Haziran-Temmuz-Agustos 2019 Antalya ve Alanya Hapishaneler Raporu

ANTALYA CEZAEVİ

SAĞLIK HİZMETLERİ ALANINDA YAŞANAN SORUNLAR

  1. Açlık grevleri sonrası tedavi süreci

Antalya’da 41 mahpus 26 Mayıs 2019 tarihine kadar açlık grevi yapmışlardır.

Antalya L Tipi C.İK. kurumundaki mahpusların tedavi süreçleri son derece sıkıntılı geçmiştir. Tüm çabalarımıza rağmen, özellikle ciddi sağlık sorunları olan Hacire Çay ve Gurbet Öztürk adlı kadın mahpusların tedavisi düzenli yürütülmemiş, TBB Algoritması defalarca hekimlere ve cezaevine ulaştırılmasına rağmen, ne tedavide ne de eslenmede dikkate alınmamıştır. Bunda mahpusların sevk edildiği Antalya Eğitim ve Araştırma Hastanesi’nin de ciddi sorumluluğu bulunmaktadır.

Açlık grevinden çıkmış, ikisinin durumu kritik olan kadın mahpuslar, ring aracıyla sevk edilmiş ve saatlerce nezarethanede bekletilmiş ve kan tahlili yapılarak geri gönderilmiştir.

Hacire Çay açısından, Wernicke Korsakoff endişesi ortaya çıkmıştır. Ancak dahiliye bölümü Vertigo şüphesi üzerinde durmuştur. KBB ye yapılan sevk esnasında, hekimin kelepçeli  muayene yapmak istemesi üzerine, mahpus muayeneyi kabul etmemiştir. Nöroloji sevki ise, ısrarlı taleplerimize rağmen henüz gerçekleşmemiştir. Dolayısıyla hafiflemiş de olsa, rahatsızlıklar devam ettiği halde, Hacire Çay ile ilgili henüz kesinleşmiş bir tanı ve tedavi bulunmamaktadır.

Hapishaneye sevklerde, acil sevk edilenler de dahil, soğuk ve yatacak yer olmayan nezarethanelerde saatlerce bekletilmektedir. Serum takılan mahpuslar dahi, nezarethaneye indirilerek, serumun burada bitmesi beklenmektedir. Bu durum, hasta mahpuslar açısından, adeta bir işkence ve kötü muamele olarak hissedilmektedir. Sağlık durumları kötüleşerek geri dönmektedirler.

Hekimler tarafından kelepçeli muayene edilmek istenmesi çok ciddi bir sorundur. Bir çok defa, aylarca sevk beklemiş olan hastalar, kelepçeli muayene yapılmak istenmesi nedeniyle, muayeneyi kabul etmeyerek geri dönmektedir.

Mahpuslar, genel olarak sağlık birimi çalışanlarının da, ayrımcı ve ötekileştirici tavırlarından yakınmaktadırlar. Göz teması kurulmasından özenle kaçınıldığı ve hastalık öykülerinin dahi dinlenmediğini anlatmaktadırlar.

  1. Hasta Mahpuslar

Derneğimizle iletişi olan B11 koğuşunda, kronik ağır  hasta mahpus olarak Ömer Acar, Şükrü Ebinç ve Mehmet Salih Filiz adlı mahpuslar bulunmaktadır.

Ömer Acar, ağır kalp hastasısır. Alanya L Tipi C.İ.K. yatmakta iken, anlaşılmaz bir şekilde, Seydikemer/Eşen C.İ.K. na nakledilmiş ve burada aylarca tek kişilik hücrede tutulmuş, akabinde Antalya L Tipi C.İ.K. na getirilmiştir. Antalya Sağlık Kurulu, tahliyesi ile ilgili karar veremeyeceğini söyleyip, mahpusu, İstanbul Adli Tıp Kurumu’na sevk etmiştir. Hasta mahpus İstanbul’a götürülmüştür. Tam tarihini hatırlamamkla birlikte 2 aya yaklaştığı halde, rapor gelmemiştir. Bu esnada, Ömer Acar ın infazının tamamlanmasına da 4,5 ay kadar bir süre kalmıştır.

Mehmet Salih Filiz, ağır ülseratif kolit hastasıdır. Pozantı çocuklarındandır. Şiddetli kanama ve ağrılar, bütün sağlığını etkilemektedir. Sağlık Kurulu, cezaevinde kalabilir raporu vermiştir.

Şükrü Ebinç,  ağır kalp  ve diyabet ve tansiyon hastasıdır. 61 yaşındadır. Tutukludur.

Diş tedavileri için yazılan sevklerin  6 aya kadar gerçekleşmediğinden yakınılmaktadır.

ANTALYA L İPİ C.İ.K. GENEL SORUNLAR

Mahpusların bilgi edinme hakkı da çiğnenmekte, abone oldukları Yeni Yaşam Gazetesi hapishanede de Ocak ayından bu yana verilmemektedir.

Mahpus başına 5 kitap bulundurma sınırlaması uygulanmakta, mahpusların kendi kitapları depolarda bekletilmektedir. Konu idare ile görüşülmüş, ancak Gözlem Kurulu Kararı olduğu söylenerek, değiştirme yoluna gidilmemiştir.

Sadece idare tarafından belirlenen TV kanallarının izlenmesine izin verilmektedir. Aramalarda, mahpusların, öykü, kitap, anı vb. el yazmaları alınıp götürülmekte ve iade edilmediğinden yakınmaktadırlar.

Mahpuslar, sosyal etkinlik olarak, sadece haftada bir saat spor sahasına çıkabildiklerini, diğer koğuşlardaki arkadaşlarıyla birlikte başka atelye, müzik vb. kurslara katılım taleplerinin kabul edilmediğini bildirmişlerdir.

Yemeklerin azaldığından ve beslenemediklerinden yakınmaktadırlar.

ÇOCUK MAHPUSLAR

Antalya l Tipi C.İ.K. nda 0-6 grubunda 27 çocuğun annesiyle birlikte kaldığı tespit edilmiştir. 12-18 yaş aralığında 17 çocuk tutuklu bulunduğu bilgisi alınmıştır.

 

ALANYA CEZAEVİ

SAĞLIK HİZMETLERİ ALANINDA YAŞANAN SORUNLAR

  1. Açlık grevleri sonrası tedavi süreci

Alanya L Tipi C.İ.K. nda 20 mahpus uzun süreli açlık grevi yapmıştır. Açlık grevinin sonlanmasından sonra, dernek olarak tedavi süreçlerini takip etmeye çalıştık. Alanya cezaevi bütün açlık grevcilerin muayenesi için, belli başlı uzmanlık alanlarından hekimlerin cezaevine gelmesini sağladıktan sonra, durumu riskli gözüken mahpusları ise, tetkikler için hastaneye götürmüş ve bir sorun yaşanmamıştır. Mahpusların hastaneye sevkinden sonra, hastanede de özenli davranılmıştır. Serum verilmiş. Başhekimlik kontrolü gerçekleşmiştir.

Uzun süre açlık grevi yapan, Ramazan Sayın da, grev sürecinde başlayan sivilcelenme devam etmektedir. Ziya Özbay adlı mahpusda ise, açlık grevinden sonra kalp rahatsızlığı meydana geldiği bilgisi verilmiştir.

  1. Hasta Mahpuslar-Hastane Sevkleri alanındaki sorunlar

Kelepçeli muayene etme sorunu Alanya da da yaşanmaktadır. Aylarca sevk bekleyen mahpuslar, kelepçeli muayeneye itiraz ettikleri için, hekimler muayene etmemekte ve mahpuslar hapishaneye geri dönmektedirler.

Bazı mahpuslar 4 aydır sevk beklemektedir. Hatta Ramazan Sayan isimli mahpus,  göz muayenesi için 8 aydır beklediğini bildirmiştir.

Alanya da, cezaevi aile hekiminin dışında, haftada bir gün dahiliye uzmanı, bazen de başka uzmanlık alanlarından hekimlerin getirilmesi, sorunları hafifletse de, sevklerin gecikmesi ve hekimlerin kelepçeli muayane etmek istemesi yakıcı bir sorundur.

ALANYA L TİPİ C.İ.K. GENEL SORUNLAR

Bilgi edinme hakkının ihlali, Yeni Yaşam Gazetesinin verilmemesi, TV kanallarındaki sınırlamalar önemli bir yakınma konusudur.

Kürtçe yazdıkları mektuplara el konulduğunu bildirmektedirler. Alanya da, her hafta arama yapılması ve aramalar esnasında koğuşların dağıtılması, önemli bir yakınma konusudur.

Ekmek ve yemeklerin hijyen ve kalitesinde bozulmadan yakınmışlardır.

LGBTİ+ Mahpuslar ve özgün sorunları

LGBTİ+ koğuşlarında, cinsiyetçi bir yaklaşımla, trans kadınlar, gayler vb. birlikte kalmaktadırlar. Koğuşlar kadın blokunda yer almakta, ancak erkek gardiyanlar tarafından gözetilmekte ve aranmaktadır. Trans kadınlar buralarda ciddi sorunlar yaşamaktadırlar.

Hükümlü olan mahpusların çoğunun gerek aileleriyle, gerekse sosyal çevreleriyle bağları kopmuş durumdadır.Ekonomik sıkıntı içerisindedirler.  Vasisi olmayanlar dahi  vardır. İdareden çamaşır ve kıyafet istediklerinde, erkek çamaşırı ve kıyafeti verilmektedir.

Ameliyat ve cinsel kimlikleriyle ilgili tedavi talepleri karşılanmamaktadır. Trans kadınlar açısından karma koğuş çoğunlukla ciddi sorunlara yol açmaktadır. Bu koşullardan şikayet etmeleri ise, doğrudan tecrit şeklinde tek kişilik hücrelere konulma ve sadece günde bir defa havalandırmaya çıkabilme sonucuna yol açmaktadır.

Alanya da, trans kadınlar tek kişilik hücrelerde tutulmaktadırlar. Karma koğuşları tercih etmeyenlere, başka bir çözüm sunulmamaktadır.

Sıklıkla cinsel saldırı ve tacize uğramaktadırlar.

LGBTİ+ mahpusların, hapishanelerde tutulma koşullarıyla ilgili merkezi bir çalışma yapılması, bizce zorunlu  gözükmektedir.

YABANCILAR KOĞUŞU

Antalya da suçlamadan bağımsız olarak bütün yabancı erkek mahpuslar aynı koğuşa konulmaktadır. Şehrin özgünlüğüne rağmen, en azından iyi derecede İngilizce bilen bir personelin dahi olmaması sıkıntı yaratmaktadır. Revire çıkma da dahil olmak üzere, en küçük bir talep için dahi mahpuslardan dilekçe istenmekte, ancak dil sorununun çözümü için adım atılmamaktadır.

Yoksul ya da kimsesi olmayan yabancı mahpuslar da daha ağır sıkıntılar yaşamaktadırlar.

İHD Antalya Şubesi Hukuk Komisyonu