Bilinen tarihi itibari ile 12 Eylül askeri darbesinden bu yana göz göre göre evlerinden, köylerinden, işyerlerinden, sokaktan alınarak bir daha kendisinden haber alınamayan, alınanların ise cenazelerinin olduğu bir toprakta yaşıyoruz. Bu topraklarda yaşayan herkes gibi bir evi, ailesi, işi ve umutları olan bu insanların akıbetini soruyoruz.
Yaşayıp yaşamadıkları hakkında bir fikri olmayan, koca bir boşluğa yas tutan aileleri kadar hiç kimse bu acıları derinden yaşayamaz. Yıllardır kaybedilen bunca insana ve ailelerine yapılanlar, hiçbir akla ve vicdana sığmayan bir durumdur.
Son süreçte Ergenekon soruşturması ile beraber yapılan itiraflarla, açılan kuyularda çıkan insan iskeletleri durumu doğrulamıştır. Kaybedilenler ya asit kuyularına atılmış, ya isimsiz mezarlara gömülmüş, ya kazanlarda yakılmıştır.
Bütün bu itiraflara rağmen devlet hiçbir şey olmamış edası ile olanlara kulak tıkayıp, gözlerini kapatmıştır. Sorumlularsa elini kolunu sallaya sallaya yaşamlarını sürdürmektedirler.
Tabi ki bu duruma dur diyenler de var. Cumartesi annelerinin Galatasaray’da ki eylemleri devam ediyor ve biz onları yürekten destekliyoruz.
Sorumluların biran önce yargı önüne çıkarılması ve cezalarını çekmeleri, bu olayların tekrarlanmaması için gerekli yasal düzenlemelerin yapılması ve insanları zorla kaybetme eylemini yasaklayan, Devletin iç hukukunda bunu suç saymasını zorunlu kılan, kaybedilenlere ve ailelerine haklar getiren, yaygın/sistematik kaybetmeyi insanlığa karşı suç sayan BM Sözleşmesini imzalaması gereklidir.
Arjantin, Şili veya Avrupa’nın bazı ülkelerinde benzer olaylar olmuş ancak Askeri darbelerin sona ermesi ile ‘Temiz eller ve benzeri operasyonlarla evlerinden, işyerlerinden alınarak uçak ve helikopterlerden atılarak öldürülenlerin hesapları sorulmuş, sorumlular tespit edilerek yargılanıp cezalandırılarak demokrasiye geçilmiş ve darbeciler mahkûm edilmiştir. Ancak Türkiye’de yıllar geçmesine rağmen darbenin izleri hala sürmektedir.
Uğur MUMCU, Bahriye ÜÇOK, Musa ANTER, Vedat AYDIN vb. 17500’den fazla faili meçhul ve kayıpların faillerinin bulunarak adalet önünde hesap vermelerini istiyoruz.
Biz Malatya Demokrasi kurumları olarak bu kaybedilmelerin bitmesini ve insanların insanca Özgür, Demokratik ve Barış içinde yaşamalarını istiyoruz. Suçluların bir an önce yargılanmalarını istiyoruz. Adil bir yargılanmanın olduğu bir hukuk sistemini istiyoruz.
Ve insanlık dışı bu uygulamaları esefle kınıyoruz.
Katılımcı Kurumlar Adına
Özgür KARAKAVAK
İHD Malatya Şubesi Başkanı
| İHD | ESP | EĞİTİM-SEN | SES | DTP |