AYAKKABI BOYAMAK, SİMİT, KAĞIT MENDİL SATMAK İSTEMİYOR ÇOCUKLAR, ÇOCUK OLMAK İSTİYOR

Bugün 20 Kasım 1989 tarihli 54 maddelik Çocuk Hakları Sözleşmesinin kuruluş ve ilan edilişinin yıldönümü. Bu sözleşme, nerede doğduklarına, cinsiyetlerine, dinlerine ya da sosyal ve kültürel kökenlerine bakmaksızın bütün çocukların haklarını tanımlamaktadır. Yaşam hakkı, eksiksiz bir biçimde gelişme hakkı, şiddet, istismar ve sömürüden korunma hakkı, aile, kültür ve sosyal yaşama eksiksiz katılma hakkını düzenleyen Sözleşmenin temel aldığı değerler ayrım gözetmeme, çocuğun yararının gözetilmesi, yaşama ve gelişme ve katılımdır. Ulusal yasalarda nasıl tanımlanırsa tanımlansın 18 yaşın altında olan herkes çocuk olarak tanımlanır ve Sözleşmede tanınan bütün haklara sahiptir. Bu Sözleşme Türkiye tarafından üç maddesine çekince konularak 1995 yılında kabul edilmiştir.

İnsan Hakları Derneğinin açıklamış olduğu, Ocak-Haziran 2007 tarihleri arası Çocukların Yaşam Hakkına yönelik ihlaller başlığı altındaki tablo bile, tek başına, geçtiğimiz 12 yıllık süre içerisinde çocuk haklarının korunması ve geliştirilmesi konusunda bir gelişme yaşanmadığını söyleyebilmemiz için yeterlidir; bu verilerin sadece tespitli veriler olduğu da unutulmamalıdır.
 
ÇOCUKLARIN YAŞAM HAKLARINA YÖNELİK İHLALLER
 
Çocuk İntiharları 21 intihar 15 intihar teşebbüsü
Ev İçi Şiddete Uğrayan Çocuklar 7 ölü 22 yaralı / 6 taciz ve tecavüz
Toplumsal Alanda Çocuğa Yönelik Şiddet, Tecavüz ve Taciz 21 ölü 37 yaralı / 59 taciz ve tecavüz
Fuhuşa Zorlanan Çocuklar  13 çocuk  

Türkiye İstatistik Kurumu’nun 2006 yılı Ekim, Kasım ve Aralık aylarını kapsayan Çocuk İşgücü Araştırmasına göre, Türkiye genelinde 6–17 yaş grubundaki çocuk sayısı 16 milyon 264 bindir. 6–17 yaş grubunda bulunan 16 milyon 264 bin çocuktan % 5,9 u ekonomik bir işte çalışmakta, bir başka ifadeyle istihdam edilmektedir. (958 bin çocuk)

Türkiye genelinde 6–17 yaş grubunda istihdam edilen çocukların % 47,7 si kentsel, % 52,4 ü kırsal yerlerde yaşamaktadır. İstihdam edilen çocukların % 66 sı erkek, % 34 ünü kız çocukları oluşturmaktadır. Çalışan çocukların % 31,5 i bir okula devam ederken % 68,5 i öğrenimine devam edememektedir. Okula devam eden 6–17 yaş grubundaki çocukların % 2,2 si ekonomik bir işte çalışırken, okula devam edemeyen çocukların % 26,3 ü çalışmaktadır.

Çalışan çocukların % 40,9 u tarım, (392 bin çocuk), % 59,1 i tarım dışı sektörde (566 bin çocuk) faaliyet gösterirken, % 53 ü ücretli veya yevmiyeli, % 2,7 si kendi veya işveren hesabına, % 43,8 i ise ücretsiz aile işçisi olarak çalışmaktadır denilmektedir.

Gerek yukarıdaki tablodan, gerekse İHD verilerinden çıkartılan Türkiye de Çocukların Eğitim Hakları ile ilgili Çocuk Hakları Sözleşmesinin (28. ve 29. maddeler) çerçevesinde ana hatları belirlenen Yaşam ve Eğitim Hakkı sorunları ile mücadele etmemiz gerektiği gerçeği karşımıza çıkmaktadır.

Fırsat eşitliği temeli üzerinde gerçekleştirilmesi gereken Eğitim hakkının,
Kız çocuklar üzerindeki geleneksel baskıların aşılması,
Kırsal kesimde yaşayan çocuklar için eğitim yatırımı yapılması,
Engelli çocukların, diğer çocuklarla kaynaşabilme ve durumlarına göre eğitim yapabilme olanaklarının oluşturulması,
Azınlıkların, kültürleriyle, kendi dilleriyle eğitim görmelerinin sağlanması gerekmektedir.

Çocukların;

Yaşam haklarının korunması öncelikli olmak üzere,
Şiddete ve sömürüye maruz kalmamaları,
Kimliklerinin korunması,
Bütün çocukların eşit ve nitelikli eğitim görmeleri,
Türkiye de sıklıkla yaşanan çocukların sağlık sorunlarının çözüme kavuştuğu,
ve çocukların çocuk gibi yaşayabileceği, ayakkabı boyamadığı, simit, kağıt mendil satmadığı bir ülke olana kadar İnsan Hakları Derneği mücadelesini sürdürecektir.

İNSAN HAKLARI DERNEĞİ

Bir cevap yazın