Ulucanlar Katliamı Davası

Ulucanlar katliamında yaşamını yitiren 10 kişinin hesabı, katliamda, kurşun ve künt cisimlerle yaralanan ve sakatlanan ve işkencelere maruz kalanlardan sorulmak isteniyor. Skandal nitelikli suçlamalardan, savcının görmediği ve kadın mı erkek mi olduğunu bilemediği, olay sırasında da nerede olduğunu bilmediği kişiler de, olay tarihinde Ulucanlar Cezaevinde bulunmayan kişiler de nasibini alıyor. Bugünkü davada, Ankara Adliyesi polis kuşatması altına alınmıştı. Duruşma salonu içi ve dışı yüzlerce üniformalı ve üniformasız polisle doldurulmuştu. Güvenlik önlemi alınması doğaldı. Ancak, güvenlik anlayışının ötesine taşan ve ağır bir psikolojik şiddetin gösterisine tanık olduk.

Ankara 5.Ağır Ceza Mahkemesi görevsizlik kararı vererek dosyayı Ankara DGM'ne gönderdi.

Davayı izlemek üzere İstanbul, Bursa, İzmir, Mersin, Adana'dan gelenlerin Ankara'ya girişleri engellendi.

Duruşma salonuna yalnızca sanıkların 1. dereceden yakınları alındı. Adliye binasına demokratik kitle örgütlerinin yönetici ve üyelerinin girişine izin verilmedi.

Adliye önünde toplam 16 kişi gözetim altına alındı.

Gözetim altına alınanların serbest bırakılmalarını istiyoruz.

Hukuksal süreçlerin hukuk kurallarına göre işletilmesini istiyoruz.

Siyasal değil hukuksal kararlar bekliyoruz.

Savcıların, hazırlık soruşturmasından yalnızca sonuç çıkartan ve iddianame hazırlayan makamlar olmasını değil, hazırlık soruşturmasını bizzat yürüten ve zanlı ya da sanık hakkında lehine ve aleyhine kanıtları toplayan ve değerlendiren hukukçular olmasını istiyoruz.

Ulucanlar katliamını bir kez daha protesto ediyoruz.

Katliamda sorumluluk payı olanların yargı huzuruna çıkarılmalarını istiyoruz.

Ulucanlar'da, koridorlarda ve hamamda, tutuklulara işkence yapanların saptanmasını ve cezalandırılmalarını istiyoruz.

TBMM İnsan Hakları Komisyonunun, raporunu ve bulgularını resmen ve hemen açıklamasını istiyoruz.

Gerçeklerin kamuoyu tarafından bilinmesini istiyoruz.

Hüsnü Öndül
Genel Başkan

Bir cevap yazın