Herkes İçin Her Koşulda Özgürlük Ve Güvenlik Hakkı Herkes İçin Her Koşulda Adil Yargılanma Hakkı

                           14.08.2014

Kişi özgürlüğü ve güvenliği hakkı ile adil yargılanma hakkı, büyük acılar ve haksızlıklarla dolu insanlık tarihinin derin süzgecinden süzülerek günümüze ulaşmış, uğruna dünyanın her yerinde büyük mücadeleler verilmiş en kıymetli evrensel değerlerden olan insan haklarındandır. Her iki hak da İnsan Hakları Evrensel Bildirisi ve Türkiye’nin de tarafı olduğu Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’nde (AİHS, 5.ve 6.maddeler olarak) ayrı başlıklar halinde düzenlenmiştir. Bu itibarla da bu haklar evrensel ölçekte kabul görmüş insan hak ve özgürlüklerini referans alan yönetim biçimlerinin vazgeçilmez değerlerindendir. Türkiye Cumhuriyeti tarihi maalesef, eşitliğin hiçe sayıldığı, adil olmayan yargılamalarla doludur. Hemen hemen toplumun tüm kesimleri farklı dönemlerde adil olmayan yargılamalarla karşı karşıya kalmış ve tüm bu kesimler temel bir insan hakkı olan adil yargılanma hakkının yoksunluğunu bir dönem yaşamıştır. İnsan Hakları Derneği olarak kurulduğumuzdan bu yana belirtmiş olduğumuz gibi Türkiye’nin en büyük sorunlardan biri eşit ve adil olamayan yargı düzeni ve pratiğidir. Her yıl hazırlamış olduğumuz yıllık hak ihlalleri raporlarında ve bir kısım özel raporlarımızda da yer aldığı gibi “adil yargılanma hakkı” Türkiye’de en fazla ihlal edilen insan haklarından birisidir. 

Bugüne dek yaşanan bu ihlallerin şüphesiz birçok nedeni mevcuttur. Hakim ve Savcı’ların kendi görüşlerinden dahi bağımsızlığı ve tarafsızlığının sağlanamaması, korunmaları ve teminatlarının sağlanamaması, HSYK yapısı, siyasi iktidarların yargı üzerinde egemenlik kurma istekleri, özel yargılama usulleri ve mevcut anti-demokratik devlet yapılanması gibi nedenler adil yargılanma hakkının korunabilmesinin önündeki engellerin bir kısmıdır. İHD olarak yıllarca özel yargılama usul ve düzenlemeleri karşı çıktık, bu konuda eylem ve etkinlikler gerçekleştirdik, kampanyalar düzenledik. Toplumun farklı kesimlerinin de katkı ve 
baskıları sonucu mevzuat açısından özel yargılanma usullerinin kaldırıldığı bir noktaya ulaştık. Fakat yaşanan güncel gelişmeler göstermektedir ki özel yargılama usullerinin mevzuattan kaldırılması tek başına eşit ve adil bir yargı düzeni getirmemektedir. Bu husus güncel birçok yargılamada açığa çıkmakla birlikte son olarak “Paralel Yapıya Yönelik” operasyonlar olarak adlandırılan soruşturmalarda da karşımıza çıkmaktadır. 

Temmuz ayı içerisinde “Paralel Yapı” olarak adlandırılan bir kısım kişi ve gruplara yönelik olduğu iddia edilen soruşturma kapsamında kolluk kuvvetleri tarafından ev baskınları ve gözaltı işlemleri yapılmıştır. Göz altına alınan kişilerin aileleri ve yakınları tarafından derneğimize başvuruda bulunulmuştur; bu başvuruda adil yargılanma hakkının ve bunun yanı sıra kişi güvenliği ve özgürlüğüne ilişkin birçok hakkın açık ve vahim biçimde ihlal edildiği iddiaları mevcuttur. Yine bu başvurularda, zorunlu olmadığı halde sahur ve sabah baskınları yapıldığı, kaçma tehlikesi olmadığı halde kelepçe kullanıldığı, gözaltı 2 merkezlerinde kötü muamele uygulandığı, yasal gözaltı sürelerinin aşıldığı, bu soruşturma yürüten Savcılar ve soruşturmayla ilgili bir kısım kararları veren Hakimlerin açık biçimde adil yargılanma hakkını ihlal ettiği gibi ciddi ve araştırılması gereken ihlal iddiaları mevcuttur. 

Derneğimiz yıllarca benzer başvurularla ilgilendiği ve bu konuda yeterli deneyim ve hafızaya sahip olması nedeniyle; bu başvurulardan hareketle, mevzuattan kaldırılmış olan özel soruşturma ve yargılama usullerinin ruhunun halen aramızda dolaştığını düşünmektedir. Kuruluşumuzdan bu yana kişi özgürlüğü ve güvenliği hakkı ile adil yargılanma hakkına ilişkin yapmış olduğumuz onlarca açıklamada belirtmiş olduğumuz hususlara tekrar değinmek ve gündeme getirmek zorunluluğu hissediyoruz. Bugünün bir kısım mağdurlarına da bireysel ya da kurumsal olarak önceki dönemlerde ifade ettiğimiz gibi, eşit ve adil olmayan soruşturma ve yargılamalar yapılması toplumun tüm kesimleri için büyük bir tehlikedir. Eşitlik ve adalet hepimizin her an ihtiyaç duyacağı vazgeçilmez değerlerdir. 

İnsan Hakları Derneği olarak şüphesiz, devlet içerisinde farklı yapılanmaların açığa 
çıkarılmasını, anti-demokratik uygulamalara, hak ihlallerine yol açanların, evrensel 
değerleri gözetmeden hukuka aykırı işlemler yapanların adalet önüne çıkarılmasını 
istiyoruz. Fakat bu yönlü girişimlerin yeni hak ihlallerine ve evrensel değerler bağlamında mağduriyetlere yol açmasını kabul etmiyor ve buna karşı çıkıyoruz. 
Dün toplumun farklı kesimleri için, Kürtler, Solcular, Sosyalistler, muhalifler ve ezilen diğer tüm kesimler için ortaya koyduğumuz eşitlik ve adalet taleplerimizi bugün de dile getiriyoruz. Bugünün mağdurlarının kimliklerinden ve aidiyetlerinden bağımsız olarak kişi özgürlüğü ve güvenliği hakkı ile adil yargılanma haklarının korunmasını, kişi hak ve özgürlüklerine saygı gösterilmesini talep ediyoruz.

İNSAN HAKLARI DERNEĞİ

Bir cevap yazın