GERÇEK VE ADALET İNİSİYATİFİ “19-20 HAZİRAN 2010 ANKARA GERÇEK BULUŞMASI SONUÇ BİLDİRGESİ”

GERÇEK VE ADALET İNİSİYATİFİ
19-20 HAZİRAN 2010 ANKARA
GERÇEK BULUŞMASI SONUÇ BİLDİRGESİ

Çeşitli illerden gelen 194 mağdur ve tanığın katılımıyla yapılan “Gerçek buluşması”  gerçeklerin bütün çıplaklığıyla ortaya çıkarılması açısından önemli bir yeniden başlangıç olmuştur. Buluşmada, gerçeklerin ortaya konması yanında kamuoyuyla etkin paylaşım ve adalet talebine dair önemli belirlemeler yapılmış, gerçek ve adalet için yol haritası olabilecek öneriler ortaya konulmuştur. Paylaşılan tanıklıklar ile yapılan değerlendirmeler özetle şöyledir:

Mağdur ve tanıkların anlatımlarının tamamında;

  • işlenen suçların devlet görevlileri ya da onun yönlendirdiği güçler tarafından gerçekleştirildiği,
  • Suçların ve faillerin ya hiç, ya da gerektiği biçimde araştırılmadığı, dahası çoğunlukla üstünün örtülmeye çalışıldığı,
  • Suçların sadece zinde güçler eliyle gerçekleşmediği; çeşitli kurumların da bu suçların işlenmesinde ya da hak ihlallerinde rolü olduğu (Yargı bunların başında gelmektedir.),
  • Farklı etnik ve dini kimliklere sahip oldukları için, aynı zamanda da muhalif kimlik sahibi olmalarından kaynaklı olarak hedef seçildikleri,

İfade edilmiştir. Ayrıca faillerin ortaya çıkarılması ve yargılanması talebi de ortak bir talep olarak dillendirilmiştir.

Tanıklarla beraber kurum temsilcileri ve aydınların ortak değerlendirmeleri ise şöyledir: Bu ülkenin kuruluşundan beri sürdürülen tek millet, tek din, tek mezhep politikaları nedeniyle inkâra dayalı, imha etmekten kaçınmayan tekçi, oligarşik bir sistem oluşmuştur. Bu yapı yasalarla, askeri-sivil kurumlarla olduğu kadar her türden hukuksuzlukla da kendini korumuş, var etmeye devam etmiştir. Varlığını devam ettirme adına işkence, suikast, faili meçhul, gözaltında kayıp, zorla köy boşaltma, cezaevleri katliamları ve toplu kıyımlar dahil her türden saldırı gerçekleştirilmiş, darbeler yapılmış, halkın örgütleri, gazeteler, dernekler ve partiler kapatılmıştır. Halka karşı işlenen suçların temel nedeni tekçi-oligarşik sistem ve onun uygulamalarıdır. Dolayısıyla bu sistem ve uygulamaları deşifre edilmeden gerçeklerin ortaya çıkması mümkün olmayacaktır. Bütün bunların ortaya çıkarılması aynı zamanda tarihsel bir yüzleşmenin zemininin de oluşturulması anlamına gelecektir.

Tarihsel bir yüzleşme olmaksızın ne demokrasi ve ne de özgürlük olamaz. Yüzleşme ise sorgulayan, yargılayan ve hesap soran bir yaklaşım olmaksızın mümkün olmayacaktır.

Yapılan değerlendirmeler sonucunda şu öneriler ortaya çıkmıştır.

Devlet halka karşı işlediği suçlardan dolayı özür dilemelidir. Özür dilemek anlamlı olmakla beraber tek başına yetmeyecektir. Aynı suçların bir daha işlenmemesi için öncelikle failler  ortaya çıkarılmalı, yargılanmalıdır. İşlenen suçlara kaynaklık eden çatışma ortamına son verilmeli, demokratik kanalların önü açılmalı, herkesin kendi kimliği, dini ve kültürüyle yaşamasını sağlayacak demokratik bir anayasa yapılmalıdır.

TBMM’de gerçeklerin ortaya çıkarılması için komisyonlar kurulması, çalışmalar yapılması sağlanmalıdır.

Hangi kesimden olursa olsun bütün annelerin acıları ortaktır. O nedenle yan yana gelmeli, en azından kayıplarımızı yan yana getirmeli ve akan kanı durdurmalıyız.

Suç işleyenleri halkın karşısında hesap vermeye zorlayacak çalışmalar yapılmalıdır.

Bu toplantıda konuşulan başta yaşam hakkı olmak üzere tüm ihlal alanlarına dair ayrı ayrı  raporlar hazırlanmalı, olaylar ve failler ortaya çıkarılmalı, politik sorumlular belirlenmeli; kısaca halkın iddianamesi görevi görecek bir çalışma yapılmalıdır.

Halka yönelik suçların üstünün örtülmesine izin vermemeli, kamuoyunun doğru bilgilenmesi ve empati yapabilmesi sağlanmalıdır.

Önemli tarihsel olayların dosyaları yeniden açılmalıdır.

Gerçekleştirilen çalışmada ortaya çıkan niteliksel sonuç Gerçek ve Adalet İnisiyatifinin hedeflerine ulaşması açısından belirleyicidir. Bu sonucun ortaya çıkarılmasında büyük katkısı olan, başta ülkenin dört bir yanından gelen annelerimiz olmak üzere, herkese teşekkür ediyoruz. Ortaya çıkan gerçekleri ve sonuçları kamuoyunun gündemine taşıma ve adaletin gerçekleşmesi sorumluluğu her zamankinden daha da ağır bir biçimde omuzlarımıza yüklenmiştir. Gerçeğin ve adaletin peşinde olmaya devam edeceğimizi bu vesileyle bir  kez daha ifade ediyoruz.

GERÇEK VE ADALET İNİSİYATİFİ

Bir cevap yazın