AFYON KORKMAZ’A MEKTUP

Sevgili Afyon Korkmaz

İHD, cezaevlerindeki hasta tutuklu ve hükümlülerin durumlarına dikkat çekmek amacıyla her ay sağlık sorunu olan bir mahpusa mektup gönderme kararı aldı. Biz insan hakları savunucuları, tüm hasta tutuklu ve hükümlülerin dili, dini, etnik kökeni, cinsiyeti, hakkındaki suçlama ne olursa olsun; yalnızca insan olmaları, yaşam hakkı ve insan onurunun korunmaları anlayışından hareket ederiz. Bu nedenle, 29 şubemizin yönetici ve üyelerimizle bu ayın mektubunu size gönderiyoruz.

 

Sevgili Afyon Korkmaz

Öncelikle belirtelim ki, yıllara dayalı deneyimlerimiz ve bilgilerimizle cezaevinde bir kadın olarak yaşamanın ne kadar zor olduğunu çok iyi biliyoruz. Kadınlar cezaevinde tecrit içinde tecrit yaşıyorlar. Mahpusluk zor zanaatır biliriz ama kadınlar için çok daha zordur, değil mi? Cezaevleri bile her yerde olduğu gibi erkeklerin standartlarına göre düzenlenmiştir.

Sevgili Afyon Korkmaz

1972 yılı, Muş Malazgirt doğumlu olduğunu öğrendik. Bize ulaşan bilgilere göre; kalabalık bir ailede 8 kardeşin içinde büyümüşsün ve iki yıldır cezaevinde tek başına kalıyorsun. 2005 yılının Nisan ayından itibaren Antalya, Buca ve şimdide Bergama cezaevinde bulunuyorsun. Davan üç yıldır devam ediyor ve 5237 sayılı yasanın (TCK) 302. Maddesinden yargılanmaktasın. 1998 yılında bir mayına basarak tek bacağını kaybetmişsin. 2001 yılından beride protez bacakla yaşamını sürdürüyorsun. Bize ulaşan bilgiler böyle…

Sevgili Afyon Korkmaz,

2001 yılından beride protez bacakla yaşamını sürdürüyorsun dedik ama bunu biraz ayrıntılı ifade etmek gerekiyor. Tedavin konusunda ciddi sıkıntıların var. Protezinin dönem dönem değiştirilmesi gerekmekte. Ama devletin güvencesi altında olan senin tedavin yapılmıyor; ayağındaki kemik uzadığından şu anki mevcut protez ile yaşam zorlaşıyor ve acı çekiyorsun. İmkanlarının olmadığını defalarca bildirmene rağmen yine de sana, “Protezini değiştirme maliyetini sen karşılarsan olur” önerisi yapılmış.

Tedavindeki engelin çok önemli bir gerekçesi de var: Sen nüfusa kayıtlı olmadığın için hastanelere nüfus kimlik numarası bildirilemiyor diye tedavini yapmıyorlar. Yani bu ülkenin cezaevlerinde yatıyorsun varsın! Ama iş tedavine gelince, hastaneye yatırmaya gelince senin resmen yaşamadığını ileri sürüyorlar! Sanıyoruz yargılandığın dava da hala bu gerekçe ile uzatılmaktadır.

Öğrendiğimiz kadarıyla son olarak askeri hastaneye götürülmüşsün ve yine ağrı kesici ilaçlar verilerek geri yollanmışsın. Bulunduğunuz cezaevinde sürekli görev yapan bir doktor olmamasından ötürü arkadaşların ve sen ciddi sıkıntılar yaşamaktaymışsınız.

Sevgili Afyon Korkmaz

Biz insan hakları savunucuları, yaşamış olduğun bu mağduriyetleri yakından takip etmekteyiz ve diyoruz ki; “Hem ulusalüstü insan hakları belgelerinde, hem de Birleşmiş Milletler Cezaevleri Minimum Standartları belgelerindeki düzenlemeler, özgürlüklerinden mahrum bırakılan insanların yaşam ve insan onurunun korunması yönünde haklarını belirtmişlerdir. Ayrıca Avrupa İşkenceyi Önleme Komitesi “tutukluların gözetim altında bulundukları süre boyunca bağımsız olarak her zaman bir doktora erişim hakkı bulunmaktadır” demektedir. Birleşmiş Milletler Mahpusların Islahı için Asgari Standart Kurallar’ın 22 ve devamı maddelerinde sağlık hizmetleri düzenleniyor. Madde 22/2 de durumu özel tedavi gerektiren mahpusların uzman kurumlara ya da sivil hastanelere sevklerini içermektedir. “Herhangi Bir Biçimde Tutulan ve Hapsedilen Kişilerin Korunması” (TUHAK) Madde 24’te yine tıbbi muayenenin bakım ve tedavinin ücretsiz verilmesi söylenmektedir. Yine Ceza İnfaz Kurumlarının Yönetimi ile Ceza ve Güvenlik Tedbirlerinin İnfazı Hakkında Tüzük’ün 120/4 maddesi derki: “Herhangi bir sosyal güvenlik kurumuna tabi olmayan hükümlünün üniversite hastaneleri dahil sağlık kurumlarındaki muayene, tetkik, kontrol ve tedavi bedelleri Sağlık Bakanlığı, ilaç bedelleri ise Bakanlık tarafından karşılanır”

Sevgili Afyon Korkmaz

Şimdi bize diyorsun ki: “tüm sözleşmeler bizden insandan yana ama ya uygulamalar?”

Evet, hukuk yaşam hakkının ve insan onurunun korunması yönünde uygulanmalıdır ve bu temel kural özgürlüğü elinden alınmış insanlar, kadınlar için de geçerlidir. Ve özellikle bu kişi engelliyse, yaşam standartları onlara göre düzenlenmelidir. BM Engelli Hakları Sözleşmesi madde:14/2 gereği “Taraf Devletler, engelliler eğer herhangi bir süreç sonunda özgürlüklerinden mahrum edildiyse; bunun diğerleriyle eşit bir şekilde yapılmasını; uluslararası insan hakları hukukuna uygun olarak engellilerin güvencelere sahip olmasını ve engellilerin, makul uyumlaştırmaya ilişkin hükümler dahil olmak üzere Sözleşme’nin hedeflerine ve ilkelerine uygun muamele görmesini sağlamalıdır.”

Bu mektubu sana yazarken aslında kimlere seslendiğimiz ortadadır. Adalet Bakanlığı’na, yargıya ve vicdanlara sesleniyoruz ve diyoruz ki: AFYON KORKMAZ’ın tedavisi önündeki engeller acil olarak kaldırılsın.

Ve senden tedavinin yapıldığına dair acil haber bekliyoruz.

Mektubumuzu bitirirken biz İHD’li insan hakları savunucuları olarak yaşamının daha kolay ve iyi geçeceği sağlıklı günler diliyoruz.

Sevgilerimizle…

İNSAN HAKLARI DERNEĞİ

Bir cevap yazın