Sağ Yakalanan Militanın Sorgulamadan Sonra Öldürüldüğüne İlişkin İddialar Üzerine

“Sağ Yakalanan Militanın Sorgulamadan Sonra Öldürüldüğüne İlişkin İddia Hakkında Gecikmeden İdari ve Yargısal Soruşturma Açılmalıdır”

28 Haziran 2006 tarihli “Ülkede Özgür Gündem” Gazetesi’nin birinci sayfasında, 25 Ağustos 2005 tarihinde yapılan operasyonlarda Abas Emani isimli PKK Militanı sağ olarak yakalandığı, sorgulandığı ve daha sonra öldürülerek infaz edildiğine dair haberler ve bazı fotoğraflar yayınlandı.
Anayasa’nın 2. maddesine göre “Türkiye Cumhuriyeti, … insan haklarına saygılı… demokratik, lâik ve sosyal bir hukuk Devletidir.”
Anayasanın başlangıç bölümünde de “…millet adına kullanmaya yetkili kılınan hiçbir kişi ve kuruluşun, bu Anayasada gösterilen hürriyetçi demokrasi ve bunun icaplarıyla belirlenmiş hukuk düzeni dışına çıkamayacağı…” yazılıdır.
Anayasasında “Hukuk Devleti” olduğu öngörülen ve yine Anayasasının başlangıç bölümünde “devlet adına yetkili kişi ve kuruluşların hukuk dışına çıkamayacağı” yazılı bir ülkede, suç ya da terörle mücadele altında yürütülen her türlü eylem ve işlemlerin de hukuka ve insan haklarına uygun olması zorunludur. Aksi takdirde, devletin “hukuk devleti” ve anayasadaki deyimi ile “insan haklarına saygılı olma” nitelikleri ortadan kalkar. Yani hiçbir gerekçe ile hukukun dışına çıkılamaz, insan hakları ihlal edilemez. Hukuka aykırı eylemde bulunan ve insan haklarını ihlal eden kamu görevlilerinin, konumlarına ve kimliklerine bakılmaksızın derhal yargı önüne çıkarılarak cezalandırılması hukuk devleti ilkesinin olmazsa olmaz bir koşuludur. Ayrıca, bu kamu görevlilerinin kamusal yetkilerinin derhal ellerinden alınması yani görevden el çektirilmesi gerekir.
Terörle mücadele adına, devlet içerisinde yasa dışı çetelerin varlığının yargı kararları ile ortaya çıktığı ve her çete soruşturmasının altında bazı kamu görevlilerinin çıktığı bir dönemde; yukarıda belirtilen gazete haberine konu iddianın derhal üzerine gidilmesi ve etkili soruşturma yapılması, rejimin niteliği yönünden son derece önemlidir. Öldürülen kişinin kimliği ya da suç işleyip işlemediği böyle bir soruşturmanın derhal başlatılması ve sorumlularının yargı önüne çıkarılması bakımından hiçbir önem taşımamaktadır. Çünkü, istisnasız herkes hukuk devleti ilkesinden ve insan haklarından yararlanır. Unutmamalıyız ki, Türkiye savaş dönemi de dahil olmak üzere “idam cezası”nı yasalarından çıkarmıştır. Yargılamak suretiyle dahi idamın yasak olduğu bir ülkede, hiçbir gerekçe ile işkence ve yargısız infaz mazur görülemez, kayıtsız kalınamaz.
İddia doğrudan yaşam hakkını, işkence görmeme hakkını ve bağımsız bir mahkemede yargılanma hakkını ilgilendirmektedir.
Yürütülen operasyonlardan sorumlu askeri makamları, İçişleri Bakanlığı’nı ve C.Savcılarını olaya el koymaya ve etkili idari ve yargısal soruşturma yapmaya davet ediyoruz.
İNSAN HAKLARI DERNEĞİ

Bir cevap yazın