17 Mayıs Uluslararası Homofobi, Transfobi, Bifobi, İnterfobi Karşıtı Gün Kutlu Olsun!

VAROLUŞ YASAKLANAMAZ!

1990’da Dünya Sağlık Örgütü’nün eşcinselliği “hastalıklar” listesinden çıkardığı tarih olan 17 Mayıs, dünya genelinde Homofobi, Bifobi, Transfobi ve İnterfobi Karşıtı Gün olarak kutlanıyor. 35 yıl sonra, takvim yeniden 17 Mayıs’ı gösterdiğinde bu tarihsel dönemecin kıymetini bir kez daha anlıyor ve nefrete karşı mücadelenin önemini vurgulamak üzere sesimizi yükseltiyoruz. Bu günden aldığımız ilham ve güçle  dayanışmamızı büyütmeye, hayatlarımıza, kimliklerimize, varoluşumuza sahip çıkmaya devam edeceğiz.

Bizler bu coğrafyada yaşanan acıların tanıkları olarak, devlet politikaları ve alınmayan önlemler sonucu yaşamdan koparılan tüm arkadaşlarımızı hasretle anarken bugüne özel olarak yeniden tekrar ediyoruz. *HOMOFOBİ ÖLDÜRÜR… TRANSFOBİ ÖLDÜRÜR… BİFOBİ ÖLDÜRÜR… İNTERFOBİ ÖLDÜRÜR…

Geçtiğimiz günlerde Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığının paylaştığı bir yazıda, toplumsal cinsiyet”, “cinsel yönelim”, “LGBTİ+” gibi uluslararası alanda kabul görmüş, yerleşmiş kavramların kullanılması bile yasaklanmaya çalışıldı.

Bu yasaklama girişimleri katledilen ve intihara sürüklenen arkadaşlarımızın o süreçlerde neler yaşadığının, nelere maruz kaldıklarının birer ispatıdır.  Cinayetleri ve intiharları önlemeyen, önlemek için hiçbir işlem yapmayan devlet, varoluşumuza apaçık saldırı olarak gördüğümüz bu durumu hiçbir çekince yaşamadan savunmaktadır. Devletin savunduğu bu dilden cesaret alanların yapacağı tüm olumsuzlukların sorumlularını da devlettir. İşte tam da bu yüzden LGBTİ+ İNTİHARLARI ve CİNAYETLERİ POLİTİKTİR diyoruz.

Bahsedilen bu yasaklama girişimi bizlere “Esnaf gerektiğinde asker, polis ve hakimdir” cümlesini hatırlattı. Gencecik yaşında dövülerek katledilen Ali İsmail Korkmaz’ın asıl katilleri bu yüzden cezasız kaldı ve Ali İsmail’den sonra dövülerek katledilen işçiler, yakılarak katledilen translar, işkence edilerek katledilen kadınları sayısı giderek arttı.

Onur yürüyüşlerinin hâlâ yasak olması, Türkiye Cumhuriyeti Devletinin altına imza attığı uluslararası sözleşmelere aykırı tutum sergilediğinin en büyük göstergelerinden biridir. Bu sözleşmelerin ihlali, ve sözleşmede imzası olan ülkelerin kendi çıkarları doğrultusunda Türkiye’nin bu hak ihlaline ses çıkarmaması da büyük bir utanç olarak ortada durmakta ve coğrafyamızdaki LGBTİ+ların yaşamlarını hiçe saymakta olduklarını göstermektedir.

 

2025 Türkiye’sinde iktidar partisi ve onun paydaşı olan ana akım sağ merkezli siyasi güçlerin, bu gerçekliği mücadele edilmesi gereken bir durum olarak kabul etmek yerine, nefreti körükleyecek biçimde ele aldığı ortadadır.

17 Mayıs Uluslararası Homofobi, Bifobi, Transfobi ve İnterfobi Karşıtı Gün vesilesiyle tüm LGBTİ+’ları, hak savunucularını, demokratik kitle örgütlerini ve LGBTİ+ dostu yurttaşları bu inkarcı, saldırgan nefret siyasetine karşı durmaya, sesimizi daha güçlü yükseltmeye davet ediyoruz.

Yaşasın 17 Mayıs!

İNSAN HAKLARI DERNEĞİ LGBTİ+ KOMİSYONU