İHD Merkezi Hapishane Komisyonu Hapishane Çalıştayı Sonuç Bildirgesi

Türkiye hapishaneleri uzun yıllardır ağır hak ihlallerinin yaşandığı, ceza infaz rejiminin insan onurunu gözetmekten uzak bir yapıyla işletildiği, denetim ve şeffaflık mekanizmalarının neredeyse tamamen devre dışı bırakıldığı kapatma mekânları haline gelmiştir. Özellikle son yıllarda hapishaneler, sistematik hak ihlallerinin derinleştiği, keyfi uygulamaların rutinleştiği, hasta mahpusların yaşam hakkının görmezden gelindiği, düşünce ve ifade özgürlüğünün infaz sistemi eliyle ihlal edildiği alanlara dönüşmüştür.

Hapishanelerdeki ağırlaştırılmış tecrit politikaları, infaz yakma uygulamaları, sağlık hizmetlerine erişimin engellenmesi, adil yargılanma hakkının ihlali ve ifade özgürlüğünün bastırılması gibi pek çok başlık altında biriken sorunlar, hapishaneleri birer hak ihlali mekânına dönüştürmüştür.

Bu koşullar altında İnsan Hakları Derneği (İHD), 26-27 Nisan 2025 tarihlerinde geniş katılımlı bir “Hapishane Çalıştayı” düzenlemiştir. Çalıştayın amacı, Türkiye hapishanelerinde yaşanan sistematik hak ihlallerini bütüncül bir yaklaşımla ele almak, hapishane alanında çalışma yürüten kurumların bilgi ve deneyimini buluşturmak ve çözüm yolları üretmektir. Beş ayrı masa etrafında yapılan tartışmalarla hapishanelerde sağlık hakkı ve hasta mahpuslar, temel haklara erişim, tecrit ve umut hakkı, ayrımcılık, kurumlar arası iletişimi güçlendirme ve kamuoyu oluşturma başlıkları altında yaşanan sorunlar ayrıntılı olarak ele alınmış; somut öneriler geliştirilmeye çalışılmıştır.

İHD, kuruluşundan bu yana hapishanelerdeki hak ihlallerinin izlenmesi ve raporlanması, kamuoyunun bilgilendirilmesi ve insan hakları odaklı çözüm geliştirilmesi alanlarında kesintisiz bir mücadele yürütmektedir. Bu çalıştay da İnsan Hakları Derneğinin bu mücadelesinin bir parçası olarak, ilgili tüm aktörleri bir araya getirme çabasının ürünüdür.

Tespitler

  1. Ceza infaz mevzuatı, insan hakları standartlarından uzak, güvenlikçi ve cezalandırıcı bir yaklaşıma dayanmaktadır.
  2. Keyfi uygulamalar; infaz yakma, disiplin cezaları ve iletişim hakkının engellenmesi biçiminde yaygınlaşmıştır.
  3. Tecrit, özellikle ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası alan mahpuslar için yaşamı katlanılmaz hale çeviren bir sistematik hal almıştır. S tipi, yüksek güvenlikli ceza infaz kurumları ve Y tipi gibi hapishaneler tecrit sisteminin yaygınlaştırıldığı hapishanelerdir ve bu hapishanelerde şüpheli mahpus ölümlerinin yanı sıra tecride dayalı bir infaz sistemi sürdürülmektedir.
  4. Hapishanelerde devlet koruyucu ve önleyici sağlık hizmetini yeterli nitelikte vermemekte, hastaların muayenesi ve tedavisini etkili bir şekilde yapmayarak bu konudaki pozitif yükümlülüklerini yerine getirmemektedir.
  5. Hapishane koşulları mülteci, kadın, çocuk, engelli ve LGBTİ+ bireyler için ayrımcı uygulamaların daha da arttığı mekânlar haline gelmiştir.
  6. Hasta mahpusların tedaviye erişimi ciddi biçimde engellenmekte; başta sağlık hakkı olmak üzere yaşam hakkına dokunmaya varan ihlaller gerçekleşmektedir.
  7. Mahpusların ifade özgürlüğü kısıtlanmakta; mahpuslar yazılı/sözlü beyanları nedeniyle keyfi gerekçelerle disiplin cezaları ile karşı karşıya bırakılmaktadırlar.
  8. Yargı mercileri infaz uygulamalarına dair sorunlara duyarsızdır; Anayasa Mahkemesi ve Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi kararları zaman zaman uygulanmamakta ya da geciktirilmektedir. Türkiye kendi iç hukukundan kaynaklanan yükümlülüklerinin yanı sıra uluslararası hukuktan kaynaklanan yükümlülükleri de yerine getirmemektedir.
  9. Hapishane yönetimlerinde keyfilik ve denetimsizlik yaygındır; İdare ve Gözlem Kurulları varlık amaçları ile çelişen, kendilerini mahkeme yerine koyan; özellikle koşullu salıverme haklarından faydalandırılması gereken mahpuslar ile ilgili “iyi hal” değerlendirmesi yaparken mahpus haklarını yok sayan bir yaklaşımla kararlar almaktadır.
  10. Siyaset kurumu hapishanelerdeki hak ihlallerini yeterli ve gerekli düzeyde gündemlerine almamaktadır. Politika yapıcılar genellikle hapishanelerde yaşanan hak ihlallerinin belirli dönemlerde özellikle yasa yapım süreçlerinde tartışmaktadır.
  11. Hapishaneler ile ilgili ihlaller kamuoyundaki bilgi kirliliği, medyanın ilgisizliği ve resmi söylemlerin etkisiyle derinleşmektedir.
  12. Sivil toplum örgütlerinin hapishanelere erişimi ciddi biçimde sınırlandırılmış; zayıf olan bağımsız gözlem mekanizmaları daha da işlevsizleştirilmiştir.
  13. Toplumda hapishaneler ile ilgili olumsuz algı ve ötekileştirme; mahpusların insan onuruna yaraşır koşullarda yaşama hakkını görünmez kılmaktadır.

Öneriler

  1. Mevzuat ile İlgili Öneriler
  • İnsan onuru infaz mevzuatının esası olmalı; insan hakları ve özgürlüklerinin korunmasında temel ilke olarak yer almalıdır.
  • Ceza ve infaz mevzuatı, insan hakları ve onarıcı adalet ilkelerine uygun şekilde yeniden düzenlenmelidir.
  • Ağırlaştırılmış müebbet hapis cezasını düzenleyen Ceza İnfaz Kanununun 25. Maddesi, 106/16. Maddesi ve geçici 2. Maddesi kaldırılmalıdır. Bunun için sivil toplum tarafından kamuoyu oluşturulmalı; her türlü merci ile görüşmeler gerçekleştirilmeli ve girişimlerde bulunulmalıdır.
  • Tecrit ve izolasyon uygulamaları sonlandırılmalı; ağırlaştırılmış müebbet mahpuslar için umut hakkı tanınmalıdır.
  • Disiplin cezalarının keyfi olarak verilmesi uygulamasını ortadan kaldıracak denetim mekanizmaları oluşturulmalıdır. Şu anki denetim mekanizmalarının insan haklarına uygun bir şekilde yeniden yapılandırılması gerekmektedir.
  • İdare ve Gözlem Kurulları tamamen kaldırılmalı; bu kurullar kaldırılana kadar, bu kurulların yapısı ivedi olarak değiştirilmeli; kurulun bağımsız üyelerden oluşması sağlanmalıdır.
  • Hasta mahpusların infaz erteleme koşulları yeniden gözden geçirilerek; 5275 Sayılı Ceza ve Güvenlik Tedbirlerinin İnfazı Hakkındaki Kanun’da yer alana infaz erteleme önündeki bütün yasal engeller derhal kaldırılmalıdır.
  • 5275 Sayılı Ceza ve Güvenlik Tedbirlerinin İnfaz Hakkındaki Kanunda, Terörle Mücadele Kanunundan kaynaklanan hükümler nedeniyle infaz süreleri mahpuslar arasında farklılık göstermektedir. Politik nedenlerle hapishanede tutulan mahpuslar Terörle Mücadele Kanunundan kaynaklı hükümler nedeniyle ayrımcı ve eşit olmayan bir yaklaşımla cezaların infazını çekmektedirler. Terörle Mücadele Kanunu Anayasanın 10. Maddesi ile Türkiye’nin taraf olduğu uluslararası sözleşmelere aykırı birçok hükmü barındırdığından derhal kaldırılmalıdır.
  1. Sağlık Hakkı, Tedaviye Erişim ve İnsani Muamele
  • Hapishanelerde olağan hale getirilen ağız içi arama ve çıplak arama gibi uygulamalara derhal son verilmelidir.
  • Koruyucu ve önleyici sağlık hizmetinin hapishaneler nezdinde yerine getirilmesi için sivil toplum örgütleri tarafından Adalet Bakanlığı ve Sağlık Bakanlığı ile ilgili kurumlar nezdinde girişimlerde bulunulmalıdır.
  • Mahpusların tam teşekküllü hastanelerde sağlık hizmetine erişimi güvence altına alınmalıdır.
  • Mahpusların hastane ve diğer sağlık kuruluşlarına sevkleri geciktirilmeden yapılmalı; kelepçeli muayene dayatmasına son verilmelidir.
  • Hasta mahpusların infaz ertelemeleri; onurlu yaşam hakkı temelinde yeniden ele alınmalıdır. Adli Tıp Kurumu’nun infaz erteleme sürecinde tek karar verici mercii olmaktan çıkartılarak; mahpusların sağlık ve yaşam hakkını önceleyen bağımsız hekimlerden oluşan bir kurulun infaz erteleme süreçlerine dâhil olunması sağlanmalıdır.
  • Mahpusların sağlık durumu ile hastalık nedeniyle hapishanede yaşamını idame ettirilebileceği yönündeki kararlar yalnızca hastalık tanısına göre değil; içerisinde bulunduğu şartlar da göz önünde bulundurularak değerlendirilmelidir.
  1. Hapishane Koşulları ve Uygulamaları
  • Hapishanelerdeki mahpus dağılımı, sağlık hakkı temelli yeniden değerlendirmeli ve mahpus yakınları ile coğrafi yakınlık göz ardı edilmeden, sağlık açısından uygun bir dağılım gerçekleştirilmelidir.
  • Hapishanelerin fiziki yapısı mahpus sayısı, ekolojik koşullar, mevsim şartları ve coğrafi uzaklıklar çerçevesinde mahpuslar ve mahpus yakınları açısından yeniden değerlendirmeli ve insan onuruna yaraşır şekilde bu konulardaki eksiklikler giderilmelidir.
  • Kimi zaman hapishane benzeri uygulamalara konu “Geri Gönderme Merkezleri” kapatılmalı, yerine gerçek manada mültecilerin insan hakları temelli takibinin yapılabildiği kuruluşlar oluşturulmalıdır.
  • Çocuk hapishaneleri kapatılmalı ve yerine çocukluk olgusuna uygun insan haklarını temele alan, infaz ve rehabilitasyon işlevinin sağlandığı alternatif modeller oluşturulmalıdır.
  • Anneleri ile beraber hapishanede bulunan çocuklar açısından bunlar eğitim yaşına gelinceye kadar annenin infazı ertelenmelidir.
  • Hapishane koşulları genel olarak engelli mahpuslar için uygun değildir; bu çerçevede hapishanelerin fiziki koşulları ile iç işleyişleri engelli mahpuslara uygun hale getirilmelidir. İnfaz açısından ise engelli mahpusların tedavilerinin aksamayacağı alternatif infaz modelleri oluşturulmalıdır.
  • LGBTİ+’ların uğradıkları ayrımcılığa son verilmeli, bunun için sivil toplumun da yer aldığı denetim mekanizmaları oluşturulmalıdır. Ceza infaz kurumlarında LGBTİ+ mahpusların partnerleri ile yapacakları açık ve kapalı görüşlerde heteroseksüellere ve cisgender’lara/natranslara tanınan haklar LGBTİ+’lara da tanınmalıdır.
  • Kadın mahpusların temel ihtiyaçları karşılanmalı, bu husustaki keyfiliğe son verilmelidir. Kadın mahpusların uğradıkları taciz ve çıplak arama gibi uygulamalar derhal soruşturma konusu edilmeli ve etkin bir hukuki süreç yürütülmelidir.
  • Türkçe konuşmayan veya konuşmayı tercih etmeyen tüm mahpuslar açısından anadil hakkı sağlanmalıdır.
  • Kadın ve LGBTİ+ mahpusların maruz bırakıldığı taciz ve çıplak arama gibi uygulamalar ile ilgili etkin soruşturma süreçleri işletilmelidir.
  1. Yargı ve Hukuki Denetim
  • Hasta mahpusların infaz erteleme süreçlerinde çoğu zaman engel işlevi gören Adli Tıp Kurumu (ATK) raporları süreci yeniden yapılandırılmalı, ATK’nin bu kapsamda yapısı değiştirilmeli ve alternatif bilimsel ve tıbbi raporların bu süreçlere etki etmesinin önü açılmalıdır.
  • Anayasa Mahkemesi ve Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi kararları gecikmeksizin uygulanmalı; ihlal kararlarının etkili sonuç doğurması sağlanmalıdır.
  • Hapishane yönetimlerinin ve infaz uygulamalarında etkin yargı denetimi sağlanmalıdır.
  1. İfade Özgürlüğü ve İletişim Hakkı
  • Mahpusların yazılı ve sözlü ifade haklarına yönelik disiplin cezaları kaldırılmalıdır.
  • Hapishanelerdeki mültecilerin anadil hakkı çerçevesinde maruz kaldıkları hukuk dışı uygulama ve etkin pişmanlık gibi yönlendirmeler son bulmalı; bu hususta gerekli personel temini sağlanmalıdır.
  • Dış dünya ile iletişim, aile ziyareti ve avukat görüşmeleri hiçbir gerekçeyle engellenmemelidir.
  • Yayınlara erişim, mektuplaşma ve telefon hakları genişletilmelidir.
  1. Sivil Toplumun Rolünün Güçlendirilmesi
  • Sivil toplum örgütlerinin hapishaneleri ziyaret hakkı keyfiliğe yer bırakmayacak şekilde tanınmalı, gözlem ve raporlama mekanizmaları işler hale getirilmelidir.
  • Bu çalıştay katılımcıları ile beraber daha geniş katılımlı bir “Hapishane Konferansı” düzenlenmelidir.
  • Hapishane izleme heyetleri şeffaflıkla çalışmalı, raporları kamuoyuyla paylaşılmalıdır.
  1. Siyaset Kurumu, Toplumsal Algı ve Medya
  • Medya mensuplarının hapishanelerle ilgili gerçekleri görünür kılmaları teşvik edilmeli, sansür kaldırılmalıdır.
  • Hükümetin insan hakları eylem planları takip edilmeli ve bu politikaların gereklerinin yerine getirilmediği durumlar kamuoyuna ve siyasetin gündemine taşınmalıdır.
  • Hapishanelerdeki hak ihlalleri açısından ilgili tüm uluslararası mercilere gerekli başvurularda bulunulmalı ve bu mesele uluslararası kurumların gündemine taşınmalıdır.
  • Hasta mahpusların öyküleri onam süreçlerinden sonra kamuoyu ile paylaşılmalı ve bu olgunun insani ve vicdani hassasiyetler çerçevesinde toplumun gündemine alınmasına yönelik çalışmalar yapılmalıdır.
  • Hapishanelerin dışa kapalı durumlarına karşı başta TTB ve TBB olmak üzere bu alandaki tüm kurumlar meseleyi gündemine almalı; sorunu insan hakları temelli bir yaklaşımla tartışmalı ve mesleki yükümlülüklerini yerine getirmelidir.
  • Mahpusların insan onuruna sahip bireyler olarak görülmesi için kamuoyunda farkındalık çalışmaları yapılmalıdır.
  • Hapishaneler konulu belgesel, araştırma ve yayınlara destek verilmelidir.

İHD olarak çağrıcısı ve düzenleyicisi olduğumuz bu çalıştay, Türkiye’de hapishane sisteminde yaşanan yapısal sorunlara dair kolektif bir hareket oluşturmayı, ortak tespit ve önerilerle hak temelli bir mücadele hattı kurmayı amaçlamaktadır. Bu kapsamda ilgili tüm kurum ve kamuoyunu, bu sonuç bildirgesindeki öneriler doğrultusunda harekete geçmeye ve sorumluluk üstlenmeye davet ediyoruz.

 

İNSAN HAKLARI DERNEĞİ

TÜRKİYE İNSAN HAKLARI VAKFI

SAĞLIK VE SOSYAL HİZMET EMEKÇİLERİ SENDİKASI

KAOS GL

HAK İNİSİYATİFİ DERNEĞİ

TÜRKİYE BAROLAR BİRLİĞİ İNSAN HAKLARI MERKEZİ

GÖRÜLMÜŞTÜR EKİBİ

DİYARBAKIR BAROSU

TOPLUM VE HUKUK ARAŞTIRMALARI VAKFI

ADİL YARGILANMA HAKKINA ERİŞİM DERNEĞİ

İNSAN HAKLARI GÜNDEMİ DERNEĞİ

ÖZGÜRLÜK İÇİN HUKUKÇULAR DERNEĞİ

PEMBE HAYAT DERNEĞİ

TÜRK TABİPLERİ BİRLİĞİ