Özürlü Çocuk ve Bir Evde Oturma Hakkı

Çocuksanız ve insan-çocuk olmanız dolayısıyla özel olarak haklarınız ulusalüsütü belgelere yansımışsa; bir de özürlü insan-çocuksanız üstelik, haklarınızın ve özgürlüklerinizin daha bir gözetilmesi, korunması gerekmez mi?

Türkiye'de ya da bir başka ülkede yaşıyor olmanızın önemi yok. Dünyanın neresinde olursanız olun, korunması gerekir haklarınızın.

15 Mart 2002 tarihinde Anadolu Ajansı bir haber geçti. Almanya'nın Schleswing-Holstein eyaleti Glücksadt kentinde, bir evde kiracı olarak oturan Uçan ailesi, lesch-Nyhan sendromlu çocuklarının rahatsızlığından kaynaklı sorunları nedeniyle, oturdukları evden çıkmak zorunda bırakıldılar. Geceleri ağlıyor küçük çocuk. Ağlaması komşuları rahatsız ediyor. Başka ev arayışlarını birbuçuk yıldır sürdürüyor Uçan ailesi. Ancak, bulamıyorlar uygun bir ev. Çocuklarının durumu engel olarak çıkıyor.

Itzehcer İdare Mahkemesi, Uçan ailesinin evi tahliyesine karar veriyor. Avukatı ailenin, kararın adil olmadığına inanır. Adalet arayışını sürdüreceğini söyler.

"Berlin'de yargıçlar vardır" sözü ünlüdür. İnsan haklarının hukuk yoluyla korunmasını anlatır. Adil olmadığını düşündüğünüz kararlar için de geçerlidir bu.

İnsan hakları açısından olaya bakıldığında, "sosyal hukuk devletinin" önemi ortaya çıkar böyle durumlarda. Yasalar yetersiz ise yasalar değiştirilir. Yargı kararları adil değilse, adil kararlar üretilir. Her durumda korunur insan hakları.

Ev sahibi-kiracı ilişkisinde, korunması gereken değer, mülkiyete sahip olmaklık mıdır? Gürültü tek başına, gürültü yapanın mağduriyetine yol açacak şekilde yorumlanabilir mi? Ev sahibinin de haklarını gözeten ve fakat özürlü çocuk sahibi Uçan ailesini de mağdur etmeyecek önlemler alınamaz mı? Özürlü çocuğun Almanya tarafından ailesinin desteklenmesini isteme hakkı yok mudur? Almanya'nın bir sosyal devlet olarak, özürlü bir çocuğu ve ailesini sosyal açıdan destekleme görevi yok mudur?

Alman idari makamlarının, yargısal süreçlerin sonuçları dışında, sosyal devletin gereklerini yerine getirmelerini bekliyoruz. Uçan ailesi kaderiyle baş başa bırakılmamalıdır. 13 yaşındaki Soner'e sahip çıkılmalıdır.

Hüsnü Öndül
İHD Genel Başkanı

Bir cevap yazın