Türkiye’de işçi sınıfı mücadelesinin unutulmaz tarihlerinden biri olan 15–16 Haziran 1970 Direnişinin 38.yıl dönümünü bir kez daha selamlıyoruz. 38 yıl önce verilen bu mücadelenin öğrettikleri, aradan geçen zaman içerisinde Türkiye emekçilerinin esas noktası olmuştur. Bu gün TUZLA’da, TECA’da, YÖRESAN’da ACERER’de ve DESA’da greve giden binlerce işçi ilhamı 15–16 Haziran direnişinden almaktadır.
TUZLA Tersaneleri’nde son 5 ayda 13 toplamda 100’e yakın işçi iş kazalarından dolayı hayatını kaybetmiştir. Var olan bu ölümlere rağmen hükümetin ve yetkililerin bu konuda hiçbir adım atmaması bizleri daha da kaygılandırmaktadır. İş kazalarını sıfıra indirmek belki imkansız gibi bir şeydir ama ölümlü iş kazalarını sıfıra indirilmesi gerekir. Görüldüğü kadarıyla da TUZLA’da ölüm kazalarını sıfıra indirmek de mümkün. Sadece güvenliğe ve insan hayatına gereken özeni göstermekle bu yapılabilir ama maalesef bu yapılmıyor. Yapılacak olan fazla karmaşık bir durum değil. Her tersanede iş güvenliğinden sorumlu bir birim oluşturmak ve maksimum güvenliği uygulamak; ölümlü kazalar olmak üzere her türlü kazaya sıfır tolerans göstermek. Kısacası emeğe ve insan hayatına göstermektir.
TUZLA’daki ölümleri durduramayan hiçbir önlem almayan bir hükümet ve o hükümeti hiç sıkıştırmayan bir muhalefet karşımızda durmaktadır. Kendileri söz konusu olunca ortalıkta kıyameti kopartmaktan geri durmamaktadırlar. Yaşanan bu ölümler karşısında hükümetin ve tüm yetkililerin sessiz kalması hatta bunları gündem dışı tutmaya çalışması iktidarları insan hayatının üzerinde tuttuğunu bir kez daha göstermiştir. TUZLA’daki yetkililerin ve sermaye sahiplerinin” hükümetin bunda hiçbir suçu yok hükümeti bunun için eleştirilmesi doğru değildir “ söylemlerde bulunması AKP hükümetinin sermaye sahipleriyle aynı safta olduğunu yaşanan ölümlerin de onları ilgilendirmediğini bir kez daha gözler önüne sermiştir. Elinde insanları ölümden kurtarma gücü varken aldırmazlığı yüzünden bu gücü kullanmayan bir hükümet ülkedeki diğer sorunları çözmesini nasıl bekleyebilirsiniz? TUZLA’da yaşanan aynı zamanda bir İnsan Hakları İhlalidir. Buna sessiz kalanlar bu hak ihlallerine ortağı sayılacaklardır. Temel insan haklarından olan yaşama, çalışma ve sosyal güvenlik hakkı açıkça ihlal edilmektedir.
Bizler İHD Eğitim Sen ve SES Bingöl Şubeleri olarak işçilerin gerçekleştireceği bu grevi destekliyor ve yetkilileri bir an önce gerekli önlemlerin alınması konusunda göreve çağırıyoruz.
SES, İHD ve Eğitim Sen Yönetim Kurulu