BARIŞ KÜLTÜRÜMÜZ OLSUN. YAŞASIN BARIŞ! YAŞASIN EVRENSEL HUKUK!

Bozcaada’ya Barış Yolculuğu 

Basın Açıklamasına Ait Fotoğraflara Buradan Ulaşabilirsiniz.

Bugün 1 Eylül Dünya Barış günü.

Değerli basın kuruluşlarının temsilcileri, insan hakları savunucuları.

Bildiğiniz gibi 1 Eylül 1939’da Hitler ordularının Polonya’ya saldırmasıyla başlayan İkinci Dünya Savaşı’nın başlangıç tarihi Birleşmiş Milletler tarafından Dünya Barış Günü olarak ilan edilmiştir.

Aradan geçen bunca yıla karşın ne dünyada ve ne de ülkemizde adalete dayanan kalıcı bir barış sağlanamamış olmasını biz insan hakları savunucuları olarak insanlık toplumu için gelecek tehdidi olarak görmekteyiz.

Çünkü savaşlar yaşandıkça insan yaşam kayıpları artmaktadır. Ancak savaşlar sadece yaşam kayıpları ile sınırlı kalmamaktadır. On binlerce insan sakat kalıyor, milyonlarca insan yerini, yurdunu, köyünü terk etmek ve mülteci konumuna düşmek zorunda kalarak yaşam umudunu kaybetmektedir. Kadın ve çocuklar tecavüze uğruyor. Dünya halklarına açlık ve sefalet dayatılıyor.

Bizler Çanakkaleli, Balıkesirli kısaca Marmaralı ve aynı zamanda Dünyalı İnsan Hakları savunucuları olarak, öncelikle ülkemizde 30 yıldır süren kirli bir savaşın, 40 bin fiilen ölüme ve 17 bin faili meçhule sebep olan çatışmaların bir an önce son bulmasını Türkiye kadınlarının acılarının, ağıtlarının son bulmasını talep ederek barış gününde mesajlar vermek istiyoruz.

Şu anda üzerinde bulunduğumuz coğrafyanın, ilk planlı savaşlar olarak tarihe geçen Troya bölgesi olması Barış’ın önemini daha da artırmaktadır. Çünkü özellikle yakın tarihimizde kentimizin iki tane şirin adası olan İmroz ve Tenedos’un değerli Rum yurttaşlarının uğramış oldukları haksızlıkların ve maruz kaldıkları acıların savaşlardan kaynaklandığını iyi biliyoruz.

Barışı talep ederken bu acılarında bir daha yaşanmaması ve geçmişimizle yüzleşerek hazırlanan barış projeleriyle desteklenerek hayata geçirilmesinin insan hakları savunucularının sorumlukları arasında yer aldığını hatırlatmak istiyoruz. Bu yüzden barışı savunan tüm kesimlerin bu çağrımıza destek vermesini bekliyoruz. Çünkü Bozcaada’daki değerli yurttaşlarımıza, Lozan’ın 14.  maddesinden doğan haklarını kullandırmak bir yana eşit yurttaşlık temelinde yaşamalarını bile çok gören anlayışların barış düşmanlığı kadar inanç özgürlüğünü de ortadan kaldıran müdahaleler olduğu şu anda önünde bulunduğumuz kilisenin cemaatsiz kalmış olmasından açıkça görebilmekteyiz.

Şunu belirtmek istiyoruz Tenedos neresidir sorusuna karşılık, Rum nüfustan yeterince arındırıldığına kanaat getirilip 4 bin yıllık adı değiştirilen Bozcaada’dır cevabı hatırlanması için yeterli olarak görülmelidir. Tenedos yerlilerinin adadan arındırılırken yaşadığı acılarını paylaşıyor ve gasp edilen haklarının geri verilmesini ve bir daha bu haksızlıkların yaşanmamasını evrensel hukukun gereği olarak görüyoruz.

İnsan hakları savunucuları her dönemde savaşların ve silahların dünyadaki sorunların çözümüne katkı sunmadığını vurgulamıştır. Bugün de Türkiye’nin temel insan hakları bakımından Kürt sorununa karşı geliştirdiği silahlı çözüm yönteminin geçerli bir yöntem olmadığını, sorunların diyalog yoluyla çözümüne dönük kapılar açılması gerektiğini vurgulamak istiyoruz. Bunlarla beraber şu an üzerinde birlikte yaşadığımız komşu Yunan halkıyla da geçmişte yaşanmış acılarla yüzleşerek barış içinde bir yaşamın tesis edilmesine imkân tanınması gerektiğine inanıyoruz.

Bu taleplerimizin hepsinin çocuklarımızın barış içinde yaşamaları, halkların insanca yaşam standartlarına kavuşmaları anlamı taşıdığını biliyoruz. Ayrıca barışı talep etmenin bedelinin de bulunduğunu ama barış talebi karşısında bedel ne olursa olsun bu talebin yaşam şansı yarattığını da bilerek barış taleplerimizi haykırmaya devam edeceğiz.

Barış kültürümüz olsun. Yaşasın barış! Yaşasın Evrensel Hukuk!

İHD İSTANBUL, BURSA, BALIKESİR, SAKARYA ve ÇANAKKALE ŞUBELERİ

Bir cevap yazın