Dünya Anadil Günü’nde Yasaklı Diller

21 Şubat 2009 tarihinde yaptığımız açıklamanın üzerinden 3 yıl geçti. Ne değişti?
“21 Şubat günü UNESCO tarafından uluslararası anadil günü olarak kutlanmaktadır.
Çocuk bayramı ile övünen Türkiye’de anadil kavram olarak bile tehlikeli bulunmakta, anadilde eğitim ve öğretim isteyen çocuklar okullardan, gençler üniversitelerden atılabilmektedir. Üstelik dilekçe hakkına rağmen. Anadil, Türkiye’de hala bir tabudur.

Oysa Türkiye’nin kuruluşunu sağlayan Lozan Anlaşmasının 39. maddesinin 4. ve 5. fıkralarında, Müslüman Türk uyruklarının kendi dillerini özellikle din, ticari ilişkiler ve basın yayın alanında serbestçe kullanacaklarına ve mahkemelerde kolaylıklar sağlanacağına dair düzenleme bulunmaktadır. Lozan Anlaşmasına göre Türkiye bu hükümlere aykırı anayasa bile yapamaz. Ama gerçeklik öyle midir? Türkiye halen bile Lozan anlaşmasını ihlal etmeye devam etmektedir. Bu nedenle kendi dillerini kullanmaları engellenen vatandaşların hakları Lozan’dan beri ihlal edilmeye devam etmektedir. Ancak, bunun çok ciddi hukuksal sonuçları ortaya çıkabilir.

Lozan anlaşması bile azınlık olmayan Türk uyruklarının dillerini kabul etmiştir.

Ancak, Askeri cunta ürünü olan ve hala değiştirilemeyen 12 Eylül Anayasası Türkçe dışında başka bir dili kabul etmemektedir. Yani Lozan’a taban tabana zıt.

Aynı anayasanın 90. maddesi ise onaylanmış uluslararası anlaşmaların anayasaya aykırı olamayacağını ve bunların çatışma halinde öncelikle uygulanacağını düzenlemiştir.

Bu durumda,
Türkiye’nin onaylamış olduğu İnsan Hakları Evrensel Beyannamesi, Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi ve Ek Protokolleri, Çocuk Hakları Sözleşmesi, Kişisel ve Siyasal Uluslararası Sözleşmesi, Ekonomik, Sosyal ve Kültürel Haklar Uluslararası Sözleşmesi gibi en temel belgeler uyarınca anadil hakkını tanıması ve uygulamaya (eğitim ve öğretim) geçirmesi gereklidir.

Kürtçe TV ile adım attığını ifade eden Hükümetin samimiyet sınavı dil yasaklarının kaldırılması ve anadil hakkının tanınmasından geçmektedir. “

Kürtçe anadil sayılmadığından ötürü Mahkemelerde kullanılmasına izin verilmiyor,
Kürtçe’nin medeni bir dil olmadığı bile iddia edilebiliyor,
Bir yandan da Kürtçe ile ilgili Üniversitelerde bölüm açılıyor,
Türkiye’deki ya diğer diler? Onların adı bile telaffuz edilmiyor. Zazaca (Kürtçe lehçesi), Çerkezce, Lazca, Ermenice, Rumca, Pomakça, Arapça, İbranice, Çingene dili, Gürcüce, Süryanice, Boşnakça, Arnavutça, Abhazca…

21. yüzyılda “ana dillerle kavgalı” Türkiye’yi yöneten siyasal iktidara sesleniyoruz. Anadilleri serbest bırakın, hereksin kendi anadilinde eğitim ve öğretim yapması hakkını tanıyın. Bu utancı sona erdirin. Ne kadar medeni olduğunuzu gösterin.

İNSAN HAKLARI DERNEĞİ

Bir cevap yazın