Yumaklı Köyü Pul Mezrasında 5 Vatandaşın Öldürülmesine İlişkin İnceleme ve Araştırma Raporu

VAKA

10.07.2003 tarihinde Bingöl ili merkeze bağlı Yumaklı (Pakuni) Köyü Karakoç (Pul) Mezrası’nda meydana gelen ve beş vatandaşın yaşamını yitirmesi ile sonuçlanan silahlı saldırı olayı.
AMAÇ
Söz konusu olayın nasıl ve kimler tarafından gerçekleştirilmiş olabileceği hususunda olay yerinde araştırma yapılarak kamuoyunun bilgilendirilmesi hedeflenmiştir.HEYETİN OLUŞUMU
Heyet; İHD GYK Üyesi Mihdi PERİNÇEK, Bingöl Şube Başkanı Rıdvan KIZGIN, Diyarbakır Şube Başkanı Av.Selahattin DEMİRTAŞ, Diyarbakır Şube Y.K.Ü. Av.Ayla AKAT, Bingöl Şube Y.K.Ü. Şevket TURAN oluşmuştur.

HEYETİN YAPTIĞI İNCELEMELER
Heyet üyeleri olayın gerçekleştiği mezraya giderek görgü tanıkları ve mezra sakinleri ile görüşmüş, infaz olayının gerçekleştiği iki ayrı yerde incelemeler yapmıştır.

HEYETİN EDİNDİĞİ İZLENİMLER
Heyet üyeleri Bingöl ili Genç ilçesinden hareket ettikten bir saat sonra mezraya ulaşmıştır. Heyet üyeleri Genç İlçesi çıkışında polis tarafından durdurulmuş, kimlikleri kontrol edilip güvenlik taramasından geçirildikten sonra bırakılmıştır. Mezraya ulaşıldığında mezrada yaşayan vatandaşlar tarafından karşılanan heyet üyeleri infaz olayının gerçekleştiği, yaya olarak 25 dakika mesafede bulunan dere yatağında ve Mahmut Kaya’nın öldürüldüğü köyün alt tarafında bulunan dere yatağından incelemelerde bulunmuştur. Görgü tanıkları ve mezra sakinleri olaya ilişkin genel olarak şu anlatımlarda bulunmuştur;

“15.06.2003 tarihinde saat 21:00 sularında mezramızın yakınında atılan yoğun silah sesleri duyduk. Yarım saat sonra köy içine giren ve özel tim olduklarını söyleyen silahlı 6 kişi Mahmut KAYA ve Filit ACAR’dan katır getirmelerini istedi. Köyün girişindeki patika yola götürülen bu şahıslara yerde yatan silahlı, yan taraflarında sırt çantaları bulunan iki ceset gösterilerek bunların katırla Yumaklı köyüne götürülmesini istendi. Mahmut KAYA cesetleri katır ile Yumaklı köyüne götürdü. O gece ve daha sonraki günlerde bu olay nedeniyle köyümüzden hiç kimsenin ifadesine başvurulmadı. Bu güne kadar ki uygulamalardan oldukça farklı olan bu durum, çevre köyler tarafından da hayretle karşılandı. Çünkü bu durumda başımıza daha kötü şeyler gelmesinden korkmaya başladık.

10.07.2003 tarihinde yani olayın yaşandığı gün saat 20:00 sularında köyün alt tarafında bulunan tarlada çalışan Mahmut KAYA’nın yanına silahlı dört kişi geldi. Bu esnada Mahmut’un yanında Bilal ÖZMEN (14) ve Turan ÖZTÜRK (19) adlı köylüler bulunmaktadır. Silahlı dört kişi örgüt militanlarının giydiği kıyafetlerden giymiştir ve ellerinde kaleşnikof silah bulunmaktadır. Ayrıca iki kişide küçük el telsizi vardır. Gelen silahlı kişiler kendilerini köy korucusu olarak tanıtmışlardır. Kendi aralarında sürekli Türkçe konuşmaktadırlar. Son derece sert davranmakta ve hakaret ederek konuşmaktadırlar. Bu kişiler Mahmut’a ve diğer iki kişiye isimlerini sorduktan sonra silahlı iki kişi Mahmut’u kenara ayırmış, silahlı diğer iki kişi de Turan ve Bilal ile birlikte mezraya doğru gitmiştir. Mezranın girişinde ağaçların altında yaklaşık yarım saat sessizce oturmuşlardır. Mahmut’un yanında kalan iki kişinin gelmesi ile birlikte Turan ve Bilal’e, Ahmet Acar’ın evini sormuşlardır. Ayrıca köyde ve çevrede Gıyasettin Özmen olarak bilinen ancak nüfusta Hüseyin Özmen olarak kayıtlı olan köylüyü Hüseyin Özmen olarak sormuşlardır. Çocukların köyümüzde böyle biri yok demesi üzerine Gıyasettin Özmen olarak sormuşlardır. Çocukların, Gıyesettin Özmen’in 20 gündür köyde olmadığını söylemesi üzerine , “Dün Bingöl’den geldi. Bu gün ikindi vakti de köydeydi şeklinde” cevap verilmiştir. Daha sonra Ahmet Acar’ın evinin önüne gelindiğinde Turan ve Bilal serbest bırakılmıştır. Turan ve Bilal korktukları için hemen eve gitmiş ve dışarı çıkmamıştır. Silahlı kişiler evin avlusundan Ahmet’i çağırmış ve yanlarına alarak ilerlemişlerdir. Ahmet’in oğlu Erdal babasının götürülmesine müdahale etmiş, bunun üzerine silahlı iki kişi onu da alarak Gıyasettin Özmen’in evine gitmiştir. Gıyasettin Özmen evden alındıktan sonra mezradan çıkmışlardır. Bu şahısları alırken yakınlarına, ifadelerini almak için götürdüklerini, komutanın yukarıdaki tepede beklediğini, ifadeleri bittikten sonra getireceklerini söylerler. Grup mezradan çıktıktan sonra Ahmet Acar’ın eşi köy sakinlerinden ve aynı zamanda Ahmet ACAR’ın damadı olan Hacı KAYA adlı şahsa gider ve eşi ile oğlunun silahlı kişiler tarafından götürüldüğü söyler. Hacı da eğer götürenler örgüt militanıysa arkalarından gidebileceğini söyler. Ahmet’in eşi de evet bunlar örgüt üyesi olabilirler dedikten sonra Hacı KAYA arkalarından gider. Grup mezradan çıkarılırken Erdal zazaca konuşarak “kadınlar arkamızdan gelsin, erkekler gelmesin onları da alabilirler” şeklinde sesleniyor. Bunun üzerine bir grup kadın da gece karanlığında grubun arkasından gitmeye başlar. Yolda grupla karşılaştıklarında silahlı kişilerin ve üç köylünün yürüyerek köyün yan tarafındaki tepeye doğru çıktıklarını görürler. Hacı Kaya yanlarında değildir. Birlikte gitmek isterler ama silahlı iki kişi geride kalarak kadınları ikna edip geri döndürmeye çalışır. Kadınlara karşı nazik davranırlar. ” Anam bacım korkmayın komutan ifade aldıktan sonra getireceğiz, eğer sabaha kadar dönmezlerse kimliklerini götürüp karakola verirsiniz” diye açıklamada bulunurlar. Kadınları atlattıktan sonra gecenin karanlığında ortadan kaybolurlar. Götürülenler bu esnada hiç kaba kuvvetle karşılaşmadıkları gibi gitmemek için hiçbir aşamada direnmezler. Aradan yaklaşık 15 dakika geçtikten sonra tepeden silah sesleri gelir. Kadınlar kendilerini korkutmak ve arkalarından gelmelerini engellemek için ateş edildiğini düşünürler. Daha sonra tepeye doğru çıkarlar ancak karanlık nedeniyle hiçbir şey göremedikleri için mezraya geri dönerler.

Ertesi sabah saat 05:00 sularında tekrar aramaya çıkarlar. Silah seslerinin geldiği yere gittiklerinde aralarında Hacı Kaya’nın da bulunduğu dört kişinin yüzleri yere yatırılmış bir şekilde kafalarının arkasından kurşunlandıklarını görürler. Cesetlerin arasında Mahmut’un olmadığını fark ettiklerinde Turan ve Bilal, Mahmut’u dün akşam tarladan alıp tarlanın altındaki dereye doğru götürdüklerini söyler. Bir grup köylü bunun üzerine Mahmut’un tarlasına doğru giderler. Mahmut’u tarlanın altındaki derede yüzüstü yere yatırılmış, sadece kafası dışarıda kalacak şekilde üstü taşlarla örtülmüş bir vaziyette bulurlar. Mahmut’un kafası taşlarla vurularak ezilmiştir. Ancak Mahmut henüz yaşamaktadır. Bunun üzerine Mahmut’u Mezraya taşıyıp derhal Bingöl’e ve oradan da Elazığ’a ulaştırırlar. Ancak tüm müdahalelere rağmen Mahmut girdiği komadan kurtulamamış ve üç gün sonra yaşamını yitirmiştir.

Mezrada sabit telefon bulunmadığından saat 06:00 sularında Yumaklı Köyünden Jandarmaya telefon açıp olanları anlatırlar. Jandarma saat 11.30 sularında 3 cemse ve 15 asker ile köye gelir. Saat 12:30 sularında Savcı köye gelir. 13:30 sularında da Bingöl Valisi helikopter ile köye gelir. Yanında sadece bir koruması vardır. Köyde 15 asker dışında asker de yoktur. Vali köye gelir gelmez bir açıklama yapar ve teröristlerin köyü basıp 4 vatandaşı öldürdükleri 1 kişiyi de yaralıklarını belirtir. Savcı ve doktor köyde ölü muayenesi yaptıktan sonra cenazeleri köylülere teslim ederler ve hep birlikte köyden ayrılırlar. Köylüler olaydan yaklaşık bir hafta sonra Mahmut’un öldürüldüğü yerin yakınlarında kanlı bir kasatura bulurlar. Bu kasaturayı yıkayıp kaldırırlar.

TESPİTLER
1- 10.07.2003 tarihinde köye gelen silahlı kişiler köylüler tarafından ilk defa görülmüşlerdir.

2-Silahlı kişiler Türkçe konuşmakta ve içlerinden sadece biri Zazacayı anlamaktadır.

3-Silahlı kişiler örgüt üyesi militanların giydiği kıyafetlere benzer yeni ve temiz kıyafetler giymişlerdir.

4- Köylüler bu insanların örgüt üyesi militanlar olup olmadıkları hususunda ciddi kuşkular taşımaktadırlar.

5- Mahmut Kaya’nın vücudunda kesikler bulunmaktadır ve kafasına taşla vurularak öldürülmüştür.

6-Erdal Acar ve Hacı Kaya müdahaleleri nedeni ile silahlı kişiler tarafından götürülmüş ve öldürülmüştür.

7- Gıyasettin Özmen’in, nüfusta Hüseyin Özmen olarak kayıtlı olduğu köy sakinleri tarafından bilinmemektedir.

TALEPLER

  • Köylüler bu katliamın kimler tarafından gerçekleştirildiği konusunda somut ve gerçek bilgiye ulaşmayı beklemektedirler. Bu doğrultuda daha sağlıklı ve ciddi bir soruşturmanın yürütülmesi gerekmektedir.
  • Soruşturmada görgü tanıkları ve çevre köylerde yaşayanların tanıklıklarına başvurulmalıdır.
  • Olayların geçtiği yerlerde parmak izi incelemesi yapılmalıdır.
  • Köylülerin bundan sonraki aşamalarda can güvenlikleri sağlanmalıdır.

Mihdi PERİNÇEK :İHD GYK Üyesi

Rıdvan KIZGIN :Bingöl Şube Başkanı

Av. Selahattin DEMİRTAŞ :Diyarbakır Şube Başkanı

Av.Ayla AKAT :Diyarbakır Şube Y.K. Üyesi 

Şevket TURAN :Bingöl Şube Y.K.Üyesi

Bir cevap yazın