TÜRKİYE VE DÜNYA KAMUOYUNA

ABD'nin 11 Eylül saldırısından itibaren gündeme getirdiği güvenlik/özgürlük ikilemi tartışması, dünya ölçeğinde insan hakları ve özgürlüklerinin sınırlandırılması eğilimlerini güçlendirmiş ve dünyanın pek çok ülkesinde yasalarda ve uygulamada özgürlüklerin sınırlandırılması yoluna gidilmiştir.

Bu tür uygulamalarla eş zamanlı olarak ABD, "terörizmle savaş" adı altında bazı ülkeleri "şer üçgeni" olarak nitelendirmişti. K.Kore, İran ve Irak bu ülkeler arasında sayılıyordu. Irak'a yönelik bir ABD askeri harekatının planlandığı ve yakın zamanda bu harekatın gerçekleşeceği anlaşılmaktadır.

Biz aşağıda imzaları bulunan ve ilkesel olarak savaşa karşı tutum alan kuruluşlar konuya ilişkin görüşlerimizi Türkiye ve dünya kamuoyu ile paylaşmak istiyoruz.

Savaşa hayır diyoruz!

Çünkü biz biliyoruz ki, savaş insanlık açısından bir yıkımdır. Doğanın ve insanın yok edilmesi sonucunu doğurur. İnsan acılarını çoğaltır. Savaş dünya ölçeğinde şiddet eğilimlerini güçlendirir. Ülkeler ve halklar arasında yeni düşmanlık eğilimlerinin ortaya çıkmasına yol açar. Savaş, dünyada var olan eşitsizlikleri arttırır. Savaş, en başta özellikle kadınları ve çocukları, genel olarak sivilleri etkisi altına alır. İnsanlar, toprağından ve kültüründen koparılır, mülteci dramı yaşanır. Biz ülkeler ve halklar arasında barışı savunuyoruz. Barıştır, insan hakları ve temel özgürlükleri yeşertecek olan.

ABD'nin ve müttefiklerinin Irak'a yönelik askeri harekatına, hayır diyoruz.

ABD devletler hukukuna aykırı davranmaktadır. ABD kendi emperyalist amaçları doğrultusunda dünyaya çekidüzen vermeye kalkışmaktadır. Ülkelerin rejimlerini silah zoruyla değiştirmek istemektedir. Genel bir politika olarak dünya ölçüsünde baskıcı rejimleri destekleyen ABD, kendi çıkarları gerektirdiğinde, bir dönem desteklediği bu rejimleri silahlı müdahale ile tasfiye yoluna gitmektedir. Bunu da "teörizmle savaş" olarak açıklamaktadır. ABD'nin gerekçelerinden birisi, Irak'ın elinde bulundurduğunu iddia ettiği, biyolojik ve kimyasal silahlardır. Kuruluşlarımız, biyolojik ve kimyasal silahların hangi ülke tarafından üretilirse üretilsin üretimine ve bir savaş aracı olarak kullanılmasına kesinkes karşıdır. ABD de tıpkı Irak gibi, biyolojik ve kimyasal silahlarının denetimine izin vermemektedir. Öyle anlaşılıyor ki, ABD'nin savaşı, bir petrol ve nüfuz alanlarını pekiştirme savaşıdır.

Türkiye'nin bu savaşta taraf olmasına, hayır diyoruz.

Türkiye bu savaşta saf tutmamalı, tersine savaşın önlenmesi ve durdurulması için yoğun bir çaba içersine girmelidir.
Türkiye, kendisine vaad edilen ve ekonomik kriz nedeniyle bir rüşvet olarak sunulmak istenen borçların silinmesi, petrol ve toprak vaadlerini reddetmelidir. Irak halkı komşumuzdur ve komşumuz olarak kalacaktır. Türkiye halkının Irak halkıyla hiçbir sorunu bulunmamaktadır. Yüzyıllar süren bir tarih, kültürel etkileşim ve daha pek çok bağlarımızın olduğu Irak halkının acıları üzerinden menfaat beklentisi içersinde olmak, Türkiye halkının onuruna saygısızlıktır.

Türkiye, kendi yurttaşlarının akrabalarının çok yoğun bir şekilde yaşadığı Irak topraklarında bir maceraya sürüklenmemeli; kendisine önerilen işgal, ilhak gibi önerileri reddetmelidir.

Türkiye'nin yapması gereken bununla da sınırlı değildir. Türkiye, topraklarında kurulu bulunan ABD askeri üslerini kapatmalıdır.

Türkiye'nin savaşa girmesi durumunda, can kaybının yanında, demokratik toplumsal muhalefetin var olan haklarını kullanmaları engellenecek; derneklerin, sendikaların kapatılması; toplantı ve gösteri yürüyüşlerinin, grevlerin yasaklanması, ek vergilerin gündeme getirilmesi söz konusu olacaktır.

Irak'ın geleceğine, Iraklılar karar verecektir.

Saddam rejiminin (Irak hükümeti), kendi halkına olağanüstü acılar yaşattığı açıktır. Ancak bu durum, başka devletlerin Irak'a askeri güç kullanmaları hakkını vermez.

İçinde bulunduğumuz koşullarda Birleşmiş Milletler, kuruluş felsefesinin gerektirdiği barış için, çok ivedi sürece müdahale etmeli ve sorun diplomatik kanallarla çözülmelidir.

ABD'nin Irak savaşı mutlaka önlenmelidir.
Dünyanın barışsever halklarını,Türkiye demokratik kamuoyunu, savaşın önlenmesi ve barışın sağlanması için daha etkili olarak mücadeleye çağırıyoruz.

Kaya Güvenç TMMOB Başkanı
Alaeddin Aras TMMOB Yönetim Kurulu Üyesi
Hüsnü Öndül İHD Genel Başkanı
Metin Bakkalcı TTB / TİHV
Şinasi Haznedar Mazlum Der Genel Başkan Yardımcısı
Bahadır Aziz Sakin Mazlum Der Genel Sekreter Yardımcısı
Cemil Tiryakioğlu Mazlum Der Genel Sekreteri
Hüseyin Kaya Mazlum Der GYK Üyesi
Mustafa Coşar Halkevleri Genel Sekreteri
Haydar Kaya EMEP Genel Başkan Yardımcısı
Fevzi Gümüş ÖDP PM Üyesi
Gülten Irgın Uçan Süpürge
Elvan Olkun Çağdaş Hukukçular Derneği
Emine Kart Çağdaş Gazeteciler Derneği
Doğan KarataşTAYAD

Bir cevap yazın