1 Mayıs Kutlu Olsun! Biji Yek Gulan!

İşçilerin ve emekçilerin uluslararası birlik, dayanışma ve mücadele Günü 1 Mayıs kutlu olsun.

İşçilerin ve sendikaların öncülüğünde yürütülen ekonomik-sosyal haklar mücadelesi insan hakları mücadelesi açısından da vazgeçilmezdir. İşçi hakları insan haklarıdır!

İnsan onuruna yakışır bir yaşam için açlığın, yoksulluğun, işsizliğin ortadan kaldırılması gerekiyor. İşsizlik oranları resmi olarak %10 olarak açıklansa da sendikalara göre işsizlerin sayısı 9 milyonu aşmış durumda. Kadınlar bakımından işsizlik oranı neredeyse %30’u bulmuştur. Ülkemizde iş bulmak giderek zorlaşıyor. İçinde bulunduğumuz ağır ekonomik koşullar ağır insan hakları ihlallerine yol açan kayıt dışı çalışma, çocuk işçiliğini arttırıyor. Mülteciler, kadınlar ve çocuklar sömürülmeye devam ediyor.

Uzun süredir devam eden ekonomik kriz nedeniyle hali hazırda bir çalışan emekçilerin yaşamında da bir dizi sorun devam ediyor. Resmi enflasyon rakamları %50 civarında olurken bağımsız araştırmacılar gerçek enflasyonun %112’e ulaştığını belirtiyor. İşçilerin alım gücünün düşmesi insan onuruna yakışır bir yaşam sürmelerini önlüyor. Ekonomik krizin temel nedenlerinden birisi de kamu hizmetlerine ve işçilere ayrılacak bütçenin silahlanmaya ve savaşa ayrılmasıdır. Kürt meselesine yönelik şiddet temelli politikalar nedeniyle 40 yılı aşkın süredir devam silahlı çatışma ortamı işçilerin ekmeğinin daha da küçülmesi anlamına geliyor.

Ağır ekonomik krizve işsizlik nedeniyle çalışma koşulları giderek kötüleşiyor. Türkiye işçi cinayetleri bakımından maalesef en önde gelen ülkelerden birisi oluyor.

Bu ihlaller ve ağır durum karşısında mücadele eden işçiler ve sendikacılar baskılara maruz kalıyor, yargılanıyor ve tutuklanıyor. Ağır ekonomik koşulların haberini yapan gazeteciler yargılanıyor ve tutuklanıyor. Bu baskılara maruz kalanları savunan avukatlar ve insan hakları savunucuları da baskıya maruz kalıyor, yargılanıyor, tutuklanıyor. Bu konularda mücadele eden aktivistler, siyasetçiler baskıya maruz kalıyor ve tutuklanıyor.

Tüm baskılara, hak ihlallere son verene, işçilerin hakları kazanılana kadar mücadele etmeye devam edeceğiz.

Bu yıl 1 Mayıs’ı 6 Şubat’ta yaşanan depremin etkilerini yoğun bir biçimde hissettiğimiz bir dönemde kutluyoruz. Deprem sonrasında daha belirgin bir biçimde görünür hale gelen barınma, beslenme ihtiyacı barınma ihtiyacı ile sağlık, eğitim gibi temel insan haklarının önemini ortaya koyuyor. Bu gibi temel hizmetlerin etnik, dini kökeni, yaşı, cinsiyeti ve mülteci veya vatandaş olmasına bakılmaksızın herkese nitelikli bir biçimde sunulması sosyal devlet olmanın gereğidir. Depremin üzerinden 3 ay geçmesine rağmen hala yurttaşların hala barınma, temiz su, beslenme vb. ihtiyaçlarının tam olarak karşılanmamıştır. Hükümet depremzedelerin temel ihtiyaçlarını karşılayacak bütçeyi ayırması, bu ihtiyaçlara uygun ekonomik-sosyal politikaları izlemesi gerekiyor.

Bu bağlamda, 14 Mayıs’ta gerçekleştirilecek seçimler de son derece önemlidir. Adayların ve siyasi partilerin ekonomik-sosyal haklara ilişkin politikaları ve uygulamaları şirketlerin karını değil işçilerin ve yurttaşların hakkını gözetmesi gerekiyor. İşçilerin haklarına zarar veren, doğayı talan eden neo-liberal politikalar yerine işçilerin ve yurttaşların temel haklarına riayet eden politikalar ve uygulamalar yaşam geçirilmelidir.

Birkez daha ifade ediyoruz: İşçi Hakları İnsan Haklarıdır!

İnsan Hakları Derneği