Sıddık Kaya: Bir Kayıp ve Faili Meçhul Cinayetin Aydınlatılması Talebi

Sayın Basın Mensupları,

Bu basın toplantısını 20 Kasım 2002 tarihinde kaybedilen ve 24 Nisan 2003 tarihinde de cesedi bulunan Sıddık Kaya olayı nedeniyle düzenlemiş bulunuyoruz.

Sayın Basın Mensupları,

İnsan Hakları Derneği Genel Merkezi olarak 30 Kasım 2002 tarihinde bir basın toplantısı düzenlemiş ve " Muş-Varto Kayıp Raporu (Sıddık Kaya)" başlıklı ve 27 Kasım 2002 tarihli Heyet Raporu'muzu açıklamıştık.

Sıddık Kaya'nın kaybedilmesi ile ilgili olarak girişimlerimiz özetle şöyle olmuştu:

22 Kasım 2002 tarihinde Sıddık Kaya'nın babası Tekdemir Kaya oğlunun 20 Kasım 2002'den beri kayıp olduğunu İHD Muş Şubesi'ne bir dilekçe ile bildirdi.

İHD Muş Şubesi aynı gün(22 Kasım 2002) dilekçeyi İHD Genel Merkezi'ne iletti.

İHD Genel Merkezi, Genel Başkan Hüsnü Öndül imzasıyla aynı gün (22 Kasım 2002) "Acil" kaydıyla, Devlet Bakanı Başbakan Yardımcısı Ertuğrul Yalçınbayır, İçişleri Bakanı Abdülkadir Aksu, Adalet Bakanı Cemil Çiçek'e ayrı ayrı fax metni gönderdi. Başvuru metni şöyleydi:

"Muş iline bağlı Varto ilçesi Karapınar köyünde ikamet etmekte olan Tekdemir Kaya isimli şahıs 22 Kasım 2002 tarihinde İnsan Hakları Derneği'nin(İHD) Muş Şubesine başvurarak, oğlu Sıddık Kaya'nın 20 Kasım 2002 tarihinde Varto Jandarma Bölük Komutanlığında görev yapan Astsubay Celal Şen'in buluşma talebinin ardından kayıp olduğunu ve bugüne kadar kendisinden haber alınamadığını iddia etmektedir. Baba Tekdemir Kaya'nın İHD Muş Şubemize yapmış olduğu başvurusu ilişikte sunulmuştur.

Ülkemizde yaşam hakkının ve kişi güvenliğinin korunmasının önündeki en büyük engellerden biri olan kaybedilme olgusunun bugüne geldiği noktada, Varto Jandarma Bölük Komutanlığında görevli bir Astsubay ile buluşmaya giden Sıddık Kaya'dan haber alınamaması, söz konusu kişinin kişi güvenliği ve yaşam hakkınının tehdit altında olduğuna yönelik kuşku ve kaygılarımızı arttırmaktadır.

O nedenle, konunun acilen aydınlatılması için girişimlerinizi dileriz. Saygılarımızla."

İHD Genel Merkezi, Genel Sekreter Yardımcısı Emirali Türkmen başkanlığında bir heyet oluşturdu ve konuyu araştırdı. Bununla ilgili olarak, 26 Kasım 2002 tarihinde Başbakan Yardımcısı Ertuğrul Yalçınbayır ve İçişleri Bakanı Abdülkadir Aksu'dan araştırma ve inceleme konusunda kolaylık gösterilmesini; Muş Valiliği, Varto Kaymakamlığı, Varto Cumhuriyet Başsavcılığı'ndan da görüşme talebinde bulundu.

İHD Genel Sekreter Yardımcısı Emirali Türkmen, İHD Doğu ve Güneydoğu Bölge Temsilcisi Hanefi Işık, İHD GYK üyesi ve Bingöl Şube Başkanı Rıdvan Kızgın, İHD GYK Üyesi Mihdi Perinçek, İHD Muş Şube Başkanı Sevim Yetkiner ve İHD Van Şube Başkanı A.Vahap Ertan'dan oluşan İHD Heyeti 27 Kasım 2002 tarihinde Muş ve Varto'da incelemelerde bulundu. .

İHD Heyeti aynı gün (27 Kasım 2002) "Muş-Varto Kayıp Raporu (Sıddık Kaya) Heyet Raporu"nu hazırladı.

İHD Heyetinin hazırladığı rapor, 30 Kasım 2002 tarihinde İHD Genel Merkezi'nde düzenlenen basın toplantısıyla Genel Başkan tarafından kamuoyuna açıklandı. Heyet Raporunun " kanaat ve sonuç" bölümünde şöyle denmekteydi:

"İnsan hakları heyeti yaptığı görüşme, inceleme ve tespitler ışığında; olayda kaybedilmiş olma kuşkusunun ağırlık taşıdığı, Varto'da faili meçhul olaylar, terör ve istihbarat konularında görevli olduğunu beyan eden ve Sıddık Kaya ile olayın çok öncesine giden yakın ilişkisi olduğu tespit edilen Astsubay Celal Şen'in olaydan iki gün önce yoğunlaşan ve 20 Kasım akşamı cep telefonu görüşmesini de içeren ilişkinin yeşil kart işlemleriyle sınırlı olduğu savunmasının akla uzak ve tatmin edici olmadığı kanaatindeyiz.

Olayın vahametine karşılık tahkikatının klasik bir vaka gibi sürmesi kaygı vericidir. Bu olayın da daha önceki benzer vakalarda olduğu gibi sonuçlanmaması için sonuca etkili yeterli bir tahkikatın ve etkin bir soruşturma kamuoyundaki beklenti yönünden kaçınılmazdır.

Son olarak devlet, siyasi iktidar ve sivil toplum örgütlerinin bu konuya gerekli duyarlılığı göstererek Sıddık Kaya'nın sağ olarak bulunması ve kamuoyu vicdanını rahatlatması için gerekli çabanın gösterilmesini talep ediyoruz."

İHD Genel Merkezi hazırlanan raporu Başbakanlık ile İçişleri ve Adalet Bakanlıklarına sundu.

Adalet Bakanlığı Ceza İşleri Genel Müdürlüğü, 28 Ocak 2003 tarihli yazıları ile İHD Genel Merkezi'ne yazdığı yazıda," müşteki Tekdemir Kaya'nın oğlu Sıddık Kaya'nın olay tarihinde yeşil kart başvurusu için Kaymakamlık ve İlçe Jandarma komutanlığı'na gittiği, aynı gün İkamet için Karapınar Köyüne dönmeyerek kız kardeşi Herdem Şengül'ün evinde kaldığı, akşam 17.00 sıralarında gelen bir telefon üzerine evden ayrılmak üzere iken kız kardeşinin ısrarla nereye gittiğini sorması nedeniyle " Celal Astsubayla görüşüp döneceğini" söyleyerek evden çıktığı ve halen bulunamadığı, Herdem Şengül'ün beyanı dışında olayı aydınlatacak herhangi bir bulgunun olmadığı, kaybolan şahsın köyde bazı aileler ile ihtilaflı olduğu, Karapınar köylülerinin güvenlik kuvvetleri ile ilişkileri güçlü olduğundan zaman zaman terörist örgütçe hedef seçilip uzun süre alıkonuldukları, olayın çok yönlü olarak araştırılmasına devam edildiği" şeklinde bilgi vermiştir.

24 Nisan 2003 tarihinde, Murat nehrinin kıyısında bir ceset bulunur; ağzı bantlı, elleri bağlı haldedir. Muş Devlet hastanesine kaldırılan cesedi İHD yöneticileri de görür. Ceset çürümeye yüz tutmuştur. Sıddık Kaya'nın ailesi, daha önce kangren olduğu için kesilen ayak parmağından Sıddık Kaya'yı tanır.

Değerli Basın mensupları,

İHD, Türkiye'de gözaltında kayıp olgusuna çok uzun yıllar önce dikkat çekmiş, raporlarıyla durumu ortaya koymuş ve 01.06.1995 tarihinde de, "Kayıplara Son, Sorumlular Yargılansın" kampanyası başlatmıştı. Bu çerçevede, gözaltında kaybedilen ve daha sonra öldürülmüş halde bulunan Hasan Ocak'ın cesedinin bulunduğu 17 Mayıs gününü kayıplarla mücadele günü olarak ilan etmişti. Kayıp olgusu, kampanyamızdan sonra da uzun yıllar devam etti. İHD verilerine göre Türkiye'de toplam 834 kişi kamu otoriteleri ile bağlantılı olarak kayıptır.

Kayıtlarımıza kayıp olarak geçenlerin bazılarının daha sonra faili meçhul siyasal cinayet kurbanı ya da yargısız infaz kurbanı oldukları anlaşılmıştır.

Hukukun üstünlüğü ilkesinin geçerli olduğu ülkelerde, devlet organlarının bu ve benzeri olaylarda "objektif sorumluluğunun" bulunduğu tartışmasızdır. Susurluk raporlarının da ortaya koyduğu gibi, yasa dışı ve yargısız infazlar gerçekleştirilmektedir.

Siyasi iktidarı, Sıddık Kaya'nın katillerini araştırmaya ve bulmaya; sorumluları yargı önüne çıkarmaya ve herkesi de tanıklık yapmaya çağırıyoruz. Sıddık Kaya neden ve kim tarafından kaybedildi ve öldürüldü? Bu sorunun yanıtı verilmelidir.

Cumhuriyet Savcılarını, yasalardan kaynaklı görevlerini yapmaya çağırıyoruz. Bu çerçevede, BM Yargısız İnfaz ve Keyfi İnfazlar Özel Raportörü tarafından hazırlanan ve 18 Aralık 2001 tarihinde açıklanan raporun sonuç ve öneriler bölümünde yer alan konularda gerekli girişimlerin başlatılması için yetkilileri göreve çağırıyoruz.

İHD olarak bu kayıp olayının ve cinayetin takipçisi olacağız.

İnsan Hakları Derneği Genel Merkezi

Not: Muş-Varto Kayıp Raporu (Sıddık Kaya) Heyet Raporu'nu Özel Raporlar bölümünde bulabilirsiniz.

Bir cevap yazın