması gerekir. Maddi olanaklar kısıtlı.
 
Ahmet Özdel Çorum ÇHD Başkanı; 2- 3 yıl önce 112 öğretmen gözaltına alındı. Avukatlar karakolda görüştürülmedik. Akşam başsavcının emri ile emniyete gitmemize rağmen yaka paça dışarı atıldık. Küfür ve dayağa maruz kalan avukatlar olarak emniyet yetkililerini şikayet ettik. Valilik emniyet müdürünün yargılanmamasına karar verdi, İtiraz ettim yargılandı ve emniyet müdürü ceza aldı. Fakat baroya başvurmama rağmen sonuç alamadım. Hakkımda ifadeler alındı. DGM de örgüt üyeliğiyle ilgimin bulunmadığına karar verildi. Örgütten yargılandım. Hakkımda sürekli davalar açılıyor ve insan hakları savunucuları marjinalleştiriliyor. Cezaevi izleme kurulları taşrada devlet ve devlete yakın kişiler tarafından yapılıyor. İzleme konusu çok etkili, jandarma konusunda özel çalışma yapmak gerekiyor. İnsan hakları savunucularının marjinalleşmemesi gerekir. İHD’nin bir takım hakları savunurken ölçüyü elden kaçırmaması gerekir.
 
Nalan Erkem İzmir; Göstermelik izleme mekanizması var Cezaevi ve İl ve İlçe İnsan Hakları Kurulları’nın ve savcılarının izleme yetkisi var. Fakat etkin olarak kullanılmıyor. Medyanın desteği ile baro ( İzmir ) olarak zamanında inceleme yapabilmiştik.
 
İzleme önemli. Her mekanın izlenmesi gerekir. İzleme mekanizmalarında kamu görevlilerinin olmaması gerekiyor. İl ve İlçe İnsan Hakları Kurulları izleme yapıyorlar fakat haberli izleme yapıldığı için bazı mekanlar açılmıyor. İzleme kurullarının rapor hazırlamaları gerekir ve yetkilerinin (kapalı yerlerin açılması ve belgelerinde incelenmesi) geniş olması gerekir. Bu raporların kamuoyuna duyurulması ve işkence konusunda bilinç artırma çalışma yapılması gerekir.
 
Feray Salman; İHD işkence projesi kapsamında tarafımızdan takip edilen bir işkence vakasında Gemlik İlçe İnsan Hakları Kurulu işkence nedeniyle yapılan başvuruda işkence olmadığına karar verdi. Kaymakamlık, bu karara dayanarak işkence yapanlar hakkında dava açılmamasına karar verdi.
 
Melihe Yıldırım İHD Diyarbakır: İHD, raporlama konusunda uzmanlaşmıştır. Yaşadığımız tecrübelerden İnsan Hakları İl ve İlçe Kurulları’nın yapısı gereği bağımsız ve tarafsız olarak bu incelemeleri yapamaz. Kurulun bağımsız olması ve Türkiye’ye özgün bir kuruluş olması gerekir.
 
Yargılama mekanizması ayrı bir işkence aracı olarak kullanılıyor. Yargı bu konuda direnç gösteriyor.
 
Ali Kırmızıgül Ankara Barosu: Levent Korkut’un önerisine katılıyorum. STK’ların ağ kurması önemli.
 
Seda Akço İstanbul Av: Kurulun bağımsızlığı nasıl sağlanacak, uygulamalar olumsuz gelişmiş durumda. Mevcut kurullarla olamaz. Ombudsmanlık mekanizmasında mevzuat tehlikeler taşıyor. Ombdusmanlık ve bağımsız izleme kuruları yeni bir model. Bu nedenle işkencenin önlenmesi konusunda bu tartışmaların dışında tutmak gerekiyor. Ayrı bir kurul tanımlaması yapılması gerekir.
 
Meryem İHD: Türkiye’de askeriye izlemenin dışında tutulmuş durumda. Askeri mekânlar denetimin dışında tutulmuş durumda ve tartışılması gerekir.
 
Hakan İHGD: Mehmet Tarhan’ın durumunu hepimiz biliyoruz.
 
Her STK kendi raporunu yayınlıyor, bir araya gelmek gerekir. İşkence ile ilgili ortak rapor hazırlanması gerekir ve bu durumda sahanın etkili olabileceğini düşünüyorum. STK’ların cimri davranmadan eteğindeki taşları dökmesi gerekir ve işbirliği yapması gerekir.
 
Feray Salman: İHD UAÖ tarafından Seferihisar’da yapılan işkence ile ilgili 2 günlü çalışmayı önemsemişti. Seferihisar’da kurulması kararlaştırılan blok oluşturulamadı. İzleme komitesi önermesinden önce STK’ların kendi aralarında tartışma yürütmesi gerekir. İşkence ortak bir mücadeledir. Tüm birimleriyle çocuk, kadın, Kürt,  tüm alanlarda birlikte çalışma yapmak gerekir. Olanaklarımız buna müsait. ATUD’un yürüttüğü projeye destek vermek gerekir. TİHV, İHD UAÖ çalışma yürütüyor ortaklaşma gerekir.
 
Matthew APT: Toplantıyı bu saate kadar sürdürdüğünüz için hepinizi kutlamak gerekir. Çok şey öğrendim. Değişik şeyler öğrendim. İşbirliği ihtiyacının olması çok önemli. Birçok ülkede STK’lar bu kampanyayı yürütüyor. Yarın sabah aynı momenti kullanarak somut öneriler yapmak gerekli.

Ankara 03.TEMMUZ 2005
  
Feray Salman: SP’ün Türkiye tarafından imzalanmasında hükümetin tek başına bunu imzalamayacağını biliyoruz. Bu nedenle bazı araçların kullanılması gerekir ve bu araç kampanya olabilir ve kampanya örgütlemesini açıklayacağım.
 
Kampanya Nasıl Örgütlenir?
 
Ne için kampanya yapılır? Mevcut bir durumun değiştirilmesi için kampanya yaparız.
 
Kampanya yapmak için kampanya yapmıyoruz. Hedefe ulaşmak için kampanya yapılır. Kimi zaman durumun iyileştirilmesi için kampanya yaparız. Gerekli olan ve geliştirilmiş bir politikanın uygulamaya geçirilmesi için kampanya yaparız.
 
Kampanyaya başlamak için öncelikle bir planlama yapılması gerekir. Ön hazırlık çalışmasının mutlaka yapılması gerekir. Kampanya konusunda bilginin yeterli olması gerekir. Bunun için toplantı yapılabilir, uzmanlar çağrılabilir, sorun yaşanılan yerlerle görüşülebilir.
 
SP için sorulması gereken sorular:
1-     Her şeyden önce işkence açısından Türkiye’de yaşanan durum nedir ve neden devam ediyor? Durum analizi yapmak gerekir, birlikte çalışan STÖ analizlerine bakmak ve bir araya getirmek gerekir. Hazırlık çalışması açısından Türkiye’nin işkence durumunu ortaya koyan ortak bir rapor hazırlanabilir mi? Kolektif çalışma yapılması gerekir. Tıbbi yönü, mağdur yönü ile idari açıdan cezasızlık durumunun raporlanması gerekir.
2-     SP’ün tanınması gerekir. Öngörülen yapılanmanın işkencenin ortadan kaldırılması için, nasıl bir yapılanma ortaya koyuyor buna bakmak gerekir. (Boşluk analizi yapmak gerekir. Öngörülen yapılanmayı iyi tanımak gerekir. Başka araçları da kullanmak gerekir.
3-     Hükümetin buna karşı tavrını da analiz etmek gerekir. İmzalamak istiyor mu buna bakmak gerekir. Ne kadar farkında olduklarını bilmek gerekir. Nasıl algılıyorlar bu mekanizmayı, bunu bilmek gerekir. İç işlerine müdahale olarak mı algılıyorlar bunu bilmek gerekir. Zayıf ve güçlü yönlerini bilmek gerekir. Ve buna karşı hangi malzemeleri kullanacağız bilmemiz gerekir.
4-     Kamuoyunun işkence konusunda bilgisine de bakmak ve bilgi toplamamız gerekir. Bilgi toplamanın strateji seçmek açısından önemi, vardır. Türkiye’deki izleme mekanizmalarını masaya yatırmak gerekir. Meclis İnsan Haklarını İnceleme Komisyonu, İl ve İlçe kurulları, cezaevi izleme kurulu, çocuk ve kadınların izlenilmesinde, psikiyatri servislerinin izleme mekanizmaları var mı, tüm bunlara bakmak gerekir. Bu mekanizmaların neden çalışmadığını ya da nasıl çalıştığını bilmek gerekir. Türkiye’de yapılan sivil izleme alanlarını bir araya getirmek gerekir. Biz bilerek “il kurulları çalışmaz” diyoruz ama sokaktaki insanlara bunu anlatmak gerekir. Onları bilir hale getirmek için çalışma yapmak gerekir.
5-     Türkiye’de nasıl bir yapı istiyoruz. Çoklu bir yapı mı istiyoruz. Bu nedenle nasıl bir yapı istediğimiz ve ilkelerini sorgulamamız gerekir.
6-     Türkiye’nin geldiği durumu görmek gerekir. Türkiye’ye gelen raportörlerin raporlarına bakmak gerekir. SP ile arzu edilen yapının kurulması için gerekli araçları bilmemiz gerekir.
7-     İhtiyaç analizi yapmak gerekir. İhtiyaç analizi ile neye ulaşmak istediğimizi bulabiliriz. “İşkencesiz bir Türkiye” istemek uzun erimli bir söylem ve hedeftir. Ulaşılması gerekli bir hedeftir. Bu hedefe ulaşılması gerekli alt hedefleri belirlemek gerekir.  Gerçekleşen her alt hedef, bizi ana hedefe ulaştırır. SP’ün onaylanması içinde alt hedefler koyabiliriz. Kampanyanın süresini, araçlarını, engellerini bilmemiz gerekir. Hedeflerimiz somut, ölçülebilir ve ulaşılabilir olmalıdır.
8-     Kampanyanın rotalarının tanımlanması ve onun öncesinde kampanya yürütücülerini tanımlamak gerekir. Daha sonra kampanyanın hedef gruplarını belirlemek gerekir. Hükümet, karar vericiler, sokaktaki insan, milletvekilleri mi, bunu tanımlamak gerekir. Bizden yana olanları ve karşı olanları bilmek gerekir. Hedef grupları içinde araştırma yapmak gerekir. Bazı milletvekilleri kampanyada bizden yana olabilirler ve araştırmak gerekir. Etkileyeceğimiz kesimleri bilmemiz gerekir. Hangi STK bizden yana, hangileri karşıda olabilir analiz yapmak gerekir ve bu kişilere özel çalışma lobisi yapmak gerekir. Bizimle birlikte etkimizi artıracak hedef gurup analizlerini yapabilmemiz gerekir.
9-     Mesaj ne olacaktır. Bu mesaj nasıl olmalıdır? Mesajımızı nasıl veriyoruz.? Mesaj meramımızı anlatıyor mu? Hedef guruplar nasıl algılıyor, bunu bilmek gerekir. Dilini ve biçimini ayarlamak gerekir. Mesaj kısa ve basit olmalı, günlük dil kullanılmalı, gündelik hayata dokunabilmeli. İşkence, sokaktaki insan buna karşı çıkınca önlenebilir. Gerçek hayat hikayeleri kullanılabilir. Savunuculuğunu yaptığımız şeyi olumlu sunmak gerekir. Kendi kültürümüz içindeki değerleri kullanmak gerekir. Olumlu yanlarını kullanmak gerekir. Verdiğimiz mesajın anlaşılabilir olup olmadığının bir ön testinin yapılması gerekir. Anket yapılabilir. Bu mesajın arka plan bilgisinin olması gerekir. Geri plan bilgisi ile mesajın uyumlu olması gerekir. Mesajın faaliyetlerle bütünleşmesi gerekir. Her faaliyetin mutlaka bir hedefi vardır. Bir sonuç yaratıyor olması ve o sonucun önceden öngörülüyor olması gerekir. Faaliyetlerin önceden kısa dönemli erişilecek hedeflerinin belirlenmesi çok önemlidir. Her bir hedefin iyi tasarlanması gerekir. Kamuoyunun SP’ün imzalanması konusunda baskı gurubu olması için,  öncelikle bilinçlendirilmesi gerekir. Toplantı, yayın, broşür, televizyon programı kaç tane yapacağımızın dahi önceden belirlenmesi gerekir.
10- Kampanya süresinin, hedef guruplarının bilinmesi gerekir. Alt faaliyetlerinin süresinin dahi belirlenmesi ve herkesin rolünün belirlenmesi gerekir.  Birlikte çalışmayı ve sorumluluk paylaşımını önceden belirlemek gerekir. Kampanyanın her aşamasında değerlendirme yapmak gerekir. İmza kampanyalarında belli bir süre vardır ve sayısının da belirlenmesi gerekir. Diyelim ki 100 bin imza hedeflemiş isek her aşamada bu hedefe ulaşıp ulaşamayacağımızı değerlendirmemiz ve sürekli izlememiz gerekir. Yapılan her faaliyete izleme mekanizmasını yerleştirmek gerekir. Diyelim ki, 6 ay ise süre ilk 2 ayda da 5 bin imza toplanmamış ise bunun nedenlerine bakmak gerekir.  5 bin imza toplanmamışsa buna bakmak nedenlerine ulaşmak gerekir. Bu durumda hedefe ulaşamayacağınızı anlarsanız hedef sayıyı azaltabilirsiniz.
11- Hedefi iyi tanımlamak gerekir. Ve ulaşılabilir kılmak gerekir. İşkenceyi kampanya ile önlemek mümkün olmayabilir ama işkenceye karşı 20 bin imza toplamak ulaşılabilir bir hedeftir.
 
Hakan İHGD: Hedeflere bağlı taktikler bulmak gerekir. Taktik ve eylemlerin sürdürülebilir ve sürekli olması gerekir. 2000 yılından sonra özel raportörlerin raporları Türkiye külliyen reddeder. Belki bu tavrı bilerek lobi çalışması yapılabilir. 
 
Feray Salman: Kampanya ile ilgili olarak teknik eğitim yapılabilir.
 
Matthew: Öncelikle kendi örgütümün SP ile ilgili el kitabının bütün konusunu kampanya örgütlenmesi oluşturuyor. Bu kitaptan bahsedeceğim. 5. Bölümde bazı temel tarafların altını çiziyoruz.
 
Bu tarafların hepsinin oynayacakları çeşitli rolleri olacaktır.
1. Hedef grubu parlamento: Parlamento, hem imza ve onay aşamasında, hem de uygulama açısından önemli role sahiptir. Parlamento bekçi ya da bekçi köpeği rolüne sahip olacaktır. Denetleme açısından. Bize sempatik bakan parlamento üyelerini belirlemek gerekir.
 
2. Hedef grubu Hükümet olacaktır. Yasal danışmanlar, hukuk danışmanları, hedef grubu olabilir. Ulusal mevzuata uyarlamak için etkili olacaktır. Bu grup için de lobi çalışması yapabiliriz.
 
3. Ulusal İnsan Hakları örgütlenmeleri (UİHK): Ombudsman bürosu ortaya çıkabilir. Bu organın yaratılması çok önemli. Türkiye’de oluşturulan taslak yasada durumu bilmiyorum ama böyle bir büronun izleme işlevi önemli.
 
4. Ulusal ziyaret organları. İnsan Hakları İzleme Kurulları Türkiye’de etkisiz. Cezaevi izleme kuruları da etkisiz. Yapmaları gereken işleri yapmıyorlarsa, neden yapmadıklarını her durumda tartışmalıyız.
 
5. STK’ların, insan hakları savunucuların, baroların temel ve anahtar bir işlevi olacak. STK’lar baskı uyguluyorlar. STK’lar önemli bir rol oynayacaktır. Hem imza, hem izleme uygulama açısından önem taşıyacaktır.
 
6. Medya. Birçok gurubu etkiliyor ve başka kesimlerde de bu konunun tartışmasını sağlayabilir.
 
7. Bilgi ihtiyacı çok önemli. Bilgi alışverişinde bulunmak gerekir. Örneğin sokaktaki insan için genel ama milletvekilleri için daha ayrıntılı bilgiye ihtiyaç vardır. Aynı zamanda hukuk danışmanlarına insan hakları komisyonlarına daha ayrıntılı bilgi vermek gerekir. APT belgelerini kullanabilirsiniz.
 
8. Son olarak, yalnızca Türkiye yetkilileri ile lobi yapmak yetmez, uluslararası ve bölgeler arası lobi yapmak gerekir. AB, böyle bir kurum. İşkence konusunda hazırlanmış klavuz kitaplar kullanılabilir. Klavuz kitaplara bakabiliriz. AB içindeki güvenlik organizasyonlarında APT yan etkinlikler düzenledi. Yan etkinlikler dahilinde 55 devlete ulaştık. SP’ ün imzalanması için yan etkinlikler yaptık. Uluslararası STÖ ile de örneğin UAÖ ile ilişkiye geçilerek protokolün imzalanması için çalışma yapılabilir. Tarihsel olarak bu protokolü destekleyen Danimarka İsveç, İngiltere gibi ülkelerle başka seminerler örgütlenebilir. Bu ülkelerden değişik kesimleri çağırabiliriz.
 
Feray Salman; SP ile ilgili olarak İHD’nin yürüttüğü bir çalışmamız var ve yıl sonuna kadar bu çalışmaları yapabiliriz. İyi bir kampanya örgütleyebiliriz.
 
Levent UAÖ: UAÖ bürokratik bir örgüt. James bu nedenle gelemedi. SP ile ilgili tarihi bir bilgi vermek istiyorum, Protokol ilk 1991 yılında Kostarica tarafından verilen taslakla başladı ve 1991 yılından sonra bir çalışma gurubu oluştu. UAÖ bu grubun içinde idi ve açık uçlu bir müzakere izleniyor. Bu çalışma gurubu 11 yıl boyunca çalıştı ve bu guruba STK’ları üye olduğu için Af Örgütü de dâhil oldu. Görüşmeler zaman zaman zor süreçler yaşadı. En ciddi konu alt komitenin oluşturulması idi ve ülkeler arasında alt komite uygulamasına karşı çıkanlar oldu.
 
Niçin bu protokolü destekliyoruz, anlamını biliyor muyuz? BM mekanizmaları olay sonrası harekete geçen mekanizmalardır. Oysa İşkenceyi Önleme Sözleşmesi’nin SP’ün öngördüğü mekanizma olay sonrası olmayıp önleyici bir mekanizmadır. Uluslar arası belgelerde önleyici mekanizma fazla olmadığı için bu mekanizm çok önem taşıyor.
 
Protokolde ulusal mekanizma ve uluslararası mekanizma birlikte ele alınıyor. 18 Aralık 2002 de bu araç kabul ediliyor. Bundan sonra imza ve onay süreci başlıyor. Af Örgütünün rolü 2 aşamada ele alınıyor.
 
1-     Ülkeleri imza ve onaya ikna etmek,
2-     Mekanizmalarını önemini STK’lar tartışıp kurulması için çalışma yürütmek.
 
İlk Malta onay veriyor. İmza ve onaya davette bir başka yol ülkelerdeki sorunlardan hareketle imza ve onaya davet etmek. Örn. Fransa.
Somut olaylardan hareketle ülke raporu yazılıyor ve tavsiyeler veriliyor.
 
Sembolik davetler, önemli günler ( 26 Haziran gibi ) de yayınlanan bildirilerde SP onaylanması çağrısında bulunuluyor. UAÖ’ nün faaliyetleri devam ediyor.
 
Uluslararası sözleşmelerin hemen imzası mümkün olmuyor. Süre uzuyor. Biz bu sürenin uzamasını azaltmak istiyoruz. Bu sürenin kısalmasında STK’ların önemi çok büyük.
 
***Alt komisyon ile ulusal düzeyde kurulacak komitenin sıkı ilişki içinde olması gerekir.  Ulusal yapılarla ilgili önerileri vardır. Öncelikle kurulacak mekanizmanın diğer mekanizmalardan farkı ve ayrılıkları üzerinde uyarılar yapmıştır. Klasik idari mekanizmaların dışında örgütlenmemesi gerekir. Var olan mekanizmaların uzantısı olmamalıdır. Mevcut idari mekanizmaların hepsi bağımsızlık açısından sorunludur. Ama kamusal bir kimliğinin de olması gerekir. Yargının işini de üstleniyor olmaması gerekiyor. Yargının etkisini etkilemesi gerekir. Asıl ceza verilmesi yargının işidir. Bu kurumlar STK’nın işlevini üstlenmemelidir. STK’ların izleme alanlarına girmesi, bu kurumların varlığı nedeniyle engellenmemelidir.
 
***Bu mekanizmanın yasa düzeyinde oluşturulması gerekir. Günümüze kadar benzeri kurullar ( İl kurulları, cezaevi izleme kurulları ) yasa ile oluşturulmuştur.
 
Bağımsızlık ve yeterince güvence sağlaması için yasa ile kurulması gerekir bu da güvence sağlar. Hatta anayasada yer alması gerekir. 
 
Günal UAÖ; Meclis İnsan Hakları Komisyonu kanunla kurulduğu için çok fazla yetkiye sahip, kanunu değiştirmek zor.
 
Uluslararası mekanizma ile ulusal mekanizma birbirini tamamlayıcı niteliktedir.
 
Ulus devletlerin kontrol gücü var ve bunu basitçe yok edemiyorsunuz ve bu kontrol gücünü çeşitli yollarla denetleyebilirsiniz.
 
İzleme mekanizmaları için genel ilkeler belirtilmiş ve UAÖ Paris İlkelerini altını çizmektedir. Paris ilkelerini esas alıyoruz. Kanunla kurulması ve bağımsız olması gerekir. Yeterli fona sahip olması, siyasi baskı ve sınırlamadan uzak tutulması gerekir. Özellikle Türkiye için genel bütçeye bırakılmaması, kuruma özel mali bütçe yaratılması gerekir. Bağımsız bir bina ve sekretaryası olması gerekir. Mali açıdan güdük bırakmak gibi yöntemler izleme kurullarının işlevini yerine getirmesini engelliyor.
 
Bu kurulların kompozisyonu ne olacak,
Toplumun bazı kesimlerinin temsil yeteneğinin olması gerekir. ,
Bağımsız uzmanların bu kurullarda yer alması ( hukukçular değil sadece İH uzmanları, psikologlar hekimler bu alanda çalışanlar ) gerekir.
 
Cinsiyet dengesine dikkat edilmeli, kadınlara yönelik işkence ve kötü muamele konularında kadınlara yönelik sorunlara ulaşmak nedeniyle kadınlar yer almalı,
 
Çocukları da diğer gurupları da buraya katabiliriz. Mültecileri de katabiliriz, Türkiye için bu konu önemli transit ülke olması nedeniyle.
 
Bağımsız uzmanların atama kriterleri koruma biçimleri görevden alınma yöntemlerinin de düzenlenmiş olması, güvencesiz bırakılmaması konusu üzerinde durulmalıdır.
 
Kurulun tüm bilgilere ulaşmasının sağlanması gerekir.
 
Tam ve güvenli bir erişim olanağının sağlanması gerekir.
 
Gözaltı ve tutuklama yerlerinin mümkün olan en geniş tanımlanmasının yapılması sağlanmalıdır.  Tutuklu ve hükümlülerin çalıştığı yerler, tedavi ve rehabilitasyon merkezleri, gençlerin rehabilite edildiği merkezler, sığınmacı ve mültecilerin yerleştiği merkezler, hava alanlarındaki transit geçiş merkezleri, iç göç nedeniyle bir yerden bir yere gidenlerin izlenmesi, psikoloji merkezleri, akıl hastaneleri, her türlü özgürlüğünden yoksun bırakılan yerler izlemenin yapılacağı yerler olabilir, Kurul her alana girebilmelidir. Bu girişler planlı olabileceği gibi izinsiz, plansız şekilde de yapılmalıdır. Habersiz ziyaretler önemli .
 
İlgili ulusal komisyon uluslararası alt komite ile bürokratik olmayan bir erişiminin sağlanması gerekir. Bu bağ devletler tarafından kesilebilir engellenebilir, bunların önleyici mekanizmaların oluşturulması gerekir.
 
Türkiye’de bu çok önemlidir özellikle bu konu üzerinde durmak gerekir. Yasal düzenleme yapılırken bu konulara yer verilmesi gerekir. Zira genel idari mevzuat devreye girer ve engellenebilir.
 
Kurul önerilerinin ciddiye alınmasını sağlayacak bir yapının oluşturulması gerekir. Sadece hukuki düzenleme yetmez. Kurul üyelerinin saygınlığı da önemli.
 
Kurulacak mekanizmaların raporlar yazması tavsiyelerde bulunması gerekir.
 
Bakanlık, parlamento ve cezaevi yönetimi düzeyinde iletişim kurması ve toplantı yapması gerekir.
 
Zaman zaman acil hareket tarzında çabalar geliştirmesi, eleştirebilmesi eleştirel bir bakışla bakabilmesi tavsiye edilmektedir.
 
UAÖ başka ülkelerdeki yapılarla ilgili örneklerin bilgisini vermektedir. Çeviri sorunu var. web sitemizde 5-6 ülke deneyimini yayınlayacağız.
Başbakanlık düzeyinde bu sorunun ele alındığını duyduk. Bu konularda kapalı giden bir çalışma yürütülüyor. Bu kapalı çalışmayı açmak ya da açıldığı noktasında bilgi düzeyine ulaşmak gerekir.
 
Hakan İHGD: Uluslararası düzeyde 7 kurumun oluşturduğu bir işkenceyi önleme koalisyonu var. Bu komisyon çalışma yürütüyor. Bu koalisyonda bulunan örgütler her biri kendi alanında uzmanlaşmış STK’lar.
 
Matthew APT: Kendi faaliyetlerimizi koordine etmeye çalışıyoruz. Bu komisyon birlikte çalışıyor. Bazen Sinat üyesi bir kuruluş eylem düzenliyor ama tüm üyeler adına düzenliyor.
 
Mayıs aynıda Kopenhag da düzenlenen toplantıda bir deklarasyon yayınlandı. TİHV’den bir üyede vardı. Birleşik bir biçimde hükümetlere baskı yapmak gerekir.
 
Kurul üyelerinin atanması konusundaki bağımsızlıkla ilgili bir sunum yapıldı ve değişik deneyimler var. Türkiye neler yapabiliri bu ülkelere bakabilir. Paris ilkelerine atıfta bulunuluyor. Hükümete Paris ilkelerine göre atama yapılması gerektiği söylenir.
 
Meryem İHD: Mali açıdan da bağımsızlık çok önemli. İl İH kurullarında karar alma süreçlerinde salt çoğunluk uygulanmıyor.
Çalışmaların ziyaret sonuçlarını bir rapor düzenliyor. Rapor sonuçlarının etkisini sormak istiyor. Gemlik örneğini açıkladı.
 
Levent Korkut UAÖ: Ulusal kurulların oluşmasında il İH kurullarını dikkate almamak gerekir. Belki bu kurulların sönümlendirilmesi gerekir. Bu kurul bu mekanizmanın dışında. Biz bu kurullarla alakalı olmayan bir kurul önermeliyiz. Mali bağımsızlık için örnekler var ( SPK ( Sermaye Piyasası Kurulu, BDDK gibi.) Mali bağımsızlık için formüller var. Bu kurullarda STK’ların nasıl temsil edileceğinin belirlenmesi gerekir. STK’ların yetkileri konusunda nasıl bir kompozisyon önereceğiz bunu belirlemek gerekir.
 
Neşe TİHV: SP’ün önerdiği izleme kurullarında acil müdahale yetkisi var mı, toplu gözaltılarda mesela. (SP’ün 14. maddesinde belirtilen itiraz hakkı .)
 
Günal Kurşun UAÖ: Evet var. 14. madde de uluslararası alt komite için bir sınırlama var.
 
Matthew APT: SP’ün 14. maddesi uluslararası alt komite ile ilgili. Ulusal mekanizmaların izlemesi engellenemez. Yetkililer engeller çıkarmaya devam ederse alt komiteyi uyaracaktır.
 
Şükran İHD: SP’e göre oluşacak Ulusal mekanizmanın iyi çalışmadığı durumda uluslararası alt komite ulusal mekanizmayı uyarabilir mi denetleyebilir mi ne yapabilir?
 
Levent UAÖ: Uluslararası hukuk açısından engellenme normal. Uluslararası yapı iyi çalışırsa uluslararası yapıya yapılacak itiraz çok önemli değil. Ulusal yapının iyi çalışması gerekir.
 
Ulusal komite iyi kurulmaz ise cezasızlığa neden olabilir. SP bu düzenlemeye izin vermiyor fakat ulusal düzenleme ile bu yola gidilebilir.

STK’ların sorumluluklarının bilincinde olması gerekir. Alt komite ulusal mekanizmayı denetleyemez. Başka uluslararası mekanizmalar devreye girebilir. STK lar daha fazla sorumluluk almak zorunda.
 
Hakan İHGD: SEMA Pişkünsüt olayında olduğu gibi STK lar yeterli basınç oluşturmadığı için   Pişkünsüt’e yapılanlar engellenemedi.
 
Seda Akço: Bütçe nasıl oluşacak, Çocuk yasasının hazırlanmasında  bu konuyu araştırdığımızda bağımsız bir bütçenin oluşturulmasının zor olduğunu gördük. Kurulun kamu yanının olması gerektiği düşünülürse başka bir bütçelendirme düşünülebilir mi? STK ve halkın da katılımını sağlayacak bir yapılanma olması gerekir.
 
Levent UAÖ: bildiğimiz yöntemler bunlar, fakat belki maliyecilere danışmak gerekir. En makul çözüm otomatik kaynak yaratma çözümü.

STK’ların oluşum konusunda bir model oluşturması gerekir. Bu modelin geniş bir STK tarafından makul görülebilir hale getirmek gerekir.  Her kuruluşun birkaç kişiyi bu konuda hazırlaması gerekir.
 
Vedat Diyarbakır Barosu: Diyarbakır barosu olarak bundan sonraki aşamalarda birlikte çalışabiliriz.
 
 
Ankara 3 Temmuz 2005
2. Oturum
 
Feray Salman; HYD, İHD, UAÖ, TİHV, Mazlum- Der’ den oluşan İnsan Hakları Ortak Platformu ( İHOP ) oluşturuldu. Bu platforma bu çalışmayı önerebiliriz.
 
SP konusunda ne yapmalıyız? Bunun tartışmak gerekir. Toplantı notları birleştirilerek katılımcılara gönderilecektir. Aralık sonuna kadar raporlama yapmak gerekir. Kampanyanın aktif olarak başlama zamanını belirlemek gerekebilir.
 
Diğer ülke deneyimlerini öğrenebilmek için tercüme sorunu var ve bunun için kaynak yaratmak gerekiyor. E- Mail gurubu kurmak gerekir, insan hakları iletişim ile birleştirebiliriz. STK’lar web sayfalarında başka örgütlere link verebilir.
 
Levent UAÖ: İHOP ortak rapor konusunda görüş birliği var. Koordinasyona ihtiyaç var, birlikte çalışma alışkanlığını gerçekleştirme durumu çok eski değil. İH kuruluşlarının çekirdeğini oluşturacağı bir çekirdek yapının oluşturulması gerekir. Çekirdek gurubu kendi içinde iç tutarlılığı oluşturduktan sonra çevre gurupları de katarak genişlemesi gerekir. Bu 1-2 yıllık hedef açısından önemli. Dağınık durum etkiyi zayıflatacaktır. Kapadokya’da bunun örneğini gördük. Öyle bir noktaya gelmeliyiz ki bizim hayır dediğimizde engelleme gücümüz olmalı. Voltran oluşturmalıyız.
 
Teknik çalışma yapmak gerekir. Başka ülke deneyimlerinin çevirilerinin yapılması gerekir. Bunun organizasyonu sağlanmalıdır.
 
Resmi kurum ve kuruluşlarla, meclis, dış, iç ve adalet bakanlığı ABGS ile ilişkilerin düzenlenmesi gerekir. Taktiksel ve stratejik olarak kapasitemiz eksik, kapasitemizi artırmamız gerekir. AK, AGİT gibi AB dışındaki kurumlarla ilişki geliştirmek gerekir. Bu kurumların ürettiği belgeleri izlemek gerekir.
 
Kapasite geliştirme üzerine düşünmemiz gerekir. UAÖ İHD ve Mazlum-Der’ in Hollanda ile oluşturacağı proje önemli Ankara da 15-20 kişilik bir havuz oluşturmak gerekir. Ankara’da olması önemli, merkezi idarenin burada olması nedeniyle.
 
Berin Öz-Ge-Der: Levent’e katılıyorum güç birliği oluşturmak gerekli Çocukla ilgili rapor hazırlayabiliriz. Ayrıca verilecek görevleri üstlenebiliriz.
 
Hakan İHGD: Stratejiyi hazırlarken işkencenin önlenmesi için işbirliği Rapor, Kampanya ve SP’ün onaylanması için kampanya olarak özetleyebiliriz. 1. ve 2. hedef gruplarını belirlemek gerekir. Meclis, Hükümet ve Medyayı etkilemek gerekir. Toplumu yanımıza çekmek gerekir. İşkencenin etik ve ahlak dışı olduğu yönünde dil oluşturmak gerekir. Teşhir çok önemli, tanıklıkların teşhir edilmesi gerekir. İşkence yapan kişinin psikolojisi hakkında pek çalışma yok. İşkenceci ile ilgili verilere ihtiyaç var.
 
Neşe: TİHV tedavi merkezinin hazırladığı raporda Emre Katkı’nın işkencecinin durumu hakkında bir makalesi var.
 
Feray Salman: Öncelikle İHD bu bilgiler toplansın ve buradan paylaşılsın.
 
Nalan: Söylenenlere katılıyorum. Buradan ayrılırken belirli görevleri paylaşmalıyız.  Var olan mekanizmaların neden çalışmadığı ve bu mekanizmaya hizmet etmediği konusunda çalışma yapmak gerekir. Var olan kuruluşların etkinliğinin olmadığını açıklamamız gerekir. İnceleme ve izleme yapılacak mekânların listesini belirlememiz gerekir. İzlemeyecek gurupların içinde yer alacakları belirlemek gerekir. STK’lar ile bağının somutta nasıl olması konusunda öneriler hazırlamak gerekir. İzlenecek mekânlarda herkes mesleğine göre izleme kriterleri oluşturmalı.
 
Hakan İHGD: Yaptığım tercümeleri tüm gruba yollayacağım.
Feray Salman: İÖG deneyimi ile ilgili bir rapor hazırlanması iyi olur.
 
Sümeyye Mazlum-Der: Arşive dokümantasyon çok önemli. Her STK kendine akan bilgiyi mail gurubuna aratsa görsel malzemede oluşmuş olur. Katılan kuruluşların uzmanlık alanlarında nasıl katkı yapacağı konusunda çalışma yapması gerekir.
 
Feray Salman: STK’lar neyi ortaklaştıracak  ve var olan durum nedir ?
 
Zeliha İHD Ankara: İHD Ankara şube olarak söylenenlere katılıyorum ve  katkı sunacağız.
 
Neşe: Ortak raporlama yapma konusunun üzerinde durmak gerekir. Biz 3 hak alanında bir proje yürütüyoruz. Türkiye’deki mevcut durumunun değerlendirilmesi gerekir. SHÇEK alanında çalışma yapabilirim. STK’ların bir araya gelmelerini sağlamak gerekir. Yöneticiler düzeyinde periyodik toplantı yapmak gerekir.
 
Seda: Ben biraz fazla iş tanımı yapıldığını düşünüyorum. Bu nedenle 2004 ağustos ayında TCK tasarısında çocuk açısından sorun olduğunu düşündüğümüz için bir yapı oluşturduk. Barolar var uzman kişiler var. O aşamada herkes yapacağını kendiliğinden yaptı. Planlama olanağımız yoktu. Baştan basit bir şey tarif edilmişti. Bu anlamda başarılı oldu. Bu nedenle bağımsız izleme gurubuna neden ihtiyaç var bunu tariflemek gerekir. Bu işler proje içinde yapılacak olursa bu handikap. Bu nedenle kendi kaynaklarımızı yaratmamız gerekir.
 
Bu protokol dışında da bağımsız izleme kurulları öneren Havana sözleşmesi var. Bir çerçeve çizilebilir. Çocuk açısından.
 
Meryem İHD: Empati kurmak gerekir. İfade alma teknikleri konusunda emniyetin yürüttüğü projede bir dizi standartlar oluşturuldu. Bu kaynağı ulaştırabilirim. İzleme konusunda polisin bir direnci var. Polisler izlemeyi denetlemeyi işlerine karışmak olarak görüyorlar. Yasaların oluşması konusunda lobi çalışması yapıyorlar, ne dediklerini bilmemiz gerekir. Kolluktan gelebilecek itirazları dikkate alarak karşı araçları yaratmamız gerekir.
 
Duygu Hatipoğlu Halkevleri: Ankara barosu İÖG kuruyor. Bilgilenmek istiyoruz. SP ile ilgili kampanya sürecinde elimizden gelen çabayı göstereceğiz.
 
Muhammet ATUD: İşkence tanımı, kamu görevlisini kapsadığına göre İHK’larının sonu itibariyle resmi makamlarla ve onların söyledikleri ile kendilerini geri çekmeleri doğru değil. STK’ların ilkeleri olmalı.
Medya ile ilişkiler konusunda
 
Açlık grevlerinde yazdığımız raporlar gazetelerde yer bulmadı ya da yanlış yansıdı. Medyanın İH ihlalleri konusunda aldığı durum çok tehlikeli. Şiddet kültürü toplumu olduğumuz vurgusu yukarıdan aşağıya bize veriliyor. İşkencecinin psikolojisi konusunda ise işkenceci bulunamadığı için psikolojisini tespit etmek zor. Kolluk görevlilerinden gelen itirazlar dikkate alınmamalı diye düşünüyorum.
 
ATUD olarak tüm İH ihlalleri konusunda yapılan çalışmalara katılıyoruz. 1. görevimiz kendi alanımızdaki hekimleri aydınlatmak. İl insan hakları kurullarının reddedilmesi gerekir. Kurulacak örgütün bağımsız olması gerekir. Olayın sebebi olanlarla mesafeli olmak gerekiyor. Bu nedenle bağımsızlığın korunması gerekir. İHD’nin bu tür çalışmalarının önemli olduğunu düşünüyorum. Geleneği olan çalışmalar. Vakıfta bu çalışmaları sıkıntılı olarak sürdürüyor fakat bunu önemli görüyorum.
 
Ahmet Özdel Çorum: En son gördüğüm işkenceci büroma gelerek işkence yapmadığını söyledi. Müvekkilime söyledim o da bana işkenceyi yapanın o olduğunu “ona mı, bana mı inanıyorsun” dedi. Onlarla oturup terlemeye gerek yok. Kolluğu bu konuda ikna etmek zor. Mevcut kurulların çalışmalarının İHD tarafından teşhir edilmesi gerekir. 15-20 kişilik havuz kadro oluşturulmasına katılıyorum. İH kuruluşlarının SP konusunda çalışma yapması ve kendilerinin de hazır olması gerekir. Kollukla fazla samimi olmamak gerekir. Burası Türkiye unutmamak gerekir.
 
Doğudan 12-13 yaşındaki çocukları satın alıp evlenenlerle ilgili bir araştırmamız var. Yüzlerce vaka var bu konuda rapor yazacağım. İnsan ticareti yapılıyor.
 
Günal UAÖ: HRW’ un bir projesi vardı, Güney Afrika’da 12 Eylül benzeri bir süreç yaşanırken daha sonra işkenceci çıkıp yaptığını itiraf etmiş ve işkenceci ve işkence görenle birlikte konferans yapılıyor. 12 Eylül döneminde yapılan işkencelerle ilgili olarak işkenceci ile mağduru bir araya getiremez miyiz?
 
Ortak mail havuzu yerine web sayfası yapsak ve herkes buraya bildiğini yüklese ve bilgi alacak olan da buraya baksa daha iyi olur. Bu toplantıların kurumsal olarak sürdürülmesi gerekir. Başka STK’larla da bir araya gelmek gerekiyor.
 
Hakan İHGD: Tek tek yapılan çalışmalar işkenceyi önlemeye yetmedi. Bu yüzden birbirimizi içimize sindirmemiz gerekir. Birlikte çalışabilmeliyiz. Uluslararası koordinasyonun da birlikte kurdukları bir web sayfası var. Ayrı ayrı da çalışma var.
 
Matthew APT: Kapasite bile ilgili tartışma yürütüldü ama kampanya için para gerekiyor. Bu faaliyetler için bir maliyet gerekir. Bu çalışmalar için fon bulabilirisiniz.
Ermenistan, Azerbaycan Kazakistan da benzer çalışmalar yaptık ve bunlar bir fon buldu. Hükümetlerden fon almama rezerviniz olduğunu biliyorum. AGİT ya da başka kuruluşlardan alınabilir. Biz APT olarak her türlü yardıma hazırız.
 
Onay ülke sayısı 20 yi bulacak. Bir konferans organize etmeyi düşünüyoruz. Buraya temsilciler göndereceğiz. Size de bu konuda yardımcı olabiliriz. Uluslar arası İnsan Hakları temsilcilerinin gelmesi için yardımcı olabiliriz. AB üzerinde Türkiye konusunda lobicilik yapabiliriz. Diğer hükümetlere de Türkiye yetkililerine baskı yapmaları konusunda lobicilik yapabiliriz.
 
2 günlük çalışmayı özetleyecek olursak yapılan tartışmalarda ortaklaşılan hususlar aşağıda belirtilmiştir:
 
1-     Var olan kuruluşların etkisizliği
2-     İnceleme listesi/gruplar ( izleme mekanları )
3-     STK işbölümü/Var olanın ortaya konması )
4-     Ortak rapor hazırlanması
5-     Arşivleme / dokümantasyon
6-     Periyodik toplantı ( STK’ların )
7-     Diyalogu artırmak itirazları bilmek ( kolluğun yasalara olan itirazları )
8-     Bağımsızlığın korunması ( İzleme kurullarının bağımsızlığı )

Bir cevap yazın