12 Mart darbecileri bugüne değin yargılanmadı.
2) 36 yıl önce, 30 Mart 1972 günü, Kızıldere’de Mahir Çayan ve 10 arkadaşı öldürüldü. Sonraki yıllarda da yargısız infaz diye nitelenen ve yaşam hakkının ihlal edileceği pek çok olay yaşandı.
3) 30 yıl önce, 16 Mart 1978 günü, İstanbul Üniversitesi öğrencilerinden 7’si, bombalarla, kurşunlarla, güvenlik güçlerinin gözleri önünde katledildiler.
Oysa 7 Mart 1978 tarihli, 1.D.2.12780 kodlu istihbarat yazısında, bu katliamın hazırlığı İstanbul Emniyetine bildirilmişti. Bu katliama engel olun(a)madı.
30 yıl geçti aradan… 30 yıl sonra Hrant Dink’e yönelik suikast istihbaratı da İstanbul Emniyeti tarafından değerlendiril(e)meyecek; Hrant Dink öldürülecekti.
Devlet yurttaşların yaşam hakkını koruma altına almada zaaf göstermekteydi.
4) 26 yıl önce, 13 Mart 1982 günü, 12 Eylül faşizminin hüküm sürdüğü günlerde, İzmir Buca cezaevinde üç sol görüşlü işçi, İ. Ethem Coşkun, Seyit Konuk ve Necati Vardar idam edildiler. İdam, yaşam hakkının ihlal edildiği planlı bir cinayetti ve sonraki yıllarda da uygulandı.
5) 20 yıl önce, 16 Mart 1988 günü, Halepçe’de çoğu Kürt, beşbinin üzerindeki insan kimyasal ve biyolojik silahlarla katledildiler.
Iraklı yetkili ve sorumlularla, kimyasal ve biyolojik silahları temin eden uluslar arası güçler ve çeşitli devletlerin görevli ve yetkilileri soruşturulmadı. Sonraki dönemlerde de başka coğrafyalarda yaşayan halklara aynı nitelikli silahlar satıldı.
İnsancıl hukukun ilkeleri o tarihten sonra da ihlal edilmeye devam edildi.
6) 16 yıl önce, 21 Mart 1992 günü, başta Cizre olmak üzere çeşitli il ve ilçelerde Newroz kutlamalarına katılan kişiler, güvenlik güçlerinin ateşine maruz kaldılar. Yetkililer ölen 92 kişinin çoğunun örgüt militanı olduğunu açıkladılar. 5 yaşında öldürülen Hatice Katar’ın, 9 yaşında öldürülen Mehdi Gürgen’in, 70 yaşında öldürülen Kamuran Bayer ve Halil Babek’in, diğer yaşam hakları ellerinden alınan siviller gibi, nasıl örgüt militanı olarak nitelendirilebildikleri anlaşılamadı.
7) 13 yıl önce, 12 Mart 1995 günü İstanbul Gazi Mahallesinde muhalif görüşten 22 insan güvenlik güçlerinin kurşunlarıyla katledildiler.
Devlet kurşunu karşısında hukukun suskunluğu gözlendi. Devlet söz konusu olunca, ‘hukuk mukuk’ dinlenmedi. Gencecik insanlar öldürüldü.
Geriye annelerin adalet isteyen feryadı kaldı.
8) 5 yıl önce, 20 Mart 2003 günü, ABD’nin Irak’ı işgal harekâtı başladı.
ABD, Irak savaşında bir milyon Iraklıyı öldürdü. İki milyondan fazla Irak’lı Irak’ı terketmek zorunda kaldı; iki milyon Irak’lı da ülke içinde zorla yerinden edildi. Irak halkı onlarca yıl sürecek bir borçlandırmaya maruz kaldı. Irak’ın bütün alt yapısı, elektrik, su, yol, baraj, kanalizasyon sistemleri tahrip edildi. Doğal kaynaklarına, petrole ABD el koydu. ABD Irak halkına ait yer altı ve yerüstü kaynaklarını gasbetmeye devam etmektedir. ABD’nin bu hukuk tanımaz tavrı karşısında devletlerarası topluluklar suskun kaldılar.
Dünya halkları savaşı önlemek için ellerinden geleni yaptılar; şimdi de işgalin sona erdirilmesini istiyorlar.
Türkiye halkı da hem yurtta barış istiyor, hem de bölgemizde ve dünyada barış!
Yaşasın halkların kardeşliği!
Yaşasın barış!
İNSAN HAKLARI DERNEĞİ