DİALOGA DAVET

Sokrates'in Savunması biliniyor. Ölüm cezası sorunu söz konusu edildiğinde ya da ifade özgürlüğü tartışmalarında sık sık Savunma'ya göndermede bulunuluyor. Sokrates, ölümün kolay, onurlu yaşamanın zor olduğunu, ölüm karşısında da insanın onurunu koruması gerektiğini savunuyor. Karar vericilere de, savunmasının üçüncü bölümünde," Güç olan ölümden kaçınmak değil Atinalılar, kötülükten kaçınmaktır. Çünkü kötülük, ölümden daha hızlı koşar" diyor. (Eflatun, Sokrates'in Savunması) Sokratesin Savunması ölüm cezası tehdidi altında bir insanın direnişine örnek gösterilebilir. Ama bu, yaşam ile ölüm arasındaki ilişkide, ölüm seçeneğinin yüceltilmesine vardırılmamalıdır.

Ölüm Hükmü'nde, Maurice Blanchot, "Sorunu kökünden halletmek de soylu ve önemli bir davranıştır." diyor. Sorunu kökünden çözmekte ölüm, bir seçenek olmaktan çıkarılmalıdır. "Eğer beni öldürmezseniz, öldürürsünüz" anlayışı, süresiz açlık grevcisinin ya da ölüm orucu eylemcisinin duruşu da olmamalıdır. Ötenazi'yi savunanlar için bu bir slogan olabilir. Ama, "Ölme hakkı" var mıdır?

Fragmanlar'da I.Kant, "Kalıcı durum, ölümdür." diyor. Hayat dinamiktir. Değişim ve dönüşüm, bir durumdan bir başka duruma geçiş, hayat içinde mümkün ve olanaklıdır.

"Devlet pazarlık yapmaz" anlayışı, "kalıcı durum"dur.
"Kalıcı durum, ölümdür."
Kötülük, bu olsa gerek.
Türkiye toplumuna kötülük yapmayınız. Ölümü bir seçenek olmaktan çıkarınız. Dialog, ölümü seçenek olmaktan çıkarır. Dialog, çözücüdür. Hem de, sorunu kökünden halledecek, "soylu ve önemli bir davranıştır."

Hüsnü Öndül
Genel Başkan

Bir cevap yazın