TUNCELİ İLİNDE GERÇEKLEŞEN FARKLI İNSAN HAKLARI İHLALLERİ İDDİALARINI ARAŞTIRMA – İNCELEME RAPORU

TUNCELİ İLİNDE GERÇEKLEŞEN FARKLI İNSAN HAKLARI İHLALLERİ İDDİALARINI
ARAŞTIRMA – İNCELEME RAPORU
05.01.2005

İNSAN HAKLARI DERNEĞİ

GENEL MERKEZİ

KAMU EMEKÇİLERİ SENDİKASI

KONFEDERASYONU

TUNCELİ DERNEKLERİ

FEDERASYONU

OLAYLAR
1-10 Kasım 2004 tarihinde Hozat’da Kaymakamlıkça düzenlenen toplantıda Alay Komutanı ve Kaymakam tarafından köy ve mahalle muhtarlarına yönelik hakaret ve tehdit iddiaları;

2- Mazgirt ilçesine bağlı Aslanyurdu Köyü’nde, Şirin Yıldırım adlı kadının askerlerin açtığı ateşle yaralanması iddiası;

3-Mazgirt ilçesi Kızılcık ve Balkan Köyleri muhtarlarından, tehdit, baskı ve zor yoluyla istifa dilekçesi ve muhtarlık mühürlerinin alınması iddiaları;

4-Tunceli merkez Çiçekli Köyü Rovayik mezrasında, İbrahim Tayam adlı yurttaşa ait eve askerlerce roketatarlı saldırı düzenlenmesi iddiası;

5-Kamu çalışanları ve sendikaları üzerinde Tunceli Valiliğince uygulanan baskı ve açığa alma uygulamaları yönündeki iddialar;

6- Tunceli’de yapılan 29 Ekim Cumhuriyet Yürüyüşü’nde meydana gelen olaylar;

7- Tunceli girişinde engellenen canlı kalkan grubuna yönelik kötü muamele iddialarına yönelik olarak İHD Genel Merkezine ve Elazığ Şubesine başvurularda bulunulması nedeniyle

İHD Genel Merkezi ve Elazığ Şubeleri, KESK ve Tunceli Dernekleri Federasyonu tarafından bir insan hakları heyeti oluşturulmuştur.

HEYETİN OLUŞUMU
İHD’ ye yapılan başvurular üzerine, Tunceli’de yaşanan insan hakları ihlalleri iddialarını yerinde araştırmak, araştırma ve incelemeler sonrasında kamuoyunun gerçek bilgiye ulaşmasını sağlamak, temel hak ve özgürlüklerin korunmasına katkı sağlamak ve sorumluların yargı önüne çıkarılmasına katkıda bulunmak amacıyla; bir insan hakları heyeti oluşturma gereğinin ortaya çıkması üzerine;

İnsan Hakları Derneği Genel Başkan Yardımcısı Kiraz Biçici, Genel Saymanı Yüksel Mutlu, KESK Merkez Yürütme Kurulu Üyesi İhsan Avcı, İHD Elazığ Şube Başkanı Nafiz Koç ve TUDEF Genel Başkan Yardımcısı Hüseyin Zeytin’ den oluşan bir insan hakları heyetiyle, olay yerlerine gidilmiş ve mağdurlar, mağdur yakınları, görgü tanıkları ile yetkili makamlarla görüşülmüştür.

HEYETİN GİRİŞİMLERİ
İnsan Hakları Heyeti, hak ihlalleri iddialarına ilişkin olarak Hozat Kaymakamlığı, Mazgirt Kaymakamlığı ve Tunceli Valiliği’nden önceden yazılı olarak randevu talebinde bulunmuştur.

İnsan Hakları Heyeti, başvurucu mağdurlara da heyetin görüşme istemini önceden iletmiştir

İNSAN HAKLARI HEYETİNİN HOZAT İLÇESİNDE GERÇEKLEŞTİRDİĞİ GÖRÜŞMELER

BAŞVURUCU MAĞDURLAR İLE YAPILAN GÖRÜŞMELER

İnsan Hakları Heyeti, Hozat ilçesinde muhtarlara hakaret edilmesi ve baskılar ile ilgili olarak Belediye kahvesinde başvurucu muhtarlarla görüşmüştür.

1. Buzlupınar Köyü Muhtarı Veli KALKAN ile Yapılan Görüşme: Heyet üyeleri ile görüşen Buzlupınar Köyü muhtarı Veli Kalkan, heyet üyelerine özetle şu aktarımlarda bulunmuştur:
“Hozat’da görev yapan 28 muhtar olarak, Kaymakamlık tarafından, Köy ve mahallelerimize hizmet götürülmesi ve alt yapı sorunlarının tespiti için, 10 Kasım 2004 tarihinde Öğretmenevi’nde toplantıya çağrıldık. Köyümüz 20 hanelidir ve ben köy muhtarıyım. Toplantıda Vali Bey adına konuştuğunu söyleyen Alay Komutanı Jandarma Albay Namık Dursun, konuşmasında, “İçinizde dağda çocuğu olan varsa muhtarlıktan istifa edecek. Dağda akrabası olan muhtarlar teröristlerden güç alıyorlar bunları tespit ettiğimde mühürlerini ellerinden alacağım. Devletin verdiği maaşın hakkını vermeyen muhtarın başını ezerim. Tunceli’de vurulan teröristlerin cenazesine katılan araçlara bilinçli olarak trafik cezası kestim. Eğer böyle giderse Pülümür ve Elazığ yollarını keserim, o vakit gelsin size teröristler baksın. Bu sözlerimi ister tehdit, ister göreviniz olarak anlayın. Boğazınızdan geçen 3 kuruşun hakkını vereceksiniz” şeklinde tehditlerde bulundu. Ayrıca hakaret ve tehditlerinin nedenini ve nereden icap ettiğini sormak için bizlere söz hakkı vermedi.”

2. Çığırlı Köyü Muhtarı Nevzat YILDIZ ile Yapılan Görüşme: Nevzat Yıldız, heyet üyelerine özetle şu aktarımlarda bulunmuştur:
‘Muhtar arkadaşım Veli Kalkan’ ın konuşmalarına ekleyecek bir şeyim yok. Onun anlattıkları doğrudur. İl Valisi, TV’ deki Anadolu’dan Görünüm programına katılmış ve orada bir açıklama yapıp, kamuoyuna yansıyanların doğru olmadığını söylemiş. Eğer söyledikleri doğruysa aynı programa biz neden çağrılmadık? Albay Namık Dursun, bölge halkının onuruyla oynuyor. Bize hakaret ediyor. Valilik adına bu konuşmayı nasıl yapabiliyor. Bu sözleri söyleyerek bizi tehdit ediyor ve yıldırmaya çalışıyor.’

3. Karabakır Köyü Muhtarı İbrahim CİHAN ile Yapılan Görüşme: İbrahim Cihan, heyet üyelerine özetle şu beyanlarda bulunmuştur:
“Toplantıya Kaymakam Abdülmutalip Aksoy ve Jandarma Alay Komutanı katıldı. Alay komutanı tehditler savurdu. Ayrıca “köylerde elektrik kaçağı olursa muhtarın başını ezerim TC kimlik numarası olmayanları yakalarsam gözaltına aldırırım, Tunceli’lilerin %80’ni sol örgütlere mensup”’ diyerek bizi potansiyel suçlu görüyor. Biz bunu hak etmediğimizi düşünüyoruz. Bizler de bu ülkenin vatandaşıyız. O zaman biz ne yapalım, bize adres göstersinler oraya gidelim. Biz devlete saygılı insanlarız. Ben köyümü temsilen o toplantıya katıldım. Bu hakaret ve tehditler köylülerime yapılmıştır. Alay Komutanı, ‘köyde ehliyetsiz, ruhsatsız araç kullanan varsa bize bildirin!’ diyor. Trafik denetlemesi yapmamızı istiyor. Trafik denetlemesi muhtarların işi mi? Neden Yapalım?’

4. Geçimli Köyü Muhtarı Hayri YILDIZ ile Yapılan Görüşme: Hayri Yıldız, görüştüğü insan hakları heyeti üyelerine;
“Arkadaşlarımın değindiği tüm konular doğrudur. Ayrıca Tunceli’nin gelir kaynağı hayvancılıktır. Yapabileceğimiz başka bir iş yok, bizler köylüyüz. Hayvanlarımızı otlatmak için yaylaya götürmek zorundayız. Hayvanlarımızı yaylaya götürmek istediğimizde Alay Komutanı, bize işbirliği teklif ediyor. ‘Bizimle işbirliğini kabul ederseniz yaylaya çıkışınıza izin veririm, yoksa çıkamazsınız!’ şeklinde tehdit ediyor. Köylüler ve biz muhtarlar tedirginiz. Bu tehdit, tüm Tunceli’lilere yöneliktir. Bizler defalarca milletvekillerimizi telefonla aradık fakat biri arayıp durumumuzu sormadı. Bir TBMM konuşması dışında her hangi bir çalışma yapmadılar” şeklinde beyanlarda bulunmuştur.

5. Akpınar Köyü Muhtarı İsmail KAYGULU ile Yapılan Görüşme: İsmail Kaygulu, heyet üyelerine özetle;
“Albay Namık Dursun, bizleri çağırdığı toplantıda, ‘bu durum böyle devam ederse Tunceli-Elazığ ve Tunceli-Pülümür yolunu keserim!’ şeklinde tehdit etti. Bizi sürekli cezalandırmak istiyor. 1938’den beri devam eden baskılar var. Bu hala başka biçimlerde devam ediyor. Devletin bu konuda açıklama yapması gerekir. Toplantıyla ilgili ifadelerimizi verdik. Geri adım atmayacağız. Köyümüzü ve hakkımızı savunacağız. Sorun yaratmaya çalışılıyor. Esnafla halkı ve muhtarları da karşı karşıya getirmeye çalışıyorlar. Askeri çarşıya çıkartmadıkları için asker esnaftan alışveriş yapamıyor. Bu durum bazı esnafları rahatsız ediyor. Bizler halkımıza birlik ve beraberlik çağrısı yapıyoruz.’ şeklinde beyanlarda bulunarak kaygılarını dile getirmiştir.

6. Türktaner Köyü Muhtarı Mehmet AKDENİZ ile Yapılan Görüşme: Mehmet Akdeniz, kendisiyle görüşen insan hakları heyeti üyelerine özetle şu bilgileri vermiştir:
“Bu toplantıya gelemeyen muhtarlar hava koşulları nedeniyle gelemediler. Biz 28 muhtar imzalarımızın arkasındayız. Bize yapılan hakaretleri kabul etmiyoruz. Bu hakaretler şahsımıza değil halkımıza yapılmıştır. Böyle bir şey bir daha tekrarlanmamalı. Bize 1 Ocak’a kadar süre tanıdı. Alay Komutanı, ‘Bize bilgi getirmezseniz hakkınızda kötü olur!’ şeklinde tehdit ediyor. Elinde hiçbir kanıt olmadığı halde vatandaşı ‘çarşıdan aldığı yiyecekleri teröristlere satıyorlar!’ diye suçluyor. Milletvekillerine telefon ettiğimiz halde bizim sorunlarımızı dinlemeye gelmediler. Kendimizi yalnız hissediyoruz. Orman yangınlarını devletin güvenlik güçleri yapıyor. Vali Bey basına çıkıp bütün bu olanları yalanlamış. Basın niçin bizimle de konuşmuyor?”

RESMİ GÖRÜŞMELER
İnsan Hakları Heyeti, Hozat Kaymakamlığından yazılı olarak randevu talebinde bulunmuş ancak Kaymakamın izinde olması gerekçe gösterilerek randevu talebi karşılanmamıştır. Heyet üyeleri, Hozat Belediye Başkanı ile görüşmüşlerdir.

Hozat Belediye Başkanı Cevdet KONAK ile Yapılan Görüşme: Heyet üyelerinin muhtarların iddialarını sorması üzerine Belediye Başkanı Cevdet Konak, şu aktarımlarda bulunmuştur:

“Toplumsal barış için mücadele edildiği bir dönemde böyle bir olayın yaşanmış olması oldukça üzücüdür. Toplantının yapıldığı tarihte yurtdışındaydım. Döndüğümde bana olanlar muhtarlarımız tarafından bana da iletildi. Olay basına yansımış. Köye hizmet götürme adı altında yapılan toplantıda muhtarlarımız ciddi bir sorun yaşamışlar. Alay Komutanı Namık Dursun’un kendilerine hakaret ettiğini ve üslubunun sert olduğunu muhtarlar bana da iletti. Bu olay ilçe halkını üzmüştür. Muhtarlarımızın haklı tepkileri var. Esnaflarla muhtarlar karşı karşıya getirilmek isteniyor. Ben de 7-8 esnafla görüştüm. Yaşanan sıkıntıların nedeninin muhtarlar olmadığını kendilerine anlattım. Hozat’da Belediye Meclisi toplantılarına halkı katmaya çalıyoruz. Bu tip olayların olmaması için çaba gösteriyoruz. Olaylardan sonra Vali Bey ile görüştüm ancak bu konu gündeme gelmedi.”

İNSAN HAKLARI HEYETİNİN MAZGİRT İLÇESİNDE GERÇEKLEŞTİRDİĞİ GÖRÜŞMELER

BAŞVURUCU MAGDURLAR İLE YAPILAN GÖRÜŞMELER
I.Mazgirt İlçesi Aslanyurdu Köyü’nde askerlerin açtığı ateş sonucu yaralanan mağdur Şirin YILDIRIM ile Yapılan Görüşme:
Heyet üyeleri mağdur Şirin Yıldırım’la Tunceli Devlet Hastanesinde görüşmüşlerdir. Yapılan görüşmede Şirin Yıldırım; olay gecesi saat 19.00 sıralarında evinden dışarıya odun getirmek için çıktığını, bu sırada silah atışlarının başladığını, silah seslerinin kesilmesinden sonra sol ayağında ağrıma hissettiğini ve kan aktığını gördüğünü, evdekilere “bana kurşun değdi gelin beni götürün’ şeklinde bağırdığını, kardeşi ve çocuklarının gelerek kendisini eve taşıdığını ve yarasını bağladıktan sonra arabayla Tunceli’ye hastaneye getirdiklerini belirtmiştir. Mağdur Şirin Yıldırım ayrıca, hastaneye karakoldan polis ve askerlerin gelerek ifadesini aldıklarını, bu sırada askerlerin kendisine “gece atışı yapıyorduk, bilerek olmadı…’ dediklerini belirtti.

II-Mazgirt İlçesi Kızılcık ve Balkan Köyleri muhtarlarından tehdit ve baskıyla istifa dilekçesi ve muhtarlık mühürlerinin alınması olayına ilişkin olarak, Heyetimiz, başvurucularla Kızılcık Köyü kahvehanesinde 15 civarında köylüyle bir görüşme gerçekleştirmiştir. yanında yaptığı görüşmede;

II.1. Kızılcık Köyü Eski Muhtarı Zülfü ASLAN ile Yapılan Görüşme: Zülfü Aslan, kendisiyle görüşen heyet üyelerine şu bilgileri vermiştir:

“Alay Komutanı, askerlerle birlikte gece saat 01.00 ‘de Köye geldi. Saat 01.00-05.00 arasında köyümüz abluka altına alındı. Köy yakınında “terörist var duyumu aldıklarını ve çatışma çıktığını’ söyledi. Sonra bana dönerek, evimde eşim ve çocuklarımın yanında, yarım saat boyunca küfür ve hakaret ederek tartakladı. Muhtarlık mührünü zorla elimden aldı. Daha sonra benim adıma ‘çocuğum dağda olduğu için muhtarlık yapamam’ şeklinde muhtarlıktan istifa ettiğimi belirtir dilekçeyi yazdı ve zorla bana imzalattı. Mührü birinci aza’ya vermek istedi. O almayınca, okuma yazması olmayan ikinci aza’ya mührü zorla verdi. Suç duyurusu yapmak için Savcılığa gittim. İlçe Kaymakamı da o sırada savcılıktaydı. Savcı ve kaymakam, eğer suç duyurusunda bulunursam daha kötü olayların olabileceğini belirterek beni vazgeçirttiler. Kaymakam, görüşme sırasında ‘Alay Komutanı ne diyorsa doğrudur’ dedi. Olayları basına aktarmamdan sonra defalarca JİTEM mensubu jandarma görevlileri, beni evimden alarak Karakola çağırdılar. Namık Dursun da Alay Komutanlığına çağırdı ve gittiğimde ‘neden beni basına verdin, çocuğun dağda olduğu sürece Türkiye Cumhuriyeti’nde yaşama hakkın yok!’ şeklinde tehdit etti.”

II.2. Kızılcık Köyü Yeni Muhtarı Baki SEVİM ile Yapılan Görüşme: Baki Sevim, heyet üyelerine özetle şu bilgileri vermiştir:

“Olay gecesi Albay Namık Dursun, köy muhtarı Zülfü Aslan’ a küfür ve hakaret ederek zorla mührü aldı ve bana verdi. Okuma yazmamın olmadığını söyledim ama dinlemedi. Şahit olarak Hasan Canpolat’ı gösterdi.”

II.3. Balkan Köyü Eski Muhtarı Haydar KAPLAN ile Yapılan Görüşme: Haydar Kaplan, kendisiyle görüşme yapan insan hakları heyeti üyelerine;

“Köyümüz 18 hanedir. Köyümüzün yakınında çatışma çıktı. Sabaha kadar devam etti. 19 Eylül Pazar sabah saat 5.00’da Alay komutanı Namık Dursun köye geldi. ‘Köye gelip gidenleri bana söylemiyorsun, sizin için en hayırlısı bir an önce bu köyleri terk etmenizdir!’ diyerek bana küfür etti. Zorla istifa dilekçesi yazdırıp imzalattı. Muhtarlık mührünü kendi yanlarında götürdüler, sonra 1. Aza Ercan Tuncer’e verdiler. Ayrıca yakın köylerden Dayılar Köyü muhtarı Haki Çelik, sivil giyimli üç JİTEM mensubu tarafından Tunceli şehir merkezinde gözaltına alınarak dövülmüş, koma halinde yol kenarına bırakılmış ve bu nedenle köyünü terk etmiştir. Köyünü terk ettiğinden beri kendisinden haber alınamamaktadır. Daha sonra Dayılar Köyü muhtarından da zorla istifa dilekçesi alındığını duyduk” şeklinde beyanlarda bulunmuştur.

RESMİ GÖRÜŞMELER

MAZGİRT KAYMAKAMI VE MAZGİRT CUMHURİYET SAVCILARI İLE YAPILAN GÖRÜŞMELER
Heyetin Mazgirt Kaymakamı Ali ÇELİK ile 28 Aralık 2004’de saat 11.15’de gerçekleştirdiği görüşmede, Mazgirt’de yaşanan yaralama ve muhtarlardan zorla istifa dilekçesi alınması olaylarını dile getirmesi üzerine, Kaymakam Ali Çelik, ‘ilçedeki olaylarla ilgili bilgimiz var, ancak basına ve kamuoyuna bilgi vermek Valiliğin tasarrufundadır. İlçemizdeki konular hakkında da Vali Bey değerlendirme yapacaktır. İlçemizde görev yapan kamu görevlileri olarak, insanca yaşam için elimizden geleni yapıyoruz ama belki uygulamada bazı yanlışlıklar olabilir. Demokratik bir ortamda toplantı yaptık, Valimiz de katılmıştı. Toplantıda herkes sormak istediğini sordu. Mazgirt’de 470 kişi köye geri dönüş yaptı. Onların geçimlerini sağlayabilmeleri için çalışmalar yapıyoruz. Birbirimize güvenmek ve saygı duymak zorundayız.’ şeklinde açıklamalarda bulunmuştur.

Aynı görüşmede bulunan Mazgirt Cumhuriyet Savcıları, muhtarların kendilerine herhangi bir başvurularının olmadığını ve canlı kalkanlarla ilgili soruşturmanın hazırlık aşamasında olduğunu; yargı sürecinin başladığı için bu konuda herhangi bir bilgi veremeyeceklerini belirtmişlerdir.

İNSAN HAKLARI HEYETİNİN TUNCELİ İL MERKEZİNDE GERÇEKLEŞTİRDİĞİ GÖRÜŞMELER

BAŞVURUCU MAĞDURLAR İLE YAPILAN GÖRÜŞMELER
Heyetimiz, Çiçekli Köyüne bağlı Rovayik Mezrasında Tayam ailesine ait eve roketatar mermisi atılması vakasının mağdurları İbrahim ve Mustafa Tayam ile birlikte Rovayik Mezrasına gitmiştir.

1.Mağdur İbrahim TAYAM ile Yapılan Görüşme :
Mağdur İbrahim Tayam, 2 Kasım 2004 tarihinde mezranın askerlerce basıldığını, kendilerine ait eve roketatarlarla ateş edildiğini ve evin çatısının 3 yerden isabet aldığını, ateşin kesilmesinin ardından evlerinin basıldığını; ayrıca aynı gün Tunceli şehir merkezinde yerleşik aile fertlerinin evlerinin de basıldığını ve hepsinin gözaltına alındığını, evlerine askerlerce bayrak asılıp, mermi kovanlarını toplayıp hakaret ve tehdit ederek gittiklerini belirtmiştir. Mağdur Tayam ayrıca, ‘daha sonra yeniden evimize gelerek evin camlarını kırıp tahrip ettiler. Biz bu olayla ilgili olarak Savcılığa suç duyurusunda bulunduk. Biz mağdur olmamıza rağmen, Savcılıkça bizim hakkımızda, 90 yaşındaki yaşlı babam da dahil olmak üzere yardım ve yataklık suçlamasıyla dava açıldı. Bizim suç duyurumuza ilişkin henüz bir netice alamadık’ şeklinde açıklamalar yapmıştır.

2.Kamu Emekçileri Üzerindeki Baskılar Sonucu Açığa Alınan Hasan KILIÇ ve Aziz AVİN ile Yapılan Görüşme:
Başvurucular Hasan Kılıç ve Aziz Avin, heyet üyelerine şu aktarımlarda bulunmuştur: “22 ili kapsayan ve farklı meslek örgütleri, sendikalar ve DKÖ’ lerinden oluşan Bölge Demokrasi Platformunun, 27 Kasım 2004’de Siirt’in Eruh ilçesinde yapacağı Barışa Çağrı Deklarasyonunun kamuoyuna açıklanacağı kitlesel basın açıklamasına, sendikamızın görevlendirmesi üzerine Tunceli Demokrasi Platformunu temsilen katıldık. Tümüyle yasalara uygun ve barışçıl bu etkinliğe katıldığımız için 01.12.2004 tarihinde Tunceli Valiliği tarafından keyfi bir şekilde görevden uzaklaştırıldık.”

RESMİ GÖRÜŞMELER

Tunceli Valisi Mustafa ERKAL ile Yapılan Görüşme:
Heyetimizin, Tunceli Valisi ile yaptığı görüşmede başvurucu ve mağdurların anlatımları hakkında bilgi vermesi üzerine, Vali Mustafa Erkal, “Hozat’da yapılan toplantı benim başkanlığımda yapıldı. Genelde yaşanan sorunlar tartışıldı. İl Jandarma Komutanının sözlerinden rahatsızlık var. O da hizmetlerle ilgili muhtarlara yardımcı olmak istiyor aslında. Toplantı sonrasında hediyeler dağıtıldı. Muhtarlardan Tunceli Valiliğine gelen bir talep yok. Bu mesele Tunceli Barosu avukatları tarafından özellikle gündeme getirilmiş olup, Albay Namık Dursun hakkında soruşturma açılmıştır. Açılan soruşturma, Hozat Tugay Komutanlığınca sürdürülmektedir’ şeklinde açıklama yapmıştır. Vali Erkal, ayrıca, “Mazgirt’de 2 muhtarın istifası söz konusudur. Ayrıca Anayasa’nın 127. maddesince görevden el çektirme de yapılabilir. Mülki idarenin böyle bir yetkisi var. Ancak bu muhtarlar kendi istekleriyle istifa etmişlerdir. Şirin Yıldırım’ın yaralanması olayında askerler Mazgirt Köprüsüne karşı atış yapıyorlar. Bu bayan 2.5 km uzakta oturuyor. Atış sırasında bir kurşunun sekmesi sonucu yaralanıyor. Kurşun içerde kalmış. Nasıl olduğunu izah etmek mümkün değil. Dayılar Köyü muhtarı Haki Çelik yurtdışındadır. Savcılığa müracaat etmiş. Savcılık idari soruşturma için dosyayı Valiliğimize intikal ettirdi ancak biz soruşturmaya gerek görmedik, itiraz yolu halen açıktır. Rovayik mezrasında yaşayan Tayam ailesi ise, varlıklı bir ailedir. Terör gruplarına gıda verdikleri yönünde istihbari bilgiler var. Mezranın 200 metre yakınında çatışma olunca mahkeme kararıyla arama yapılmış. İddialar var. Savcılık yapılanlardan dolayı bize gönderdi. Vatandaşın evi yanlış beyan ettiğini söylemesi üzerine dosyayı kapattık, soruşturmaya gerek görmedik. Tayam ailesi şu anda yardım ve yataklık suçundan yargılanıyor’ şeklinde açıklama yapmıştır.

Heyet üyelerinin, açığa alınan kamu çalışanları ile ilgili sorusu üzerine Vali Erkal, Eruh’a giden kamu görevlilerinin tamamına karşı soruşturma açıldığını, Bakanlık müfettişlerinin bu günlerde soruşturma için Tunceli’ye geleceklerini, tedbir için açığa alındıklarını, soruşturma sonrasında bulguların yeniden değerlendirileceğini söylemiştir.

Heyete intikal ettirilen orman yangınları konusunda ise Vali Erkal, ‘bölgede terör devam ediyor. Kuşluca Köyü orman yangını operasyondan sonra çıktı. Tabi kuru otlar da var. 3 gün yangını söndürmeye çalıştık. Kutuderesi’nde de orman yangını çıktı ve kendiliğinden söndü’ şeklinde açıklama yapmıştır.

Heyetin canlı kalkanlarla ilgili sorusuna karşılık olarak Vali Erkal, ‘bunlar sivil bir inisiyatif değil; bir yerlerden pompalanıyorlar, sözde barış için açıklama yapmak istediler ancak bu teröre moral destek sağlıyor, ilimizde de bunların potansiyeli var. Bu nedenle müdahale ettik ve şehre sokmadık, zaten haklarında yargı süreci de işliyor’ şeklinde açıklamalarda bulunmuştur.

Heyet üyelerinin Tunceli Valiliğinin düzenlediği ve kamu çalışanlarının katılımını zorunlu kıldığı Cumhuriyet yürüyüşünde yaşanan olaylarla ilgili sorusu üzerine, ‘yürüyüşe katılım zorunlu değildi. Kamu görevlileri eşleriyle katılabilir dedik. Yürüyüş sırasında ben yoktum, belediye başkanı ile beraber parkta yürüyüşçüleri bekliyorduk. Yürüyüşe bir grup korucunun bilgimiz dışında katıldığını ve bunların attıkları sloganlar yüzünden ortamın gerildiğini ancak bu durum bizim inisiyatifimiz dışında gelişmiştir. Fakat biz de terörü lanetleyen sloganlara karşı değiliz. Hep sorunlardan bahsetmeyelim. Valiliğimiz özellikle köye dönüş konusunda çok ciddi çalışmalar yapıyor. İlçe merkezlerinde toplu konutlar yapıyoruz. Biraz da bunları gündeme getirin’ şeklinde açıklama yapmıştır.

SİVİL TOPLUM ÖRGÜTLERİ İLE YAPILAN GÖRÜŞMELER
Heyetimiz olaylara ilişkin olarak mağdur ve resmi makamlarla yapılan görüşmelerden sonra Tunceli ilinde genel duruma ilişkin tespitlere ulaşmak açısından sivil toplum örgütleri ile de görüşmelerde bulunmuştur.

1. Tunceli Barosu Başkanı Av.Bülent TAŞ ile Yapılan Görüşme:
Tunceli Barosu Başkanı Av.Bülent Taş, heyet üyelerine şu aktarımlarda bulunmuştur: “Savaş dönemindeki yöntemlere dönüş var. Bu uygulamaları gerçekleştiren Jandarma Alay Komutanı Namık Dursun’a, Vali ve Kaymakamlar rahat hareket etme olanağı sağlıyor. Vali ile yaptığımız görüşmede, kendisi, yapılanların ve söylenenlerin doğru olduğunu; yalnızca üslubun daha yumuşak olabileceğini söyledi. Hak ihlallerinin yukarıda bahsettiğim yönteme dönüşmüş olması, kaygılarımızı güçlendiriyor. Bizler hukuk kurumu olarak ilimizde hukukun üstünlüğünün sağlanması için, gerekli hukuki yardımı sağlamak, ayrıca STK olarak tepkilerimizi dile getirmek amacındayız.’ dedi.

2. Tunceli Barosu Eski Başkanı Av.Hüseyin AYGÜN ile Yapılan Görüşme:
Av.Hüseyin Aygün, heyet üyelerine, “Hak ihlallerinde çeşitlenmeler var. İllegal yöntemler kullanılıyor. Örneğin; telefonla veya evinde insanlar tehdit ediliyor. Ulusal ve yerel basın üzerinde baskı kuruluyor’ şeklinde açıklama yapmıştır. Av.Aygün ayrıca, Munzur Haber isimli yerel gazeteye dava açılması özgürlüklerin kullanıma bir müdahaledir. Toplam 101 adet köy halen boş olup, köye yeniden geri dönüşler sağlanmalı ve mayınlı bölgeler temizlenmelidir. Geçtiğimiz günlerde Çemişgezek ve Ovacık’da mayın patlamaları oldu. Ovacık’da Kuşluca Karakolu’nun hemen yanında yaralanan Çetin Öztoprak adlı vatandaşa Karakol bir ‘geçmiş olsun’ dileğinde dahi bulunmamış. Ayrıca 1994 yılındaki gözaltında kayıplardan sonra Bolu Komando Tugayının, Tunceli merkez ve çevresindeki faaliyetleri soruşturulmalıdır. Kayıp olaylarının takip edilmesini istiyoruz. Bu konuda en az 20 tanık dinletmeye hazırız. Gökçek Köyü Mirig mezrasında 1994 yılının 23-24 Eylül’ünde yapılan askeri operasyondan sonra 7 kişinin kayıp olduğu biliniyor. Hala bu kişiler hakkında bilgi alınamamıştır.

Tayam ailesinin şehirde yaşayan tüm fertleri gözaltına alındı. 90 yaşındaki baba Tayam’a yönelik olarak ceza tehdidi sürmektedir. Alay Komutanı tarafından suç duyurusu yapıldı. Ben ayrıca da bu ailenin avukatıyım.Bunun dışında, benim ve İnan Yılmaz hakkında Alay Komutanının suç duyurusunda bulunduğunu biliyorum. Bu ihlallerin karşısında duran bizlere davalar açılıyor. Ayrıca çatışmalar hep vardı fakat son zamanlarda arttı buna bağlı olarak ihlallerde artmıştır. Kamuoyuna yönelik baskılar var. 16 kişi için kayıp başvurusu var fakat cevap alınamıyor’ şeklinde beyanlarda bulunmuştur.

3. KESK Şubeler Platformu ile Yapılan Görüşme:
KESK Şubeler Platformu üyeleri tarafından insan hakları heyetine verilen bilgiler özetle şu şekildedir:
“Son altı aydır gerek üyelerimiz ve gerekse sendikal faaliyetlerimiz üzerinde yoğun bir baskıyla karşı karşıyayız. Özetlemek gerekirse; Tunceli Valiliği tarafından çıkarılan iki genelgeyle mesai içinde ve mesai dışında, yasalarca güvence altına alınan faaliyetlerimizin soruşturmaya tabii tutulacağı, il dışından gelen konukların misafir edilemeyeceği ve özellikle Valiliğin katıldığı halk toplantılarında sendikalarımız ve sivil toplum örgütleri suçlanarak öğrenci velilerine yapılan çağrı ile “Çocuklarınızı böyle öğretmenlere göndermeyin’ dendiğini biliyoruz.’ Platform üyeleri ayrıca, 800 civarında kamu çalışanı hakkında TCK madde 236 ‘dan dava açıldığını, mahallelerde çok yoğun polis arama ve baskısının olduğunu, okullar ve çevresinde sürekli polis kontrol ve baskısının gözlendiğini, Cumhuriyet Bayramı yürüyüşünde korucuların şehir merkezine getirtilerek provokasyon yaratıldığını, ayrıca iki üyelerinin açığa alınarak, kamu çalışanları üzerinde baskı yaratıldığını belirtmişlerdir.

HEYETİN YAPTIĞI TESPİTLER

  • Heyetin ziyaretlerine herhangi bir engel oluşturulmamış ancak iki gün boyunca heyet sivil güvenlik güçleri tarafından takip edilmiş, görüşme yapılan mağdur ve mağdur yakınları bu durumdan dolayı endişe duymuşlardır. Heyet bu konuyu Tunceli Valisi Musta Erkal’a ifade etmiş fakat yanıt alamamıştır. Heyetimize yapılan bu uygulamanın kendisi bile, insan hakkı ihlali olup yörede yaşayan yurttaşlarımızın genel olarak baskıcı bir tutumla karşılaştığını ortaya koymuştur. Heyetimiz;
  • Tunceli, Mazgirt ve Hozat’da gerçekleşen hak ihlallerinin, yörede yaşayan insanlar, mağdurlar ve yakınları üzerinde genel olarak korkulu ve gergin bir ortam yarattığını;
  • Tunceli’de 1 Haziran 2005 tarihinden sonra yeniden başlayan çatışma ortamı ile birlikte hak ihlallerinde ciddi artış olduğunu;
  • İl ve ilçe girişlerinde jandarma kontrol noktalarında kimlik kontrolünün halen devam ettirilmekte olduğunu, bu kontroller sırasında (Tunceli girişinde Seyitli köprüsünde) kimliklerin GBT’den geçirildiğini;
  • Hozat’ta köy muhtarlarıyla yapılan görüşmede, muhtarların Jandarma Alay Komutanı Albay Namık Dursun tarafından kendilerine yapılan hakaretlerinin yargıya intikali ve soruşturmaların açılması konusunda kararlı olduklarını ve bu olayın bölge halkını rencide ettiğini;
  • Mazgirt ilçesinde Cumhuriyet Savcılarıyla yaptığı görüşmede, mührü alınan muhtarlar tarafından kendilerine başvuru yapılmadığı iddia edilmeşse de, her iki muhtarla ve görgü tanıklarıyla yapılan görüşme sonucunda, suç duyurusunda bulunmak üzere Cumhuriyet Savcılığına gittiklerinde orada bulunan kamu görevlileri tarafından vazgeçirildiklerini, bu nedenle suç duyurusunda bulunamadıklarını ve bu durumun hukuka aykırı bir tutum olduğunu;
  • Mazgirt’e bağlı Dayılar Köyü muhtarı Haki Çelik’ in evinin jandarma görevlileri tarafından basılması ve dövülmesi nedeniyle Savcılığa suç duyurusunda bulunulduğunu;
  • Mağdur yaralı Şirin Yıldırım’ın bacağından çıkarılan kurşunun askeri silahlardan çıkan bir kurşun olduğunun Vali tarafından da kabul edildiğini;
  • Çiçekli Köyüne bağlı Rovayik mezrasında Tayam ailesine ait evde yapılan incelemeler sonucu evin dışarıdan ve içeriden hasarlı olduğunu, ağır silahlarla tarandığını;
  • Her ne kadar yasal mevzuatta OHAL uygulamasına son verilmişse de, Tunceli yöresindeki birçok uygulamaların OHAL döneminin uygulamalarını aratmadığını ve bu durumun halk üzerinde korku yarattığını;
  • Tunceli’deki orman yangınlarının güvenlik güçlerince gerçekleştirildiği iddialarından dolayı yöre halkının son derece tedirgin olduğunu;
  • Tunceli’de yayın yapan ‘Munzur Haber’ isimli yerel gazeteye baskı yapıldığını ve davalar açıldığını;
  • KESK üyesi iki kamu çalışanının, bir basın açıklamasına katıldıklarıyla gerekçesiyle açığa alındıklarını tespit etmiştir.

AYDINLATILMASI GEREKEN HUSUSLAR

  • İl Jandarma Alay Komutanlığına bağlı askerlerin, esnafları ekonomik anlamda mağdur etmek için alışveriş etmemeleri için çarşı iznine gönderilmedikleri doğru mudur? Şayet doğru ise, bu durumla ayrıca esnaflar ve muhtarlar mı karşı karşıya getirilmek istenmektedir?
  • Mağdur Şirin Yıldırım ile yapılan görüşmede bacağından kurşunla yaralandığı tespit edilmesine rağmen, Vali Mustafa Erkal’ın, mağdurun 2.5 km. öteden bir tepe üzerinden yapılan ateş sonucu kurşunun bacağına isabet ettiğini söylemesi yaşamın olağan akışına uygun mudur?
  • Mağdur Şirin Yıldırım’ın bacağından çıkan kurşunun Jandarma görevlilerine ait olduğunun kabul edilmesine rağmen, konuyla ilgili olarak gerekli adli ve idari soruşturma başlatılmış mıdır?
  • Tunceli’deki orman yangınlarının güvenlik güçlerince gerçekleştirildiği iddialarına yönelik olarak gerekli soruşturma başlatılmış mıdır?
  • Muhtarların elinden mühürlerinin zor yoluyla alınması ile hedeflenen nedir?
  • Demokratik bir hakkın kullanımı olan basın açıklaması nedeniyle iki kamu çalışanının görevlerinden açığa alınmaları, demokratikleşme adı altında yapılan yasaklı değişikliklerle çelişki arz etmemekte midir?
  • Tehdit, baskı ve hakaret suçlarıyla hakkında idari soruşturma açıldığı söylenen Albay Namık Dursun hakkında savcılık soruşturması da başlatılmış mıdır?

KANAAT ve SONUÇ

Kanaat
İnsan Hakları Heyetimiz;

  • Çiçekli Köyüne bağlı Rovayik mezrasında Tayam ailesine ait evde yaptığı incelemede, evin dışarıdan ve içeriden hasarlı olduğunu, ağır silahlarla tarandığını tespit etmiştir. Bu olay yargıya intikal etmiş ancak ailenin fertlerinin tedirgin oldukları gözlenmiştir. Tayam ailesi mağdur olmasına rağmen, kendileri aleyhine dava açılması ve ailenin tüm fertlerinin gözaltına alınmasının, korkutma ve sindirme amaçlı olduğu;
  • Tunceli İl Jandarma Alay Komutanı Albay Namık Dursun’ un hukuk dışı ve baskıcı muamelelerinin yöredeki kamu otoriteleri tarafından da desteklendiği;
  • Muhtarların ciddi baskı altında olduğunu ve bu nedenle suç duyurusunda bulunma haklarını dahi kullanamadıkları;
  • Yörede özellikle 1 Haziran 2005’ den itibaren ciddi ve sistematik hak ihlallerinin yoğunluk kazandığı kanaatindedir.
Sonuç
Tunceli, Mazgirt ve Hozat’da gerçekleşen hak ihlalleri, yörede yaşayan insanlar, mağdurlar ve yakınları üzerinde genel olarak korkulu ve gergin bir ortam yaratmıştır. Tunceli’de 1 Haziran 2005 tarihinden sonra yeniden başlayan çatışma ortamı ile birlikte hak ihlallerinde ciddi artış olduğunu söylemek mümkündür. Özellikle Tunceli il ve ilçe girişlerinde jandarma kontrol noktalarında kimlik kontrolünün halen devam etmesi, salt basın açıklamasına katıldığı için kamu çalışanlarının açığa alınması fiili OHAL uygulamalarını hatırlatmaktadır.

Muhtarların Jandarma Alay Komutanı Albay Namık Dursun tarafından tehdit ve baskıya maruz bırakılmaları aynı zamanda adli bakımdan soruşturulmalıdır. Bu durum, geçtiğimiz dönemlerde zorla köy boşaltma uygulamalarına geri dönüş yönünde bir kaygı da uyandırmaktadır.

Mazgirt’e bağlı Dayılar Köyü muhtarı Haki Çelik’ in evinin jandarma görevlileri tarafından basılması ve dövülmesi ile Çiçekli Köyüne bağlı Rovayik mezrasında Tayam ailesine ait evin dışarıdan ve içeriden ağır silahlarla taranmış olması, uygulamaların vahametini ortaya koymaktadır.

Mağdur yaralı Şirin Yıldırım’ın bacağından çıkarılan kurşunun askeri silahlardan çıkan bir kurşun olduğunun Vali tarafından da kabul edilmesine rağmen bu konuda adli soruşturma başlatılmaması ciddi eksikliktir.

İnsan hakları savunucuları, hukukun bağlayıcılığının herkes için geçerli olduğuna inanmaktadır. İleri sürülen bu hak iddialarına yönelik olarak, yargı mekanizması en etkin şekilde ve kısa zamanda adil sonuca ulaşmalıdır. Ayrıca başta İçişleri Bakanlığı, TBMM İnsan Hakları İnceleme Komisyonu olmak üzere tüm yetkili makamları sorumlular hakkında işlem yapmaya ve iddiaları araştırmaya çağırıyoruz.

Kiraz BİÇİCİ Yüksel MUTLU Nafiz KOÇ İhsan AVCI Hüseyin ZEYTİN
İHD Genel Bşk.Yrd. İHD Genel Saymanı  İHD Elazığ Şube Bşk. KESK MYK Üyesi Tunceli Dernekleri Fed. Bşk. Yrd. 

Bir cevap yazın