Başbakanlık Haberlerini İzlemeleri Engellenen Gazeteciler

Başbakanlıkta muhabirlik yapan aralarında üyemiz Sultan Özer’in de bulunduğu gazetecilerden bazılarının akreditasyonu yenilenmemiştir. Bu durum, basının Başbakanlık faaliyetlerini izleyememeleri sonucunu doğurmaktadır. Başbakanlığın bu davranışı bir süreden beri devam eden anti demokratik tutum ve söylemlerin ağır biçimde devam edeceğini göstermektedir. Bu durum bizleri kaygılandırmaktadır. Başbakanlık bu davranışıyla aynı zamanda basın özgürlüğünü ağır bir biçimde ihlal etmiştir. Avrupa İnsan Hakları Divanı basın özgürlüğünü çeşitli kararlarında şu şekilde tanımlamaktadır:

“Basın her ne kadar özellikle başkalarının onurunu korumak amacıyla konmuş bulunan sınırları aşmamak ise de, politik sorunlar ve genel yararı ilgilendiren öteki konulara ilişkin haber ve düşünceleri iletmekle görevlidir. Basın özgürlüğü kamuoyuna yöneticilerin fikir ve davranışlarını öğrenme ve değerlendirmede kullanılacak en uygun araçlardan birini sağlamaktadır. AİHS’in 10. Maddesi bu hususu kamunun bilgi ve haber alma hakkına sahip bulunduğunu belirtme suretiyle ifade etmiştir. Daha geniş şekilde söylemek gerekirse hür siyasi tartışma bütünüyle sözleşmeye egemen demokratik toplum kavramının öz unsurunu oluşturur. Bu nedenlidir ki hoş görülebilir eleştiri sınırları kamusal kişi sıfatıyla hareket eden siyaset adamı konusunda sade vatandaş konusundakinden daha geniştir (Div. K. Lingens/Avusturya 08.07.1986).”

Avrupa İnsan Hakları Divanı’nın 22. yıl önceki içtihat niteliğindeki bu görüşü daha da geliştirilmiş olmasına rağmen, Başbakanlığın Avrupa normlarında 1986 standartlarını yakalayamamış olması oldukça endişe vericidir.

Avrupa Komisyonu’nun 5 Kasım 2008’de açıklanan Türkiye 2008 İlerleme Raporu’nda basın özgürlüğü önündeki engeller sıralanmış Türkiye’de basın özgürlüğüne tam saygı sağlanacak bir ortamın temin edilmesine ihtiyaç duyulduğu ifade edilmiştir. Buna rağmen, bu “Rapor” açıklandıktan sonra basın özgürlüğüne saygıyı bir kenara bırakın, basın meslek mensuplarının görevlerini yapmalarına engel olunması durumun vahametini göstermektedir.

Başbakanlığı basın özgürlüğüne açıkça aykırı ve görev yapan basın mensuplarının çalışma hakkını tehlikeye düşürebilecek bu tutumundan bir an önce vazgeçmeye ve basın özgürlüğüne saygılı olmaya davet ediyoruz.

İNSAN HAKLARI DERNEĞİ

Bir cevap yazın