Abdullah Öcalan’ın yargılandığı davada Öcalan’ın savunmasını üstlenen çeşitli barolara mensup avukatlara 30 Nisan günü yapılan duruşma sonrası fiili saldırıda bulunuldu.
Avukatlar bir süre DGM binasında bulunan polis karakolunda mahsur kaldılar.
Polis ring aracına bindirilerek DGM’den uzaklaştırılan avukatlara, araca biniş sırasında, araçta ve indirildikleri Sıhhiye meydanında, çevik kuvvet polislerince feci şekilde dayak atıldı. Avukatların DGM binasında mahsur kalmaları üzerine Ankara Barosu Başkanına ulaşıldı, İstanbul Barosu Başkanına ulaşıldı. Çevik kuvvete mensup polislerin saldırısına uğrayan ve yaralanan avukatların tedavileri için İHD girişimde bulundu.8 avukatın vücutlarının çeşitli yerlerinde darp izleri saptandı.
Bu olay savunma hakkına ağır bir saldırıdır.
Savunma ölüm tehditleri, çeşitli hakaretler ve fiili saldırılar altında görev yapmaya çalışmaktadır.
Öcalan’ın avukatları karşılaştıkları güçlükleri, zaman zaman kamuoyu ile paylaşmakta ve yetkili makamlara da duyurmaktaydılar. Savunma hakkının önündeki engelleri, örnek olsun müvekkilleri ile görüşme olanakları, süresi, görüşmede uygulanan onur kırıcı ve aşağılayacı muameleleri yansıtıyorlardı.
Bugün olanlar, baskı ve saldırı altında, üstelik güvenliği sağlamakla görevli olanların saldırısı altında savunma hakkının kullandırıldığının açık ve gizlenemez kanıtıdır.
Hazırlık soruşturması aşaması da dahil, hukuka ve iç hukukumuzun düzenlemelerine aykırı bu muameleleri kınıyoruz.
Adli ve idari birimleri, yasalardan kaynaklı olarak avukatlık hizmetini yerine getirmeye çalışan ve kamu hizmeti gören avukatlara yapılan saldırılara karışanlar hakkında soruşturma açması için göreve davet ediyoruz.
Siyasal iktidarı, savunma hakkının kullanılması için uygun önlemleri almaya çağırıyoruz.
Baroları ve Barolar Birliğini, bu davada izlenen özel ve kabul edilemez hukuka aykırılıklar konusunda ve avukatların karşılaştıkları baskı ve saldırılar karşısında göreve davet ediyoruz.
Hüsnü Öndül
Genel Sekreter