PİRİN PALAS GERÇEKLİĞİ ORTAYA ÇIKSIN

PİRİN PALAS GERÇEKLİĞİ ORTAYA ÇIKSIN

İŞKENCECİLER HESAP VERSİN

Basın Açıklamasının Fotoğraflarına Buradan Ulaşabilirsiniz

12 Eylül 1980 tarihinde bu ülkede bir darbe yapıldı. Bu darbeyi yapan cunta yönetimi ve onun yerel uzantıları ülkede düşünen, bu ülkeye dair sevdaları idealleri bulunan binlerce aydını, yazarı, öğrenciyi, işçiyi, köylüyü gözaltına alarak ağır işkencelerden geçirdiler. Ülkede başka amaçlarla inşa edilen binalara el koyarak işkence merkezleri oluşturdular.

Cunta yönetimi Adıyaman’da da o zaman halk arasında Pirin Palas olarak bilinen şimdi ise doğum ve çocuk hastanesi olarak kullanılan bu yeri yani şuan önünde bulunduğumuz bu binayı cuntanın işkence merkezi yapmıştı. Bu işkence merkezine düşüncelerinden, etnik ve ya dini inançlarından dolayı farklı düşünen yüzlerce insan gece yarılarında evinden, tarlasında çalışan tarlasından okulunda okuyan okulundan alınarak bu merkeze getiriliyordu.  40 ile 120 gün arasında değişen gözaltı süresince ağır işkence ve hakaretlere uğruyorlardı. Bu insanlara gözaltında tutuldukları bu işkence merkezinde çırılçıplak soyarak kaba dayak atma, falakaya yatırma, elektrik verme, tavana asma, cop sokma, haya sıkma, aç ve susuz bırakma gibi insanlık dışı uygulamalar yapılıyordu. Birçok insan bu işkencelere katlanmaktansa ölmeyi tercih eder hale gelmişti.

Cunta yönetimi ve uzantıları tüm ülkede yapmış oldukları bu insanlık dışı uygulamaların bir gün hesabının sorulacağını çok iyi biliyorlardı. Bu nedenle yaptıkları ve halka baskıyla oyladıkları Anayasaya geçici bir madde ekleyerek 1980–1983 yılları arasında işlenen bu suçlardan dolayı sorumluluklarına gidilmesinin önüne geçmek istediler. Ancak 12 Eylül 2010 tarihinde yapılan anayasa değişikliği ile Anayasadaki bu madde kaldırılarak 12 Eylül darbecilerinin yargılanmalarının önü açılmış oldu.

Derneğimiz bu anayasa değişikliğinin hemen akabinde 21.09 2010 tarihinde yapmış olduğu çağrı ile Pirin Palas denilen işkence merkezinde işkence gören, haksız gözaltı ve tutuklamalar sonucu mağdur olan şahısların derneğimize başvurmaları halinde işkencecilerin yargılanmalarını sağlamak amacıyla kendilerine hukuksal destek sunulacağını kamuoyuna duyurmuştu. Bu çağrımız üzerine o dönem Adıyaman’da gözaltına alınarak Pirin Palas denilen işkence merkezinde tutulan, işkence gören başta İsveç sol parti yöneticisi Hamza Demir ve Yazar-Gazeteci Zeynel Abidin Kızılyaprak olmak üzere birçok şahıs derneğimize başvurmuştur. Bu şahıslar şuan aramızdadırlar. Derneğimize yaptıkları başvuruda kendilerine bu insanlık dışı işkenceleri yapan 12 Eylül cunta yönetimi ve onun yerel uzantılarının yargılanmalarını talep etmektedirler.

Biz insan hakları savunucuları ve bu çağrımıza yanıt vererek gerek yurt dışından gerek ise Türkiye’nin değişik yerlerinden gelen pirin palas mağdurları olarak cumhuriyet savcılığında suç duyurusunda bulunmadan önce, Pirin Palas denilen bu işkence merkezinin önünde basın açıklaması yapma amacımız Pirin Palas gerçekliğinin ortaya çıkarılmasını isteme çabasıdır. Toplumsal beleğimiz pirin palası ve orada çiğnenen insanlığı unutmamalıdır. Pirin Palasta yaşanan bu insanlık dışı uygulamalar açığa çıkarılmalı, sorumluları adalet önünde hesap vermelidir. Bu ilkel bir intikam güdüsü değildir. İnsani ve insanın kendisine saygısının bir gereğidir. Gelecek nesillere güvenli bir ülke bırakma kaygısıdır. Nasıl ki bir Diyarbakır cezaevi gerçekliği var ise Adıyaman ve Adıyaman halkı için de Pirin Palas gerçekliği vardır. Geciken adalet, adalet değildir derler, ama gecikmiş de olsa bizler bu adaleti istiyoruz.

Osman Süzen
İHD Adıyaman Şube Başkanı  

Bir cevap yazın