Çocukların Haklarını Korumakla Yükümlüsünüz!

23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı yıllardır ülkemizde çocuklara armağan edilen bir bayram olarak bilinmesine karşın 23 Nisan bayramı gereği yapılan pek çok uygulama şimdiye kadar çocukları araçsallaştırmanın bir vesilesi haline gelmiştir. Bunun en önemli örneklerinden biri de devlet yetkililerinin çocuklara makamlarını birkaç dakikalığına sembolik olarak teslim etmeleridir. Bu geçici koltuk devri yapılırken çocukları küçümseyen, sevimlileştiren ifadeler, bunun bir “lütuf” sunulması karşısında çocuklardan neşeli olmalarına ya da şükran duymalarına dair yersiz bir beklenti, dahası kararlara katılabilmek için mutlaka büyümek ve makam sahibi olmak gerektiğini hatırlatmaya yarayan bu üstten tavırları neresinden tutsak elimizde kalıyor…

Bu yılki sembolik tören ise maalesef pek çok hak ihlaline neden olmuştur.

Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanı Derya Yanık devlet koruması altında olan 10 yaşındaki bir çocukla birlikte kendi makamında medya mensuplarının karşısında çıkmış ve çocuğun adını, görüntüsünü ve devlet koruması altında olduğu bilgisini paylaşmıştır. Çocuklara ait görüntülerin ve devlet yetkililerine yazdıkları mektupların, çocukların isimlerinin ve bulundukları kurumların bilgilerinin açıkça görünecek şekilde Bakanlığın resmi sosyal medya hesaplarında paylaşıldığı görülmüştür.

10 yaşındaki çocuğun maruz kaldığı hak ihlali sadece bilgilerinin ifşa edilmesi ile sınırlı kalmamış din ve vicdan özgürlüğü hakkı da ihlal edilmiştir. Bakan Derya Yanık “Tabii Ramazan olduğu için bir şey ikram edemedik. Ramazan’dan sonra aynı evde kaldığı 5 arkadaşıyla birlikte bize misafir olarak gelecek o zaman çikolata ve çay hakkımızı kullanacağız, değil mi ….?” şeklindeki ifadesi ile çocuğun da oruç tutmakla yükümlü olduğuna işaret eden bir tavır sergilemiştir.

Türkiye’nin de taraf olduğu BM Çocuk Hakları Sözleşmesi sözleşme maddelerinin uygulanmasında birinci sorumluğun taraf devletlerde olduğunun altını çizmektedir. Devlet koruması altında olan bir çocuğun herhangi bir bilgisinin paylaşılması hem Birleşmiş Milletler Çocuk Haklarına Dair Sözleşme gereği hem de Türkiye’de halen yürürlükte olan 5395 sayılı Çocuk Koruma Kanunu gereği bir hak ihlalidir ve maalesef ki bu ihlal söz konusu her iki belgenin birincil koruyucusu olması beklenen kurumun bakanı tarafından gerçekleştirilmiştir.

Çocukların korunması ile ilgili ilk elden sorumluluğu olan Bakan Derya Yanık’ın yaptığı uygulamanın suç olarak kabul edilmesini ve görevinden istifa etmesini talep ettiğimizi kamuoyuna duyururuz.

 

Çocuğa Karşı Şiddeti Önlemek İçin Ortaklık Ağı