Türkiye’de Barış Çağrısında Bulunan Akademisyenlere Yönelik Tüm Suçlamalar Derhal Düşürülmeli!

Kopenhag, Ankara, İstanbul, 27 Eylül 2016

Avrupa-Akdeniz İnsan Hakları Ağı (EuroMed Rights), İnsan Hakları Derneği (IHD) ve Helsinki Yurttaşlar Derneği Barış Bildirisi İmzaladıkları için akademisyenler haklarında dava açılmasına ilişkin kaygılarını ifade etmekte ve 27 Eylül’de İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesinde görülecek ikinci duruşmada[1] berat etmeleri çağrısında bulunmaktadır.

11 Ocak 2016’da Türkiye’den ve yurtdışında akademide yer alan Barış için Akademisyenler 1128 kişinin imzasıyla “Bu Suça Ortak Olmayacağız” başlıklı bir bildiri yayınladı. Barış için Akademisyenlerin bildirisi Güneydoğu bölgesinde devam askeri operasyonlardan ve güvenlik güçleri ile PKK arasında devam eden silahlı çatışmalardan kaynaklanan ağır insan hakları ihlallerinin yaşandığı bir ortamda yayınladı. Bu operasyonların sırasında yetkililer yerleşim yerlerinin tamamını kapsayacak şekilde süresiz ve tüm gün süren, 1.3 milyondan fazla insanı etkileyen sokağa çıkma yasakları uyguladı. Yüzlerce sivil kayıpları yaşandı, bilhassa işkence ve insanlık dışı uygulama, sağlık hakkına erişim alanlarında çok sayıda uluslararası hukuk ihlali yaşandığı bildirildi.[2]

“Barış Bildirisi” uygulanan sokağa çıkma yasağının bahse konu yerleşim yerlerinde yaşayan insanlara yönelik ağır hak ihlallerine yol açtığını ifade etmiş ve yetkilileri bu yasakları kaldırmaya, daimi bir barış sürecinin kurulması için çaba sarf etmeye çağırmıştır. Bildiri yayınlandıktan kısa bir süre sonra, Türkiye Cumhuriyet Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan akademisyenleri sert bir şekilde eleştirmiştir.

27 Eylül’de görülecek ikinci duruşmada Yrd. Doç. Dr. Esra Mungan, Yrd. Doç. Dr. Meral Camcı, Yrd. Doç. Dr. Muzaffer Kaya ve Doç. Dr. Kıvanç Ersoy hakim karşısına çıkacak. Bu akademisyenlerden Esra Mungan, Muzaffer Kaya ve Kıvanç Ersoy 15 Mart, Meral Camcı ise 31 Mart tarihinde tutuklanarak cezaevine konulmuş ve 22 Nisan 2016 tarihinde görülen birinci duruşmada tahliye edilmişlerdir. Savcı iddia edilen suçu Türk Ceza Kanununun Türklüğü aşağılamak fiilini düzenleyen 301. Maddesine olarak değiştirdiğinden mahkeme 4 akademisyenin tahliyesine karar vermiştir. Yargılamanın bu yönde devam edebilmesi için savcının Adalet Bakanlığından izin alması gerekmektedir. Adalet Bakanlığının kararı yalnızca bahse konu 4 akademisyeni değil diğer imzacı akademisyenleri de ilgilendirdiğinden 27 Eylül’de görülecek duruşma önemlidir.

Kurumlarımız devam eden davanın ve diğer uygulamaların akademi üzerindeki baskıyı ve genel olarak tüm muhalif sesleri susturmaya yönelik otoriterleşme eğilimini devam ettirme için gerekçe olarak kullanılmasına ilişkin kaygılarını ifade etmektedir.

Bu nedenle, Türkiye’deki yetkilileri Barış Bildirisi imzacısı tüm akademisyenlere yönelik baskıya son vermeye ve evrensel insan hakları ilkeleri doğrultusunda hareket etmeye; AB ve ilgili üye devletlerini Türkiye’deki muhataplarını her koşul altında hukukun üstünlüğü, insan hakları standartlarının korunması için çabalamaya teşvik etmeye çağırıyoruz.

[1] Bu dört akademisyen Yrd. Doç. Dr. Esra Mungan, Yrd. Doç. Dr. Meral Camcı, Yrd. Doç. Dr. Muzaffer Kaya ve Doç. Dr. Kıvanç Ersoy.

[2] Bakınız EuroMed Rights ve FİDH ortak raporu Human Rights under Curfew, February 2016

Bir cevap yazın