Sevgili; Erol Zavar, Afyon Korkmaz, Aynur Epli, Gazi Dağ, Menduh Kılıç, İnayet Mete, A. Samet Çelik, İzzet Turan, Halil Güneş, İsmet Ayaz,

2008 yılını geride bıraktığımız bu günlerde 2009 yılının tüm mahpus kardeşlerimize özgürlük getirmesi umuduyla hepinizi selamlıyoruz.

İnsan Hakları Derneği cezaevlerindeki hasta tutuklu ve hükümlülerin sorunlarına dikkat çekmek amacıyla 2008 yılında hasta mahpuslarla dayanışma ve onların sorunlarını kamuoyuna taşıma kararı almıştı. 2009 yılında da bu etkinliğimize devam edeceğiz. 2008 yılını geride bırakırken mektup yazdığımız tüm mahpuslara, durumları hakkında bilgi almak, tedavileri yönünde yetkili makamların yapmış olduğu girişimleri görmek ve sağlık durumlarını sormak için yeniden yazıyoruz.

Cezaevlerine dönük başlattığımız bu ‘Dayanışma Mektupları’ çalışmamızda, sizlerden gelen başvuruları kamuoyu ile paylaşmayı ve durumunuzun aciliyetini yetkili makamlara duyurmayı insanlık görevi olarak gördük. Biz insan hakları savunucuları, cezaevlerinde yaşam savaşı verenlerin durumunu görünür, seslerini duyulur kılmaya çalışıyoruz. Kimsenin şüphesi olmasın ki, sesimizi ve sözümüzü usanmadan, yılmadan söylemeye devam edeceğiz.

2008 yılında yine mektup yazdığımız, tedavisi önündeki engellerin kaldırılmasını talep ettiğimiz Ali Çekin tedavisi yapılırken aramızdan ayrıldı. Biliyoruz ki sizler ve bizler için bu dayanışma etkinliğimizin hüzne dönüştüğü hepimizin yüreğine ateş düşürdüğü bir kayıptı. İnsan hakları savunucuları Ali Çekin’e bir söz vermişti. Yeni Ali Çekin’ler olmasın diye yola devam edecekti. Ona olan; “sağlıklı günlerde dışarıda buluşma” sözümüz ne yazık ki, gerçekleşemedi, ama sizlerle, bu sözü gerçekleştirme gayretimiz devam edecek.

Sizlere yolladığımız mektupların bir örneklerini de Cumhurbaşkanlığına, Adalet Bakanlığına, TBMM İnsan Hakları Komisyonuna, Ceza Tevkif Evleri Müdürlüğüne yolladık. Genel olarak gelen cevaplarda tedavilerinizin yapıldığına benzer yanıtlardı. Ne acıdır ki Ali Çekin’i kaybetmemizden aylar sonra tedavisi yapıldığına dair bir yazı aldık Adalet Bakanlığından. Elbette bu yanıtlar bizi tatmin etmedi. Şimdi esas olarak sizlerin durumunu, sizlerin kaleminden duymak istiyoruz. Tedavileriniz konusunda yapılanlar hakkında bizi bilgilendirirseniz bundan sonraki sağlık gelişmelerinizin takipçisi olmaya devam edeceğiz. Tedaviniz konusunda bir gelişme olmadıysa bu konunun da ayrıca takipçisi olacağız.

Bu ülkede mahpusların sorunları maalesef gittikçe artıyor. 2008 yılı cezaevlerinden derneğimize gelen başvurulardan durumun ne kadar vahim bir hal aldığını anlatıyordu. İnanıyoruz ki bu ülkede tüm bu uygulamalar bir anda bitmeyecek, bıçak gibi bir anda kesilmeyecektir. Bu bir insanlık mücadelesidir. Demokrasi ve insan hakları mücadelesidir. Tutulduğunuz cezaevlerinde sizlere bakmakla mükellef olan devlet, size yasa dışı yöntemlerle işkence yapanları görmüyor. Sizin sağlığınızla sorumlu olan devlet, sizin sağlığınızla ilgili ciddi girişimlerde bulunmamakla varlık nedeni de sorgulamaya açıyor. Devlet kimin için var sorusu çıkıyor karşımıza ki bu tehlike bizleri tedirgin etmekte, devam etmesinden de kaygı duymaktayız.

Sizlerin bir an önce iyileşmenizi, bu sesinize birilerinin kulak vermesini diliyor, cezaevlerinin olmadığı özgür günlerde buluşmak dileğimizi bir kez daha sizlerle paylaşmak istiyoruz.

Öztürk Türkdoğan
İHD Genel Başkanı

 

Bir cevap yazın