A-GİRİŞ:
İnsan Hakları Derneği Adana Şubesi ve Özgürlük İçin Hukukçular Derneği Adana Temsilciliği, Akdeniz Adana Tutuklu Ve Hükümlü Aileleriyle Yardımlaşma Ve Dayanışma Derneğine mahpuslar ve yakınları tarafından gerek yüz yüze gerekse de mektup ve fax yoluyla yapılan başvurular üzerine yaşanan hak ihlallerinin gözlem, tespit ve raporlama çalışmaları kapsamında oluşturulan heyetçe 2025 yılı Haziran-Eylül Ayları arasında Adana ilinde yer alan Kürkçüler F Tipi ve Suluca 1 No’lu Yüksek Güvenlikli Hapishanelerine ziyaretler gerçekleştirilmiş ve mahpuslar ile yüz yüze gerçekleştirilen görüşmeler neticesinde hazırlanan tespit ve değerlendirme raporuna aşağıda yer verilmiştir.
B- AMAÇ:
Bu çalışma ile genel olarak hapishanelerde yoğunlaşarak artan hak ihlallerine ilişkin gerekli tespitlerin yapılması, raporlaştırılması ve hazırlanan raporlardaki hak ihlallerine ilişkin gerekli hukuki girişimlerde bulunulması ile kamuoyu oluşturulması amaçlanmıştır.
C- GÖZLEM VE TESPİTLER:
SULUCA 1 NOLU YÜKSEK GÜVENLİKLİ CEZAEVİ
1-Görüşme Yapılan Mahpus E.A.: ” Yaklaşık beş ay önce Van F Tipi Cezaevinden buraya onlarca kişi ile birlikte sürgün edildim. Van’dan buraya getirilirken 6-7 saat boyunca lavabo ihtiyacımızı dahi gidermemize izin verilmedi. Ring araçlarının hücre kısmında getirildik. Ring aracının hücre kısmı oldukça dar ve havasızdı. Buraya getirilene kadar bize yalnızca ekmek ve domates verildi. Dokuz yıla yakındır cezaevindeyim. İlk yakalama işlemi esnasında günlerce Bingöl Emniyet Müdürlüğünde işkence gördüm. Gördüğüm işkenceler nedeniyle göğüs kafesim hasar gördü. Bu nedenle nefes alıp vermede zorlanıyorum. Yine gördüğüm işkence nedeniyle omurgamın içindeki damar zedelendiğinden kan dolaşımımda sıkıntı yaşanıyor. Tutuklandığım günden bu yana ciddi bir tedavi görmedim. Van’da götürüldüğüm doktorlar bana karşı ırkçı ve taraflı davranıp beni tedavi dahi etmeden cezaevine geri gönderiyorlardı. Raporlarımı ve ilaçlarımı dahi almakta çoğu zaman güçlük çektim. Buraya getirildiğimden bu yana da bir tedavi ile karşılaşmadım. Çünkü bu cezaevinde de keyfi bir şekilde ağıziçi arama uygulaması var. O gün seni götürecek Jandarma personelinin keyfi ağıziçi arama yapmak ister de sen kabul etmezsen hastaneye götürülmüyorsun. Yaklaşık iki ay önce görüşüme gelen yaşlı anneme bu cezaevi girişinde çıplak arama yapılmış bu nedenle ilgili yerlere suç duyurusunda bulundum. Milletvekillerine mektup yazdım. Ancak olumlu bir dönüt alamadım. Bu cezaevinde bize Yeni Yaşam ve Evrensel Gazeteleri verilmiyor. Bize sadece tek bir frekenasın çektiği bir radyo veriliyor. Cezaevinde ciddi de bir su sorunu yaşanıyor. Bize verilen su miktarı zaten yetersiz bir de sık sık kesiliyor. Bazen günde sadece 1 saat su verildiği oluyor. İçmek için de çok kirli. Bu nedenle kantinden içme suyu almak zorunda kalıyoruz. Yine bulunduğumuz cezaevinde kargo ile bize gönderilen ama Kürtçe yazılan kitaplar da yasak denilerek bize verilmiyor” demiştir.
2-Görüşme Yapılan Mahpus Ö.A.:” Ben 7 yıldır hapishanedeyim. Ben uzun zamandır sağlık sorunları yaşıyorum. Dilimde ve ağzımda apse çıkıyor. Şu an iyi durumda ama sürekli tekrarlıyor. En son kış aylarında ağzımda ve dilimde apseler oluştu. 10 gün boyunca yemek yiyemedim. Hastaneye götürüldüm. Sonradan geçti. Ama o halde uzun süre hastaneye götürülmedim. Ağız içi araması devam ediyor. Zaten ağız içi aramasını aşıp hastaneye gitsek de eziyet çekiyoruz. Doktor 5 dakika görüp doğru düzgün muayene etmeden geri gönderiyor. Bu sürede yemek yerken lavaboya giderken muayene olurken ellerimiz kelepçeli bir şekilde tutuluyoruz. Benim aynı zamanda sürekli boğaz ağrım var. Yine mide bulantım var. Ayrıca gözlerimde de sorun var. Hatta doktor gözlerine müdahale edilmezse daha ciddi sonuçlar doğabilir dedi. Ben sırf hastane süreci eziyetli diye rapora gitmeyi reddettim. Yaklaşık bir hafta önce yani Temmuz 2025 başlarında rapora götürüleceğim söylendi. Ben de eziyet çekmek istemiyorum bu nedenle rapora gitmiyorum dedim. Benim yaşadığım sağlık sorunlarımdan dolayı uygun gıdalarla beslenmem gerekiyor. Ancak burada kimsenin sağlık durumuna göre yemek çıkmıyor. Ağzımda dilimde apselerin çıktığı, konuşamadığım dönemlerde dahi umursayan olmadı. Normal yemekleri dahi hijyensiz ve yetersiz. Son zamanlarda odalarımızın bulunduğu koridorları bizim yıkamamız isteniyor. İlk başlarda hapishanenin yeni açılmasından dolayı personel eksikliği olabileceğini düşünerek birkaç kez yıkadık. Ancak bu talepleri sürekli hale gelince bunun kasıtlı yapıldığına kanaat getirip, bunun bizim işimiz olmadığını, personelin işi olduğunu belirtip yıkamadık. Yıkamayınca da aktivitelere çıkarmama cezası veriyorlar. Keyfi bir şekilde davranıyorlar. Ayrıca benim abim F. A.’ın da ciddi sağlık sorunları var. Kendisi bugün rapora götürüldü. Sanırım dilekçe yazılmış o dilekçe nedeniyle rapor için götürüldü. Şu an burada değil. F.A. uzun zamandır hastaneye gitmeyi ağıziçi araması dayatması nedeniyle reddediyordu. Bugün ağzında su çalkalamayı kabul etmişler bu şekilde rapora gitmeyi kabul etti. “ Demiştir.
3-Görüşme Yapılan Mahpus A.Y.:” Ben 2016 yılından bu yana yani 9 yıldır cezaevindeyim. Van YGC den buraya getirildim. A. B. isimli mahpus ile beraber buraya getirilmiştik. Ben Ağırlaştırılmış müebbet ve ayrıca 150 yıl hapis cezası aldım. Dosyam 2023 yılı temmuz ayında kesinleşmişti. Benim sağ omzumda şarapnel parçası var. Ancak yıllardır ameliyat edilmiyor. En son Adana Şehir hastanesi Ortopedi bölümünde tedaviye gittiğim doktor ilk önce bana asker olup olmadığımı sordu. Ben de asker olmadığımı PKK’li olduğumu söyledim. Doktor da bunun üzerine ameliyat olmam gerektiğini ancak 9 yıldır parçanın orada bulunduğunu, bunun riskli olduğunu bu riski kendisinin alamayacağını ve ameliyat edemeyeceğini söyledi. Burada cezaevi çıkışında ağıziçi arama dayatması yapılıyor. Kabul etmeyenler hastaneye götürülmüyor. Ağıziçi aramasını kabul etmeyenler hakkında disiplin cezaları da verilebiliyor. Daha önce kabul etmeyenlere disiplin cezaları verildi. Ayrıca Bulunduğumuz cezaevinde odaların bulunduğu koridoru bizim yıkamamız söylendi. Biz de bunun bizim sorumluluğumuz olmadığı belirttik. Bunun üzerine cezaevi idaresince disiplin cezası veriliyor. En son verilen disiplin cezasına itiraz etmiştik. İtirazımız Adana 4. İnfaz Hakimliğinde karara bağlanacaktı ama sonuç ne oldu bilgim yoktur. Ayrıca burada verilen yemekler hijyen anlamında çok sıkıntılı. Bununla birlikte yemekler çok az veriliyor. Diğer yandan yemek saatleri de çok düzensiz. Örneğin öğle yemeği saat 14.00 da gelirken akşam yemeği de saat: 16.00 da veriliyor. Çoğu zaman bu şekilde düzensiz saatlerde yemekler getiriliyor. Ayrıca telefon görüşmeleri için ailelerimizi aradığımızda eğer aile ilk aramada telefonu açmazsa telefon hakkımızın yandığı söyleniyor. Biz buna itiraz edince bizi bir dahaki hafta telefon görüşüne çıkarmamakla tehdit ediyorlar. Bize hitaben keyfi bir şekilde eğer telefona cevap verilirse konuşun aksi takdirde görüş hakkınız yanar diyorlar. Gardiyanların fiziksel bir teması olmuyor ancak aramalarda ve yüz yüze geldiğimiz diğer zamanlarda konuşmalarıyla tavırlarıyla bizi tahrik etmeye çalışıyorlar. Provokatif davranışlarda bulunuyorlar. Onlara uysak çok kötü durumlar gelişebilir. Ancak biz oralı olmuyoruz. Benimle birlikte aynı koridorda K. A., H. D., R. K., A. B. var. H. D. Kalp hastası, R. K.ın ise Varis hastalığı var. Bir de yaklaşık 1 hafta önce Kars’tan A. Y. isimli bir mahpus geldi. Kendisinin avukat talebi vardı “ Demiştir.
4- Görüşme Yapılan Mahpus A. K..: “ Ben müebbet hapis cezası aldım. Yaklaşık 10 yıldır hapishanedeyim. Yine yaklaşık 1 yıl önce buraya getirildim. Avukatım Van barosundan D.A.’dır. Biz burada aynı koridorda 5 kişiyiz. Zaten herkes tekli odalarda kalıyor. İ.E., K. B., M. B., M. Ş. D., M. Ş. ile birlikte aynı koridordayız. Yine yaklaşık 1 hafta önce Elazığ hapishanesinden E.Y. isimli bir mahpus daha buraya getirildi. Odalarımızın pencereleri çok küçük buna rağmen pencerelerimizde tel kafesler var. Tel kafeslerden bırakın dışarıyı görmeyi ışık ve hava akımı dahi olmuyor. Biz bu durumun düzeltilmesi, tellerin sökülmesi için Adalet bakanlığına dilekçe yazdık. Ancak bakanlık Güvenlik gerekçesiyle talebimizi reddetti. Bulunduğumuz cezaevi kuyu tipi bir cezaevidir. Bizlerin birbirleriyle iletişim kurması adeta imkansız. Ancak haftada bir spor ve atölye faaliyetinde birbirimizi kısa bir süre görebiliyoruz. Ancak bu da sadece bulduğumuz koridordaki kişilerle mümkün oluyor. Zaten çoğu zaman da keyfi gerekçelerle bu faaliyetlerimiz engelleniyor. Bulunduğumuz cezaevinde ağıziçi arama uygulaması uzun zamandır devam ediyor. Halen de bazen uygulanıp bazen uygulanmıyor. Ağıziçi arama uygulaması tamamen o esnadaki görevli memurun keyfine kalmış durumdadır. Oysaki insan onuruna aykırıdır ve bu uygulamanın tamamen kaldırılması gerekir. Yine Gardiyanlar özellikle arama esnasında çok provokatif davranışlar sergiliyor. Bizlere fiziksel bir temasları olmuyor. Ama davranışları çok çirkin. ” demiştir.
5- Görüşme Yapılan Mahpus M. E. A.: ” Yaklaşık 1 yıldır baş bölgemden başlamak üzere vücudumun çeşitli yerlerinde kabuklu yaralar mevcuttu. Yakın zamanda kampüs içerisindeki hastaneye gittim ve sedef hastası olduğumu öğrendim. Kampüs içerisindeki doktor ilaç yazdı. Bu ilacı kullandığım süre içerisinde yaralar azaldı ama kullanmadığımda ise yaralar yeniden oluşuyor. Doktora bunu da ifade ettim. Ancak kampüs içerisindeki hastane doktoru bizle neredeyse ilgilenmiyor. Sadece ilaç yazıp bizi gönderiyor. Kardeşimle konuştuğumda aslında sürekli ilaç kullanmak yerine bir iğne ile bu yaralardan kurtulabileceğimi dışarda pek çok doktora sorarak öğrenmiş. Ancak dediğim gibi kampüs içerisindeki hastane doktoru yeterli ilgi ve alaka göstermediği için sadece ilaç yazıp gönderdiği için böyle bir yol denenebileceğinden bahsetmedi. Kampüs içerisindeki hastaneye götürüldüğümde kan testi yapıldıktan sonra kolestrolüm ve vitamin eksikliğim olduğu da ortaya çıktı. Ancak cezaevi şartlarında bu hastalıklara uygun beslenmek neredeyse imkansız. Uzun zamandır bulunduğumuz cezaevinde odalarımızın bulunduğu koridorları yıkamamız isteniyor. Daha önce birkaç defa yıkadık. Ancak bunu sürekli hale getirip bize dayatıyorlar. Biz cezaevinin personelinin işi olduğunu belirtip yıkamıyoruz. Bu defa da atölyeye çıkarılmadığımız oluyor. Son birkaç ay içerisinde atölyeye çıkarılmamız tamamen keyfiyete bağlı. Bazı haftalar çıkarırken bazı haftalar ise çıkarılmıyoruz. Bulunduğumuz cezaevi yoğun izolasyon ve terit tipi bir cezaevi olduğu için anca atölye ya da spor faaliyetlerinde diğer insanlarla birbirimizi görebiliyoruz. Koridorları yıkamadığımız gerekçesiyle keyfi olarak bazı haftalar atölyeye çıkarılmayınca artık tam tecrit durumu söz konusu olmaktadır. Bulunduğumuz cezaevinde odalarımızda ayda 2 defa arama yapılmaktadır. Bu aramalar esnasında bize kitapları indir, dolabı aç, yatağı kaldır vb. şeklinde talimatlarda bulunuyorlar. Biz, aramaya gelenin kendileri olduğunu dolayısıyla kendilerinin bu işleri yapabileceğini söylüyoruz. Bu defa aramaya karşı çıktı deyip hakkımızda tutanak tutulup sonrasında disiplin cezaları tutuluyor. Bu durum tamamen provakasyon amacıyla özellikle bazı başgardiyanlar tarafından yapılıyor. Amaç disiplin cezaları ile infazlarımızı yakmak. Aramalar esnasında kendilerine herhangi bir zorluk çıkarmıyoruz. Ancak bazı başgardiyanların provakatif davranışları nedeniyle keyfi disiplin cezaları alıyoruz. Bu disiplin cezalarına yaptığımız tüm itirazlar neredeyse hiç incelenmeden ve hiçbir gerekçe belirtilmeden seri bir şekilde reddediliyor. İnfaz Hakimliğinin bu tavrı Ağır Ceza Mahkemeleri ve Anayasa Mahkemesi kararı ile de benzerlik gösteriyor. Artık Ağır Ceza Mahkemeleri ve yapmış olduğumuz Anayasa Mahkemeleri de gerekçesiz ve seri bir şekilde reddediliyor ” demiştir.
6-Görüşme Yapılan Mahpus A. S.: ” 15 Nisan 2025 tarihinde Van Yüksek Güvenlikli Kapalı Cezaevinden buraya getirildim. Biz kalabalık bir grup olarak bu cezaevine getirildik. Kendi isteğim dışında bu cezaevine sürgün edildim. Eşim ve küçük çocuklarım Van’dayken beni en azından rahat bir şekilde gelip görebiliyorlardı. Bu kadar uzak bir yere sürgün edilmemle birlikte aslında ailem de cezalandırılmış olunuyor. Yaklaşık 4 yıldır cezaevindeyim. Hemoroid hastasıyım. Aynı zamanda göğsümde uzun zamandır yoğun ağrılar var. Daha önce Van YGC’deyken hastaneye gittim ama herhangi bir teşhis konulamadı. Halen yoğun ağrılar çekiyorum. Bu durum bazen nefes alıp verişimi bazen de konuşmamı zorlamaktadır. Bulunduğumuz cezaevi kuyu tipi bir cezaevidir. Bizlerin birbirleriyle iletişim kurması adeta imkansız. Ancak haftada bir spor ve atölye faaliyetinde birbirimizi kısa bir süre görebiliyoruz. Ancak bu da sadece bulduğumuz koridordaki kişilerle mümkün oluyor. Bulunduğumuz cezaevinde ağıziçi arama uygulaması uzun zamandır devam ediyor. Halen de bazen uygulanıp bazen uygulanmıyor. Ağıziçi arama uygulaması tamamen o esnadaki görevli memurun keyfine kalmış durumdadır. Oysaki insan onuruna aykırıdır ve bu uygulamanın tamamen kaldırılması gerekir.” demiştir.
7-Görüşme Yapılan Mahpus A. Y.: “1 Ay önce Kars T Tipi cezaevinden, şuan bulunduğum cezaevine getirildim. Müebbet hükümlüsüyüm ancak içinde bulunduğumuz cezaevinde koşullarımız ağırlaştırılmış müebbet hükümlülerinin koşullarında tabi tutulmaktayız. Her birimiz tekli hücrede kalmak üzere aynı koridorda 6 kişi bulunuyoruz. Benimle aynı koridorda bulunan diğer kişilerle günde sadece 1 saat ortak etkinlikte bulunabiliyoruz. Onun dışında diğer etkinliklerimiz genelde idare tarafından engellenmektedir. Havaların sıcak olması nedeniyle su yetersiz kalıyor. Verilen su kotalı olarak verilmektedir. Su aşırı kireçli ve yosun kokusunu anımsatan bir kokuya sahip. Ayrıca verilen su, içme, temizlik vb tüm ihtiyaçlarımız için verilmektedir. Ancak tüketmek açısından sağlıklı olmadığından içme suyu ihtiyacımızı kantinden satın alarak sağlıyoruz. Kantinde fiyatlar çok fahiş derecede yüksek ve istediğimiz tüm ürünler bulunmuyor. ” demiştir.
8-Görüşme Yapılan Mahpus M. V. B.: “2 ay önce Van’da bulunan cezaevinden buraya getirildim. Mahkum kabul bölümünde çıplak aramaya maruz kaldım. Müebbet+11 yıl hapis cezam bulunmaktadır. Yemekler dağıtımı çok uzun sürdüğünden bizim olduğumuz bölüme getiriline kadar soğuyor. Bu durumunun nedeni sorduğumuzda genelde personel yetersizliği diye cevaplanıyor. Suların sürekli olarak kesik, gün içinde neredeyse suyun 30 dakika-1 saat süreyle akmaktadır. Kitaplar kotalı olarak verilmektedir. Günde sadece 1 saat havalandırmaya çıkarılıyoruz. Bu cezaevinde, cezan her ne olursa olsun herkes ağırlaştırılmış müebbet hükümlülerine uygulanan infaz koşulları uygulanmaktadır. ” demiştir.
9-Görüşme Yapılan Mahpus F. M.: ” Bu cezaevinde pek çok problem olduğu gibi en önemli sorunları, hastaneye sevk sırasında ağız içi arama, su kesintisi, kotalı kitap, sosyal faaliyet ve etkinliklerin engellenmesi, süreli yayınların kabul edilmemesi, en temel problemler olarak dikkat çekiyor. Su gün içinde neredeyse hiç akmıyor, su ihtiyaçları kantinden sağlanmaktadır, ona da bütçe yeterse. Son zamanlarda keyfi aramalar sıklaştı, rutinin dışında odalarımız arama adı altında aranarak tüm eşyalarımız dağıtılmaktadır. K. B. isimli arkadaşımın acil olarak ameliyat olması gerekmektedir.” demiştir.
10-Görüşme Yapılan Mahpus R. K.: “Ağırlaştırılmış müebbet hükümlüsüyüm. 3-4 ay önce Suluca cezaevine getirildim. Sol bacağımda varis rahatsızlığım bulunmakta ve bu rahatsızlık ileri dereceye ulaşmış bulunmakta. Adana Şehir hastanesine sevkim yapıldı ancak burada yapılan muayene sonucunda doktor tarafından bu tedavinin burada yapılamayacağını, özel bir hastanede işlem yapılması gerektiğini belirterek, tedavim yapılmadı. Suların sürekli olarak kesik olduğunu ve bu yüzden suya erişim ve hijyen konusunda çok ciddi sorunlar yaşıyoruz. 6 kişi tekli odalarda olmak üzere bir koridorda 6 kişi kalmaktayız. Bu 6 kişinin günde sadece 1 saat birlikte havalandırmaya çıkmasına müsaade ediliyor. Onun dışında hiçbir şekilde ortak faaliyette bulunmamıza müsaade edilmiyor. ” demiştir.
11-Görüşme Yapılan Mahpus B.K.H.: “Ağırlaştırılmış müebbet hükümlüsüyüm, ailem Güney Kürdistan’da ikamet etmektedir. Ailem yurtdışında yaşadığı için hiçbir şekilde benim ziyaretime gelememekte ve telefon iletişimi kuramamaktayım. Yaklaşık 13 yıldır tutukluyum. Bu sürede çeşitli cezaevlerinde kaldım ama hiçbirinin koşulları burası kadar kötü değildi. Bu cezaevinde esas amaç insanı insan yapan en önemli özelliklerinden arındırmak ve psikolojik olarak hastalıklı bir birey haline getirerek hem topluma hem de kendisine zarar vermesi için tasarlanmış. Gün içinde sadece 1 saat aynı koridorda bulunduğum kişilerle ortak havalandırmaya çıkarılıyorum. Ancak günün geri kalan tüm süresinde tek başıma bir hücrede kalmaktayım. Ayrıca gün içinde su neredeyse varda yok ve tüm ihtiyaçları kantinden karşılamamız gerekmekte ancak benim ailem gelip gidemediğinden ihtiyaçlarımı karşılayamıyorum. Adana gibi sıcaklığıyla bilinen bir şehirde bütün yazı sıcaktan kavrularak, vantilatör, buzdolabı olmadan geçirdim. Ayrıca hiçbir gelirim olmadığından temiz ve hijyenik suya da erişimim mümkün olmadığından kireçli, kokulu suyu tüketmek zorunda kaldım. Bağırsaklarım daha önce geçirmiş olduğum rahatsızlıklar yüzünde iflas etmiş durumda, ilaçlar ile tedavi edilmekteyim. Ayrıca kalp ve ritim bozukluğu rahatsızlığım bulunmaktadır. “demiştir.
SULUCA 1 NOLU YÜKSEK GÜVENLİKLİ CEZAEVİNE İLİŞKİN TESPİTLER
- Mahpusların tekli hücre tipi odalarda infazlarının gerçekleştirildiği, odalarının büyüklüğünün mutfak banyo dahil olarak yaklaşık olarak 8*5 adım ve penceresinin yaklaşık 30*40 cm olduğu, pencerenin sık tellerle örülü olduğu ve duvara baktığı, bu durumun hava dolaşımı ve yeterli gün ışığı alımını engellediği,
- Mahpusların günün 23 saatlerini hücre tipi odalarında tek başlarına geçirdikleri, günde yalnızca 1 saat ve aynı koridorda bulunan sayıları 4-6 arasında değişen aynı mahpuslarla birlikte havalandırmaya çıktıkları, diğer koridor ya da blokta bulunan aynı suç grubuna mensup farklı mahpuslarla bir araya getirilmedikleri,
- İçme Suyunun kotalı olarak verildiğini, onunda dışında suyun tüketmek için hijyenik koşullara sahip olmadığı, kireçli olduğu ve ağır bir kokunun olduğu belirtilmiştir.
- Hapishanede 3 kişilik odalar bulunmasına rağmen herkesin tekli odada kalmaya zorlandığı ve 3’lü odaya geçme taleplerinin gerekçesiz şekilde sürekli reddedildiği,
- Sevkle gelen mahpusların eşyalarının hepsinin verilmediği ve bu sebeple birçok eşya için yeniden alışveriş yapmak zorunda kaldıkları,
- Mahpusların yanlarında bulundurabilecekleri kitap sayısının 7 olduğu ve 3 tanesini idarenin kütüphanesinden alabildikleri, bir mahpusun odasında en fazla beş sayı gazete bulundurabildiği,
- Haftada 1 saat spor 1 saat de atölyeye çıktıkları, ancak atölye saatlerinde hiçbir faaliyet olmadığı, açılan kurslara kendilerini yazdırsalar da kendilerinin faydalandırılmadığı ya da idare kendilerine sayı sınırı ya da halk eğitimin personel eksikliğinin olduğunu gibi bahanelerin sunulduğu,
- Hastaneye gidiş gelişlerde mahpuslara ağız içi arama uygulamasının dayatıldığı, bu muameleyi kabul etmeyen mahpusların hastaneye gidişlerinin engellendiği ve sağlığa erişim haklarının ihlal edildiği, üstelik mahpuslar hakkında ‘’aramaya karşı çıktı’’ şeklinde tutanaklar tutularak disiplin soruşturmalarının başlatıldığı, hastaneye gitmek isteyen mahpusların ise sevklerinin 4-5 ay geciktirildiği, sevkleri gerçekleştirilen mahpusların ise bu kez de saatlerce ring araçlarında sağlıksız koşullarda bekletildikleri,
- Her hafta oda aramasının ve genel aramanın yapıldığını,
- Haftalık on dk telefon görüş hakkını kullanabildikleri,
- Mahpuslara verilen yemeklerin besin değerinin düşük ve kalitesiz olduğu; ayrıca porsiyonlarının yetersiz olduğu,
- Mahpusların aynı hapishanede bulunan diğer mahpuslarla haberleşmelerinin engellendiği,
- Mahpuslara ailelerinden gelen kargoların gerekçesiz bir şekilde verilmediği, bekletildiği veya gecikmeli olarak verildiği,
- Mahpusların hapishane idaresine gönderdikleri dilekçelere cevap verilmediği, bu nedenle sorunlara çözüm bulunulamadığı, tespit edilmiştir.
KÜRKÇÜLER F TİPİ CEZAEVİ
1-Görüşme Yapılan Mahpus R.B..: ” 2022 yılından bu yana Kürkçüler Cezaevindeyim. Buraya Diyarbakır D Tipi Cezaevinden getirildim. Benim bel fıtığım var, aynı zamanda kalp hastasıyım. Kalp ritmimde bozukluk var. Yaklaşık 2 hafta önce hastaneye gitmek istedim ama ağıziçi arama dayatmasını kabul etmeyince hastaneye sevkim yapılmadı. Bu cezaevinde hastaların ilaçları iki iki şeklinde veriliyor. İlaçlar verilince de açılarak veriliyor. Kapasite eksikliği gerekçe gösterilerek atölyeye çıkarılmıyoruz. Yine odada 10 kitap bulundurma kotası halen uygulanıyor. Ailelerimiz tarafından gönderilen kitap ve dergiler incelemesi yapılıyor denilerek bazen aylarca verilmiyor “demiştir.
2- Görüşme Yapılan Mahpus N. B.: ” 32 yaşındayım. 2016 yılından beri cezaevindeyim. Kürkçüler F Tipi’ne ise 1 yıl önce Elazığ Cezaevinden geldim. B. T.ve H.A.la birlikte kalıyorum. B. tutuklu, ben ve H. ise hüküm özlüyüz. Yakalandığım zaman vücudumun çeşitli bölgelerine isabet eden kurşunlardan ötürü yaralıydım ve 1 ay boyunca hastanede kaldım. Savcılığa ise yatalak halde çıkarıldım. Önce Bitlis, sonra Elazığ, son olarak da Kürkçülere getirildim. Tedavilerimin çoğu Elazığ cezaevindeyken gerçekleşti. Vücudumdaki kurşunlar çıkarıldı ama omuz ve kalçamda parçalar kaldı. Derinde ve küçük oldukları için çıkarılmalarının riskli olduğu söylendi. Bu durum da kışın soğuk havalarda biraz sıkıntı yaratıyor. 10 cm bağırsağım kesildi. İdrar torbamda yırtılma meydana geldi. Safra kesem ise alındı. Yine sarılık geçirdim. Bu ve benzer pek çok sağlık problemimden ötürü düzenli olarak hastaneye gidip kontrollerimi yaptırmam gerekirken ağız içi arama uygulamasından ötürü hastaneye gidip gelme koşullarımız yok. Haftada 1 gün sohbete, 1 gün 1 saat ise spora çıkıyoruz. Resim kursu geçen hafta daha yeni açıldı. Hükümlüler ayrı, tutuklu ve hükümözlüler ise beraber çıkıyorlar. Belli bir sayı kotası da var. Bulunduğumuz cezaevinde aynı suç grubundan 3 ağırlaştırılmış müebbet olmasına rağmen onları birbirleriyle görüştürmüyorlar. Ağırlaştırılmış müebbet hükümlüleri farklı bloklarda tek başlarına tutuldukları için hiçbir faaliyetten de yararlandırılmıyorlar. Geçen günlerde Suriyeli olan mahpuslara Suriye’deki cezaevlerine gitmek isteyip istemedikleri soruldu. İstiyorum diyenlere ise kağıt imzalattırıldı. Ancak onların ne zaman nasıl koşullarda hangi cezaevlerine götürüldükleri ya da götürüleceklerini bilmiyoruz. “demiştir.
3- Görüşme Yapılan Mahpus Ö. L.: “Ben 1997 doğumluyum. 2016 yılından beri de cezaevindeyim. 2020 yılında dosyam onaylandı ve ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası aldım. Bulunduğum cezaevinde benim dışımda M. K. ve A. B. bile birlikte toplamda 3 kişi ağırlaştırılmış müebbet hükümlüsü olarak kalmaktayız. Üçümüz de ayrı ayrı tek tutuluyoruz. Aynı suç türü ve infaz rejiminde olmamıza rağmen birbirimizle görüştürülmüyoruz, sohbet ve havalandırmaya da tek başımıza çıkıyoruz. İdare ve Gözlem Kurulu geçen haftalarda bu duruma dair bir iyileştirme yapacaklarını söylemişlerdi ancak henüz bir gelişme olmadı. Bu konu ile ilgili sizlerde cezaevine başvuruda bulunabilirsiniz. Ayrıca benim infazımın ertelenmesini gerektirir herhangi bir sağlık problemim de bulunmamaktadır.” demiştir.
4- Görüşme Yapılan Mahpus E. B..: ” Ben 19 yıla yakın süredir cezaevindeyim. Müebbet hapis hükümlüsüyüm. Dosyam ise 2014 yılından beri Anayasa Mahkemesinde beklemektedir. Anayasa Mahkemesinin neden bir karar vermediğini bilmiyorum. Bu konuyu gündemleştirirseniz sevinirim.
N.Ö.ve H.E.C. ile birlikte kalıyoruz. Biz üç kişiyi yargılandığımız dosyalardan kaynaklı kategorileştirdikleri için 3’ümüz de başka kimseyle görüştürülmüyoruz.
Bir ay önce Adalet Bakanlığı sağlık durumum ile ilgili heyete çıkmam için yazı göndermişti ancak ağız içi arama uygulamasından dolayı hastaneye gidemiyoruz. Ancak infazımın sağlık nedeni ile de erteleneceğini düşünmüyorum zaten” demiştir.
5- Görüşme Yapılan Mahpus M. G..: “M. K., A. B. ve Ö.L. tek başlarına tutuluyorlar ve hiçbir faaliyetten de yararlandırılmıyorlar. Yine özellikle M.K. ve A. B. yaşadıkları sağlık problemleri olmasına rağmen ağız içi arama uygulamasından dolayı hastaneye gidemiyorlar.
Yine M. T.’ın ağır şizofrenik belirtileri bulunmaktadır. H.G. ise gerek psikolojik gerek fiziksel rahatsızlıklara sahip biri olup durumu da gittikçe ağırlaşmaktadır.
- Ö. ise Cezaevinde kalamaz raporu olmasına rağmen hala çıkarılmıyor. M.Ö. 18.07.2025 tarihinde son çıkan yargı paketinde yer alan konutta infaz düzenlemesinden yararlanması adına başvuru yapmıştı ancak başvurusu usulden reddedildi. İnfaz Hakimliğinin red gerekçesinde doğru kanallar üzerinden başvuru yapılmamış olması gibi ibareler yer alıyordu. Revir hekimi ve kurumun bu durumu gerek görüp bildirmesi üzerine sürecin başlayabileceği yazıyordu. Biz de bununla ilgili önce cezaevinin kendisine başvuruda bulunacağız. “demiştir.
6-Görüşme Yapılan Mahpus M. Ö.: ” Ben 1998 yılından beri ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası hükümlüsü olarak cezaevinde bulunmaktayım. 3 yılı aşkın süredir de Kürkçüler F tipi kapalı cezaevinde bulunmaktayım. Bulunduğum cezaevinde birlikte toplamda 3 kişi ağırlaştırılmış müebbet hükümlüsü olarak kalmaktayız. Üçümüz de ayrı ayrı tek tutuluyoruz. Aynı suç türü ve infaz rejiminde olmamıza rağmen birbirimizle görüştürülmüyoruz, sohbet ve havalandırmaya da tek başımıza çıkıyoruz. Ayaklarımla ilgili engelim bulunduğundan sık sık sağlık kuruluşlarına gitmem gerekiyor lakin ağız için araması nedeniyle bu hakkımıza erişim engellenmektedir yine Cezaevinde Kalamaz raporum bulunmasına rağmen halen burada tutulmaktayım. “demiştir.
7-Görüşme Yapılan Mahpus D. S.: ” 6 ay önce tutuklandım. Cezaevine ilk girişte mahkum kabul bölümünde çıplak arama yapılmak istendi, kabul etmeyince, hakaret ve fiziki işkenceye maruz kaldım, buna ilişkin savcılığa suç duyurusunda bulundum ancak soruşturmaya dair henüz bir evrak elime ulaşmadı. Cezaevine ilk geldiği andan itibaren sürekli olarak odam değiştirilip kimse ile iletişim kurmamam için baskı yapıldı. Hastaneye sevkler sırasında ağız içi arama uygulaması bulunmakta, bu yüzden bir çoğumuz ağır hastalıklar dahil tedavi edilmiyor. Aramalar ve oda değişiklikleri bahanesiyle kurs ve spor etkinliklerimiz engelleniyor. Zaten doğru düzgün etkinliklere çıkmamıza müsaade edilmiyor, üstüne de sudan bahanelerle var olan etkinliklerimizde engelleniyor. Gelen ve giden mektuplarda keyfi muameleler yapılıyor. Bazen aylarca mektuplarımız gelmiyor ve gitmiyor. Gelen mektupların içinde yer alan aile fotoğraflarımız bile keyfi sebeplerle verilmiyor. “demiştir.
KÜRKÇÜLER F TİPİ CEZAEVİNE İLİŞKİN TESPİTLER
- Hapishaneye mahkeme ve hastane sebepleriyle giriş – çıkış yapıldığında hukuka aykırı aramalara maruz kalındığı; çıplak aramaya varacak uygulamaların devam ettiği,
- Oda aramalarının haftada birkaç defa gerçekleştiği ve gerekçesiz bir şekilde eşyalara el konulduğu,
- Mahpuslara gelen kitaplara ve dergilere herhangi bir yasaklama kararı olmamasına rağmen el konulduğu,
- Mahpusların kurumlara, ailelerine, arkadaşlarına gönderdikleri mektup içeriklerinin sansürlendiği veya mektuplara el konulduğu,
- Mahpuslara açılan disiplin soruşturmalarında gözlem kurulu tarafından orantısız ve hukuksuz bir şekilde hücre cezalarının verildiği ve bu hücre cezalarının mahpusların infazlarının uzatılmasına/yanmasına sebebiyet verdiği,
- Mahpusların spor veya sohbet haklarının kullandırılmadığı ve hapishanede başlatılan kurs saatlerinin de görüş saatlerine denk getirildiği; bu nedenle mahpusların kurslardan faydalanamadıkları
- Ailesi ile iletişime geçemeyen ekonomik destek alamayan yabancı uyruklu mahpuslara diğer mahpusların temel ihtiyaçlar için eşya hibesi yapılmasına idare tarafından izin verilmediği,
- Uzun zamandır ağız içi arama nedeni ile hastaneye sevklerin yapılamadığı, yapılması halinde ise tedavilerin yarım kaldığı,
- Hastaneye sevklerin çok geç yapıldığı bu nedenle tedavilerden sonuç alınamadığı,
- Mahpuslara verilen yemeklerde hijyen koşullarına uyulmadığı, yemeklerin besin değerinin düşük olduğu ve yağlı bir şekilde getirildiği,
- İdare ile sorunların çözümü konusunda diyalog kurulamadığı,
D- ÖNERİLER VE TESPİTLER:
- Yasal ve uluslararası mevzuat, evrensel hukuk ilkeleri ile birlikte göz önüne alındığında; tespit edilen işkence yasağı, sağlık ve tedavi hakkı, kişi özgürlüğü ve güvenliği hakkı, haberleşme özgürlüğü, ifade özgürlüğü ihlallerinin sebebi olan hapishane idaresi ve personeli uygulamalarının ve eylemlerinin sonlandırılması ve idarenin pozitif yükümlülüklerini yerine getirmesi gerekmektedir.
- Hapishanelerde mahpuslara yönelik hukuka aykırı tutum ve davranışta bulunan görevliler hakkında etkin soruşturma mekanizmaları işletilmelidir. Hapishanelerde yaşanan sorunlar hakkında ilgili ulusal ve uluslararası kurumlara bilgilendirilme ve gerekli başvuruların yapılması gerekmektedir.
- Ağır hasta mahpusların yaşamlarını tek başına idame ettirememelerinden kaynaklı olarak serbest bırakılarak infazları ertelenmeli, tutuklu olanlar serbest bırakılmalıdır. Hasta mahpusların değerlendirmeleri her koşulda sadece klinik yaklaşım ile değerlendirilmeli, alıkonulmasının uygun olmadığına dair tıbbi raporları olan mahpuslar ivedilikle salıverilmelidir. İnfaz Kanunun 16. Maddesi hasta mahpusların ihtiyacı doğrultusunda değiştirilmelidir.
- Hastane sevklerinde ağız içi araması uygulaması gibi tacize varan aramaların yapılması ve mahpusların bu uygulamaları kabul etmemesi sebebiyle hapishane idarelerince aylardan beri onlarca hasta mahpusun hastane sevkleri engellenmektedir. İnsanlık onuru ile bağdaşmayan ağız içi arama uygulamasına ve diğer yasaklı arama usullerine derhal son verilmeli, hasta mahpusların hastaneye sevkleri sağlanmalıdır.
- Mahpusların yeterli, dengeli ve sağlıklı beslenmesi sağlanmalı, vitamin takviyesi yapılmalıdır. Bunun yanı sıra gerek hasta mahpusların gerekse de vejeteryan olan mahpusların yemek düzenlerine dikkat edilmeli, yememeleri gereken yemekleri, gıdaları tüketmeleri noktasında baskı ve zorlama yapılmamalı, buna dair yükümlülüklerini yerine getirmeleri gerekmektedir.
- Hapishanelerde düzenli ve yeterli sayıda sağlık personelinin bulunması (sayının artırılması) sağlanmalıdır. Mahpusların sağlık kurumlarına ve hastanelere ring araçlarıyla değil daha hijyenik ve sağlığa uygun araçlarla taşınması sağlanmalıdır.
- Birçok hapishanede en temel ihtiyaçlardan olan su ihtiyacının uzun süredir çözümlenememesi sağlığa erişim hakkının ihlali boyutuna varmıştır. Mahpusların kişisel temizliği için acilen hijyen malzemelerine ücretsiz olarak erişimi sağlanmalı ve öncelikli olarak su sorununun çözülmesi gerekmektedir.
- Hapishanelerde kalan mahpusların sağlıklı bir ortamda kalmaları için gerekli temizlik araçları kendilerine verilmeli; olası hastalıkları ve salgınları önlemek amacıyla temizlik ve sağlık konularında titiz davranılması gerekmektedir.
- Mahpusların iletişim ve yazılı başvuruları konusunda yaşadıkları sorunların çözümü sağlanmalı, hapishanelerde yaşanan olağanüstü durumlarda (son süreçte cezaevlerinde yapılan sevk/sürgünler ve bulaşıcı hastalıklar vb.) mahpusların, aileleri ve avukatları ile sağlıklı iletişim kurabilmelerinin koşulları oluşturulmalıdır.
- Mahpuslara ve ziyaretçilerine ulusal ve uluslararası mevzuatın gereği olarak insan onuruna yaraşır bir muamele gösterilmeli; güvenlik gerekçesiyle dahi olsa hapishane girişlerinde yapılan aramalar onur kırıcı olmamalıdır. Söz konusu uygulamayı gerçekleştiren personeller hakkında yasal işlemler ilgili hapishane savcılığıyla gerçekleştirilmelidir.
- Mahpusların hapishane koşullarında sosyalleşebilmeleri, infaz sürelerinde sosyal ilişkilerden kopmamaları, bedensel ve ruhsal sağlıkları açısından ortak alan faaliyetleri büyük önem arz etmektedir. Mahpusların beden ve ruh sağlıklarının korunabilmesi için mahpusların uzun süre veya süresiz sosyal yalıtılmışlığa ve yalnızlığa maruz bırakılmamaları gerekmektedir. Pandemi ile birlikte başlayan süreçte mahpusların ortak alan faaliyetlerinin yaptırılmaması mahpusların içinde bulunduğu tecrit koşullarının ağırlaşmasına neden olmuştur.
- Hapishanelerde mahpuslara yönelik işkence ve kötü muamele uygulamalarından derhal vazgeçilmeli; hukuka aykırı fiiller gerçekleştiren kamu görevlileri hakkında etkin soruşturma mekanizmaları işletilmelidir.
- İnceleme yapan kurum üyeleri ve yetkilileri; hapishane rejimi, fiziki koşullar ve mahpuslara uygulanan hukuka aykırı muameleler hakkında etkili bir idari ve yargısal denetim sağlanması gerektiğini tespit etmiştir. İşkence ve Diğer Zalimane, İnsanlık Dışı ya da Onur Kırıcı Muamele ya da Cezanın Önlenmesi Sözleşmesi Seçmeli Protokolüne uygun şekilde “bağımsız” ulusal denetim mekanizmalarının oluşturulması için hükümeti derhal gerekli çalışmaları başlatmaya davet etmektedir.
İnsan Hakları Derneği Adana Şubesi
Özgürlük İçin Hukukçular Derneği Adana Temsilciliği
Akdeniz Adana Tutuklu Ve Hükümlü Aileleri Yardımlaşma Ve Dayanışma Derneği



