Türkiye’de çocukların en temel hakları olan eğitim, korunma ve güvenli bir yaşam hakkı, son dönemde Mesleki Eğitim Merkezi (MESEM) programı ile ciddi biçimde ihlal edilmektedir. 2016 yılı itibarıyla örgün ve zorunlu eğitim kapsamına alınan MESEM programı, kağıt üzerinde mesleki beceri kazandırmayı hedeflese de uygulamada 18 yaşından küçük çocukların eğitimden kopmasına, haftanın en az 4 günü ağır çalışma koşullarında çalışmasına, ucuz iş gücü olarak kullanılmasına ve işyerlerinde ölümcül risklerle karşı karşıya kalmasına yol açmaktadır.
Çocukların üstün yararını gözetmek, onların fiziksel ve psikolojik gelişimlerine uygun eğitim sistemleri üretmek, özellikle göçmen ve düşük gelirli ailelere destek olarak dezavantajlı çocukların yaşadığı eşitsizlikleri ortadan kaldırmak ve kayıt dışı işgücü olarak çalıştırılan çocukları tespit ederek olası hak ihlallerini engellemek ile yükümlü olan Türkiye Cumhuriyeti Devleti bu yükümlülüklerinin aksine, hak ihlallerini yasallaştırmakta ve kurumsallaştırmaktadır. Çocuk işçiliğinin ve güvencesiz çalışma koşullarının “meslek edindirme projesi” adı altında devlet politikası olarak sunulmasına karşın bu alanda yaşanan kayıplar bizlere MESEM uygulamasının aslında hak ihlallerine zemin hazırladığını ve bu ihlalleri yeniden ürettiğini göstermektedir.
İşçi Sağlığı ve İş Güvenliği Meclisi’nin (İSİG) verilerine göre Ocak 2025 – Kasım 2025 tarihleri arasında en az 85 çocuk işçi hayatını kaybetmiştir. Son yıllarda yaşanan ölümler, bu ihlallerin ne kadar yaygın ve önlenebilir olduğunu daha da açık biçimde ortaya koymaktadır: 16 yaşındaki Zekai Dikici’den 17 yaşındaki Ulaş Dumlu’ya, 14 yaşındaki Arda Tonbul’dan 15 yaşındaki Erol Can Yavuz’a kadar yüzlerce çocuk; inşaatlarda, fabrikalarda, atölyelerde, MESEM kapsamında çalıştırıldıkları işyerlerinde yüksekten düşme, makineye sıkışma, elektrik akımına kapılma gibi nedenlerle yaşamını yitirdi. 2023–2025 arasında belgelenen bu ölümler; çocukların ağır ve tehlikeli işlerde çalıştırılmasının, çocukların yaşam hakkının sistematik biçimde ihlal edildiğinin acı bir göstergesidir.
Çocuk işçilerin başına gelen ölümler ve yaralanmalar, güvencesiz çalışma koşullarının ihmal edilmesi ve kasten görmezden gelinmesi sonucunda artmaktadır. Genel olarak işyerlerinin yanı sıra, MESEM kapsamında işçi çalıştıran işyerlerinin de denetlenmemesi ve gerekli yaptırımların uygulanmaması, çocukların yaşam hakları ile maddi ve manevi varlıklarını geliştirme haklarının ihlalini doğrudan kolaylaştırmaktadır. Şanlıurfa’nın Bozova ilçesinde 15 yaşındaki Muhammed Kendirci’nin MESEM kapsamında çalıştığı işyerinde hava kompresörü ile makatına yüksek basınçlı hava sıkılması sonucunda hayatını kaybetmesi de yaşanan ihlallerin boyutunu gözler önüne sermektedir.
Türkiye Yüzyılı Mesleki ve Teknik Eğitim Zirvesi’nde MESEM programını ve uygulamalarını protesto etmek isteyen Özel Sektör Öğretmenleri Sendikası üyesi 4 öğretmen ve Türkiye İşçi Partisi üyesi 17 genç gözaltına alınmıştır. Gözaltına alınan 17 TİP üyesi öğrenciden 16’sı 03/12/2025 tarihinde tutuklanmış, gözaltına alınan Özel Sektör Öğretmenleri Sendikası üyesi 4 öğretmen ise halen gözaltında tutulmaktadır. Gözaltı ve tutuklanmalar, ifade ve örgütlenme özgürlüğünün ve barışçıl protesto hakkının açıkça ihlalidir. Hak arama özgürlüğü, demokratik toplumun temelidir ve hiç kimse bu nedenle cezalandırılamaz.
MESEM programının mevcut uygulamaları, Türkiye’nin taraf olduğu başta Birleşmiş Milletler Çocuk Haklarına Dair Sözleşme’den doğan yükümlülükler olmak üzere diğer uluslararası insan hakları yükümlülükleriyle de çelişmektedir. Uluslararası Çalışma Örgütü’ne göre de çocuk işçilik: “Çocuğun fiziksel, zihinsel, sosyal gelişimini engelleyen; eğitim hakkını zayıflatan veya tehlikeli koşullarda gerçekleşen çalışma” şeklinde tanımlanmaktadır. Devlet, çocukların haklarını savunan gençleri cezalandırmak yerine, sözleşmelerde açıkça belirtilen yükümlülükleri eksiksiz biçimde yerine getirilmeli; çocukların yaşamını, güvenliğini ve eğitimini güvence altına alınmalı ve çocuk işçiliğini engelleyecek politikalar geliştirmelidir.
Bu bağlamda;
- Çocukların yaşamına mal olan, emeklerini sömüren MESEM’ler kapatılmalıdır.
- MESEM’ler kapatılana kadar programı acilen yeniden düzenlenmeli; 18 yaş altı çocukların ağır ve tehlikeli işlerde çalıştırılmasına derhâl son verilerek zorunlu eğitimden kopmalar önlenmelidir.
- MESEM kapsamında çocuk çalıştıran tüm işyerlerinde düzenli ve etkin denetimler yapılmalı; iş sağlığı ve güvenliği yükümlülüklerini ihlal eden işverenlere caydırıcı idari ve cezai yaptırımlar uygulanmalıdır.
- Çocuk işçi ölümleri ve yaralanmalarıyla ilgili tüm vakalar bağımsız, şeffaf ve etkili biçimde soruşturulmalı; özellikle ağır hak ihlallerinde (ör. Muhammet Kendirci vakası) tüm sorumlular hakkında adli süreç derhâl işletilmelidir.
- Devlet, çocuk işçiliğini besleyen yoksulluk, eşitsizlik ve göçmenlik kaynaklı riskleri azaltmak için sosyal destek mekanizmalarını güçlendirmeli; çocukların eğitim sistemi içinde kalmasını sağlayacak politikaları uygulamalıdır.
- Çocuk işçiliğini meşrulaştıran ve kurumsallaştıran tüm uygulamalar sona erdirilmeli; BM Çocuk Haklarına Dair Sözleşme ve ILO standartlarına uygun şekilde ulusal ölçekte çocuk işçiliğini önleme politikası oluşturulmalıdır.
- Barışçıl protesto hakkını kullanan öğretmen ve öğrenciler hakkında uygulanan gözaltı ve tutuklama işlemleri sonlandırılmalı; ifade özgürlüğü ve örgütlenme hakkına yönelik müdahaleler durdurulmalıdır.
- Devlet, tüm düzenlemelerde ve uygulamalarda çocuğun üstün yararı ilkesini temel alarak çocukların yaşam, eğitim ve güvenlik haklarını eksiksiz biçimde güvence altına almalıdır.
İnsan Hakları Derneği olarak devletin, kurumların ve toplumun asıl görevinin: çocukları ucuz işgücü olarak görmek değil, onların sağlıklı, güvenli ve nitelikli bir eğitim ortamında geleceğe hazırlanmasını sağlamak olduğunu hatırlatıyoruz. Eğitim hakkı gibi anayasa ve uluslararası insan hakları sözleşmesi güvencesinde olan protesto hakkını kullananlar üzerindeki baskılara hayır diyoruz. Çocuk haklarını savunan herkesle dayanışma içinde olduğumuzu ilan ediyoruz. Çocuklar için başta yaşam hakkı olmak üzere adalet, güvenlik, sağlık, barınma ve eğitim talep ediyor; haklarımızdan ve çocuklarımızın geleceğinden asla vazgeçmiyoruz.
İnsan Hakları Derneği




