TMY 8. Maddesinin Veto Edilmesi

"…Ancak, düşünce açıklama kavramına girmeyen eylemler, yasaklanıp, cezalandırılabilir. Demokratik ülkelerde, salt düşünce açıklaması cezalandırılamaz. Maddî eyleme dönüşmeyen düşünce açıklamasının cezalandırıldığı durumlarda, demokrasiden söz edilemez. Kimi düşüncelerin açıklanmasının yasaklanması, o düşüncedeki kimselerin özgürlüğünü ortadan kaldırır. Özgürlüğün düşünce açıklanmadan önce sınırsız olduğu, düşünce açıklandıktan sonra bunun suç oluşturabileceği görüşü demokratik toplum düzeninin gerekleriyle bağdaşmaz. Açıkça eyleme ve suç işlemeye tahrik niteliği taşımayan, somut bir tehlike yaratmayan düşünce açıklamalarının sınırlandırılmaması gerekir. Düşünce açıklaması, eylemden ayrılmalıdır.

Demokratik toplumlarda, düşünce açıklamasının değil, eylemin sınırlandırılması söz konusu olabilir. Eşitlik kuralı, düşüncenin açıklanması özgürlüğünün sınırlandırılmasına olanak vermez. Özgürlüğe getirilen sınır, insan kişiliğine sınır sayıldığından bu konuda çok özenli davranılması gerekir. Sınırlama, özgürlüğü ortadan kaldıracak ya da onu kullanılmaz duruma getirecek ölçüde olmamalıdır.

Uygarlık düzeyinin bir göstergesi olarak kabul edilen ve uluslararası alanda büyük gelişme gösteren insan hakları hukuku verileri hukukumuza yansıtılmalı, uluslararası sözleşmeler karşısında Anayasa ve yasa kurallarının gözden geçirilerek, sözleşmelerde öngörülen evrensel standartlar hukukumuza kazandırılmalıdır."(27 Nisan 1999, Anayasa Mahkemesi Başkanı Ahmet Necdet Sezer'in Anayasa Mahkemesi'nin 37. kuruluş yıldönümü konuşmasından)

Yukarıda aynen aldığımız sözlerin sahibi, dün Terörle Mücadele Yasası'nın düşünceyi cezalandıran 8. maddesinin kaldırılmasını öngören yasa maddesini veto etti. Yani, "düşünceyi cezalandırmaya devam edin" dedi.

Hayır ! Türkiye bunu hak etmiyor. Dün düşünceyi sonuna kadar savunanlar, bu gün düşünceyi hapsetmek için yetkilerini zorluyorlar. 1999 yılında düşünce özgürlüğünün tam olarak sağlanması için anayasada ve yasalarda ivedilikle değişiklik yapılmasını; evrensel standartların hukukumuza kazandırılmasını isteyen Sayın Cumhurbaşkanı, bu gün en yetkili konumda ve düşünceyi cezalandıran maddenin kaldırılmasına karşı çıkıyor. Sayın Cumhurbaşkanı kamuoyuna ve bizlere bir açıklama borçludur. Cumhurbaşkanı, başta ayrılıkçı hareketlerin güçlü olduğu İngiltere ve İspanya olmak üzere, tüm Avrupa ülkeleri vatandaşlarının sahip olduğu düşünce özgürlüğünü, kendi vatandaşları yönünden neden sakıncalı gördüğünü açıklamalıdır.

İnsan Hakları Derneği olarak; Hükümet'i ve Türkiye Büyük Millet Meclisi'ni Cumhurbaşkanı'nın veto ettiği yasa maddelerini aynen geçirmeye çağırıyoruz. Sivil toplum örgütleri, hukuk kuruluşları, aydınlar ve tüm kamuoyu "özgürlüğüne" sahip çıkmalı, bu konuda Hükümeti ve TBMM'ni desteklemelidir. Bizler, düşünce özgürlüğünü genişleten tüm girişimleri bu güne kadar olduğu gibi, bundan sonra da sonuna kadar destekleyeceğiz.

Yusuf ALATAŞ
Genel Başkan Yardımcısı

Bir cevap yazın