BU YASA TEKLİFİ ANAYASA’NIN EŞİTLİK İLKESİNE AYKIRIDIR

 

  1. Yargı Paketi olarak bilinen Ceza ve Güvenlik Tedbirlerinin İnfazı Hakkında Kanun ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi 29 Mayıs 2025 tarihinde Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına sunulmuş ve yapılacak değişiklikler kamuoyuna yansımıştır.

İnsan Hakları Derneği (İHD) olarak defalarca 5275 sayılı Ceza ve Güvenlik Tedbirlerinin İnfazı hakkındaki kanunun Türkiye’nin taraf olduğu uluslararası sözleşmeler ile ayrımcılığı yasaklayan birçok insan hakları temel belgesine aykırı hükümler barındırdığını kamuoyu ile paylaşmıştık.

İnsan hakları savunucuları olarak Türkiye Cumhuriyeti Devletinin ceza infaz sistemindeki ayrımcı ve eşitlik ilkesine aykırı tutumunun bu yasa teklifinde de aynen devam ettiğini görmekteyiz. İnsan Hakları Derneği olarak defalarca infaz sisteminin ayrımcı hükümler barındırdığını dile getirmiştik.

27 Şubat 2025 tarihinden bu yana Türkiye’de Kürt meselesinin demokratik yollardan çözümüne dair başlayan süreçte toplumun ve insan hakları savunucularının en temel beklentilerinden biri olan hasta mahpuslar ile ilgili birtakım düzenlemelerin yapılması gerekliliği bu yasa teklifinde karşılığını bulmamıştır. Söz konusu yasa teklifinde hasta mahpuslarla ilgili yine eşitlik ilkesine aykırı ve ayrımcı infaz politikası yürütüldüğü anlaşılmaktadır. Bir yurttaşın hastalığı nedeniyle tahliye edilmesi ile ilgili kriter yaşam ve tedaviye erişim hakkı olmalı iken; söz konusu yasa tasarısında “ağırlaştırılmış müebbet hapis cezasına mahkum olanlar hariç olmak üzere hapis cezasına mahkum olan veya adli para cezası infaz sürecinde hapis cezasına çevrilen hükümlülerden 16ıncı maddenin üçüncü fıkrasında belirlenen usule göre maruz kaldığı ağır bir hastalık veya engellilik nedeniyle ceza infaz kurumu koşullarında hayatını yalnız idame ettiremeyeceği tespit edilen ve toplum güvenliği bakımından ağır ve somut tehlike oluşturmayacağı değerlendirilenlerin cezasının konutunda çektirilmesine infaz hakimi tarafından karar verilebilir. Mahkûmun durumu, Cumhuriyet başsavcılığınca birer yıllık dönemlere göre 16ıncı maddenin üçüncü fıkrasında belirlenen usule göre incelettirilir. İnceleme sonuçlarına göre hükümlünün iyileştiğinin tespit edilmesi halinde infaz hâkimi, cezanın konutta çektirilmesine dair kararı kaldırır. Mahkûm, denetimli serbestlik müdürlüğü ve bulunduğu yer kolluk makamlarınca izlenir. Toplam cezası on yıldan fazla olan hükümlülerin elektronik cihazların kullanılması suretiyle takibi zorunludur. Bu fıkrada yazılı yükümlülüklere aykırı hareket edilmesi halinde cezanın konutunda çektirilmesine dair karar infaz hâkimliğince kaldırılır” düzenlemesi meclise sunulmuştur. Yasa teklifinde ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası alan mahpuslar kapsam dışı bırakılmaktadır. Bu yasa teklifi bu haliyle ayrımcılığın en somut ifadesini bizlere göstermektedir. Yasa teklifi Anayasa’nın eşitlik ilkesine aykırıdır.

Yasa teklifinde her ne kadar hasta mahpuslar ile ilgili konutta infaz düzenlemesinin yer aldığı görülmekte ise de; söz konusu düzenleme hasta mahpusların sağlık hakkının ihlali niteliğindedir. Zira hasta mahpuslar ile ilgili konutta infaz kararı ancak Adli Tıp Kurumunun olumlu rapor vermesine bağlanmaktadır. Oysaki Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’nin kararları doğrultusunda hasta mahpuslar ile ilgili Adli Tıp Kurumunun tek karar verici mercii olmaktan çıkartılması; hasta mahpusların aldıkları raporların bağımsız hekim ve hekim kurumları tarafından hazırlanması ve bu raporların infaz erteleme süreçlerinde kabul edilmesi gerekliliğini tekrar belirtmek istiyoruz.

Yasa teklifindeki bir diğer husus ile “toplum güvenliği bakımından ağır ve somut tehlike” kriteridir. Mevcut infaz kanununda da yer alan ve hasta mahpusların aldıkları “cezaevinde kalamaz” raporlarına rağmen sübjektif bu kriterin uygulanması sonucu birçok hasta mahpusun geçmişte tahliyesinin engellendiği bilinmektedir. Yasa teklifinde ayrımcı ve takdir yetkisini genişleten bu kriterin yer alması hasta mahpusların yaşam ve tedaviye erişim hakkının ihlaline neden olacaktır.

Yasa teklifi henüz mecliste görüşülmediğinden; taslağa ilişkin görüşlerimizi daha sonra kamuoyu ile paylaşacağımızı belirtmekle birlikte, özellikle hasta mahpuslar ile ilgili yaratılan umutlu bekleyişe bu yasa taslağı ile olumlu bir karşılık verilmediği anlaşılmaktadır.

Bir kez daha İnsan Hakları Derneği olarak özellikle infaz düzenlemeleri konusunda siyasi partilere Anayasa’nın eşitlik ilkesine uygun davranmaya ve bu yasa teklifi ile ilgili verilecek değişiklik önergelerinde ayrımcılık yasağını dikkate alarak infazda eşitlik ilkesinin gözetilmesi gerektiğini hatırlatmak istiyoruz.

İNSAN HAKLARI DERNEĞİ